zuxxi.com//sinema|geyiks

cenko

Mastürbasyon

bu tv karşısında mastü yapma olayı yüzünden bir arkadaşım mucit bile olmuştu. adamın odasında eski model bir tv vardı, tabi uzaktan kumanda yok. bir gün evlerinde oturuyoruz, iyice dellendi, gitti eski bir oyuncağın kumandasını söktü, sonra da tv'nin ayar yapılan panelini. kumandanın bir takım kablolarını oraya buraya soktu ve dınının... artık kablolu da olsa bir kumandaya sahipti. gaza basınca kanal ileri gidiyor, fren yapınca geri. sağ yapınca ses artıyor, sol yapınca azalıyor. adam gözümün önünde kumanda icat etti yaw.

Umumi Tuvaletler

pisuarda işerken hep kıllanırım "acaba yandaki herif benim şeyi mi gözetliyor" diye. bi yandan adamı kollarken, bi taraftan da önümü elimle kapatmaya çalışırım.

Shell Rotella 20-50

2-3 yıl önce ehliyet aldım. ama tecrübesizim. şehir trafiğinde araba kullanamıyorum. bi kaç özel ders alayım dedim. arkadaş birini önerdi. gittim. kelli felli esmer biri. ben bu adamı bi yerden tanıyorum dedim. ama çıkaramadım. neyse adamın arabasıyla dolaşmaya başladık. bi ara gözüm adama takılı kalmış. eleman farketti. "sen beni tanıyor musun" dedi. "daha önce gördüm sizi galiba" dedim. "görmüşsündür" dedi. "hani bi shell rotella reklamı vardı. orada oynuyordum ben. zamanında türkiyenin en iyi kaptan şöförü seçilmiştim. bi kaç reklamda oynattılar beni." ben aynen dumur. adamdan aldığım bir kaç ders boyunca hep "shell rotella 20-50" diye tempo tutarak araba kullandım. ama içimden tabi.

Miami Vice

- abi ne saçma ya. adam teknesinde timsah besliyo. - olur mu da! adamlar timsahı evcil hayvan gibi görüyo. kanalizasyonlarında bile timsah yaşıyor da kimsenin gıkı çıkmıyo. - vay be! - yaa. miami böylesi bi yer işte olum. ne sandın. adamlar aşmış.

Joystick (Coistik)

küçükken bol bol kullandığımız bu aletin isminin joy ve stick diye ayrı ayrı anlamlandırıldığında ne kadar faullü olduğunu ortaokul yıllarında öğrendik. bu salak espriyi yerli yersiz bol bol kullandık.

Şoför Yalakaları

yağmurlu havalarda şöför bu adamlara camı sildirir.

Berber

saç kesme işi bitince berber arkanızdan bir ayna tutup "nasıl? iyi olmuş mu?" diye sorar. bu saatten sonra beğensem nolur beğenmesem nolur? beğenmeyecek olsam kestiğin saçları alıp yapıştıracan mı kafama?

Zamanda Yolculuk

bu adamın her bölümde yerine geçtiği kişinin görevini yerine getirmek gibi bir misyonu vardı. bulunduğu zamandan kurtulması için bu görev tamamlanmalıydı. her bölümde başkalarının hayatlarını kurtarır, kadınları kendine aşık eder, evlilikleri kurtarır, eski dostları bir araya getirirdi. ama bir günden bir güne başkalarının namusuna yan gözle bakmadı. helal olsun. ayrıca "ben burada mutluyum. bu görevi de yapmıyayım. ölene kadar bu zamanda kalayım." dediği de görülmedi.

Kronometre Durdurmaca

ben kronometreyi başlatır, ertesi gün 23:59 küsurda durdurup 00:00:00:01 yapmaya kasardım. bir iki kere başarılı oldum. ama bu başarı sana ne kazandırdı diye sorarsanız işte orası meçhul.

Otel

bir otelde televizyon kumandasının yatağın başucuna zincirlenmiş olduğunu gördüm. helal olsun dedim.

Halay Çekme

sünnet düğünüydü, evlenme düğünüydü, çeşitli düğünlerin vazgeçilmez eğlencesidir halay. bi düğüne gidip de halay çekmeden kenarda oturan tipler Türk halkı tarafından "zavallı" olarak görülür. halayın çeşitli tipleri vardır: spiral halayda bütün insanlar kol kola girerler ama sahnenin yarıçapı yeterli gelmeyince halayı oluşturan halka zamanla spiral halinde içe doğru kıvrılarak genişler. bu soruna yönelik olarak geliştirilen çözüm ise iç içe halkalar halinde halay çekmektir. böylece minumum alanda maksimum insan halay çekebilir. eğer düğün sahipleri yeterince zenginse büyük bir salon tutarlar. birbirini tanımayan insanlar da 5erli 10arlı halay grupları oluşturup ayrı ayrı halay çekerler. zaman zaman çarpışabilirler. olağan bir durumdur.

Zuxxi'ye Yazı Yazma

şuraya yazdığım ve yayımlanmayan yazılarımı bir kitapta toplasam şimdiye köşe olmuştum. yazık oldu onca emeğe vesselam.
  • Tango - Tango

    türk filmi gibin

    yaw salaklığın dik alasi. filmin sonunda öyle bi sahne var ki 100 yillik türk film endüstrisi bile boyle bi hilkat garibesi yaratamadı daha. arkadasla koptuk valla. neyse sahnenin özünü söylemiyim de tadı kaçmasın. (hangi tat lan. film iğrençti resmen)
    Puan: 1
  • Geçmişin Gölgesinde - American History X

    sapık bi film

    kaldırımda kafa kırma ve duşta sex fantezisi filmin en sevdiğim sahneleriydi. bi de derekin kız arkadaşi çok iyiydi. o kız için nazi olmayi düsünebilirim. neyse film genel olarak iyiydi. bu filmi izledikten sonra bi kez daha o salak italyana oscar verenlere küfrettim. (yok nazi oluğumdan deel) edward amca harbici oynamış yani. filmin sonu kötüydü ama olsun.
    Puan: 7
  • Aşk Mektubu - Message in a Bottle

    askin gözü kör olsun

    valla hatun gösel, kevini da severim diyosaniz gidin. kevin costner bodyguard filminden sonra tutturduğu seriye yeni bi film eklemiş diyebiliriz. yaw kadın olsam kevina aşık olurdum ama bu adam aşk filmi yapmayı bile becemiyo artık. bence kız arkadaşınız varsa gidin yoksa iplemeyin. gidin kendinize bi McChicken alın yiyin
    Puan: 5
  • Hayat Güzeldir - La Vita è bella

    iyi iyi

    edward norton ve ton hanks yerine bu adama oscar verenleri bi kez daha lanetliyorum ve film hakkındaki yorumumu da koyuyorum: iyi. dosluk, sevgi, kardeşlik, aile, çoluk çocuk üzerine yapılmış izlenesi bi film.
    Puan: 7
  • Uzay Yolu: İsyan - Star Trek Insurrection

    Star Trek ruhu öldü, başımız sağolsun

    Star trek bi star wars değil. bu beklentiyle filme gidenler ilk önce bunu bilsin. bunun yanısıra eski star treklerin verdiği haz da bu yeni bölümlerde kalmamış. zamanla kaptan pickard ve askerlerine alışırız diyodum ama bu adamlardan bize hayır yok. bence gidip lucastan rica etsinler yeni star wars ta kullandığı tekniklerle bu kirk'ü, spock'ı diğer bilumum vatandaşları otnataraktan yeni bi bölüm ceksin. o zaman daha güzel olabilir. ya da bu filmlere artık star trek felan demesinler. biz de ne olduğumuzu bilelim ona göre hayatımıza yön verelim
    Puan: 5
  • Yaşamın Renkleri - Pleasantville

    ah be jennifer ne yaptın be güzelim

    işte bu dünyanın başına ne geliyosa bu kız milleti yüzünden geliyo. bu bir kez daha anlasilmiş oldu. sen 90lı yılların kaltak liselisi (bunu ben demedim filmde kız kendi diyo) git orda 50li yılların melun masum saf insanlarına olmayacak şeyler öğret. ondan sonra adamların dengesi bozuluyo tabi. Yılların Pleasantville'i oluyo mu sana inPleasantville... herneyse daha acid house'u göremedim ama şu an sinemalardaki en sağlam film bu bence. truman show dan çok daha derin bi film... bu tarz pek cok film gibi cözüm sunmuyo ama yaptığı eleştiriler gayet sağlam. gidin görün derim başka da bi yorum yapmam. bu arada alkazarda 12haziranda 18.30 seansında yanımda oturan ve filmde görüdüğü yazıları yüksek sesle tüm sinemaya okuyarak bizi neşelendiren, arkamda oturup da güneydoğu aksanıyla yaptığı entellektüel yorumlarıyla beni öldüren ve bu kişileri susturmaya çalışan diğer izleyicilere teşşekkürü bir borç bilirim. valla bi ara filmemi güleyim size mi güleyim şaşırdım kaldım. beni çok güldürdünüz allah da sizi güldürsün.
    Puan: 9
  • Mumya - The Mummy

    dummur

    cayzmi arkadasima aynen katiliyorum. ben de reklamını ilk defa izlediğimde ayni yorumu yaptim. ne yani şimdi cem uzan türk futbolunu kurtarmayi bıraktı bi de amerikan sinemasına mı el atti? star gastesi kalkmış amerikaya gitmiş. universal pikçırsa türkiyede mumya diye bi filmin eksikliği hissediliyo, bize hemen boyle bi film yapın demiş. bence senaryonun dandikliği bu aceleye getirme olayından kaynaklanıyo. o yüzden amerigalıları bu nedenle suçlamayalım. salak starcıların aceleye getirmesinden dolayı senaryo shitten olmuş. neyse ben burda star wars filmine değinmek istiyorum. o filmde de aynen bunda olduğu gibi araklama olayı çok olmuş. lucas amcam sanırım son zamanda cok fazla FIFA ve NBA oynamış olacak bazı sahnelerde geçen replikler araklama. olaya burda yeri gelmişken değineyim dedim. daha sonra ayrıntılara girecem. sen nerden izledin filmi derseniz, new yorka gittiydim geçen hafta orda izledim demiycem. beşiktaştan korsan cd sini aldım. çekim fena değil ama bazı yerlerde konuşmalar anlaşılmıyodu. star wars fanatiği değilseniz izlemeyin çünkü bayarsınız. özellikle ilk 1 saati çok bayık olmuş. (verdiğim puan star warsa, mumyaya değil
    Puan: 6
  • Seks Oyunları - Cruel Intentions

    mmmmm

    valla sound trackte cok saglam adamlar var. bi inceleyin derim. film belki hayal kırıklıgına düsürebilir ama isim iç gıcıklayıcı değil mi ama
    Puan: 6
  • Fakülte - The Faculty

    öyle bişi işte

    bu sayfada da cayzimin altına düştüm iyi mi... neyse, filmi evde gece saat 2de tek başıma izledim. (korsan cd olayini icad edenden allah razı olsun) valla zerre korkmadım. tırsmadın bile. yerimden de zıplamadım. normalde mesela hiç de başarılı bulmadığım scream2 yi aynı şekilde izlerken odamın kapısını kilitlemiştim biri gelip de bana arkadan çift dalmasın diye. bu filmde bi numara yok. ama zeke faideli bi insan. bence ondan ders almak lazım. topluma zararlı görünen her insan kötü değildir. ayrıca o mavi gözlü çocuğu kahraman olmasına rağmen hiç sevmedim. ama sarışını ayrı bi yere koyarım her ne kadar sonradan canavar olduğu anlaşıldıysa da... müzikler sağlam onu da bi kalemde belirteyim. sonuç olarak 6 puanı hakeden bi film olmuş. allah devletimize zeval vermesin, tanrı hepimizi korusun, vesaire vesaire....
    Puan: 6
  • Asit Evi - The Acid House

