Öykü
Ne kadar vahim ve akıllara zarar bir öykü olduğunu iyice özümseyelim diye, film ile ilgili basın bülteninden alıntı:
Fransız ve Kızılderili Savaşlarının eski bir kahramanı olan Benjamin Martin, ailesiyle huzurlu bir hayat yaşayabilmek için savaşmayı sonsuza dek bırakır. Bir zamanlar kurnaz, başarılı ve vahşi bir asker olan Martin, ona tüm vahşi geçmişini unutturan ve huzurlu bir gelecek vaat eden iyi bir kadınla evlenir. Yedi çocukları olur. Fakat bu sefer de İngiltere ile bir anlaşmazlık baş gösterir. Savaş kaçınılmazdır. (Eyvah!)
Kendini ailesine adamış olan Martin, tekrar savaş alanlarına dönmeye hiç de istekli değildir. Savaşa katılmak istemez vesaire, vesaire (çok sıkıcı yahu). Benjamin'in büyük oğlu Gabriel ise oldukça farklı düşünmektedir. Babasının aksine herşeyi göze almaya hazır olan Gabriel savaşa katılır. ( Vah, vah!)
Derken acımasız Albay Tavington'ın komutasında İngiliz ordusu Martin'in kapısına kadar dayanır ve aniden hayatta en çok değer verdiği şey olan ailesinin yaşamını tehdit etmeye başlar. Martin, Güney Carolina'yı tehdit eden bu tehlikeden kurtulmak için vatansever ve idealist oğluyla birlikte İngilizlere karşı savaşmaya karar verir. Böylece Martin'in önderliğindeki milisler, amansız ve çok kuvvetli olan İngiliz ordusuna karşı savaşa başlarlar. (Yürü be koçum!)
Bütün bu olanlar arasında bu gözüpek kahraman ailesini korumak için tek yol olduğunun farkına varır: Genç neslin özgürlüğü için savaşmak.
(Vay be...)
Notlar:
- Devrimci savaş kahramanı General Francis Marion'un gerçek hikayesinden sinemaya uyarlanmış. Esinlenilmiş desek daha doğru.
- *Kıllandım ya filme biraz bakim dedim şu general nedir, ne değildir? Kendisi savaş kahramanı imiş, caddelere, maddelere ismi verilmiş, önemli bir adammış. Savaşta kullandığı gerilla taktikleri sonucu "The Swamp Fox" lakabını almış. Bataklık Tilkisi yani. Bunun yanında kölelere çektirdiği ızdıraplarla da tanınırmış. Saygın bir Amerikan vatandaşı olarak ölmüş.
- Filmde anlatılan hayat hikayesi, başarılı general konumu dışında biraz hayal ürünüymüş. Zaten karakterin ismi, senarist istediği gibi atıp, tutsun diye değiştirilmiş. O da acımadan atmış, yakalayabilene aşkolsun. Kısacası yukardaki amca yarı hayal ürünü bir kahraman. İnsanları salak yerine koymaya çalışan zihniyete ne demeli bilmem ki.