Manolya
Magnolia
1999
Ortalama Puanı: 7.7
Öykü
Kanserden ölüm döşeğine düşmüş, son arzusu oğlunu görmek olan yaşlı Earl.
Parası için evlendiği kocasına aşık olduğunu, kocası ölüm döşeğinde iken fark eden genç Linda.
Ailesi ile başa çıkması gereken ünlü televizyon yıldızı oğul Frank.
Bilgi yarışması dahisi, herşeyin cevabını bilen fakat babasının sevgisini nasıl kazanacağını bilemeyen ufaklık Stanley.
Hayatını düzene koyamayan, oğlunun zekası üstünden geçinen baba Rick.
Şöhreti paslanmış, hayata asılmaya çalışan, 60'ların bilgi yarışması dahisi Donnie.
Aileler için sembol haline gelmiş fakat imajına tezat düşen yarışma programı sunucusu Jimmy.
Kocasına her zaman sadık kalmış, onun son ve en kötü itirafını öğrenmek üzere olan Rose.
Gerçekleri birilerine anlatmak isteyen, kokain bağımlısı genç kız Claudia.
Basit bir araştırma sırasında aşık olan, kararlı polis memuru Jim.
İlgilendiği yaşlı adamı, oğluyla biraraya getirmeye çalışan hasta bakıcı Phil ve sokaklarda yaşayan semtin gözü kulağı Dixon.
San Fernando Vadisinde bir gün. Bir şekilde birbirleriyle bağlantılı sürüsüne bereket insan ve bir gün içinde yaşadıkları duygular, raslantılar, olaylar, farkına varmalar.
Notlar:
- 2000 Akademi Ödülleri'nde üç dalda aday gösterildi fakat ödül alamadı.
- Aynı yıl Uluslararası Berlin Film Festivali'nde en iyi film dalında Altın Ayı Ödülü ve Jüri Ödülü kazandı.
- Tom Cruise en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında Altın Küre kazandı.
İzleyenler ne demiş?
çok heycanlıyım
yaw nası olur ? şimdi bu filmi izleyen ilk zuxxi'ci ben miyim yani ? allahım ne büyük bir onur bu... :) Belki de filmi yorum yapmaya değer bulmamış da olabilirsiniz, eğer öyle ise haksızsınız diyemem. Özellikle benim gibi 21.30 matinesine girdi iseniz, 3 küsür saat boyunca ağır aksak ilerleyen bu filme katlanmanız gayet zor olmuştur... Aslında mevzu ve bu mevzunun filme uyarlanış şekli oldukça ilginç ama bir de sahneler ve diyaloglar o kadar uzun sürmese ve sonuç olarak film de biraz daha kısa tutmuş olsalar, sanırım daha az sıkıcı olurdu ve mesajlarını daha kolayca ulaştırabilirdi izleyiciye... Biraz iyimser yaklaşarak 5 verebiliyorum...Başarılı...
Gerçi ben sinemadan çok anlamam ama böyle bir kurgulama tekniğini ilk kez bu filmde gördüm ve büyülendim açıkçası.. 3 saat boyunca koltuğa çakılı kaldım. (Bu arada sinemadan anlayan arkadaşlardan ricam eğer daha önce herhangi bir filmde benzer bir kurgu gördülerse bunu bana haber verebilirler mi?) Film çok çok iyi bir giriş yaptı ve ortasına kadar çok iyi gitti. sonra hafif bir sendeleme yaşadı ve o muhteşem kurbağa sahnesi beni şoktan şoka soktu! (Bu arada sizce "kurbağa"nın bir anlamı var mıydı? Bunu çok çok merak ediyorum.) Kamerayı da çok başarılı buldum. American Beauty'deki "cast"'teki gibi bu filmdeki cast de çok oturaklıydı. Herkes hakkını vermiş bana kalırsa. Özellikle Tom Cruise gerçkten de ödülünü hakedecek kadar iyi bir oyun çıkarmış. Üstte fish'in yaptığı "uzun sürme" yorumuna pek katılmıyorum. Çünkü kanımca bir filme "ha,bak bi mesaj var ve bu mesaj çok kolayca ve kısa yoldan -eh hadi hakkını yemeyelim biraz da sanatsal bir yoldan- ulaştırılsın" mantığıyla yaklaşmak çok çok da doğru olmasa gerek. Umarım benim aldığım keyfi sizler de alırsınız.bu sizin hayatınız...
sizin hayatınızda giriş, gelişme, sonuç var mı? hayatınızın hangi bölümündesiniz?burada bu filmi beğenmediğini söyleyen ve gitmenize engel olabilecek bi çok kişi olacak, ama dediği gibi adamın, engelsiz bi yol sizi bi yere götürmezdi ki!guzel
ben filmi biraz karisik buldum ama sonlarina dogru begenmeye basladim en sonundaki kurbagali sahneler mukemmeldi gidin bencepek hos
pek hos bir yapit. ne guzel de dusuyo kurbagalar oole dimi?? muzikleride fena degildi, gidin gidin..6...