    1-2-3

    1. hikaye gayet iyiydi. her ne kadar sinek davası biraz abartılı anlatılmış olsa da. 2. hikaye de fena değildi ama orda da herifin ezikliği abartılmıştı. 3. hikayede ise ruh değişimi sahneleri gereksiz uzunlukta ve sinir bozucuydu. toplamda film güzel olabilecekken gereksiz abartmalar ve uzatmalar sonucu kötüleşmiş. bence amerikalıların elinde olsa bu senaryodan çok sağlam bi film çıkardı. avrupa ile abd farkı da bu işte. avrupa da film yapıyo ama olaya seyirlik, eğlencelik unsurları katmayı beceremiyo. bu arada haziran sıcağında ve inanılmaz nemli bir gunde klimasız bi ortamda bana filmi izlettirdikleri için BEYOGLU SİNEMASI ve çalışanlarını öper allah sizi bildiği gibi yapsın derim
    Puan: 5
  • Titanic - Titanic

    Taytanik

    valla ben sinemada bu filmi 20 ay oynamasına rağmen yakalayamdım. o yüzden cd de izledim. baya bayık bi filmdi. zaten bu sayfaya girip de bu filmi izlememiş bi insan yoktur. herkes kendi kafasından notunu vermiştir. benim notum da 3. neden 3? çünkü 4 olamayacak kadar kötü de ondan 3. kusulacak bi film olmadığı için de 2 vermedim. yani bu kadar paraya bu kadar kötü bi şaheser anca çıkardı. baya kasmış adamlar. içim bayıldı valla izlerkene şu salak gemi bi batsa da yatsam uyusam dedim. ertesi gün de önemli bi sınavım vardı fazla konsantre olamadım. neyse işte bu sayfayı boş buldum. ilk yazan olmak için bişiler salladım. hadi eyvallah...
    Puan: 3
  • Anlat Bakalım - Analyze This

    iyi iyi

    valla filmden çıkınca arkadaşla yaptigimiz ilk iş bu filmin cd sini almaya gitmek oldu. (sonra ingilizcesini anlamayız diye vazgeçtik.) yani o kadar iyi bi film. eğlencelik işte. çok da derinine inmeyin. sonuçta ev alırken bile bu işin bu kadar derinine inmeyen bir milletiz. bi film için neden bu kadar eleştiri yaptınız anlamadım.
    Puan: 8
  • Matrix - The Matrix

    what is real? how do you define real?

    cd de aldım. 10 kere izledim doyamadım bi de sinemada gittim. görsel efektler konusunda star wars ve terminatör2 den sonra 3. büyük devrimi gerçekleştiren bir başyapıt. devam filmlerinin çekilecek olduğu triolojinin ilk filmi. diğerlerini anlayabilmek için bunu da izleyin. sonra karin ağrısı, kabızlık ve bu gibi şikayetleriniz olmasın.
    Puan: 10
  • Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike - Star Wars Episode I - The Phantom Menace

    ne bu yaa

    valla ben filmi cd de izledim. belki de ondandir. hiç sarmadi. bu film neden bu kadar abartılıyor anlayamadım gitti. HBB de veya kanal6da verilen 2. sınıf bili kurgu filmlerine benziyo. aptal bi komedyen, sübyan kraliçe, ondan daha sübyan bi çocuk daha ve de karizmatik olmaya çalışan 1-2 karakter daha. Film bundan ibaret. başka bişi yok. şimdiye kadar izlediğim en kötü bilim kurgu filmlerinden biri diyebilirim.
    Puan: 3
  • Gözü Tamamen Kapalı - Eyes Wide Shut

    sıradışılığın güzelliği

    İlk olarak şunu söyliyeyim bu filmi beğenmeyen insanlar, eminim ki "titanic hayatımın filmi" diyen, eddie murphy'yi dünyanın en komik adamı zanneden, bu filme de sırf nicole kidman'ın çıplak vücudunu merak edip giden insanlardır. ne yazık ki boyle insanlar da bu film hakkında yorum yapabiliyorlar ve filmi her yerde kötüleyerek toplum içinde genel olarak film hakkında olumsuz bir imaj yaratıyorlar. madem filmi anlamadınız, bari ileri geri konuşup da filmi anlayanları çileden çıkarmayın. filmi anlamayanları da kültürsüzlükle, aptallıkla itham edecek değilim ama şu da bir gerçek ki bu film her haliyle üzerinde bir emek sarfedildiğini ve sıradışı olduğunu hissettiriyor. sonuçta en azından bunca insanın emeğine saygılı olmak açısından gerine gerine "filmin ilk yarısında çıktım", "bu kadar da anlamsız bi film de olmaz ki" diye konuşmayın. Açıkçası anlaşılması çok kolay, hemen angılanabilecek, kolay takip edilebilen bir film değil. bu açıdan bir çok insanın filmin havasına giremediği için kötü izlenimlere kapılması normal. "yahu tom la nicole bi film yapmış. gidip izleyek" diye cümbür cemaat gidilecek bi film değil. aslında bunun suçlusu amerikan yapımcılarının sürekli empoze ettikleri "titanic", "staw wars" tarzı basit konulu, kolay anlaşılır, bol efektli filmlere alışmış olmamız. bu tür dumura uğratıcı filmler gördüğümüzde de anlamadan etmeden "ne kötü film" diye direk damgayı yapıştırıyoruz. son zamanda izlediğim klasik amerikan tarzının az da olsa dışına çıkmaya çalışmış olan filmlere bir bakıyorum da hepsi de kıyıda köşede kalmış 1-2 sinemada, 1-2 hafta oynayıp gitmiş filmler. çünkü kimse bu tür filmleri izlemeye alışmamış. bizim istediğimiz türk filmiyse duygusal olsun, yabancıysa efektleri güzel olsun. sinema gibi tüm sanat dallarının en kapsamlısını bu kadar basite indirgemiş durumdayız. senaryo, yönetmen, müzik, kurgu... bunlar sanki hiç önemli değil. Galapagos un çok ayrıntılı bir şekilde anlattığı gibi (hatta biraz abrttığı gibi :) film gerçekten her ayrıntısıyla kendini beğendiren, merak uyandıran, düşündüren bir yapıya sahip. filmi izlerken kendimi o kadar kaptımışımki yanımdaki arkadaşım bana dönüp "neye gülüyorsun" diye sordu. filmden çıkınca da bunu düşündüm. neden durduk yere gülümsemiştim? çünkü filmin insanı düşünmeye, sorgulamaya iten yönü bana müthiş zevk vermişti. filmi genel olarak düşündüğünüzde aslında çok da derin, kapsamlı, hayatınızı değiştirecek mesajlar vermediğini görüyorsunuz ama insanın üzerinde tam anlamıyla uyarıcı etkisi yapıyor. basit mesajlar vermeyip de, düşünmeye itmesi filmi güzel kılan nokta. sürekli değişik ayrıntıları yakalamanın, film içindeki oyunları keşfetmenin güzelliği insanı çok değişik konularda da ilgili ilgisiz düşünmeye itiyor. olay sadece "kim, kiminle, nerede, ne yaptı?" oyunu değil. bu derinliğin yakalandığı noktada anlam kazanan bir film.
    Puan: 9
  • Amerikan Pastası - American Pie

    ortalama

    ilk yarı iyi de ikinci yarı baydım resmen. filmin sonuna kadar aynı tempoyu götürememişler. kızlarla yatma olayını ikinci yarıda fazlasıyla uzattığı için çok iyi bir film diyemiycem. eh işte. vaktiniz bolsa gidin görün.
    Puan: 6
  • Dövüş Kulübü - Fight Club

    Dövüş değil, felsefe

    Bu filmi de ne yazık ki anlayamayan bi takım arkadailar yerden yere vurmuş. Dövüş filmiymiş de, şiddete çağrıymış da. Yahu bi filmi de ismine, etiketine bakmadan anlayarak izlemete çalışın. Bi toplum bu kadar mı moron olabilir. Adamlar orada günümüz toplum düzenini eleştiriyor, insanların sömürülmesi, herşeyin bir kalıba sokulması, kişiliklerimzin ezilmesi konuları irdeleniyor. Bizim lavuklar kalkıp lehte veya aleyhte "kavga dövüş filmi" diyor. Bakın Matrix nasıl bir bilimkurgu filmiyse bu da bir dövüş filmi olabilir. Ama aynı şekilde ikisi de belli bir derinliği içinde barındırmakta. Film izlerken biraz da buna dikkat edin. Her film Star Wars veya Leathel Weapon gibi eğlencelik değildir. Üzerlerinde dövüş, action, bilim-kurgu gibi kılıflar olabilir ama bu kılıflarından ayrı olarak irdelemek istediği konuyu yakalayabilmek önemlidir. Tabii ki bu kılıf da önemli. Çok güzel bir konu çok aptal bir filmle heba edilebilir. Çok defa da bu yapılmıştır. Ama filmin konusunu sırf kılıfına göre de değerlendirmek çok yanlıştır. Yurdum insanı ne zaman bir filmi doğru dürüst izlemeyi öğrenecek, o zaman biz de muhasır medeniyet seviyesine ulaşmış olacağız. OKUYUN ve DÜŞÜNÜN. KOYUN OLMAYIN!!!
    Puan: 8
  • 13. Savaşçı - The 13th Warrior

    Warcraft gibiydi...

    Senaryoyu yazan adam batırmış bence. Yönetmen de onu desteklemiş. Sanki hemen bitirelim de bitsin diye çekmişler filmi. Konu falan iyi aslında. Giriş kısmı biraz daha uzun tutulup olaylar daha açık verilse daha iyi olurmuş. Filmi izlerken bir ara warcrafti izler gibi hissettim kendimi. Onun da filmini çekseler çok iyi olur yaw. Dövüş klubü gibi bi film dururken buna vakit harcamayın. Zamanınız bolsa gidin.
    Puan: 6
  • Duruşma - Duruşma

    bu ne ciddiyet abe insafsızlar

    yahu altı üstü bi komedi filmi. fellini veya kubrick filmi değil ki. ne bu kadar eleştirdiniz canım filmi anlamadım. tv dizisi gibi olmuşsa da olmuş. zaten sen bizimkiler dizisini beğenmiyosan bu filme niye gidiyosun. yerden yere vurulacak kadar kötü bir yan bulamıyorum. ayrıca salkım hanımın taneleri filminden sonra zafer algözle güven kıraç yine çok iyi bir ikili oluşturmuşlar. bence ikisi de çok iyi oynuyorlar. meltem cumbul ve bizimkilerden tanıdığımız kadronun geri kalanı da her zamanki gibi iyi. şaşkın dedektif gibi 50 kere çevrilmiş saçma amerikan komedilerine para vereceğinize en azından iyi oyuncuların olduğu bi türk filmi izleyin derim. bence gidilesi görülesi.
    Puan: 8
  • Salkım Hanım'ın Taneleri - Salkım Hanım'ın Taneleri

    iyi iyi

    konu olarak bi kere çok ilgi çekici çünkü türkiyede daha önce kimsenin irdelemediği bir konu. türkiyede bugune kadar azınlıklarla ilgili bir film heralde yapılmamıştır. hele varlık vergisi gibi bir konuda bu filmin yapılması çok ilginç olmuş. yanlız filmin bazı yerleri bana da saçma geldi. nimetin manyak kültürlü olması ve zafer algöz gibi bi keresteyle evlenmesi ilginç tabi. bi ara sanki geceyarısı expresini izliyomuş hissine kapıldım. askerin despotluğu tamam da bu kadar da olaylar abartılmaz ki. nerdeyse müslüman değil diye herkesi askerler katledecekti filmde. tren yolu yapımı sahneleri bana 19. yüzyıl amerikasında zencilere işkence eden beyazları hatırlattı. hülyacım da oyunculuk namına çok bişi vermemiş açıkçası. hele uğur polat bu filmle altın portakalı nası aldı anlamadım. butun film boyunca ezildi buzuldu. bi kerede kafanı kaldır be adam. bi karakter bu kadar da mı ezik olur! ama hulya avşar ve uğur polat dışında diğer oyuncular çok iyiydi. zafer algözle zuhal olcay karakterleri çok iyi canlandırmışlar. bu nedenle oyunculuk açısından genelde çok iyi bir film diyebilirim. ama sonu çok melankolik oldu. ayrıca kitaba göre bazı yerler saptırılmış. bu da bir dipnot.
    Puan: 8
  • Lanetli Tepe - House on Haunted Hill

