Sense and Sensibility
Şimdi efendim, sinema sanatını efendice takip eden, gönülden seven herkesin bildiği bir gerçek vardır ki bu noktaya bir film yaparken (gerekmekteyse tabii) dikkat edilmesi gerekir:
Diyelim ki ben Amerikalı bir yönetmenim, (bakın bire bir örnek vermiyorum)üç beş Alman'la üç beş Rus'u yanyana koyup film yapçam bi tane. Ben bir Amerikalı olduğuma göre, aşağıdakilerden bir tanesini seçebilirim:
1..Almanlar Almanca, Ruslar Rusça konuşurlar, aktörleri ona göre seçerim, gerekli yerlere de ingilizce altyazı koyarım bi güzel. Güzel olur böylesi, gerçek olur.
2..Almanlar da Ruslar da İngilizce konuşurlar, fakat her ikisi de konuşmaları gereken aksanla. Titiz bi aktör seçimi ve çalışma ister bu durum. Birinci durum kadar gerçekçi olmasa da gerçekçiliği yitirmemek için kullanılan bir hiledir zaman zaman.
3..Ya da salarım hepsini ortaya, herkes takılır kafasına göre, umrumda deildir benim. Bu filmdeki gibi her bi milletin ferdi tek bi ingiliz aksanı kullanaraktan (e napsın adam anadili ööle) konuşur, David Copperfield havalarına girer Ruslar, "Jane Austen'den uyarlama diil miydi bu senaryo" dercesine dolaşırlar ortada, bense kameramı sallar keyfime bakarım koltuumda. Noolur peki sonra?
Bu durumu farkeden bi izleyiciye ağzınızla kuş tutsanız yar olamazsınız artık. Sizin bu işi önemseyecek titizliğe sahip olmadığınızı anlamıştır, ona bu kadarcık bi gerçekçiliği çok görmüşsünüzdür ve o bunun farkındadır, öylesine bi çekiverip atıvermişsinizdir filmi ortaya. Onun gözünde bi hiçsinizdir artık, hatta yoksunuzdur, hiç yaşamamış gibisinizdir, sizin gibi bi yönetmeni yoktur artık onun.
Sonrasında güzel sahnelerle donatırsınız ekranı, güzel bi nehir sahneniz vardır mesela elinizde, üstüne biraz müzik, sonra keskin nişancılık hikayeniz de vardır -kolay işlenir, ilgi çeker-, sonra bi tane aşk hikayesi, hatta "public sex" de olsa bi tane ne de güzel olur, sonra kendini feda eden bi kahraman olmadan olmaz, bi de şey olmalı.. küçük bi çocuk olmalı ki dramatik sahnelerimiz de eksik kalmasın, "Savaş" olayını yeterince dramatize edemiyoruz çünkü, ille de çocuk lazım bi tane. Olmadan olmaz. Çocuk.
Yaw ben bu filmi sinemada keyifle izlemiştim zamanında, şimdi üstünden giderken kıl olmadan edemiyorum. Halbuki Stalingrad'ın öyküsüydü, çok önemliydi bu cephe, hoşuma gitmişti konu... bu açılardan insaflı olunmalı not verirken pek tabii.
Puan: 6