Tamam ilginçti ama çok konuştular. Ben bi yerden sonra baydım ve susun yeter artık dedim. Kurbağa sahnesi çok iyiydi ama niyeydi anlamadım.Oldukça iyi
Aksiyon veya komedinin dışında biraz bunalımlı, biraz romantik, çok az da komik (respect to cock!) bi film, 3 saat boyunca iyi vakit geçirdim. Giderseniz iyi olur. O kurbağa olayının 1800'lerin sonunda ingilterede mi ne harbiden olduğunu okumuştum bi yerde ama ne kadar doğru bilemem. Eğer boş 3 saatiniz varsa kaçırmayın, nüziklerde harikaydı, soundtracki çıkarsa alacam.nefis
Hollywood'un son zamanlarda uzun ve anlamlı filmlerine bir örnek daha.Film hakikaten çok etkileyici,oyunculuklar iyi.Müzikler çok iyi seçilmiş ve muhteşem.Kurbağa olayı aynen dlgıç olayı gibi olmuş(inanmak zor da olsa)bir olay.Neyin ne zaman olacağını bilemezsiniz hesabı.Kesinlikle gitmeli.Ve unutmayın:Geçmişi unutabilirsiniz ama geçmiş unutmaz.boş bir film
millet sizi keklemeye çalışıyorlar eğer 3 saat boyunca sıkılmak ve filmden salakça anlamlar çıkarmak istiyorsanız gidinCok cok guzel, harika ve 10 kadar
BEnce film tek kelime ile mukemmel degisik olaylardan cok degisik mesajlar vermeye calisiyor.BUnun yaninda bu farkli mesajlari tek bir mesaj altinda toplamayi basariyor. Biraz sinirlama veya ukalalik olacak ama sinemadan ve filmden anlayan dusunebilen insanlarin kesinlikle begenecegi bir film. Zamanimizin butun sıkıcılığından bıkmis insanlara hiatp eden cok guzel bir film. Bence kacirmayin... nazar degmesin diye 10 vermeyecegim.iyiymis gercekten...
hem p.t. anderson'un filmi, hem de bir suru insan bunu short cuts'a benzetti (andirmiyo da diil), ben hic sanmiyodum bu kadar sevecegimi. ne de olsa boogie nights tam montaj duzmani yonetmen imaji uyandirmisti bende. ama cok cok begendim, o ortalardaki sarki soyleme sahnesinde bence olay kopuyor zaten. oraya kadar sevip sevmedigine karar veremeyenler ya filme bayiliyor, ya da nefret ediyor sanirim o noktada. ve orasi olmasa (ayrica birkac "film olma durumu" referansi daha: phil'in telefon konusmasi ve kadin aglarken televizyonda oynayan soap opera) gayet banal, basit ve bayici olabilecek bir film, bence bu senenin en iyi filmlerinden biri oluveriyor. american beauty ile beraber. ama rahat koltuklu bi sinemada gidin, dun fitas'ta izledik, hem aradan sonra sessiz gosterdikleri icin 10 dakikalik bir bolumu iki defa verdiler, hem de sert koltuklardan hala sirtim agriyor.1999 ultra yapımlara gebe imiş.
Ne güzel bir filmdi yarabbül alemin.3 saat sürdü, neden 9 saat sürmedi dedirtti.Komik idi, duygulu idi, aramadığım şeylerde dahil olmak üzere herşeyziyadesiyle var idi. tebrik ediyorum ben.başyapıt
filmi başından sonuna kadar aynı heyecanla izledim.tempo hiç düşmedi. herkese tavsiye ederim.soundtracki de film kadar başarılıydı.Ne desem ki??