    sweet dreams

    son derece sıradan bir film. yeni hiç bir şey yok. sadece bir kaç sahnede geçen sweet dreams şarkısı muhteşem. sinemada hayvan gibi müzik sistemi ile o şarkıyı dinlemek adamı baya gaza getiriyor ama film ne yazık ki hava civa. bi de su Ali Larter denen hatuna hasta oldum. gerçekten çok tatlı. birazcık soyunsa etse 9 puan verirdim ama yapmamış. kaybetti...
    Puan: 6
  • Kahpe Bizans - Kahpe Bizans

    hoş tabi

    gayet güzel de bir filmdi. güzel güzel güldük. demetin göğüsleri çıplak olaraktan görülebiliyodu. mehmet ali ve cem davran abartmadan çok güzel oynamışlar. helal olsun derim bi daha
    Puan: 9
  • Altıncı His - The Sixth Sense

    hayal kırıklığı

    bence hiç de abartıldığı kadar g zel bir film değil. bir kere temposu çok yavaş. filmin özellikle ilk yarısında sıkıntıdan sıkıntıya koşturdum. neydi o ya... koca filmin ilk 45dakikasının özeti son cümledeydi zaten: "i see death people". iyi, onu biz zaten filme gitmeden önce de biliyoduk. hiç orda 45 dakika boyunca kastırmanıza gerek yoktu yani. direk 2. yarıdan girebilirdik filme. 2. yarı da gerçi çok iyi değildi ama bişeye benzemiş en azından. fenalıklar içinde geçen bir 90 dakika sonrasında o çok abartılan ve çok sürprizli denilen sona ulaşılıyor. ama hiç de oyle orijinal bir son değil. ayrıca kendi içinde çelişkiler içerdiğini de düşünüyorum. filmin tamamı aslında ne olduğuna karar verememiş bir vaziyette. gerilim mi, korku mu, psikolojik mi, dram mı belli değil. yani illa biri olsun demiyorum ama bu durum filmde kopukluk yaratıyor. tek bir konu ve 3 kişiden oluşan bir film olmasına rağmen filmde kopukluklar olması da tabi ki senaryonun zayıflığını ortaya koyuyor. bir tek sondaki sürpriz için gidecekseniz değmez yani. hiç tutmadım. yukarıda bol keseden not dağıtan arkadaşlar kusura kalmasın.
    Puan: 4
  • Dünya Yetmez - The World Is Not Enough

    aynı terane

    izlediğim son 3 bond filmi de aynı. pierce brosnan a rağmen bu kadar kötü bond filmleri çeken yapımcıları takdir ediyorum (!)
    Puan: 5
  • Güle Güle - Güle Güle

    olmamış

    bir kere zeki alasya çok abrtılı bir oyun oynamış. oyunculuğunu hiç beğenmedim. bir çok sahnede ısrarla seyirciye "ağlayın ulan" deniyor. bu kadarına hiç gerek yoktu. tamam, arkadaşlık dostluk falan ama bunları vurgulamak için illa sulugöz sahneler mi çekmek gerekiyodu? bunlar olmadan da bu mesajlar verilemez miydi? ayrıca filmin özellikle ilk yarısı çok kopuk. ilk yarıda konuyu bir turlu toparlayamamışlar. bi bakıyorsunuz kahvede tv dizilerini anımsatan muhabbetler, sonra hiç olmadık bi duygusal sahne, ondan sonra bi espri patlıyo. bu kadar iyi oyuncularla bu kadar kötü bir film olabilir diyorum. allah beterinden saklasın.
    Puan: 6
  • Amerikan Güzeli - American Beauty

    Son dönemin film konuları bir birine benzemeye mi başladı ne!

    Tek başına ele alındığında gerçekten çok hoş bir film. güzel bir günlük hayat parodisi. ama son dönemde gittikçe filmler benzemeye başladı gibime geliyor. Truman Show, Pleseantville, Fight Club, Matrix sürekli olarak günlük hayatın rutininden kurtulup hayatı sorgulamaya yönelik temaları işliyorlar. bu filmde artık oyle bir noktaya geldi ki olay kevin spacey'in işten atılması ile edward norton'unki arasında ne fark vardı? bunun kopya olduğunu düşünmüyorum çünkü Fight club da American beauty de bir birine yakın tarihli filmler. etkilenme olması pek mümkün değil gibi gözüküyor ama neden orijinallikten uzaklaşılıyor? Truman show u izledikten sonra Ed TV de aynı izlenimi vermişti. Güzel ama orijinal değil. yoksa ben de mi bir hata var? bu kadar ödüle aday olan bir film için tek negatif düşünen insan ben miyim? Dediğim gibi güzel ama orijinal değil. Kırdığım 2 puan da bunun için zaten...
    Puan: 8
  • Arka Pencere - Rear Window

    tam bir klasik

    bir filmin nasıl olması gerektiği bu filmde tam anlamıyla ortaya konmuş. muhteşem bir senaryo, muhteşem bir kadro ve gerçekten seyre değer bir film... tabi ki grace kelly faktörünü unutmamak lazım. sırf onun için bile izlenebilir.
    Puan: 9
  • Yetenekli Bay Ripley - Talented Mr. Ripley

    neydi o ya

    valla filmden pek bişi anladığımı söyleyemem. hiç bi amacı olmayan kuru kuruya bi film. eğlencelik işte. orda burda ölen bi takım insanlar silsilesi. ama italyan dedektif harikaydı. peter sellers gibindi yani. manyak komik bi adam ya
    Puan: 6
  • Yeşil Yol - The Green Mile

    tom hanks farkıyla....

    tom hanks in olduğu bir filmin kötü olması tabii ki mümkün değil. bu da oyle. konunun orijinalliği, tom hanks dışındaki diğer oyuncuların da en az onun kadar tanınmış ve yetenkli oyuncular oluşu filmi mükemmelleştiren diğer unsurlar. komedi, drama, macera, sürpriz gibi bir öyküyü güzelleştiren tüm unsurlar burada mevcut. bence oscar alacak kadar iyi değil ama yılın en iyi 5 filminden biri olduğunu düşünüyorum. yalnız takıldığım bir nokta var. filmde zenciye bir film izletildi. bildiğim kadarıyla 1935li yıllarda sesli film çekilmiyordu. çekiliyorsa bile bir hapisaneye düşecek kadar yaygın değildi en azından. peki o hapisanede o adama sesli filmi nasıl izlettiler? ayrıca o film deki aktör de bildiğim kadarıyla 1950li yılların adamı. zencinin öngörüsü burada da mı ön plana çıkıyor yoksa? o yıllarda daha çekilmemiş bir filmi adama izlettiler. bu ayrıntının gözden kaçması filmi gözümde bir derece düşürdü. cenko@rocketmail.com
    Puan: 8
  • Yaşam Treni - Train de vie

    iyi etmişler

    eğlencelik bir film işte. o kadar da abartmayin yaw. trajikomik olaylar çok iyi işlenmiş. hele bizim müslümanların dinciliğini anımsatan bazı sahneler vardı ki o esprileri sanki bizim için yapmışlar sandım. demek sadece bizde olmuyomuş bu tipler. her yerde varmış. "hem komünist hem de yahudi" lafına öldüm
    Puan: 7
  • Çığlık 3 - Scream 3

    seyirlik işte

    bence serinin ilk filmi diğerlerine 10 basar. 2. filmi zaten hiç sevmedim. bu film daha iyi olmasına rağmen 1. kadar iyi değil bence. hele sid in o buğulu bakışları 3. filmde artık bana fenalıklar verdi. bu türden hoşlanmayanlara bence pek fazla bir şey ifade edecek bir film değil. hastasıyım derseniz gidin.
    Puan: 7
  • Erkekler Ağlamaz - Boys Don't Cry

    kotuydu yaw

    oynuculuk, yönetmenlik tamam da herşey bi yere kadar. filmin konusu gerçekten çok sıkıcı. karakterler oturana kadar film bitiyo zaten. hele filmin 2. yarısı nedendir bilmem fenalıklar geçirdim. gerçi bu gerçek bir hikayeymiş ama ne bilim daha ilginç unsurlar eklenebilirdi filme. ben çok baydım. siz de bayarsanız karışmam
    Puan: 6
  • Fasulye - Fasulye

    ne abarttiniz ya

    hiç de oyle abartılacak bi film değildi bence. gazetelere falan baksanız mübarek hayatımızın filmi olacak illaki. bi de şu türk our güzel olur geyiği yok mu onun da ayrı hastasıyım. genç yetenek falan denilen tipler bence tam anlamıyla bir fiyasko. hele o palyaço dedikleri 2 tip oyunculuktan zerre kadar anlamıyor. şu kadrodan bülent kayabaş ve burak sergeni çıkarın bakalım, geriye doğru düzgün oyuncu kalıyo mu. bazı yerlerde çok zorlama espriler var. onlar da beni deli etti. filmin 450bin $ a yapılmış olması da niye hayret konusu ediliyor. dünya çapında o bütçeyle çekilmiş ve başyapıt olmuş yüzlerce film var. ayrıca türkiye şartlarında hiç de az bi para değil. 300milyar be. valla bundan çok daha iyileri geldi geçti. ne abartıldı anlamıyorum. her şeye rağmen eğlenceli bir film ama o kadar. 2 hafta sonra unutursunuz gider.
    Puan: 6
  • Gladyatör - Gladiator

    STRENGHT AND HONOUR, MY MAJESTY

    Bir kere şu filme saçma diyen arkadaşları şiddetle kınarım. adamlar filmi tarihi irdelemek için yapmamış ki! "Roma" sahnesi üzerine geçirilmiş bir fantazi bu film. o nedenle "filim uydurma bir olaya dayansada son derece akici, cok guzel" diyen arkadaşa selamlarımı sunarım. konusu uydurma olan her film kötü mü oluyor? o zaman ne bilim Star Wars da dünyanın en kötü filmi! aynı şekilde "koca Roma imparatoru bi gladyatörle döğüşüyor" diyen... adam istemiş döğüşüyor. kim karışır ki imparatora? adı üstünde imparator. (bu arada bizim imparator da sattı takımı gitti italya ya. demek hiç bir imparatora güven olmazmış) "romali askerlerin ustundeki manyak kat kat zirhlari 19. yuzyil teknolojisiyle bile yapamazsiniz" lafı da beni öldürdü. senin 19.yy teknolojisiyle yapılamaz dediğin bir çok şeyi değil roma, yunanlılar MÖ1000li yıllarda yapıyordu. insaf artık. Türkiye de hiç mi antik kent gezmediniz. koca Ayasofya 1500 yıldır nasıl ayakta duruyor sanıyorsunuz? bizim 20.yy da kullanmaya başladığımız ısıtma sistemlerini adamlar tüm roma şehirlerine kurmuştu. bizansın 1500 yıl önce kurduğu su sistemi 20.yy başına kadar istanbul su şebekesinin belkemiğiydi. o zırhı, kılıcı yapmak da bu koca binaları binlerce yıldır ayakta tutmayı beceren teknoloji için çok zor olmasa gerek. kaldı ki metal işleme teknolojisi de romadan çok önceleri zaten varolan bir şey. roma nın yaptığı üstün ekonomik gücünü kullanarak bunu askeri alanda üstünlüğe dönüştürmeyi başarması. "Commodus babasını kendi elleriyle öldürüyor, bu genelde hristiyan kökenli yapımlarda pek görülmez". iyi de roma MÖ 180 de hristiyan değil ki! adı üstünde MÖ! daha isa doğmamışken nasıl hristiyan olup "babamı öldürmiyeyim" diye düşünebilir bir insan. ayrıca taht kavgalarının daniskası hristiyan aleminde yaşanmıştır. bizim osmanlı ya rahmet okutacak saray entrikaları ingiliz, fransız saraylarında yaşanmıştır. bugün bile "bizans entrikası" diye bir deyim var dilimizde. savaş sahnelerinde de braveheart'tan esinlenme diye bir şey söz konusu değil. öyle olsa aynı teknikle aynı güzel etkiyi yaratırlardı. buna da "kopya" denirdi o zaman. her savaş filmini braveheart la karşılaştırmanın bir alemi yok. burada farklı bir teknik var. başarılı mı değil mi o ayrı konu ama bu film braveheart değil. dikkat edilirse braveheart ve saving private ryan da savaş sahneleri çok kanlı. ama braveheart da vahşi bir estetik var. saving private ryan da ise gerçekçilik. burada ise vahşeti fazla ön plana çıkarmadan estetik yaratma kaygısı var. zaten yönetmenin amacı da kanı ön plana çıkarmamak. ama estetik konusunda savaş sahnelerinde başarılı olmamış bence. ancak dövüş sahneleri muhteşem. film bence muhteşem olmuş. özellikle roma, yunan dönemlerine ilgisi olanlar için kaçırılmaması gereken bir film. efektler çok başarılı olmayabilir. konu da belki çok akıcı değil ancak kendi türü için başarılı olduğu kesin. o nedenle filmi iyi bulanlar kadar kötü bulanlar da olacaktır. yine de bu filme 9 puanı gönül rahatlığıyla verebilirim. ....................STRENGHT AND HONOUR....................
    Puan: 9
  • Yaşamın Kıyısında - Bringing Out the Dead

