zuxxi.com//sinema|geyiks

fish

  • Matrix - The Matrix

    tv'de bile izlemem

    ben puan veren 105.izleyici olarak ortalamayı 0.1 puan aşağı çekebildiğim için çok mutluyum.. aslında bunu bile hak etmiyor ama ayıp olmasın dedik 3 verdik... tv'de rastlasam hemmen zap'lardim walla.
    Puan: 3
  • Basit Bir Plan - A Simple Plan

    Matrix rezaletini unutmak için iyi bir firsat, mutlaka izleyin.

    İnsana ruhundaki karanlık tarafı da hatırlatan ve kendinizi sorgulamanızı sağlayacak güzel bir film. Sinema denildiğinde yalnızca "aksiyon" anlayanlar hariç herkese tavsiye ediyorum. Yönetmenin; kış,kar ve hayvanlar gibi doğal unsurları çok güzel kullanarak başarılı bir sembolik anlatım tarzı yakaladığını da belirtmeliyim. Özellikle karlı arazilerin uzak çekimleri, Danny Elfman'ın abartısız ve yalın müziği eşliğinde gayet etkileyiciydi. Ayrıca oyuncuların hepsi karakterlerini çok güzel özümsemişlerdi ve her türlü duyguyu en ufak bir hataya düşmeden canlandırabiliyorlardı. Özellikle Bill Paxton ve Billy Bob Thornton'u takdir ettim. Yukarıda olumsuz yorumlarını okuduğunuz arkadaşların, Matrix'i asrın filmi olarak nitelendirenler ile aynı şahıslar olduğunu sanıyorum ve onlara acil şifalar diliyorum...
    Puan: 8
  • Fırtınalı Aşk - Forces of Nature

    Sıradan bir aşk filmi (sonu güzel)

    "Bu romantik komediler de çok oldu artık, valla ben gitmem" diyordum ama yazı tura atışı sonucunda kaybettim ve gitmek zorunda kaldım. Filmin ilk yarısı düşüncelerimi doğrulayacak derecede sıradan ve hatta sıkıcı idi ama ikinci yarı biraz olsun izlenilebilir bir hal aldı. Özellikle filmin sonu izleyici güruhunun beklentilerine aykırı idi ve ben bu sondan acayip keyif aldım. Filmin diğer hatun kişisi olan Maura Tierney'i Sandra'dan daha çok beğendiğimi de belirteyim ve bir ilke daha imza atmış olayım. Ben bu teyzeyi, Yalancı Yalancı'da Jim Carrey'in eşi rolünde de beğenmiş ve bir kenara not etmiştim, belki bir gün lazım olur diye... Neyse, sinema aşkınız depreştiyse ve izleyecek film bulamıyorsanız, son çare olarak tercih edilebilecek bir film...
    Puan: 6
  • İç Çamaşırı - A Walk on the Moon

    kel alaka...

    A Perfect Murder'i izleyenler hatırlayacaktır, bu Viggo Mortensen var ya, o filmde de evli kadını baştan çıkaran bir yasak aşk faili idi. (kadın da Gwyneth idi... ooofff yaa...) Sanırım bu abinin tek bildiği rol bu... Baba hazır bekliyo, bir yasak aşk olayı olunca arıyolar cepten : "koç geliver bi koşu, bak sana iş çıktı" diyolar, baba da gidip evliliğin monotonluğundan bunalmış güzelim hatunlara mutlu anlar yaşatıyo... Neyse, film kendine zaman olarak 69 yazını, mekan olarak da Amerika'yı seçmiş... Gençliğini doyasıya yaşayamadan kazara hamile kalıp evlenmiş ve kocası tarafından ihmal edildiğini düşünen bir kadının heyecan arayışlarını izliyoruz, fonda da Woodstock ve Ay Yolculuğuna tanık olarak... film fena sayılmaz, matrix'e 10 üzeri 8 puan verenlerden değilseniz bu filmi sıkılmadan, keyifle izlemeniz mümkün...gerçek hayatta kayınvalideler ve kocaların bu kadar anlayışlı ve hoçgörülü olup olmadıklarını bir yana bırakırsanız, yaşamın tam orta yerinden ve insanı çeken bir öyküsü var filmin... Diane Lane'in çok çekici bir kadın olduğunu belirtmeden de geçemeyeceğim... Ailenin haşarı genç kızı rolündeki Anna Paquin ise tek kelimeyle şeker...Yakın gelecekte Hollywood'un gözdesi olacağına bahse girebilirim...
    Puan: 6
  • Mutluluğa Uçuş - The Theory of Flight

    Wild Wild West'e gitmeyi tercih etmeyenlere alternatif

    filmi ben izlemedim ama bizim barış izledi.. onun yorumlarına güvendiğim için kendim izlemiş gibi yazabiliyorum.. aslında yazacak fazla birşey de yok... konusu ilginç olan duygusal bir film izlemek istiyorsanız gidebilirsiniz... özellikle abuk sabuk filmlerin vizyonu doldurduğu şu günlerde tercih edilebilir.
    Puan: 6
  • Gerçeğin Peşinde - Random Hearts

    hayal kırıklığı...