Yaw aslında konu harika yane ayrı insanların farklı hikayeleri olayı aklıma pulp fiction gelmişti duyduğumda o yüsden merak içinde gittim filme.Yine söylüyom konu harika yani düşünce,oyunculuk desen züper ama yönetim biras sarmadı beni . Özellikle ilk bölümde hikayeleri çok ağırdan alıp ikinci bölümde daha da ağırlaşması 2. saatin başlarında acep nasıl biter sorusunu uyandırdı bende tam o sırada da gökten kurbağalar yağınca tamam dedim al sana bi yarım saat daha . Sonuçta dialogların uzun ve bazılarının gereksiz olması izleyiciyi sıkıyo düşüncesindeyim.burada senaryo(o da giriş ve gelişim; sonuç pek bağlananmamış ), oyunculuk,müzik,kamera , kurgu hepsi 10 alır ama yönetim anca 5 lik.sonuçta ortalama 7 yi geçmez derim.tomun böle salak bi filmde ne işi vardııı
bu ne yaa çok bonkörsünüz arkadaşlar ne bu puanlar galiba farklı filmlerden bahsediyoruz...benim izlediğimde çeşit çeşit insan vardı ve film bi sahneden öbürüne atlayıp duruyodu bi tarafta polis memuru bi tarafta tom bi tarafta yatakta homurdayan bi adam,camdan fırlayan çocuk,öldürülen üç adam....yaw ben bunları bi türlü biaraya getirip de konuyu belirleyemedimmm yarım saat zor dayandım mısırım bitince çıktım vallaaBAşlık Bulamadım
Çok İyi, 3saat 40 dakka sizi baymıyosa kesin gidin. Cruise çok iyi. gerçi herkez iyi. Filmin Sonunda Çok Dumur Bi Sahne Var. SeViceksiniz İşte.kesinlikle gorulmeli
bu film hakkında ne yorum yapılabilir bilmiorum ama kesinlikle sooliyebilecegim şu:gerçekten degişik ve ilginç bi film.yalnız oole "bu sizin hayatınız" şeklindeki yorumlara kesinlikle katılmıyorum.bu,film hakkında yapılabilecek en ucuz ve de en basit yorum.bu birçok hayattan alınan kesitler ve bir araya gelince gerçek bir hayat oluşturuyo ama bu kesinlikle kimsenin hayatı diil;çünkü bunlar çalınmış,sahiplerinin elinden alınmış hayatlar.ve boyle bi film için kesinlikle sonundaki kurbaga yagmurundan ii bi final düşünülemezdi.ve son olarak:filmin sonunda herşey mükemmel olarak birbirine baglanmıyo ve birbirini tamamlamıyo,ama hayat da oole diil mi zaten?görülmeye değer...
evren gitti bu filme kendisi benim ablam olur.. çok beğenmiş ama ne diyeceği konusunda kararsız... ben de ona yardımcı olayım dedim ama maalesef söyleyecek bişi bulamadı.. öyle yani gidin görün...Sabrettim ama deydi...
Öncelikle son iki haftadır bu filme gitme teklifimi kabul edip son dakkada beni eken arkadaşlarıma burdan teşşekkür etmek istiyorum. Zaman kısıtlı, film uzun bir türlü denk getirip de gidemedik, bu arada yakınımdaki insanları daha iyi tanıma fırsatını buldum, filme gidince de tüm insanlara dair bi şiler öğrendim, hoşça vakit geçirdim dondurma yedim falan. Beklediğime değdi yani.. Bu arada kurbağa olayına açıklık getireyim: Eğer bir filmde (veya romanda, oyunda) çok fazla karakter kullanıyorsan neticede bunları ortak bir noktada kesiştirmen gerekir ve kurbağalar da bu işe yarıyor işte! Hem de nasıl yarıyor, yeme de yanında yat. Son olarak 'respect your dick' diyorum.Gavur yapmış...