    olmamış valla

    filmi izlemdiyseniz 2 küçük ayrıntıya dikkat edin. 1- ilk günün sonunda Goodman, cage i evine bıraktığında tam ambulastan inerken arka tarafta yolun ortasında bir otobüs gözüküyor. bu arada bir taksi geliyor ve daracık bir yerden otobüsü geçiyor. demek ki dünyanın her yerinde bu taksiciler aynı. be adam 2 saniye bekle işte. yok illa geçecem önümdekini. kimbilir belki de şöförü Türktür. 2- filmin sonlarına doğru manyak şöförü ambulası parçalarken görüyorsunuz. o sırada arkadaki dükkanların tabelalarına bakın. bir tanesinde beyaz üstüne mavi harflerle DELİ yazılmış. tam da bu sahneye nasıl uydurmuşlar. hem ingilizcede deli diye birşey yok ki? kesin bu filmde bir Türkün parmağı var! bu filmin ne menem bişi olduğunu anlamak gerçekten zor. ilk yarıda iyi vakit geçiriyorsunuz ama filmin sonuna nicholas cage kafayı yedikçe ben de oturduğum yerde fenalıklar geçirdim. filmde çok ilgi çekici karakterler de yok değil. sürekli yüce isa, tanrı deyip fahişe peşinde koşturan zenci şöför, "bana gözlüğümü çıkartırmayın" diyen hastane görevlisi zenci, sürekli gelen hastaları azarlayıp geri yollayan kadın doktor hepsi de çok iyiydi. sorun bence bir bütünlük yaratılamamış olması. malzeme iyi ama bir şeyler eksik. Alkazar sinemasının Asya salonunda bu filme gitmeyi düşünenler varsa onlara aman derim! o salonu yapan arkadaşı ve özellikle en son sırayı 3 kuruş fazla para kazanmak için oraya koyan arkadaşı çok seviyorum! bilmem anlatabildim mi? koltuk arası standartlarına large,medium ve small dan sonra bir de XXsmall kavramını eklemiş. yani oraya değil 1.60, 1.40 boyundaki adamı bile oturtmak işkencedir. bu kadar da olmaz ki.
    Puan: 5
  • Korsan - Cutthroat Island

    kaybedilen değerler

    harbiden zamanında değeri anlaşılamamış bir film. bu filmdeki aksiyon ve eğlence james bonbd a falan bin takar. bence mutlaka izleyin. eğlenin
    Puan: 8
  • 60 Saniye - Gone in Sixty Seconds

    orta karar işte

    yani işte oylesine. bence çok harika bir konuyu ve kadroyu harcamışlar. o angelina denilen hatun da reklamlarda filmdekinden daha çok görünüyor. zaten güzel de değilmiş. çok yapay bi tipi var. neyse filme dönersek 1-2 takip sahnesi iyi de bu polisler de harbi salak ama. gidin adamları takip edin diyosun onu bile beceremiyolar. yok illa iş üstünde yakalıycakmış. oh yakaladın da bi b.k oldu sanki. bi de bu 50tane arabanın hiç birinin benzini bitmediği gibi biri bile ben bozuldum gitmiyom bu gece demedi yaw. tamam allah özenmiş de yaratmış o arabaları ama ne bilim 1-2 tane bozuk araç çıkmalıydı bence. çekiciyle çalmak zorunda kalırlardı. daha heyecanlı olurdu. (bak 2 dakkada filmin senaryosuna renk kattım. harbi bu adamlar işi bilmiyo)
    Puan: 6
  • Komşum Bir Katil - The Whole Nine Yards

    Gitti karizma

    bruce willis Jackal daki karizmayı dağıtmaya devam ediyorum. su son zamanda yaptigi abuk sabuk filmlere bir yenisini daha eklemis. film cok da kotu degil. guzel bir TV filmi tadında. ama o kadar iste. fazla bisi beklemeyin
    Puan: 6
  • Silici - Eraser

    yürü be vanessa

    valla strum graz GS yi yenince arniye kıl olmaya başladım. sen elin ABD sinden kalk gel bi de maçı izle. b.k vardı sanki o maçı izliycek. stada bi de ismini vermiş. yuh be! ne megaloman bi adammışın da bunca sene farkedememişiz. açıkçası eskiden severdim seni ama Strum graz faciası gözümde 0 etti seni. bu filme de 10 puanı veririm ama sırf vanessa için. sana kalsa -10 puan zaten. hadi yıkıl git karşımdan pis avusturyalı
    Puan: 10
  • Korkunç Bir Film - Scary Movie

    iyi etmişler

    Bu filmi anlamak için ilk önce Scream 1-2 ve I know what you did last summer'i izlemiş olmak lazım. genel konu bu 3 filmin üzerinde yoğunlaşmış. esprilerin çoğu da zaten bunlara gönderme. hatta arada matrix gibi çok daha farklı filmlere de yer verilmiş. bence film güzel. yanlız os.rma olayına biraz fazla kafayı takmışlar. bazı espriler gerçekten iğrençlik sınırında ve fazla çocukça. bence bu hafta görülebilecek en iyi film budur. gerisi size kalmış.
    Puan: 7
  • Ben, Kendim ve Sevgilim - Me, Myself & Irene

    jim farkı

    jim abi olmasa çekilmeyecek bir film. her şeye rağmen güzel bir film ama bir dump & dumper değil ne yazık ki. yalnız bi sahne var ki koptum. sarışın hatunun göğüslerini öyle bir emdi ki jim, benim de emesim geldi. adam manyak yaaa....
    Puan: 7
  • Anna Karenina - Anna Karenina

    sophie

    tolstoyu severim. sophie ya taparım. izleyin anacım
    Puan: 8
  • Barışçı - The Peacemaker

    daha kaç kere vericekler bu filmi

    şamil basayev tabi ki terörist! çeçenlerinki vietnamın bir benzeri. adamlar özgürlük mücadelesi veriyor olabilir ama bu onların terörist olması gerçeğini değiştirmez. filme gelince gayet de salak bi film. george abimiz ve nicole avradımız ne kadar istese de filmi kurtaramamış. ayrıca ben bu filmi son 1 yılda en az 3 kere verdiklerini gördüm. göremediklerimi de varın siz hesaplayın. bu filmi izlemek için TV başına oturmasanız bile zapping yaparken zaten 1-2 yıl içinde ister istemez seyretmiş olacaksınız. ne diyim ki başka
    Puan: 5
  • Çatlak Profesör II - Nutty Professor II - The Klumps

    öghk

    yahu bu adam bu kadar işte. daha fazla ne beklenebilir ki. iğrençlik silsilesi...
    Puan: 2
  • Rastlantının Böylesi - Sliding Doors

    hoş...

    bu kadından her ne kadar nefret etsem de filmlerini beğeniyorum. bilmiyorum yani. dayanılmaz bi cazibe falan taşıdığı da yok ama... neyse işte; bu filmde hoş olmuş. gerçi TVde bu tür filmlerin tadı olmuyo ama izleyin derim. nassa şampiyonlar ligi maçı da yok bu gece. ne işiniz var başka
    Puan: 7
  • Büyük Lebowski - The Big Lebowski

    ...

    herkesler beğendi de bi ben beğenemedim napim kanım sınmadı bu filme işte
    Puan: 4
  • Beşinci Güç - The Fifth Element

    heyt bee Leeloo

    döneminin en güzel filmiydi be ya. ama bu filmin olayı görüntüsü mükemmeldir. evde 50 ekran tv de izleyince bi şeye benzemez. belki de benzer ya.. niye bu kadar sabit fikirliyim ki
    Puan: 8
  • Sırlar Oteli - The Million Dollar Hotel

    abi bu ne ya? naptin mel abi

    nefret etmek istiyosanız izleyin bu filmi. gerçekten çok kötü. filmdeki tüm karakterler zihinsel özürlü. bir süre sonra siz de "ben niye bu kadar sıradan bi insanım" demeye başlıyosunuz. tam sanat filmi denilebilecek bir şey işte. derinlik katmak adına yaratılmış abuk sabuk karakterler. egzantrik olması için karartılmış ama daha beter iç sıkıcı olmuş mekanlar. sakız gibi uzayan ve bitmeyen saçma diyaloglar. ne tarafını tutsanız dökülen bir film. hakkaten bu kadroyla yapılabilecek tüm zamanların en kötü filmidir. sırf mel gibson i o halde görmemek için gitmeyin. bari sen yapmıyaydın be abi! oldu mu şimdi...
    Puan: 1
  • Ucuz Roman - Pulp Fiction

    hayal kırıklığı

    bence tam anlamıyla hayal kırıklığı. sadece bi takım enteller kırık yılın başı bi amerikan filmi beğendi diye tüm halkın en sevdiği film oluveren saçma bi film. yani bu kadar da olmaz ki. bi daha tarantino filmi izleyen na böle olsun.
    Puan: 3
  • Kırık Ok - Broken Arrow

    tipik aksiyon

    ideal bir aksiyon filmi için tüm unsurlar bir araya getirilmiştir. gayet de düzgün efektlerle desteklenmiştir. hayırlı uğurlu olsun. TV de de pek bi güzel izlenir.
    Puan: 7
  • Jackie Brown - Jackie Brown

    tarantino kötü, bu film iyi

    tarantino bence nefret bi adam. ama bu film iyidir. izleyin arkadaşlar. belki uçurumdan aşağı düşürmeyecek sizi ama tökezleyeceksiniz...
    Puan: 8
  • Mezarını Derin Kaz - Shallow Grave

    haydaaa

    bu filmi daha geçen hafta vermediler mi? hatta yine siz bunu o gün de günün filmi seçtiydiniz? hadi kanal 7 bi eşşeklik etti 5 gün arka arkaya bu filmi verdi. siz de 5 gün bunu ana sayfaya koyacaksınız demek. helal olsun... başka da bişi demem. ama film iyi
    Puan: 8
  • Kapışma - Snatch

    mafya filmi boyle olur işte. miroğlu izle bunu koçum

    işte mafya filmi böyle yapılır. bizim dingillerinde yaptığı miroğlu, aynalı tahir gibi olmaz. ondan sonra neden bizde yabancı hayranlığı var diyolar. var işte abi. bizde bişi yok görüyoz. adamlar yaptı mı en basit konuyu bile yapıyo boyle.
    Puan: 7
  • Sinek - The Fly

    boylesi yok artık

    abi ne gerilim bir filmdir bu ya. bu filmin tadı günümüzün hiç bir gerilim filminde yoktur. demek bu olaylar parayla, teknolojiyle olmuyormuş babam annemi zamanında bu filme götürmüş. annem gibi korkak bi insan bile bu filmi izledikten sonra babamdan ayrılmadıysa helal olsun. biz bugün götürsek kız arkadaşımızı direk olarak yarısında çıkmak zorunda kalırız. bi de üstüne azar işitiriz. babamız gibi karizma yapamdık işte...
    Puan: 9
  • Hücre - The Cell