    Bir filmi tercih etmek için, yalnizca Harrison Ford adı bile yeter aslında bana. Bu filme de öyle girdim, peşime arkadaşlarımı da takarak. Çıktığımızda da bana laneth yağdırdılar ve "keşke şu jaws'ın torunlarını izleseydik yaa" dediler. Bana kalırsa çok kötü bir film değil ama mevzuda ilginizi çekecek hiçbirşey yok. Günlük hayatta herkesin başından geçebilecek sıradan olayları anlatan filmleri çok seven ben bile, bu filmde maalesef çekici bir yön bulamadım. "Three Days Of The Condor" ve "Out Of Africa" gibi filmlerini izleyip taptığımız üstad S.Pollack bu kez fena çuvallamış...
    Puan: 4
  • Dövüş Kulübü - Fight Club

    Beklediğim kadar iyi değil

    Fragmanlarını izledikten sonra çok sıkı bir film olabileceğini düşünmüştüm ama fena yanılmışım.. Hayalkırıklığı yaşadım desem yeridir. Tek değerlendirme kriterim aldığım keyif ve bu filmden keyif aldığımı sööliyemicem...
    Puan: 5
  • Generalin Kızı - The General's Daughter

    Sinemaya gitmiş olmak için...

    Mevzu pek ilginç sayılmaz, karakterler de oyuncuları zorlayacak nitelikte değil... Tümü gayet rahat birer oyunculuk çıkarmışlar.. Sıkılmadan izlenebilecek, ama sinemadan çıktığınızda unutacağınız türden bir film...
    Puan: 5
  • Lanetli Tepe - House on Haunted Hill

    vakit kaybı...

    Son zamanlarda izlediğim filmler içinde yaratıcılıktan en uzak ve en sıkıcı olanı idi maalesef. TV'de rastlasam izlemem. Film beğenileri birbirinden çok farklı 6 kişilik bir gruptan film hakkında olumlu bir tek kelime edecek birinin çıkmadığını söylersem, sanırım bir fikir vermiş olurum...
    Puan: 3
  • Dünya Yetmez - The World Is Not Enough

    olmamış..

    Valla açılış sahneleri gerçekten de iyiydi ve sıkı bir Bond filmi izleyeceğimi sandım ama ne yazık ki yanılmışım. Aksiyon sahnelerini yeterince bondvari bulmadım. Bunu senaryonun yetersizliğine ve yönetmen Michael Apted'in aksiyon türü ile pek haşır neşir olmamasına bağlayabiliriz sanırım. Ayrıca, kadın oyuncuların kostümlerinin komikliği konusunda melis arkadaşa ve Sophie ablamızın o role yakışmadığı konusunda da brad arkadaşa katılıyorum. Sonuç olarak filme helalinden bir 5 verebiliyorum ancak...
    Puan: 5
  • Tarzan - Tarzan

    tek kelime ile harika

    bu filmden keyif almayacak bir sinema izleyicisi tahayyül edemiyorum. Kesinlikle kaçmaz...
    Puan: 10
  • Altıncı His - The Sixth Sense

    Abarttınız yine yaa

    Tamam güzel film ama buna 9-10 verirseniz "Esaretin Bedeli", "L.A.Confidential" ya da "Olağan Şüpheliler" gibi çok daha üstün senaryolara ve parlak fikirlere sahip olan filmlere kaç vereceksiniz ? Arkadaşlar, lütfen bir kez daha düşünün, filmi bir kez daha irdeleyin, eminim o kadar da mükemmel olmadığını göreceksiniz. Şu son dönemde izlediğimiz Matrix, Lanetli Ev vb. bir sürü bocktan filme göre, gayet parlak bir film olduğunu kabul ediyorum ama bu kadar abartmanızı da iyi bir film izlemeye olan açlığınıza verebiliyorum ancak...
    Puan: 7
  • Amerikan Güzeli - American Beauty

    Orijinal olmasa ne olur ki ?