Kurgu, çekimler, müzik, oyunculuk hepsi birden çok çok iyi... Sadece seyrederek güzelliği anlaşılamayacak bir film.. Üzerine uzun uzun düşünmek gerek.. İki kere gidilesi bir yapıt..simdik
corpus arkadasa diyeyim once, robert altman'in "the player" (oyuncu) filminin kurgusu aha iste aynen boyle. ben filmis seyrederken de dusunduydum "lam adam oyuncu'nun kurgusunu copy-paste yapmis, puahahah" diye. ama olsun, film basariliydi, her ne kadar bazi konusma, konusamama, mimik belirtme (ozellikle tom cruise'un zirildama ile nefretini babasina kusma arasinda gidip gelmesi sirasinda) kisimlarinda esneme nobetlerine tutulduysam da 3 saatlik bu film beni asla baymadi (ozellikle ikinci yari surukleyicilik acisindan cok iyiydi) kurbaga olayina gelince, arkadaslar boyle bi olay amerka tarinde bi kez olmus cidden bakin, orda hani bu firtina el nino geyikleri cokca olur ya. heh iste onnardan birinde cok guclu bi hortum, buldugu zevalli kurbaalar ve dahi kertenkeleler de dahil olmak uzere herseyi ordan orya savurmus. sanirsan senarist bu enteresan olayi biraz abartarak (ulen bu hortum da amma seciciymis, kurbaalari agarlik merkezlerini, kutle bolu hacim hesaplamalari yaparak mi ayirmis da bizim adamlarin kafasina puskurtmus diye dusunuyon hani) filmine yerlestirmis. bu da cok dogal, filmlerde her zaman olagan seyler gormek istemek sacmalik. hayat zati yeterince banal oluyo, sinemanin ise bi sanat dali olarak bu tur abartilari insanlara sunmaya hakki var. ay of iyi tras yaptim hade bakalim... simdu oy veriyim:yav ben kazmagul aslinda. 2. kez yazilamiyomus, bisiy duzeltcektim
robert altman'in butun filmlerini kardes gibi seven ben aha iste bu yuzden karistirdim onnari birbirune. kurgusu manolyaya benziyen "short cuts"tir, turkceye ne alakaysa "sosyeteden insan manzaralari" diye cevrildi.güsel ama bayıcı
Film aslında izlediğim en ilginç filmlerdendi hoşuma giden kısımları çoktu.Kurgusunu ve aradaki geçişleri de çok beğendim.Amaaaa arkadaş film ilerlemiyor yaw sürünüyor 3 saati geçti ve bazı yerlerde çok sıkıldım konuşmalar çok fazla tabii ki o kadar insanın hayatını anlatmak kısa bi sürede olmaz ama ne biliim çok bayıyodu.Sonuç olarak elinize cips,kola vb. tarzı şeyler alarak ve rahat bir şeyler giyerek gidin.Müziklere ve Tom Cruise a da dikkat pls.görülesi bir film
Bence gayet ilginç ve de iyi bir filmdi özellikle kurgusu , oyuncuların seçimi ve de müzikleri açısından...mesaj kaygısı polemiğine girmek istemiyorum. gayet uzun bir zaman diliminde seyircinin ilgisini toplamayı başarıyor-zaman zaman tansiyonun düştüğünden dem vuranlara da bir nebze hak vermiyor değilim ... onca insanın hayatını bir noktada birleştirme çabasından ileri geldiğini düşünüyorum...bence fight club filminden hoşlananlar bu filmden de keyif alacaklar.çok iyiydi
mükemmel bir film.çünkü filmde tek bir kahraman üzerine kurgulanmış bir hayattan çok daha fazlası var.filmde 4-5 tane insanın hikayesi çok iyi anlatılmış.bir adamınki bitmeden hatta en heyecanlı yerdeyken kesilip diğer bir elemana geçiliyoır.olaylarda hiçbir abartı olmadığı gibi herbiri bizimde başımıza gelebilecek kadar sade olaylar. ders alabileceğimiz çok şeyler var.her oyuncu üzerine düşen görevi yapmış.finalde kurbağa olayı zaten çok dahice bir fikir.bence herkes izlemeli....