    What is the matrix? Matrix is cell!

    ben bu konuyu bi yerde daha gördüydüm. insanlar rüyada ölünce gerçek hayatta da ölüyorlar. beynin vücuduna hükmeder. beyin ölünce vücut da ölür. yeter artık ya! bu matrix özentisi konular bay verdi. yeni bişiler bulun artık. ne yazık ki beni hiç tatmin etmedi. efektler güzel. o kadar. jenniferi da yalarım. al sana 5
    Puan: 5
  • Gizli Gerçek - What Lies Beneath

    sıradanlık...

    bence güzel olabilecek bir filmmiş ama olmamış vesselam. korku sahnesinden çok komedi sahnesi var filmde. küvet hikayesi ile milleti germeye çalışıyo o kadar. bence oyunculara yazık etmişler.
    Puan: 6
  • Yedi - Se7en

    sinemalık bir şaheser

    bu filmden sonra cinayet filmleri seven öncesi ve sonrası olarak adlandırılmaya başlandı. şimdi ukalanın biri çıkıp burada "ama işte 30 sene önce şöyle bir film vardı. o daha bi şaheserdi" diyecek, kıl olucam. napalım, biz o dönemlere yetişemedik. bizim için şimdilik en güzeli budur. en azından 90larda bundan iyisi görülmedi. bu filmle ilgili en önemli nokta "TV de olmuyo abi. neden sinemadaki kadar sarmadı beni" serzenişidir. bu konuya açıklık getiren bir arkadaş bulunamamıştır.
    Puan: 10
  • Şirket - The Firm

    izlenesi...

    gayet hoş bi filmdir. izlenir. iyi vakit geçirilir. filmin bayan karakterinin ismi ne oyle: Tripplehorn. iyi ki Tripplehorny olmamış. yoksa bi bayan için felaket olabilirdi :)
    Puan: 7
  • İzleyici - The Watcher

    Keanu Reeves'in dibe vurmuş halini merak edenlere...

    son derede sıradan bir film. giriş sayfasında okuduysanız reevesi katakulliye hakikaten getirmişler. bu kadar sıradan bir film olamaz. tipik "loser" karakterli bir polis ve onunla oyun oynadığını zanneden bir manyak! yıllardır amerikan film ve dizilerinin tipik geyiğidir bu. filmin bir yerinde reeves "deja vu" diyor. hakkaten de deja vu! filmi izlerken biraz speed'i düşünürseniz ne demek istediğimi anlarsınız. (o filmde de reeves oynuyordu. aman allahım ne şans!) aslında hiç izlemeyin. en iyisi bu. hiç bir yaratıcılık içermeyen, her gece saat 12den sonra interstarın verdiği 3. sınıf aksiyon filmlerinin sinemada oynayan versiyonu. başka da bir şey söylenmez bu film hakkında. aklı başında adam bu filme giderse pişman olur. Matrix bir "career high" ise bu film "career deep" tir, hem de very deep...
    Puan: 4
  • Tavuklar Firarda - Chicken Run

    I told you they were organised...

    Bence çocuk filmi falan değil bu. düpedüz film işte! karakterleriyle, atmosferiyle, hareketli sahneleriyle tam tamına film olmuş. ve güzel de olmuş. tavuk çiftliğini toplama kampına, çiftlik sahibini despot komutana, kocasını ve köpekleri beceriksiz askerlere, ginger'ı esirlerin kurtarıcısına, rocky'yi sonradan olma bir "son dakika" kahramanına benzetirsek tam bir savaş filmi denilebilir. zaten bu hissi vermek için tavuk çiftliği tam anlamıyla toplama kampı gibi düzenlenmiş. oraya tavuk değil de insanları koysanız yine de filmin havası değişmezdi. yanlız bi sorum var: kurtulduktan sonra tüm tavuklar aile kuruyolar, torun torba sahibi oluyolar da ortada sadece 2 tane horoz var. rocky gingerla birlikte. hadi onlara yaşlı horozla bir tavuğu da katsak onca civcivi 2 çift mi üretti? çocuklara tavuk dünyasında ailelerin poligami üzerine kurulu olduğunu hissettirmemek için o kısımda saçmalamışlar. genelde bu film için "üzerinde çok emek harcanmış. tabi ki güzel" deniliyor. bir şeyin güzel olması için illa üzerinde çok çalışılmış olması mı lazım? özellikle bu film için yapılan yorumlara bakınca sanki 2-3 yılda çekilen tüm filmlerin şaheser, diğerlerinin de kötü oldukları gibi bir sonuç çıkıyor. bu çarpık zihniyete de parmak basayım istedim.
    Puan: 7
  • Saklı Seçilmişler - The Skulls

    tam olacakmış; son anda sıyırmış

    hoş bir film olacakken ya senaristin yaratıcılığı tükenmiş ya da yönetmenin sıkıntılı dönemine denk gelmiş ve film olmamış. altyapı bence de iyi. ama bişeyler eksik işte. saldım çayıra mevlam kayıra diye film çekersen böyle olur. bu hafta izleyici filminden sonra 2. hayal kırıklığımı da burada yaşadım. gerçi bu film en azından kendini izlettiriyor ama o kadar işte. daha fazlası değil. filmdeki kızı beğenenlere: makyaj güzellerine kanmayın. gerçek güzellerden şaşmayın.
    Puan: 6
  • Derin Darbe - Deep Impact

    TV de bile izlenmez

    bu filme bu puan bile çok. son derece sıkıcı bi film. yapıldığı dönemde vizyona giren armagedon un rüzgarından faydalanmak için 3. sınıf bir kadro ve 1 günde yazıldığı her halinden belli bir senaryoyla amerikalı kurtarıcılarımız tekrar sahnede. filmin tek bir saçmalığı bu filmi izlememek için yeterli neden: 2 gün sonra göktaşı dunyaya çarpacak. fakat herkes işinde gücünde, taksiciler, çöpçüler aynen görevlerine devam ediyor. ulan 1 hafta sonra dunya yokolacak olsa ben burda dururmuyum be! kimse durmaz. dunyada tecavüzdü, hırsızlıktı, cinayetti had safhaya çıkar. sadece bu bile yeterince salak bi olay. bu filme 5 ten fazla puan veren bence hayatında film izlememiş demektir. kusmak istedim. hakkaten de kustum... öğğğğğk
    Puan: 2
  • Korkusuz - Shaft

    güzel marmara pek bi iğrenç....

    bugünlerde sinemaya gidince allahım neydi günahım diyesi geliyor insanın. bu kadar kötü filmler aynı anda nasıl oynayabiliyor. bu filmde ne olduğuna karar verememiş bi film. illa bişi olsun diye değil ama drama mı polisiye mi anlamadım. ırkçılığa karşısın, eyvallah da arkadaşım american history x diye bi film vardı. bi izleyip de feyz alaydın be. polisiye olsa hiç mi polisiye film görmedik. araya 2-3 espri sıkıştırıp bi takip sahnesi koyunca al sana polisiye mi oldu? sadece jackson'ın karakteri üzerine oynanan son derece sıkıcı bi film. hatta o kadar ki altyazıyı yapanlar bile araya espri koymak zorunda kalmış. güzel marmara ne alaka abi? onlar ne diyo siz ne yazıyorsunuz? hiç mi ingilizce bilmiyoruz biz? allah topunuzu bildiği gibi etsin.
    Puan: 3
  • Çıtır Kızlar - Coyote Ugly

    kızlar da kötü, siz de

    bu filme sırf kızlar yüzünden bol keseden puan dağıtmışsınız ya ne diyim. güzel kız görmek istiyosanız girin internete dolanın abi. hiç mi kız görmedik hayatımız da? pazar akşamı eğlencelik diye izlersiniz 1-2 sene sonra. o kadar. başka da bişi değil.
    Puan: 5
  • Hiç Hesapta Yokken - Very Bad Things

    ...

    bu kadar güzel bir kurgu olabilir bence... en azından bir kez görülmeli
    Puan: 8
  • 6. Gün - The 6th Day

    Kesinlikle boş bir film değil! Sadece "seyirlik" bir film de değil!

    her zaman olduğu gibi sinemadan anlamayan tiplerin direk "sıradan" damgası yapıştırdıkları bir film ile karşı karşıyayız. blade runner gibi, total recall gibi 2 büyük filme yapılan göndermelerin farkında olmadan ve her şeyden öte sadece aksiyon için bu filmi izlemek insanda tabi ki hazımsızlık yapar. yukarıda yazı yazan biri o kadar cahil ki kalkıp arnold'ın avustralya aksanıyla konuştuğunu bile yazmış. be hey gafil! avustralya ile avusturya arasındaki farkı bilmiyorsun da kalkmış bu filme yazı yazmışın. önce bir atlas edin de ondan sonra arnold la ilgili eleştiri yapacaksan yap. arnold benim babamın oğlu değil ama terminator ve total recall gibi tüm zamanların en iyileri arasında yer alan 2 bilim kurgu filminin başrol oyuncusu. hayatınızda kaç tane iyi oyuncu gördünüz ki arnold'a bol keseden sallamışsınız anlamadım. oyunculuğu iyi olmasa da bu piyasanın kralıdır. o kadar. filmde aklıma takılan bir nokta var. insanların kodunu üretmek için gözlerine bir alet tutuyorlar ve o kodla üretilen kopya ancak o ana kadar yaşadıklarını hatırlayabiliyor. ama filmde sürekli öldürülüp kopyalanan kötü adamlar için bu söz konusu değil. örneğin arnold polis merkezinin çıkışında karşılaştığı adamın boynunu kırıyor. daha sonra o adamı kopyalıyorlar ve kopya boynunun ağrısından şikayet ediyor. tamam, boyun kırığıyla ölünce boynu ağrır belki ama o adamı daha önce elde ettikleri bir kod ile üretiyorlar. öldükten sonra (yani boynu kırıldıktan sonra) adamdan kod alamayacaklarına göre yeni üretilen kopyanın boynunun ağrıması son derece saçma. bir olay daha var. adam öldükten sonra melekleri falan görmedim diyor. kod alma işlemi ölülere de uygulanabildi diyelim. (ben filmde böyle bir şeye rastlamadım ama belki filmi izlerken kaçırmış olabilirim) peki ama kopyalama işlemi reenkarnasyon değil ki! kopyalanan adamın melekleri görememesi son derece doğal! bunda şaşıracak hiç bir şey yok. bunların haricinde "kopyalama öyle olmaz. geçende okulda yaptık. şu yöntemi kullanmıştık" türü saçma sapan eleştiriler getirenlere arkamı dönerim. kusura bakmayın. bi dahaki sefer sizin uzman görüşlerinize başvururuz. (aynı zihniyet matrix filmi için de "her şey iyi ama kurgusu kötü" demişti de gülerken bi tarafım çatlamıştı bu laflara. yurdum insanı gerçekten çok orijinal fikirlere sahip) film son derece tempolu. ancak bitime doğru tipik amerikan tarzı kavga dövüş sahneleri sakız gibi uzamış. halbuki film zaten 120 dakika sürüyor. 10 dakika kısaltsalar çok daha sürükleyici bir son hazırlanabilirdi bence. özellikle tanrı, insan kopyalama, hayvan kopyalama, kıtlık sorunun kopyalama ile çözümü gibi konuların irdelenmesi ilginç. bugün için değil ama belki 100 yıl sonra bu filmdeki olaylar gerçekleşecek. o zaman gerçekten 6. gün kanunlarına ihtiyaç olacak. buna karşı çıkanlar, destekleyenler olacak. tanrının yaratma ve öldürme gücünün bir ölçüde insan tarafından uygulanması inanılmaz bir olay olur. tabi burada şu sorun ortaya çıkıyor: gerçekten tanrı var mı? öyle veya böyle üzerinde düşünüldüğünde insanı rahatsız eden, bugünkü alışkanlıklara, hayat tarzına, inançlara son derece ters gelen bazı noktalar filmde gündeme geliyor. son olarak: bu film bana fena halde Blade Runner'i hatırlattı. Blade Runner'i izleyenler için: gerçekten yaşayan kim? kopya mı? robot mu? ben mi? kim kopya? kim robot? gerçek olan hangimiz? soruları bir birine çok yakın görünüyor; değil mi? hatta bazı yerlerde yine arnold'un oynadığı total recall'u hatırlatıyor. ele aldığı konu ile kült olabilirdi. blade runner'a bir varis diyebilirdim. ama filmde o havayı göremedim. belki de zamanla değeri ortaya çıkacak bir film olur.
    Puan: 8
  • Yıldırım Günleri - Days of Thunder