    Bir filmin kusursuz olması için ille de orijinal olması gerekmediğinin en güzel kanıtıdır bu film arkadaşlar... Burada ilk kez bir filme tam puan vericem, çok heyecanlıyım... (Tarzan hariç, o da türünün kusursuz bir örneği idi) Başrol oyuncuları mükemmel, Kevin Spacey için birşey söylemeye zaten gerek yok ama Annette Bening'i de lütfen gözden kaçırmayalım... Para, düzen ve imaj takıntılı bir kadını çok güzel canlandırmış. Film yardımcı karakterler açısından da oldukça zengin. Diyaloglar çok zekice. Film hakkında daha çok şey söylenebilir, yazılabilir ama kısaca diyorum ki kesinlikle kaçırılmaması gereken bir film. Tüm zamanların en iyi filmleri listeme ekledim... (Shawshank'tan bu yana yeni film girememişti listeye !) Daha bitmeden acaba bir daha ne zaman izlesem diye düşünmeye başlamıştım... :)
    Puan: 10
  • Aydaki Adam - Man on the Moon

    ...

    Andy Kaufman rolüne Jim Carrey'den daha uygun birisi olamazdı sanırım. Kaufman hayatı boyunca kendi istediği gibi olmanın çabasını vermiş ama buna rağmen hep yanlış tanınmış bir sanatçı imiş. Carrey de aynı şekilde, üstün oyunculuk yeteneğine rağmen seyircinin sürekli şebeklik yaparken görmek istediği bir oyuncu. (Jim Carrey'in oynadığı her filmin komedi olmak zorunda olduğu yanılgısına bu sayfaya yorum yapan kimi arkadaşlar da düşmüşler ne yazık ki)... Kaufman'ın bu talihsizliği aşma ve kendisini istediği biçimde kabul ettirebilme fırsatı olamamış ama bence Carrey, Truman Show ve Aydaki Adam ile kusursuz oyunculuğunu dosta düşmana şimdiden kabul ettirdi... İdealleri uğruna şöhret ve parayı reddederek bir fast-food restoranında çalışmayı göze alabilen; canlı yayında milyonlarca izleyicinin gözü önünde, kendisinden yalan söyleyerek izleyiciyi aldatması istendiğini açıklayabilecek kadar cesur olan ve kısa yaşamı boyunca yanlış anlaşılmış uçuk kaçık bir şahsın öyküsü ilginizi çekiyorsa kaçırmayın derim. Üstüste bir sürü sıradan filmden sonra, Amerikan Güzeli ve Aydaki Adam ilaç gibi geldi desem yeridir. İyi seyirler...
    Puan: 8
  • Kemik Koleksiyoncusu - The Bone Collector

    Ne bekliyordunuz ki ?

    Seri cinayet gibi yüzlerce kez işlenmiş bir mevzu, çok da müthiş olmayan bir kadro ve bugüne kadar olağanüstü bir filmini izlemediğimiz (Dead Calm dışında) bir action/thriller filmleri yönetmeni... Böyle bir bileşimden ancak çok da sıkılmadan izlenebilecek orta halli bir film çıkabilirdi, ve öyle de olmuş... En nihayetinde bu bir film ve her filmin mükemmel olması gerekmiyor... 1 veren arkadaşları anlamış değilim, sanırım onlara göre bir şey ya siyah, ya da beyaz... ve beyinlerindeki nöron ve gözlerindeki pigment eksikliği gri tonlarını görmelerini engelliyor... Bu arada dudaklarına taktığınız Angelina güldüğünde ne kadar şeker oluyordu, bilmem dikkatinizi çekti mi...
    Puan: 5
  • Manolya - Magnolia

    çok heycanlıyım

    yaw nası olur ? şimdi bu filmi izleyen ilk zuxxi'ci ben miyim yani ? allahım ne büyük bir onur bu... :) Belki de filmi yorum yapmaya değer bulmamış da olabilirsiniz, eğer öyle ise haksızsınız diyemem. Özellikle benim gibi 21.30 matinesine girdi iseniz, 3 küsür saat boyunca ağır aksak ilerleyen bu filme katlanmanız gayet zor olmuştur... Aslında mevzu ve bu mevzunun filme uyarlanış şekli oldukça ilginç ama bir de sahneler ve diyaloglar o kadar uzun sürmese ve sonuç olarak film de biraz daha kısa tutmuş olsalar, sanırım daha az sıkıcı olurdu ve mesajlarını daha kolayca ulaştırabilirdi izleyiciye... Biraz iyimser yaklaşarak 5 verebiliyorum...
    Puan: 5
  • Tatlı Bela - Erin Brockovich

    gayet güsel

    Filmden anlaşılan o ki, Erin abla olmasaymış, o avukat bozuntuları bir bock yapamazmış... Helal olsun kadına valla... Filme gelince; geçen sezon yönetmen Steven Soderbergh'in 'Out Of Sight' filmini izleyip hayran olduktan sonra, bu filmi kaçırmak olmazdı. Tür ve teknik olarak farklı filmler ve bu film öncekinin düzeyini yakalayamıyor ama yine de Steven abinin keyifli ve mizah dozu iyi ayarlanmış filmler çektiğini söyleyebiliriz...
    Puan: 7
  • Erkekler Ağlamaz - Boys Don't Cry

    çook acıklı bir hikaye..