Sezonun en iyi Filimlerinden biri
Filim de kurgu ger çekten iyi yapılmış.uyun culuk bence çok iyi.karakterler ger çekten iyi bir şekilde işlenmiş.ben ce filim uzun ama sıkmıyor. eyer iyibir sinema takip çisi iseniz kaçır mayın di yorum.özellikle kurbağa olayını.- rezaletttt
Okumadan anlamak yok
Babalar bence mis gidi film.Aktorluk guzel oyle peygamberlere verilen cinsten mucizeler gosteren adamlar yok arti filim boyunca cok az sey yolunda gidiyor (ayni hayatta oldugu gibi) Kendini seyredecek kadar cesur olanlar kacirmasin.ıyıdır
bence gercekten guzel bir film bana guvenin en azından size sunu garanti edebilirim tam 188 dakika boyunca canınız hic sıkılmayacak .Fılmde ınsanların pısıkolajısı cok ıyı ırdelenmıs benı dınleyın bu fılme gıdınbu ne ya
bir kaç tane film çekmişler ayrı soora bunları birleştirmeye çalışmışlar ama becerememişler durumu kurtarmak için bide gökten kurbağa felan yağdırdılar bide filmin bi yerinde insanlar şarkı sööleyip mesaj verdiler yaw madem şarkıyla verecektin mesajı ne diye film çektinki heç bende 4 çalışır sınıfta kaldıNe kurbağalardı be
şimdi bu filmi yapan arkadaş film yaptığını zannediyor.ayıp be bunu 5 yaşındaki bebede yapar.ama şu varki tom iyi oynamış hele kamışa saygı lafı yokmu bitirdi be beni.allah var yönetmende olayı iyi kıvırmış ha film zora girdiğinde adam düşünmüş ne yapmalı(bu yönetmen küçükken kurbağaları hiç sevmezmiş zaten)sonra karar vermiş hep yağmur mu yağacak demiş,film zaten garip olaylardan da bassediyor,hadi kurbağa yağdıralım demiş ve dünyadaki tüm batakalıkları gezip kurbağa toplamış.aferin sırf bu çaban ve seçtiğin o koca kurbağalar için sana benden bi dörttt...Quentin Tarantino ve Pulp Fiction hesabı
Film vasatüstü.Oyuncular gayet iyi.Ama kardeşim,böyle bir filmi çekmek o kadar kolay değil,çok dikkatli olmak lazım,iyi kurgulamak lazım,izleyicinin dikkati dağılabilir,bu dikkat dağılmasını önlemek lazım,mantık silsilesini oturtabilmek lazım,en sonunda da konuları birbirine iyi bağlayabilmek lazım.Yani,lazım da lazım.Bu film bunu başarabilmiş mi?Pek değil.Bişeyler yapmaya çalışıyor ama gayet şuursuz.Yani paso doldur boşalt yapıyor,doldur boşaltın sonucu nedir,bir hiç:Filmin de sonucu bir hiç.Quentin TARANTINO'dan ve Pulp FICTION'dan etkilen ama etkilenmekle kalma sadece.Araştır ,öğren. Ve filmine de ASLA ve ASLA kurbağa yağmuruyla son verme!Son verirsen ne olur? Benim gibilerin ağzına sakız olursun.gittim gördüm düşündüm
Esasen filmi hiç begenmedim. Film normal bi konusma temposuyla 2 saatte bitermiş niye kasmışlarki! Ama yine de filmde insanı uzun süre etkisinde bırakan bir şeyler var bence. Gidin görün derim.ne gerek var cinsinden bi film
ilk yarıda yuyuduk. filmin arasında dondurma yedik. en güzel kısım oydu. biri bana bu filmin ne diye çekildiğini anlatsın. tom abi vucut yapmış onu gördük de bunu göstermek için film çekmeye değer mi?Ne bu yaaa...
Ne bu bilader yaa.. valla şu yazılarınızı okuyum didim biraz, içim bayıldı yaa.. ne tutarsız heriflersiniz hepiniz.. kimi 10 vermiş kimi 1.. ayıp yaa bize de yazık. ama suç bendeee.. gelip sizin şu yazılarınızı okudum, sinemadan soğudum yaa.. hadi bakiyim bi daha olmasın. bi de.. sanırım ben bu filme giderim.. hadi bakiiimm.. eyvallahustune yorum yapmasi zor bi film
ama kamera hareketleri falan...izleyiciyi boylesine zorlayan filmleri sevmeye basladim galiba..yoksa turk genci olgunlasiyormuydu?? sevdim...şu son bölüm olmasa
filmde konu veya konular diim oldukça ii oturtulmuş birbirine... son bölüme kadar film gayet akıcı gidiyor ancak son bölümde insan filmin yarın sabaha kadar süreceğini düşünüyor. 3 saatlik film bunun yüzünden 5 saat gibi geldi bana valla. Ayrıca filmde işlenen temalar güzel olamasına rağmen o kadar tekrarlanıyo ki aptal gibi hissettim ben kendimi. filmin sonu kurbağalardan başka şekilde de bağlanabilirdi yane... oyunculuk fena diil ama tom cruise da hiç oscara adaylık bi oyunculuk göremedim. Neyse film genel olarak fena diil diim ben.Son pişmanlık