    hey gidi hey

    ne günlerdi onlar ya... tom abi arka arkaya coctaildir, top gun'dır, Days of Thunder'dır patlatıp piyasanın kralı olmuştu. bu film de o günlerin tatlı bir anısıdır işte. daha pek arabadan, manitadan çakmadığımız dönemimizde bile bizi heyecanlardan heyecanlara koşturmuştu. hem romantik hem de aksiyonludur. doktorumun nicole olacağını bilsem doğan görünümlü şahin bulur hemen çıkıp TEM de bir kamyona kafadan girerim. ama güzel ülkemde öyle doktorlar yok ki... biz neden avrupa, ameriga gibin olamıyoz diyoruz ya. işte bu yüzdendir sevgili halkım. ne zaman bu ülkenin sokakları nicole gibi hatunlarla dolar, o zaman türkiyem muhasır medeniyet seviyesine ulaşmış olur. (ne alakası varsa...)
    Puan: 7
  • Sonsuz İhtiras - To Die for

    _.-~-~-.__.-~-~-.__.-~-~-.__.-~-~-._

    konu olarak güzel ama işlenişi için aynı şeyi söyleyemem. abartıya kaçılmış. tamam, filmin olayı abartmak ama abartıdan abartıya da fark vardır. biraz gerçeklik katarsın işin içine. seyirciyi oturduğu yere mıhlarsın. ama bu filmin bazı yerleri aşırı zorlama. bu filme 7,5 puanı layık gören yurdum insanı! eyes wide shut filmine 8 ortalamayı layık gördünüz de bu filmin nesine 7,5 puan verdiniz acaba? o film 8'se bu film 6'dan fazla etmez. hadi bu 7,5 diyelim. o zaman da eyes wide shut'a 10 puan bile az gelir. elinizin ayarı yok. ama ben yine de sizi seviyorum...
    Puan: 6
  • Birkaç İyi Adam - A Few Good Men

    demi moore'u kim koydu lan buraya?

    demi moore gibi salak birinin bu filmde oynaması direk 2 puanı götürür. zaten demi moore'dan başka puan kırılabilecek bir tarafı da yok bu filmin. tom cruise en iyi oyunlarından birini çıkarmıştır bence bu filmde. jack ayrı bi olay. en sevdiğim sahnesi de jack'in mahkemede g.t edilme sahnesidir. karizma dağılır ama o dimdik ayaktadır. yürü be jack...
    Puan: 8
  • Her Şey Çok Güzel Olacak - Her Şey Çok Güzel Olacak

    ...

    bence cem yılmaza endeksli bir film olmuş. kötü olduğundan değil ama adamar "iyi ki elimizde böyle bir adam var" demişlerdir filmi çekerken. yoksa pek bişiye benzemezdi heralde. neyse işte cem yılmazın oyunculuğu da burada görülmüş oldu. vatana millete hayırlı olsun. izleyin zevk alın. ben bu filmin ortalamasına taktım. bu filme de 8,5 verilir mi be yuh size! o kadar da değil yani. ben de 7 verecektim ama sırf size inat 3 puan kırdım. (zati cem yılmaz olmasa ancak 4 alırdı bu film)
    Puan: 4
  • Zor Baba - Meet the Parents

    gülmeyen yuh derim...

    sinemada benim izlediğim seanstaki tüm tipler öküzdü. hepsini kınarım. koca film boyunca bizden başka kimse gülmedi yaw. bi ara güldüğümüze utancak olduk. sonra "bırak yaw, anlamıyo bunlar" dedik. uç bi film de değil ki beğeneni de beğenmeyeni de bol olsun. ne güzel eğlencelik işte. alırsın çekirdeğini, hem çitlersin, hem izlersin. sinemadan çıkınca da unutur gidersin. altı üstü komedi filmi. hayatınızın anlamını değiştirmek gibi bir kaygısı yok filmin. hörmetler..
    Puan: 9
  • Kadın Kokusu - Scent of a Woman

    uzun ama güzel

    çok uzun bir film bence. bazı yerlerde beni baydı ama olsun. değer. bu filmi izlememek bir kayıptır.
    Puan: 10
  • E.T. - E.T. the Extra-Terrestrial

    of allahım

    küçükken de nefret ederdim bu filmden. büyüdüm, daha da nefret eder oldum. tamamiyle duygusal sömürü üzerine kurulmuş iğrenç bir film. ayrıca sinema dünyasına drew gibi berbat bir oyuncuyu da kazandırdığı için ayrı bir nefret kaynağı. öff ülen öfff. daral geldi valla...
    Puan: 3
  • Pokemon 2: En Güçlü O - Pokemon - The Movie 2000

    ...

    kardesim sevmedim filmi. nefret ettim. yaaa... hasta ederler adamı
    Puan: 1
  • Nerdesin Be Birader? - O Brother, Where Art Thou

    beklediğim lezzette değil

    konu bir çok yerde kopuk kopuk. geçişler bence hiç de başarılı olmamış. bu nedenle filmden istediğim keyfi de alamadım. bana zorlama gibi geldi. her şeye rağmen izlenmesi gerekir derim. ama yine de bir çok kişiye anlamsız bir film olarak görünecek. bu kültür ve anlayış farkıdır. kötü diyene de iyi diyen kadar saygım var.
    Puan: 7
  • Dört Nikah Bir Cenaze - Four Weddings and a Funeral

    ...

    hugh grantten nefret ederim. bu filmden kırdığım puan da o yüzdendir..
    Puan: 7
  • Şaşkın - Bedazzled

    sıradan komedi işte...

    son derece sıradan bi komedi işte. o kadar abartılacak bi yön bulamadım. liz'i izleyince insanın için bi hoş oluyor. ancak liz güzel diye filme 10 vermek de ayrı bi konudur tabi. şiddetle kınarım... "Siz de Zuxxi'ye güvenin. Pişman olmayacaksınız." yok ya.. zuxxi babamın oğlu mu? niye güvenecekmişim! zuxxiyi yalayan yazılarınızı istediğiniz kadar bu sayfalara yazabilirsiniz. amma ufak da olsa dokundursanız yazınız 1 gün içinde silinir. tecrübeyle sabit. bu yazı da kısa süre içinde bu sayfadan silinecek. adım gibi biliyorum. yine de yazıyorum... yazıyorum... yazıyorum... yazıyorum... yazıyorum... yazıyorum...
    Puan: 6
  • Dracula 2000 - Dracula 2000

    TEKEL 2000 alın daha iyi derim

    niye drakula 2000 yaw? başka isim mi yoktu? doğan SLX 2000cc der gibi drakula 2000. isim olayına taktığım gibi filme de takmışım. genel olarak beş para etmez de meraklısına işte...
    Puan: 6
  • Yeni Hayat - Cast Away

    Hanks'in oyunculuğu açısından mükemmel, Helen Hunt denen nefret tipten ve Fedex'ten iğrenmek için güzel bir fırsat...

    1- Filmin ilk bölümü gerçekten fedex reklamı gibi! insanlar ortalıkta "fedex, fedex" diye deliler gibi dolanıyor. tamam fedex iyi (!) bir şirket belki ama bu kadar da olmaz ama değil mi.. 2- Adadaki bölüm bence filmin en iyi tarafıydı. ne uzun, ne kısa, ne de fazla duygusal. tam tadında bırakmışlar. ve bu sayede tom hanks 4. Oscarını da alır. (ben zaten "Er Ryan"da Hanks'e 3. oscarını vermiştim. o gerizekalı italyanı sırf "hankse 3.oscarı da verdik" dememek için seçenleri teker teker kınarım!) 3- Filmin en kötü yeri adadan kurtulduktan sonraki bölüm. çok sallapati olmuş burası. senaristin uykusu gelmişti heralde; baya kısa kesmiş son bölümü. bir kere şunu düşün be adam: ıssız bir adada 4yıl kalan birinin adadan kurtulduktan sonraki tek derdi karısı mıdır? bu adamın karısı bir tarafa, hiç mi ruhsal çöküntüsü olmayacak? geri geldiği hayata uyum sağlamakta hiç mi zorluk çekmeyecek? adamı arabaya bindirip yollara koşmak iyi fikir de olayın tüm psikoljik boyutunu görmezlikten gelmek tam bir fiyaskodur.. filmi adadan kurtuluşu ile bitirmek belki çok daha iyi olabilirdi. be hey senarist! madem uykun geldi git yat. illa "filmin sonuna da atraksiyon yapalım" diye kasmak niye? hadi senarist bi hıyarlık etti, peki sen, yönetmen bey! "helen hunta o kadar para vermişiz. bir kaç sahnede daha görünsün" diye filmin sonunu uzatmak olmuş mu? Son olarak da yapımcıya not: kafana FEDEX kadar taş düşsün işallah...
    Puan: 7
  • Aile Babası - The Family Man

    bayık..

    ilginç bir konuyu hiç de ilginç olmayan bir şekilde işlemişler. gayet de sıkıldım. sliding doors diye zamanında ne de güzel bi film izlemiştik! filmden aklımda kalan tek şey "tea leoni güzelmiş". o kadar nokta
    Puan: 5
  • Vizontele - Vizontele

    TVlik

    klasik olacak ama TVlik bi film. hiç bi ilginçlik göremedim. bugün gastelerde 3,5milyon insanın bu filmi izlediğini yazıyor. ne zamanki yurdumda kahpe bizans, vizontele gibi filmler birer sinemacılık harikası olarak gösterilmez, o zaman bi yerlere gelmiş oluruz. bunlar tamamıyle gişe filmi. hiç bi orijinallikleri yok. olmasın demiyorum ama türk sinemasının şaheseri falan değil bu film. bi şaheser olduysa eşkiya olmuştu mesela. ama bu filmin hiç de büyütülecek tarafı yok. izleyin, sonra da geçin gidin. bu kadar izlenmesinin sebebi de şudur: insanlara 70li yılların filmlerini, oradaki sıcaklığı vermeye çalışan, hiç bir art niyeti veya dolaylı mesaj endişesi olmayan bir film. ayrıca 2,5 milyon $ neresine gitmiş ben de anlamadım. helikopterli kamera için kastınızsa hay ben sizin kafanıza.. yapaylıktan başka bir şey kazandırmamış filme..
    Puan: 5
  • John Malkovich Olmak - Being John Malkovich

    Sigarının külü nasıl durur öyle ya!