    Biliyorsunuz, gerçekten yaşanmış bir olayı anlatıyor film. Hikaye gerçekten çok acı ve hüzünlü. Davranışları ve yaşam biçimi toplumca kabul edilmiş normların dışında kalan farklı insanların, en uygar sayılan toplumlarda bile itilmeye, kakılmaya mahkum olduğunu üzülerek izledim. Hilary Swank aldığı tüm ödülleri haketmiş bence. Vizyondaki filmler içinde en iyisi. Hayatın içinden öyküleri anlatan filmleri sevenler kaçırmasın...
    Puan: 7
  • Aşkın Sırları - Snow Falling on Cedars

    beyendim

    gayet güsel bi film... ikinci dünya savaşında amerikalıların amerika'da yaşayan japonlara yaptığı hayvanlıkları üzülerek izliyor insan... görüntüler enfes, öykü ilgi çekici... tavsiye ederim. (carl'ın karısını oynayan hatun ne kadar hoş idi yaw)
    Puan: 7
  • Zor Tercih - The End of the Affair

    ne ki bu şimdi ?

    olmamış neil baba... oyuncular filan iyi de bu aşk hikayesinin özel olan yanı ne ? film yapmaya değer kılan nesi var ? bilen anlayan varsa bana anlatsın lütfen...
    Puan: 5
  • Ben, Kendim ve Sevgilim - Me, Myself & Irene

    jim aabi'yi çok severim ama olmamış

    Dumb & Dumber ya da Liar Liar kadar komik olacağını düşünerek gittik ama hayal kırıklığı oldu. Film boyunca seyirciyi gülümseten birçok sahne var ama gülmekten kasıklarınıza ağrılar girmesini beklemeyin. Oldukça sıradan bir komedi filmi, hepsi bu...
    Puan: 5
  • Gizli Gerçek - What Lies Beneath

    gayet güsel işte allallaaa

    yok oyunculuk ii deilmiş de, yok yönetmen malmış da , bütün gerilimler birbirine benziyomuş da vs.vs. öyle veya böyle, sıkmadan izleten bi filmdi işte, daha ne bekliyosun ki ? neyse, siz onlara bakmayın sevgili abilerim & ablalarım, cell gibi zırtapoz filmlere gideceğinize bu filme gidin, hiç değilse her saniyesi saçma efektlerle dolu olmayan klasik bir gerilim filmi nasıl olurmuş, onu görürsünüz.
    Puan: 7
  • Kapışma - Snatch

    ne ki bu şimdi ?

    Filmi o kadar şişirdiler ki, izlemezsem günaha girmiş olacağım gibi bir düşünceye kapıldım ve başka bir filme gitmek isteyen kız arkadaşımı da "bak süper bi filim, bayılacaksın" diye kolundan tutup zorla Snatch'e götürdüm.. ve hayatımın hatasını yaptığımı anlamam için yirmi dakika izlemem yetti. Arada "hadi koşarak uzaklaşalım burdan" dedim ama bizimki trip yapıp "hayır sonuna kadar izlicez işte" demez mi ? Arkadaşlar, klip izlemek isteyen MTV'yi felan açsın, orada çok daa şaane eserler mevcut. Sevgili yurdumun bazı sayın sinema izleyicilerinde son yıllarda öyle bir fikr-i-sabit hakimdir ki, bu izleyiciler anlatım tarzı biraz farklı olan her filme başyapıt muamelesini uygun görmekte ve on puan felan vermektedir. Elinizi vicdanınıza koyunuz, bu film tam puan verilecek kadar mükemmelse Truman Show, American Beauty, Boys Don't Cry gibi filmleri nereye koyacağız ? Yazıktır, günahtır, yapmayalım böyle.
    Puan: 4
  • New York'ta Bir Sonbahar - Autumn in New York

    Çok sıradan...

    Romantik filmleri çok severim ve bu filmden de epey umutluydum. Fakat ne yazık ki, bu filmin ne konusu ne de karakterlerin yaşadığı şeyler hiç mi hiç ilgimi çekmedi. En küçük bir duygu yoğunluğunda gözleri yaşaran sulugözlü biri olarak ben, bu filmde duygu namına birşey bulamadım. Filmin tek güzelliği, güldüğünde gözleri ışıldayan Winona Ryder idi.
    Puan: 5
  • Balalayka - Balalayka

    En azından sıkıcı değildi...