Fayda etmiyor. Fakat bir yerde etmese ne olur ki? İlk yarı başdöndürücü. Aspirin aldıktan sonra daha rahat seyredilebilinir.daha iyisi olamazdi
Amerikalılar kendi hayatarını eleştirmekten zevk almaya başladılar sanırım;ama bence iyi yapmışlar.Hemen herkes oldukça başarılı-bunu Tom Cruise'u donuyla görene dek "Bu adam da kim?" diyene kadar farketmedim...1. yarısı ve 2. yarısı
filmin il yarısı oscar adayı, 2. yarısı bi bok adayı olamaz, bende yarı yarıya veriyorum, iki yarısıda birbirinin puanlarını etkiliyooo sonuçta puan 5 oluyoooooobi saniye
bana göre gerçekten güseldi.Arkadaş öfleye pöfleye izledi bu filmi.Fakat sanırım benim şanssızlığım olacak (ya da sinemadaki kişilerin anlayışsızlığı)salonun yarısı filmin ilk yarım saatinde salonu terkettiler.Anlayışsız insanları burdan esefle kınıyorum.Ve 10 puan veriyorum...BEN ANLAMADIM ARKADAS
filem gitmeden once film hakkinda hicbir fikrim yoktu.hic kimseden veya yazardan yorum okumamıstım.kız arkımla gittik bileti aldık 21.45 e.sonra bi baktık film 190 dk.neyse bi garip basladı film.kız arkıma dönüp "tarz bi film galiba" dedim.dooru demisim.kiz arkım ilk yarı uyudu.2. yarıda filmi terketmeye karar verdigimiz an s,nema dışındaki afişe iliştirilmiş bi eleştirmenin yazısında sonunda olayların baalandığını filan okuyup son bi ümitle 2.yarıya devam ettik.ama abi ben bu filmden bi bok anlamadıııımmmm!!!ne derseniz deyin.eger birsey anlatılmak isteniyorsa neden herkesin anlayacagi bir sekilde anlatilmiyor.adam kasmis da kasmis.sadece müzikleri cok iyi.soudtrack i alinir.sanatsal derin manalar aranacak bir film.otur düşün dur burda ne demek istenmis su ne manaya geliyor filan diye.degisik olan herşeyi seven ben bile bu filmi sevemedim bi türlü.sıkıldım patladım ama sonuna kadar seyrettim.190 dakkamı geri istiyorum!manolya
Thomas Ansderson Filminin daha başlangıcında bize öylesine şaşrtıcı olaylar sunuyor ki, "hadi canım sen de tasadüfün de böylesi..." cümlesi hepimizin kafasından geçiveriyor. Giriş az biraz belgesel tadındaki anlatımıyla bize göz kırpıyor. filmin asıl öyküsü başladığında hep o şaşırtıcı olayların ışığı altında böylesine şaşırtıcı şekilde olayların gelişeceğini umuyoruz. hani nasıl bağlanacak olaylar, nasıl ince tesadüflerle birleşecek yaşantılar diye sabırsızlanıyoruz. ama film bizim bu sabırsızlanma sürecimizde bile doğallığıyla ve tesadüften uzak yaşantısıyla kendini izlettiriyor ve sakinleştirerek en nihayetinde aradığımız cevabı veriyor. İki tane adam Jimmy ve Earl, ikisi de kanser ve öleceklerinin bilincindeler.İkisi de geçmişlerinde şimdi onlara pişmanlık verecek olaylar yaşamışlar. onlar geçmişlerini unutsalar da geçmiş onları unutmuyor ve bu "hata"larını yüzlerine vuruyor. Jimmy Eral'in prodiksiyon şirketinde 30 yıldır yarışma programı sunuyor. Frank babasının onları terketmesini, Jimmy nin kıza ise babasının kendisine tacizini affedemiyor. Jim, Jimmy nin kızıyla bir ilişkiye başlıyor, Stanley ve Danny aynı yarışmanın - Jimmy nin sunduğu yarışma - ünlendirdiği iki dahi...Filmde kimsenin hayatının bir yerinde olmayan her şeyi bizim gibi izleyen tek karakter Phil oluyor. İzliyor, düşünüyor, anlıyor ve ağlıyor. filmde karakterler işte böylece birbirine bağlı. peki hayatı nasıl kesiştiriyor diyorsak cevabı aslında çok basit: aslında hepimizx benzer nedenlere benzer sonuçlar alıyoruz bu hayatta. acılarımız asla dinmiyor ve dinmeyecektir de biz kendimize bir yanıt verene kadar. Thomas Anderson böyle birbirinin içindeki hayatları birbiriyle bir yerlerinden kesişen yaşamları taa en başından dalgıcın ölümüne neden olan pilotun evinden başlayarak tüm karakterlerin evine manolya resimleri koyarak ve tüm karakterleri manolya bulvarından geçirerek isimlendiriyor filmini. Filmin sonundaki muhteşem kurbağa yağmuruyla da başta dediğimiz "tesadüfünde böylesi" cümlemize: "hayır, aslında bunlar olan şeyler" diyerek karşılık veriyor.Harika bir film