    şu uzun boylu hatun bi sahnede sigarayı öle bir içti ki nerdeyse külü dökülecekti. kesin bi atraksiyon var o sigarada ama böyle bi atraksiyona ne gerek var o da ayrı bi sorun! Kuklalar nasıl takla atar anlayan beri gelsin. harbi ilginç bi olay. nasıl oluyo da ipler dolanmıyor? filmde çok fazla çeviri hatası ve eksikliği vardı. allah, altyazı yazanları politikacılarla aynı yere göndersin! kopya CD lerde bile altyazılar daha iyi. ne diyim ki daha! bi küfretmediğim kaldı.. film tam anlamıyla anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul vs.. Karakterler son derece çarpıcı. insan film bitince "malkoviç olasım geldi" diyor. (ya da "iyi ki değilim"!) 99 yapımı bu filmin 2001 yılında TRye gelmesi tam bir yüz karasıdır. avrupa da DVDsi satılacak nerdeyse, biz daha yeni sinemada izledik. sonra da neden ABye giremiyoruz dersiniz böyle. arkadaşım sinemada bile 2 sene geriden geliyoruz biz. lazların saat 12den sonra jeton düşmüyo. kalanların da saat 12.30 gibi pili bitiyo. sonuç olarak başladığımız yere yakın bir noktadayız. bitiş çizgisi sana gelmez. senin ona koşman lazım! I'm a loser baby so why dont u kill me...
    Puan: 1
  • Dikey Limit - Vertical Limit

    Kareem kim yaw? Kerim o adamın adı!

    alt yazı yazan insanların biri şu sayfaları okusun lütfen. o kadar yazdık hala daha saçmalamaya devam ediyolar. adamın adı kerim. filmde gavurlar bile kerim aşağı, kerim yukarı diyor. ama bizim çok bilmiş alt yazı ekibi kareem diye yazmış bunu da! allahtan aliye ali demişsiniz. onu da ely diye yazsanız şaşırmazdım. film boyunca "babamız" lafı her geçtiğinde abi-kardeş paso ağladılar. ama ilginçtir hep gözlerinin ortasından ağladılar. insanlar gözlerinin kenarından ağlar, ortasından değil. (bu da salak bi ayrıntı işte) film boyunca o kadar çok insan ölüyor ki sonunda kurtulan insanlara sevinemiyorusunuz. sakallı milyarderin öldürülüp öldürülmemesi tartışması bile hiç bi ilginçlik içermiyor. çünkü film bittiğinden 10-15 kişilik kadrodan geriye sadece 3 kişi kalıyor. o adam ölse nolur ölmese nolur! adamlar dağda kaybolurken fırtına var. kurtarma operasyonu söz konusu olunca fırtınadan tırsan kurt dağcılar yarım milyon $ı bile iplemiyor. ancak şu var ki kurtarma sırasında hiç de fırtına olmuyor. oralarda fırtına efekti eklemeyi unutmuşlar sanırım. zaten ölenler de fırtınadan değil kendi salaklıklarından ölüyor. (nitro olayı mesela salaklığın daniskasıdır!) filmin kahramanı çocuk son derece salak bi adam. nitrogliserinin sadece "gliserin" kısmını bile tanımaktan aciz herif onunla dağa çıkıyor. o kadar insanı da ölüme götürüyor tabi! efektler son derece başarısız. özellikle filmin ilk sahnelerinin stüdyo çekimi olduğu bariz. 70li yılların supermaninde bile o kadar belli olmuyodu. batırmışsınız valla! son olarak da dağa çıkacak olursanız şu mucize iğneden 5-10 kutu yanınıza alın. yoksa iğne de iğne diye bir birinizi öldürmek sorunda kalırsınız! altı üstü iğne işte. at cebine 3-5 tane öle çık dağa di mi? yok illa kendimize problem yaratacaz diye kasıyo adamlar. sonuçta görüldüğü gibi saçmalıkların gırla gittiği bi film. neden bu kadar insan bu filmi izlemiş anlamadım. cliffhanger bunun yanında başyapıt gibi duruyor.
    Puan: 3
  • Dr. T ve Kadınları - Dr. T and the Women

    hehe

    ay ay ne kötü bir filmdir bu böyle....
    Puan: 3
  • İnsanlar Yaşadıkça - From Here to Eternity

    adamlar yapıca yapıyor be kardeşim

    çok lezzetli bir filmdi de şu TVleri anlayan beri gelsin. böyle bir filmi hafta içi saat 24te oynatmanın mantığı nedir acep? ertesi gün millet işine gücüne uykusuz gitsin diye mi böyle yapıyorsunuz? filmde bi yer vardı ki koptum. pearl harbour baskını yapılıyor. her tarafa bombalar yağıyor, sirenler çalıyor, vs.. bu arada askerin biri diyor ki "dışarı çıkma, vurulursun". diğeri de cevap veriyor: "sen de pantalonunu giy, üşütürsün". bunun üzerine adam pantalonunu giyiyor. bu ne biçim bir abukluktur ya!
    Puan: 8
  • Onurlu Bir Adam - Men of Honor

    A S N F

    filmle ilgili olarak, böyle bir senaryo ve bu oyuncularla kötü bir film yapmak zor. yönetmen de gerekeni yapmış diyorum. ancak filmde DeNironun zenciye neden yardım ettiğini tam olarak çözemedim. (zaten zenci de bunu anlamadı ki DeNiroya sordu.) filmin burası biraz havada kalmış gibi geldi bana. filmde genç adam orduya katıldı, aynı surat. 40 yaşına geldi aynı surat. DeNiro da, diğer karakterler de aynı şekilde. bu kadar senede bu insanlar hiç mi yaşlanmadı? hiç olmazsa Türk filmlerindeki gibi saçlarına ak düşürselerdi bari. sinemada izlerken arkamda oturan yaşı geçkin teyze habire "vah vah vah" diyip durdu. bu nidalardan ırkçılıkla ilgili sahnelerde tepki koyduğunu anladım. ancak siz siz olun böyle şeyler yapmayın. teyzem arkadan vahladıkça beni gülmek tuttu. allah bilir eve gidince de komşusuna filmi anlatıp "vakti zamanında amerikalı zenciler çok çekmiş. allah beterinden korusun" şeklinde dertleşmiştir bile. DeNironun oynadığı karaktere de bi çift lafım var: Charlize Theron gibi karım olacak, ne donanmayı takarım, ne de başka bi şeyi. sen git bi de alkolik ol. bi insanın harbi salak olması lazım böyle bir şey yapması için! son olarak da bir şey kafama takıldı. onu da belirtmeden geçemem: neden castte "and charlize theron" diye yazıyor? benim bildiğim büyük oyuncuların filmlerde küçük veya yardımcı rolleri olduğunda böyle yazılır. halbuki charlize theron ne büyük bir oyuncu, ne de filmde şöyle bir görünüp giden bir karakter. heralde charlize theronın adından önce başka bir kadın adı yazamadıklarından bunu vurgulamak için "and.." demişler.
    Puan: 7
  • Hangimiz Avukat - Trial and Error

    Özellikle uykusuz gecelerde izlenmeli

    bu filmi uyku tutmayan bir gece TGRTde izledim. izlememin tek sebebi de zapping yaparken charlize therona rastlamamdı! böyle bir yüze sahip bir kadının filmi nasıl olur da izlenmez! tabi ki izledim ve son derece keyifli bir filmle karşılaştım. jeff daniels ve seinfeldte oynayan Michael Richards filmi alıp sürüklüyor. charlize theron güzel bir portre olmaktan pek öteye gidemese de jeff danielsin hayatını değiştiren hatun kişi karakterinde gerektiği kadar iyi... çok iyi vakit geçirilebilecek ve kesinlikle hoş bir film. şaheser değil tabi ki ama 8 puanı da her haliyle hakediyor. özellikle de mahkeme sahneleri son derece eğlenceli.
    Puan: 8
  • Ölümsüz - Unbreakable

    Kinder Surpriz kalmadı, Toto verelim icabında

    6. his, sonundaki süpriz için izlenilen bi filmdi. bu filmde de bi süpriz var ama işte öyle.. bi süpriz olsun da taştan olsun diye koymuşlar. (kinder olmayınca size dandik totoları kaktırıyolar ya işte bu film de o tadı veriyor.) devam filmleri her zaman olduğu gibi orijinalinin yerini tutamaz. bu film de bunu bir kez daha ortaya koydu. ("bu film devam filmi değil" diyen olursa ona da ben bi tane koyarım. ona göre...) yönetmene not: sen bu konuyla devam et hoca. millet bu kadar enayi oldukça aynı konudan daha 40 tane film çeksen, herbirinden en az 1milyon $ kaldırsan senden kralı olmaz bu dünyada. hadi rastgele.
    Puan: 4
  • Çikolata - Chocolat

    Çikolata yemedim ama yemiş kadar oldum

    Herkesin dediği gibi son derece sıcak ve hoş bir film olmuş. olaylar beklenmedik şekilde gelişmiyor. sizi şaşırtan pek fazla bir şey de yok ama gayet büyük bir zevkle izliyorsunuz. ben de filmi izleyenlerde görülen çikolata kriziyle ilgili bir not düşeyim. sanırım ben olayı aştım çünkü film beni çok çikolata yedikten sonra susarsınız ya aynen o şekilde susattı. halbuki hiç çikolata da yememiştim. sanırım kendimi filme çok kaptırmışım. yemiş kadar oldum :) ama film çıkışı şöyle 1kg Lindt olsa da yesek diye düşünmedim değil. hele şu ekonomik krizi bir atlatalım, cebimiz para görsün, onu da yapıcam işallah...
    Puan: 7
  • Trafik - Traffic

    Reality Show !

    buna film değil reality show derler. her şey güzel. film için eldeki malzemeler uygun da, film "reality"yi anlatmaktan öteye geçip reality showun kendisi olmuş. filmin sonunda uğur dündarın çıkıp "işte gençlerimiz uyuşturucu tuzağına nasıl düşürülüyor hep birlikte gördük." demesini bekledim. filme benzer tek tarafı sonlarda douglas ve ailesinin yaşadığı dramdı. gerisi aktüel kamera ile çekilmiş sokak görüntülerinden ibaret. izlenmeyecek kadar kötü değil ama iyi bi film olduğuna da kimse beni inandıramaz.
    Puan: 5
  • Amerikan Sapığı - American Psycho

    güzel gerilim filmi olurmuş bundan

    fahişenin evden kaçış sahnesi ve ölümü bence muhteşem bir gerilim filmi sahnesiydi. üzerine gidilse burdan iş çıkardı. bunun yanında kitabın çok daha iyi olduğuna katılırım. (daha bitirmedim ama şu ana kadar yeterince iyi) materyalist toplum eleştirisi koymak da bu kadar ucuz değil be güzelim. tamam paranın uşağıyız, ama hepimiz de kafayı yemedik. film çok havada kalmış, çoooook.....
    Puan: 6
  • Düşlerin Efendisi - Quills

    hangi düşlerimiz yaaa

    hassas kişilerin izlememesini tavsiye eden arkadaşları canı gönülden kutlarım. yahu DeSade'in hayatını anlatan filmin ailecek izlenebilecek bi film olmasını mı bekliyorsunuz? çok fazla etkilendiğimi söyleyemeyeceğim ama sıradışı olduğu kesin. tek eleştirim felsefi yönden zayıf kalması; sadece hayat hikayesi şeklinde geçiştirilmesi. bi kaç kanlı ve açık saçık bile denemeyecek savişme sahnesiyle olayı kapatmaya çalışmışlar. yine de 7 puanı verdim gitti.
    Puan: 7
  • Hannibal - Hannibal

    ...