    Cem Davran'ın performansı vasatın üstünde. Ozan Güven, Ercan Yazgan ve Atılay Uluışık da durumu idare ediyor. Uğur Yücel'in canlandırdığı karakter zaten özel bir çaba gerektirmiyor. Bence filmi kurtaran Rus oyuncular...
    Puan: 5
  • Zor Baba - Meet the Parents

    sıkı komedi..

    Öncelikle İdealtepe AFM sineması yetkililerini kınıyorum, filmin Türkçe dublajlı olduğunu hiç bir yere yazmadıkları için. Ayrıca, zavallı kahramanımız Greg'in soyadındaki espriyi İngilizce bilmeyenlerimiz de anlayabilsin diye dahiyane bir buluşla "Focker"'i "Sker" yapan sevgili çevirmen arkadaşa buradan saygılarımı (!) yolluyorum. Aslında yalnızca böyle bir esprinin orijinalliğini bozmamak adına bile olsa, dublaj yapılmamalıydı bu filme. Neyse, allahtan film çok iyiydi de, fazla kaale almadık dublaj ve çeviri ucubeliklerini... Bu keyifli komediyi herkese tavsiye ediyorum, gidin görün...
    Puan: 8
  • Kadın Kokusu - Scent of a Woman

    güzeldir güzel

    İzlemiştik zamanında, hayli de keyif almıştık. Bir kez daha izleyeceğiz elbette. Bu arada Pacino üstadın kötü bir filmi var mı acaba ?
    Puan: 9
  • John Malkovich Olmak - Being John Malkovich

    özgün...

    Harbiden çok oricinal bi mevzusu var filmin... Oyuncular felan da gayet iyi. Ama ben fantastik öğelerden pek hazzetmediğim ve gerçeklere dayanan öyküleri tercih ettiğim için bu filmi çok sevemedim. Yine de izlenmeli derim...
    Puan: 6
  • Vizontele - Vizontele

    Daa ne istiyonuz ?

    Gayet güzel bir filmdi işte. Tüm ekibi kutluyorum. Özellikle Yılmaz Erdoğan'ın canlandırdığı karakteri çok sevdim. Güvercinlerle konuştuğu sahneye de bayıldım doğrusu. Bu arada espriler hikayenin geçtiği döneme göre fazla mı güncel acaba diye düşünmeden de edemedim. Ayrıca flying cam filan kullanmışlar ya hani; güzel olmuş, ellerine sağlık ama olmasa da olurdu bence. Filme Grandhaus denen ucubik isimli mekanda gittik. Salon fena değildi ama ses biraz zayıftı. Salondaki ses düzeninden mi yoksa kayıttan mı, bilemedik. Ayrıca filme anırırcasına gülmeye şartlanmış olarak gelen Maltepe gençliğini de esefle kınıyorum. İnanmayacaksınız ama, ahalinin tv izlemek için toplandığı ve duydukları haberden sonra öylesine kalakaldıkları o hazin sahnede bile güldüler yahu. Filmdeki köy halkı ilk kez tv izliyordu ama sinemadaki bir grup şahıs da sanki ilk kez sinemaya geliyor gibiydi.
    Puan: 8
  • İçimdeki Çocuk - The Kid

    gıcık adam tipi bruce abi'ye pek gitmemiş ama olsun

    Canımız ille de sinemaya gitmek istiyordu, vizyondaki iyi filmlerin hepsini de izlemişiz, dedik haydi The Kid'e gidelim. Bruce'u da severiz, gerçi çoluk çocukla çektiği filmler baydı artık ama güleriz belki biraz diyerek sinemanın yolunu tuttuk. İyi de etmişiz. Canınızın sıkıldığı, yapacak birşey bulamadığınız ve birbirinden zalak tv programlarını izlemeye de mahkum olmak istemediğiniz bir akşamda keyif alabileceğiniz hoş ve boş bir film.
    Puan: 5
  • Yeni Hayat - Cast Away

    Tom Hanks'i sevmem

    Ama hakkını yemeyelim, iyi oynamış. Film de güzeldi yani. Chuck'ın adadan kurtuluşuna kadar olan kısmı ne kadar sürükleyici ise, sonrası da o kadar sıradan. Keşke filmi orada bitirselermiş...
    Puan: 7
  • Unutulmaz Titanlar - Remember the Titans

    Kahrolsun ırkçılık

    Yaşasın güsel filmler :)
    Puan: 8
  • Bir Şans Daha - Bounce

    Sıradan bir aşk filmi.