Oyle bir film ki, sinema ustune biraz egitimi olan, kamera acilari, kurgu vb. sinema sanatina deger veren, ozgun senaryo arayisi icinde olan gitsin. Ozellikle polisle kizin ilk karsilasmalarindaki kareye bakin. Oyle bir acidan oyle bir aydinlatmayla cekilmis ki, yonetmen polisin otoritesinde ezilen kizi cok iyi vermis. Hareketli kameralar da yerinde kullanilmis. KAfaniz biraz karisiksa(!), bosuna gitmeyin verilenleri algilamayabilirsiniz. Ama azicik egitiminiz varsa, kacirmayin ve lezzetli bir film nasil olur gorun.yaşasın kurbağalar
Baba varya filmin sonundaki kurbalar tom denen hipneden daha iyiydi. Herif holywoodun en çok kazanan elamanı ona bu parayı verenin aklına...kuyum. Sizi keklemek isteyen yüksek puan vericilere güvenmeyin olum yannış film yannışşşş. Ben manitayla gittim allahtanda film yerine başka şeyler yaptık hadi rastgele..puan vereyim
puan mi vereyim, yoksa filme mi vereyim bilemedim yukarda detayli anlatmislar aslinda bize dusmez begendiyseniz bence bir daha izleyin insan ilk seyredisinde umitsizlige kapiliyor, o kadar karanligi ve mutsuzlugu ama konuyu bilip de ikinci kez gidince gorsel olarak enfes anlar yakaliyor hatta ucuncu kez gidin, hatta sabah aksam yemeklerden sonra alinuntitled
ya bu filme sabah dinç kafayla gittiğiniz sürece sorun yok ama sakın ve kesinlikle 21.30 denemeyin. Filmin ilk 45 dakikasında kafama ağrılar girdi kim bu bu adam onun nesi falan anlamaya çalışırken. Sonrasıysa, ... tek kelimeyle mükemmel. Yine de ikinci kez izlemeye dayanamayacagım için 7 vereces artıkın.1999un en iyi filmidir
biraz geç kaldım ama şimdi diğerlerini okuyunca yazma gereği duydum. gerçekten de son zamanlarda son yıllarda gittiğim en güzel filmdi. kurbağa olayı ile ilgili bir düzeltme yapmak istiyorum; eğer dikkat ettiyseniz tam olarak hatırlamıyorum ama kurbağalar yağmaya başlamadan tam önce sokakta bir billboardda ışıklı şekilde incilden sure ve ayet numaraları yazıyor. o yazılı yeri okursanız, orada oğullar babalarının yaptıklarının cezalarını çekerler ve bir gün bunlarından sonra gökten kurbağa yağacak gibi birşey yazıyor tam metni hatırlamıyorum. zaten düşünürseniz göreceksiniz ki filmin teması da çocuklar ve babaları. gerçekten harika bir filmdi. herkes gitmeli. 30 haziranda kaçırmicam.Bir manolya var; manolyadan içeri.
Biraz geç kaldığımı biliyorum;ama benim de söyleyeceklerim var.Filmi herkes kıçından yani şu gözalıcı KURBAÐA sahnesinden eleştirmiş.Benim bahsetmek istediğim O aşk sahnesi.Hani eski yarışma çocuğu Donnıe Shmıt barmen çocuğa sevdiğini söylüyor ya...Ben o sahneye bittim.Bir de polise niçin hırsızlık ettiğini söylediği an...İmdattt
Vcd den 3 kere seyretme girişimimde de başarısız oldum. Daha doğrusu dayanamadım. Kurguymuş , kurbağamış anlamam film ilk 1 saat açısından rezalet. 1 saat acı çekip ed son iki saatte bana azıylakuş tutsa ne olur. Notta 0 yoktu veremedim. Sİz en iyisi M:I 2 ye gidin.... Bari Tom a antipatiniz olmazDOÐALLIK
Kesinlikle yılın EN İYİ FİMİ. Anlamak için kendinizden birşeyler vermezseniz sıkılırsınız. Tamamen doğal bir film. Herkesin başına her an gelebilecek olaylar anlatılıyor. Çoğu kişinin zannettiği gibi entellektüellikle ya da tesadüflerle ilgili filan değil. Filmde olan hiçbir sahne tesadüf değil. Bilakis sıradan ve doğal olaylar ama öylesine bir gerilim içinde aktarılıyorki... Kurbağa olayı yaşanmış bir olay. Tom'un kesinlikle en iyi oyunculuğu.İ ncil den "esinlemeler(exodus) 8:2 ye dikkat. İzlediğim en doğal film ve engüzeller arasında.Neden Nedeni doğuruyor.