    o kadar kötü hissediyorum ki bu film bile beni kendime getiremedi... lanet olsun... puuuuufffff
    Puan: 7
  • Kasımda Aşk Başkadır - Sweet November

    sarmadı valla

    keanuyu ayrı charlizeyi çok daha ayrı tutarım bu alemde. ancak gelin görün ki hiç de güzel olmamış bu film. ne duygulandım, ne de başka bişi. bitse de gitsek oldum. şu keanuya da 2 çift lafım var. sen ki speed gibi eli yüzü düzgün bi aksiyon filmiyle alemde isim yapmışsın, devils advocate filminde al pacino gibi bir şahsiyetle oynama imkanı edinmişsin, matrix filmiyle saygı ve sevgimizi kazanmışsın ama arkadaşım; şu son oynadığın filmlerin hali nedir öyle yaw? replacement, watcher, gift ve bu filmle birlikte 4 etti. tamam hollywoodun star sistemi çok da sevilesi bi sistem değil belki ama bu sistemden bizi nefret ettirmek için mi menajerler seni harcıyor anlamadım ki! arka arkaya 2 tane daha boyle abuk film çevirirse keanuyu 20 tane matrix bir araya gelse kurtaramaz bi daha. sakın bu adamın ismine kanıp da filme atlıyım demeyin... o kadar!
    Puan: 5
  • Şaşkın İmparator - Emperor's New Groove

    tiny toon severlere

    tiny toondaki tipleri seviyorsanız muhtemelen bunu da seversiniz. "yaşım büyüktür, gelemem öyle şeylere" demeyin gidin. akşam 9 seansına gittik arkadaşla. yaş ortalaması 40ın üstüydü. düşünün yani yurdum insanı çizgi filme ne kadar aç kalmış demek ki..
    Puan: 8
  • Kapıdaki Düşman - Enemy at the Gates

    I trust in jude law

    talented mr. ripley den sonra jude law böyle bir rolün de altından başarıyla kalkmıştır ve tüm takdirlerimi toplamıştır. iyi oynuyor; helal olsun. filmin başında almanların tüm avrupayı ele geçirişleri harita üzerinde simüle ediliyor. gerçi bir çok ufak tefek hata var. (en azından abartılı bir harita. adamlara kalsa almanlar tüm avrupayı dümdüz etmiş. o kadar da uzun boylu değil.) ama bizim açımızdan önemli olan kısmı filme göre almanların trakyayı da ele geçirip anadoluya doğru yürümeleri. coğrafya ve tarih bilgisi kıt amerikalılar burada bir kez daha kendilerini ele veriyor. (bir açıklarını buldum ya; bırakır mıyım eloğlunu. hehehe ) filme gelince de güzel olmuş derim. konu güzel, insanlar güzel. sıkılmadan izlersiniz. ancak 2.dünya savaşı filmleri fanatiği biri olarak beklediğim kadar etkileyici olmadığını da söylemeliyim. yani bir klasik değil ama onun dışında yeterince hakkını vermiş. belki ed harris vs. jude law kapışması biraz daha ön plana çıkarılsa, vasilinin etrafındaki karakterler geri plana atılsa daha etkileyici bir film olabilirdi. tabi işin psikolojik yönü ön plana çıkınca da ortalama seyirci bayardı. o da ayrı bir konu. sonuçta yönetmen böyle uygun görmüş. ben de kendisini tebrik eder, olay mahallini terkederim..
    Puan: 7
  • Şeytan - The Exorcist

    Merdiven Fobisi

    film iyi. gerçi çok tırsmadım ama korku filmlerinden sinemada değil, evde korkarım. (2 gündür evdeki merdivenlerin başına her geldiğimde kızın merdivendeki ters yürüyüşü gözümün önüne geliyor. sanırım yakında yükseklik, uçak, karanlık fobilerimin yanına merdiven fobisini ekleyeceğim) bunun yanında filmde sinemada korkmamamın en büyük etkeni olan yan sıradaki cıbır kızlara teşekkürü borç bilirim. film boyunca erkek arkadaşları telefon açtı. bunlar da gayet sakin bir şekilde telefonlarını açıp konuştu. tamam, sinemada cep telefonu çalanlara karşı gereksiz yere tepki gösterenlerden değiliz, olmadık da; ama bu kadarı fazla. hadi aşk filmi, komedi filmi olsa iplemem. ancak korku filminin en kritik dakikalarında yandaki kızların kıkırdamaları olayı b.k ediyor. ayrıca filmin bazı yerlerinde doğal hırıltı efekti yapan yaşlı amcaya da teşekkürler. ben bir ara "ne kadar başarılı efekt yapmış adamlar" derken bir de baktım ki öndeki amca uyumuş gitmiş. amcacım uyuyacak başka film mi bulamadım yaw? yaşlı başlı halinle gelmişin "ben tüm zamanların en korkunç filminde bile uyurum" diye hava mı atıyorsun anlamadım ki! bu arada kızın annesi ile rahibin köprüde buluştuğu sahnede rahibin omzunun üstünden görünen sarışın kıza hasta oldum. acaba hala yaşıyor mudur? ve yaşıyorsa hala o kadar güzel midir? (gerçi şu an ez an 50 yaşındadır. ama kızı vardır belki :) filmin giriş müziği de ayrı bir olay. (o sesi duyunca sinemadaki insanlar ayaklarını falan toplayıp daha bi derli toplu oturmaya başladılar) ben "yarabii, bizi sınamak için film makaralarını mı karıştırdın?" derken perdede "Exorcist" yazdı da derin bir oh çektim. aksi halde Çağrı filminin yeni bir versiyonunu izlediğimi düşünecektim. filmle ilgili en büyük eleştirim şeytan çıkarma olayını çok da büyütmemek gerektiği. bir incil, biraz da okunmuş su bu iş için yeterli. (tabi suyu rahibin okumuş olması lazım. camideki hocanın okuduğu suyla şeytan çıkarılmaz) ne bileyim, şu işi biraz daha zor bir iş haline getirebilirlerdi. ya da bir kaç kişi daha ölseydi keşke!
    Puan: 7
  • Sapık - Psycho

    heyt be yaw

    yılların sapığı be... kim tutar seni. bu arada kanal7, brt, olay TV falan gibi dandik kanallarda izlediğim klasik filmlerin haddi hesabı yoktur. büyük kanallar neden böyle filmleri yayınlamaz çok merak ediyorum. 20 yıldan daha eski filmler büyük kanallarda yayımlanmaz diye bir kural mı vardır nedir...
    Puan: 9
  • Üçüncü Göz - The Gift

    hade yaw

    biz başka başka filmler mi izledik ya.. son derece kötü ve bayık bi film. hiç mi korku filmi izlemedik yani! bu sıcakta hiç çekilmez boyle bi film.
    Puan: 3
  • Yurttaş Kane - Citizen Kane

    ...

    ben mi sinemadan anlamıyom, sinema mı beni anlamıyor. tamam, iyi güzel film de; niye ki tüm zamanların en iyi filmi bu? bilmiyorum, korkuyorum.
    Puan: 6
  • Yarışçı - Driven

    yütü be montoya...

    sadece yarış sahnelerinin verdiği tempo ile kotarılmış bir film. senaryosunun basit olması nereden ileri geliyor dersiniz? çünkü stallone yazmış da ondan! amcam gaz ama çok da zeki biri olduğu söylenemez. hele bu kadar çok karakter ve konunun iç içe geçtiği bir senaryoyu batırmaması mümkün değildi. yarış sahnelerindeki manyaklıklar ise ayrı bi olay. tam çizgi filmlerde olacak şeyler oluyor. bi uçanla kaçan kurtuluyo adamların elinden. mübarek araçlar yan yana geldiği zaman habire vites atıp duruyolar. sanki 20 tane vites varmış gibi tek düzlükte 4 kere arka arkaya vites artırıyolar ki o nasıl bir difransiyel sistemidir be höh... sonuçta gaydırı guppak bi film. sophia ya selam eder, gerisini bir kalemde silerim.
    Puan: 3
  • Cube - Cube

    domatesin çekirdeği kırmızı kırmızı

    hiç beklemediğim kadar iyi bir film çıktı. amerikanlaşmayan, ama kendini görsel anlamda ispat etmiş bir film bence. konu, mekan, senaryo derseniz gayet iyi zaten.
    Puan: 7
  • Evrim - Evolution

    pöh

    olmamış..... böyle komedi filmi olmaz yaw. bu kadar iğrenç yapamazdınız yani.
    Puan: 2
  • Kediler ve Köpekler - Cats & Dogs

    çocuk filmi olmuş

    chicken run gibi bişiler bekledim ama yok... kendi çapında çocuk filmi olmaktan öteye geçememiş..
    Puan: 4
  • Örümceğin Maskesi - Along Came a Spider

    hehoy

    sonu sürprizli. çok iyi. gerisini salla. fazlaca bayık
    Puan: 6
  • Hırsız Avı - To Catch a Thief

    ortaokulda da başlık atamazdım ben; o yüzden türkçe notlarım hep kötüydü...

    izlenmesi gereken klasik bir film bence. hele bir de orijinalini bulursanız... klasik filmlere sonradan renklendirme falan gitmiyo da o açıdan yani
    Puan: 8
  • Akıl Defteri - Memento

    Fight Club kadar vurucu bir film daha var mı dedim kendi kendime. varmış demek ki...

    bu lezzette bir film türkiyeye gelmiş de aylar olmuş. haberim yok. sağolsun güzide TVlerimizdeki onca sinema programında bu filmle ilgili 2kare görüntü izlemek nasip olmadı. memento bir efsane halinde büyüyor derim. IMDB sitesinde şimdiden 9. sıradaki yerini almış. demek ki "tersten oynuyo diye de büyütmeyin bu kadar" dememek lazım. hayatınızda kaç tane tersten giden film izlediniz? ve o kadar kafa patlatmama rağmen hiç bir mantık hatası bulamadım. (ama bu konuda çalışmalarım devam edecek) Konuyu tam anlamadım diyenlere önemli not: konu tam anlaşılsın diye yapılmış bir film değil zaten. yani filmin sonunda illaki "katil kahya" sonucunu elde etmeniz beklenmiyor. sinemafanatik sitesindeki açıklama için de arkadaşlar haybeye kasmış bence. Eyes wide shut filmini %100 anlayabildiniz mi sorarım? ya da, fight club da konu neydi? herkes almak istediği dersi almakta serbesttir. nasıl ki soyut bir resim her insan üzerinde farklı bir etki bırakır. kimisi o resimdeki duyguyu görebilir, kimisi karmaşık renklerden başka bir şey anlayamaz, bu da öyle bir şey. ne kadar kafa patlatırsanız o kadar anlam kazanan bir film bence. ama algılama insandan insana göre değişeceğinden herkesin farklı bir noktaya ulaşması da doğal. zaten bu filmdeki temel bir nokta da bu değil mi? insanın kendi kendini kandırması....... Fight Club ın en son karesini hatırlayın ve kendi kendinize bir kez daha sorun
    Puan: 10
  • Şövalye - A Knight's Tale

    hilkat garibesi

    komedi desem değil, çünkü hiç gülmedim. macera desem değil, çünkü sıkıntıdan bayıldım. aşk filmi desem hiç değil, çünkü kızla oğlan ne zaman aşık oldular anlamadım bile. bu kadar baştan savma, saçma sapan film olamaz. konu yok, karakter yok, kurgu yok. ha, vardı da biz mi yok dedik? olsa söyleriz..
    Puan: 2
  • Hızlı ve Öfkeli - The Fast and the Furious

    internet üst kurulunu öpeyim

    80 yıllarda video modasının gazıyla çevrilmiş 3. sınıf video filmlerine benziyor. 2000li yıllarda böyle sinema filmi olmaz. bu film olsa da buna sinema filmi değil, başka bişi derler
    Puan: 2
  • Yüzüklerin Efendisi Yüzük Kardeşliği - The Lord of the Rings - The Fellowship of the Ring

    9 point 9

    filmin müthişti. ancak dublaj olayı biraz bozmuş. önceden kitabını okuduğum her film bana hayal kırıklığı yaşatmıştır ama bu film beklentilerimi karşılamak bir yana aştı da. en az 2-3 kere daha izlerim diye tahmin ediyorum.
    Puan: 10