    Aşk filmlerini severim ve sıkılmadan izledim. Ama izlemeyenler pek bir şey kaçırmış olmayacak. Tüm diğer filmleri izlediyseniz ve hala "ille de sinema" diye arsızlık ediyorsanız gidin.
    Puan: 5
  • Trafik - Traffic

    güsel

    bu sezon izlediğim en iyi filmdi
    Puan: 8
  • Hannibal - Hannibal

    Enfes

    Üstad Ridley Scott'dan da böyle bir görsel şölen beklenirdi doğrusu. Bence mükemmele yakın bir çalışma olmuş. Görüntüler, müzikler, Hopkins ve Giannini'nin oyunculukları... Hepsi çok iyiydi. Kitabın çıktığını duyduktan sonra, haftada bir kaç kez sorup kitapçıları bıktırmış ama bir türlü bulamamıştım. Aylar sonra piyasaya çıkan Türkçesini okuduktan sonra filmi de heyecanla beklemeye başlamıştım. Bu arada, bence Kuzuların Sessizliği'nde kitap filmden daha keyifli ve heyecanlı idi ama Hannibal'da film kitabı sollamış diye düşünüyorum. İlk fırsatta bir kez daha izleyeceğim. :)
    Puan: 9
  • Yakın Tehlike - Thirteen Days

    severim

    Yaşanmış olayları konu alan filmleri her zaman büyük bir merakla izlemiş ve beğenmişimdir. Bu filmde de aynen öyle oldu ve iki buçuk saatin bir dakikasında bile sıkılmadan izledim. Politik drama türünü sevenler kaçırmasın derim. İyi seyirler...
    Puan: 8
  • Tüm Masumiyetiyle - En plein coeur

    sıradan...

    Herhangi bir özelliği ya da ilginç bir yönü bulunmayan, sinemada izlenmesi vakit ve nakit kaybına yol açan, niçin çekildiğini benim anlayamadığım bir film... Fransız filmlerine biraz önyargılı yaklaşan biri olarak, "Sweet November" yerine bu filmi tercih edip kendimi aşmıştım oysa... Bu arada, eminim "Sweet November"'da en az bunun kadar sıradandır, o da ayrı bir mevzu...
    Puan: 5
  • 15 Dakika - 15 Minutes

    sıkı bir film, hem sürükleyici, hem de düşündürücü...

    Kaçırmayın...
    Puan: 8
  • Onunla Bir Gece - One Night at McCool's

    yer yer komik...

    Espriler gayet sıradan ancak eğlendirici sahneler de yok değil... Bu arada, Liv Tyler'ın büyüsüne kapılıp filme 9-10 veren arkadaşlar, filmdeki doğru karar verme yeteneğini yitirmiş erkek karakterlerden pek de farklı değiller sanırım...
    Puan: 5
  • Akıl Defteri - Memento

    yine abartmışsınız

    İzlemeyen okumasin

    Daha önce kullanılmamış bir teknik kullanmak tek başına o filmi mükemmel kılar mı ? Hikayeyi parçalar halinde geriye doğru anlatmak çok mu parlak bir fikir ? Kullanılan teknik anlatıma ne kadar katkıda bulunmuş ? Farkındaysanız siyah beyaz çekilmiş sahneler normal kronolojik akışla ilerliyor ve Leonard'ın içinde bulunduğu anı anlatıyordu. Peki bu durumda hikayenin geriye doğru anlatılmasının adamımızın düşünme ve hatırlama (ya da hatırlamama) biçimi ile ilgisi var mı ? Bu tekniğin seyirciye farklı bir izleme deneyimi sunmak ve onu bilinçli bir şekilde zorlamaktan başka bir faydası var mı ? Kahramanımızın son hatırladığı şey karısının ölümü ise, kısa süreli hafıza kaybı denen bir sorunu olduğunu nasıl hatırlıyor ?.. Sinemasever arkadaşlara hatırlatmak isterim : Farklı olmak her zaman üstünlüğün göstergesi değildir.
    Puan: 6
  • Örümceğin Maskesi - Along Came a Spider

    Türü sevenler için fena sayılmaz

    Film aslında türün sıradan bir örneği ama yine de sıkılmadan izleniyor. Tabii senaryodaki boşlukları, cevapsız kalan bazı soruları ve filme katkısı olmayan gereksiz sekansları göz ardı ederseniz...
    Puan: 5
  • Hayat Güzeldir - La Vita è bella

    gayet güzel

    Uzun zaman geçti üzerinden ama hatırladığım kadarı ile beğenmiş ve keyifle izlemiştim. Bu arada filmdeki aşırı naifliğin Benigni'nin bilinçli tercihi olduğu açık ama yine de bana fazla gelmişti...
    Puan: 7
  • Kod Adı Kılıçbalığı - Swordfish

    ee ne ki bu şimdi ?