İntahar sahnesi ile başladı. Kötülük yaparken de zekayı iyi kullanmak gerekiyor ya... İntahar eden çucuk zaten ölemez bunu biliyor. Çünkü atladığı yerin en alt katında bezden paravan var. Çocuk atlayacak ve o paravana düşüp ölmeyecek. Ne yapıyo. Aklını kullanıyo. Annesi ve babası hergün, herşeye kavga ediyorlar ve kavga sırasında babası karısını hep silahla vurmakla tehtid ediyor. Kaldıkları yer otel odası. Adam her kavgada kadını camın kenarında sıkıştırıp silahla tehdit ediyor. Boş tabancayı tetikliyip korkutuyor. Çocuk birgün tabancaya tek mermi koyuyor. Babası bundan habersiz tetiği çekiyor. O sırada çocuk hesaplarına göre, üst kattan düşüyor ve camdan çıkan kurşunla ölüyor. Yani babası katil. İşte senaryo bu tür, bir biri ile ilişkisi olmayan insanların hayatlarında hep tesadüfler olduğunu anlatıyor. Ama Tom Cruise'u beklemeyin. Çok az gözüküyor. Ve fazla da kendini sevdirmiyor zaten. Biraz çılgın ruhlu, kadınları hiçe sayan bir yapısı var filmde. Aaa neden böyleymiş onunda bir açıklaması var tabi. Çok zeki bir çocuk yarışmada birinci olacakken yarışmayı 1 cevapla kaybediyo. Tabi ki bir nedenden ötürü... Bir kadın aşık olmak istiyo. Ama olamıyo. Neden? Tabi bir nedenden ötürü vb... Herkezin nedenleri ise ortak. İnsanları mutsuz eden birşeyler var. Filmi beğendim ve arşivime koydum. Bence harika!hadi len
filmin birbirine örülmüş hikayeleri o kadar klişeydiki insanın güzel kurgu ve çekimlere olan bütün olumlu izlenimleri yerle bir ediyordu.. aynen boogie nights da olduğu gibi. geleceğin scorsese si veya altman ı diyoılar anderson için. ama ne yazık ki iki kurgu numarası ve 70 lerden 3-5 şarkıyla scorsese olunmuyor, ve klişe karakter dramalarıyla altman ve scorsese karakterleri arasında dağlar kadar fark var... sebepler bunlar,sonuç ise sinemada 2,5 saat geçirilen sıkıntı. ama sonunda ki kurbağa sahnesi o kadar orjinaldiki. kendi kendime "ancak bi mucize kurtarır bu filmi derken" yağmaya başlaması filme +2 puan vermemi sağladı.film değil, hayat
bu film saf sinema örneği.. hayır hayır, saf hayat.. yaşamın ta kendisi bu. 3 saatten fazla sürdü ve 'Keşke biraz daha sürse' dedim, hiç abartmadan. defalarca izlemek isterim bu filmi, 'Boogie Nights'tan bile iyi belki de.. Paul Thomas Anderson belki de yükselişine tanıklık etmemin de katkısıyla '90'lardaki en favori yönetmenlerim arasına sızıverdi, Tarantino'nun, Danny Boyle'un, Cameron Crowe'un yanına..çok iyi eleştiriler aldı ama
filmi izlemeye dayanamadım yaw. çok sıkıldım. bişi diyemiycem. ama çok çabaladım ilk cd yarısında yenildim üzgünüm. :/ puan veremiycem laf olsun diye yazdım iştegüzel bi çiçek, adı da güzel
Önce tüm sahneleri, konuşmaları aklımızı alt üst edecek şekilde ortalığa saçtı. Sonra hepsini tek bi kelime konuşmadan, hiç ama hiç acele etmeden süper bi müzik esliginde topladı. Hayran oldum Paul Thomas Bey'e, kutluyorum kendisini.