    Antrakt olduğunda sarfettiğim ilk sözler bunlardı. Maalesef filmin ilk bir saati boyunca ne bir ilginçlik, ne de doğru dürüst heyecan verici bir sahne vardı. İkinci yarıya bolca serpiştirilen hareketli sahneler bile Swordfish'i gayet sıradan bir aksiyon filmi olmaktan kurtaramamış bence. Benim gibi ilginç ve sürükleyici bir film izleme beklentisi ile gidenler zaten sıkılacaktır, ama film adına daha vahim olan şey ise saf aksiyon tutkunlarını bile tatmin edemeyecek ve hayal kırıklığına uğratacak olması. Kısacası ben verdiğim paraya acıdım, herhalde uzun bir süre bu tür filmlerden uzak dururum.
    Puan: 4
  • Yapay Zeka - A.I. Artificial Intelligence

    Spielberg adına üzgünüm

    Aslen bilim-kurgudan hazzetmem ama, Spielberg ve Kubrick gibi büyük isimlere olan saygımdan ve Amerikalıların deyimi ile "spectacular" bir film izleme beklentimi karşılayabileceğini düşündüğümden, bu filmi kaçırmamalıyım dedim ve kız arkadaşımı da kolundan tutup sürükleyerek sinemaya gittim. Film hem ortaya attığı fikirler ve yarattığı görsel atmosfer ile tipik bir Kubrick filminden, hem de bıraktığı optimist izlenimler ve yaratmaya çalıştığı duygusal hava ile tipik bir Spielberg filminden örnekler içeriyor. Ama ne yazık ki iki ustanın da birçok filminde seyirciyi hemen kavrayıp olayların içine çekiveren sürükleyicilikten eser yok. Film boyunca başlıca karakterlere sempati ya da nefret duymamızı sağlayacak hiçbir olay olmuyor. Spielberg'in filmlerinde her zaman hissettiğimiz duygu yoğunluğu burada maalesef havada kalmış. Örneğin aranızda David'in başına gelenler için gözyaşı döken ya da en azından üzüntü hisseden var mı ? Ayrıca "filmdeki en ilginç iki karakterin jigolo Joe ve ayı Teddy olduğu" gibi film açısından trajikomik bir fikri ortaya atsam birçok izleyicinin karşı çıkmayacağını sanıyorum. Spielberg uzun zamandır ilk kez bu filmle bir senaryoya el atmış. Anlaşılan aradan geçen yıllar üstadın kaleminin biraz pas tutmasına sebep olmuş. "Artifical Intelligence" gibi enteresan bir mevzunun, olsa olsa bir peri masalı ve Pinokyo karışımı yüksek teknoloji ürünü bir çocuk masalı olabilecek bu filme ad olarak seçilmesinin doğruluğu da ayrıca tartışılır...
    Puan: 4
  • Amerikan Pastası 2 - American Pie 2

    abartı ve zorlama olmuş bea

    Tamam, oldukça komikti, güldük, hatta bazı sahnelerde yarıldık ama ilk filmin düzeyini yakalayamamış bence... Bu arada Jim'e helal olsun, en sonunda doğru bir iş yapıp salak Nadia yerine, dünya tatlısı Michelle'i tercih etti... :)
    Puan: 6
  • Bridget Jones'un Günlüğü - Bridget Jones's Diary

    hastasıyım ingiliz aksanının

    Abicim adamlar mesela bi no diyo, sen kırk yıl uğraşsan öyle söyleyemessin, dur bakiim biraz daa çalışayım belki olur.. nöü, nöü, nöü... :) Neyse, film fena değildi, hatta eğlenceli bile sayılabilirdi. Mesela Daniel ile Mark'ın beceriksizce yumruk tekme felan salladıkları dövüş sahnesinde acayip güldüm. Vizyona girip çıkan bissürü abuk filmin içinde az sayıdaki gidilesi filmlerden biri. Çok fazla birşey ummadan gidin ve gülüp eğlenin, çıktığınızda da unutun. Saygılar.
    Puan: 6
  • Aşktan da Üstün - Notorious

    en baba hiçkok filmidir bence

    zaten alfred amcamın filmlerine hayranım, bi de gelmiş geçmiş en güzel kadın oyunculardan biri olan ingrid bergman'da işin içinde olunca enfes olmuş.
    Puan: 10
  • Tabana Kuvvet - Rat Race

    Daa izlemedim belki izlemem de

    Ama filmin sayfasında küçük fotoğraflar var ya hani, işte onlardan en alttakinin yanında ne yazıyo ? Ne yazıyo ha sayın zuxxi, sayın jixus ? Nick Schafer olabilir mi bu hoş bayanın filmdeki adı ? Değil tabii. Ben baktım IMDB'den, Tracy Faucet olmalıymış. Benim şu dikkatli gözlerim olmasa naapçaksınız bilmem... ;)
    Puan: 10
  • Kırmızı Değirmen - Moulin Rouge!

    [no title]

    Filmi beğenseniz de beğenmeseniz de kabul etmelisiniz ki Baz Luhrmann hedeflerine ulaşmış ve görkemli bir müzikal ile ağdalı bir melodramın kimi öğelerini bir araya getirerek izlenebilir bir film yapmayı başarmış. Müzikalleri sevmeyen biri olarak filmin ilk yarısında epey sıkıldım ama ikinci yarısını da bir o kadar ilgi çekici buldum.
    Puan: 6
  • Gözde Çift - America's Sweethearts

    Komik

    Gayet eğlenceli bi film olmuş. Yönetmenin ellerine sağlık diyorum. Oyuncular da oldukça başarılıydı bence. Ayrıca, yüzeysel de olsa Hollywood sakinlerinin hayatlarına ve gerçek yüzlerine mizahi açıdan bir bakış imkanı sağlıyor..
    Puan: 7
  • Komplo - The Score

    helal sana eddie

    Bu çocuğu harbiden seviyorum yaw.. Nasıl oluyor da o tıfıl görünümle böyle bir karizma bir arada olabiliyor, hayret ediyorum.. Klişelerle dolu bir senaryoda bile rolünün hakkını vermek için sarfettiği çaba da ayrıca takdire şayandır. De Niro amcamıza gelince, en sıradan oyunlarından birini çıkartmış, kendini hiç zorlamadan oyununu oynamış, parasını almış gitmiş, ne diyelim, ona da helal olsun. Film ise çok heyecanlı ve sürükleyici olmasa da bu tarz filmlerden hoşlanan izleyiciyi sıkmayacak eli yüzü düzgün bir çalışma olmuş. İzleyin derim.
    Puan: 7
  • Esaretin Bedeli - The Shawshank Redemption

    hep böyle yaz stephen aabi

    Sinemada, televizyonda, dvd'de izledim, kitabını okudum, her seferinde daha çok keyif aldım. Stephen King'in gerçeküstü öğeler içermeyen öykülerini her zaman daha çok sevmişimdir. Bu da onların içinde en güzeli zaten. Tek kelime ile enfes, mükemmel ötesi... Tam puanı hakeden az sayıdaki filmlerden biri...
    Puan: 10
  • İlk Gün - Training Day

    Alonzo sen ne pis bi adammışsın be

    Oldukça ağır ilerleyen ilk yarının sonlarına doğru sabırsız ve sıkıntılı kişiliklerin homurdanmalarını duyar gibiydim. Temponun yükseldiği ikinci yarıda ise bilet parasının karşılığını biraz olsun alabilmenin huzuru salonu doldurmuştu.. :) Denzel abimiz her zamanki gibi karizmanın doruklarında geziniyordu, ona diyecek lafımız yok. Ayrıca Ethan Hawke de bence çok başarılı bir oyun çıkartmış. Adamımız, çoğu sahnede şaşkınlığın, korkunun ve ne yapacağını bilememenin ifadesini başarı ile yansıtıyordu. Filme bir bütün olarak baktığımızda ise, damaklarda kalan keçiboynuzu tadından öte bir tat içermediğini söylemek yanlış olmaz sanırım..
    Puan: 5
  • Haydut - Bandits

    komik, neşeli, eylenceli...

    Bruce her zamanki gibi "cool". Cate Blanchett zarif ve etkileyici. Müzikler güzel. Pek alışılmadık bir biçimde bir komedi filmine "documentary" havası veren anlatım tarzı hoş. Ayrıca resmen Bruce'dan rol çalan Billy Bob Thornton'a da dikkat. Meraklıları, tuhaf karakterlerin gediklisi bu amcayı U-Turn ve A Simple Plan'daki enfes oyunlarından hatırlayacaktır.
    Puan: 8
  • Diğerleri - The Others

    6: Görmekte fayda var.

    Belirli bir noktaya kadar gerilimini ve seyircinin merakını korumayı gayet iyi başaran film, fikir yürütecek kadar bilgi sahibi olduğunuz ve olacakları tahmin etmeye başladığınız andan itibaren çekiciliğini ne yazık ki yitiriyor ve sıradanlaşıyor. Yine de kaliteli bir film olduğunu kabul etmek ve sıkılmadan izlendiğini eklemek gerek. Mekan ve genel atmosfer etkileyici, başta çocuklar olmak üzere tüm oyuncular başarılı, Nicole her zamanki gibi seyrine doyulmayacak kadar güzel.
    Puan: 6