Yedi Hamlede Mat
Oturmuşsunuz bir arkadaşınızla güsel güsel satranç oynuyosunuz. Hatta hayatınızda hiç yapmadığınız kadar yoğun bi şekilde düşünüyosunuzdur. Vays be, bende de ne cevher varmış, demek isteyince seri düşünebiliyorum dersiniz ki; o sırada ortamdan kendisine kıllık görevi bahşedilmiş bir arkadaşınız yanınıza yaklaşır, oyunu kasparov edasıyla şöyle bir süzer ve şu tarihi sözleri sarfeder: "hmmm, siyah yeniyo(!)" Ardından ikinci ve kaçınılmaz bombayı patlatır: "Baba 7 hamlede mat görüyorum." İçinizden ha iyi ki geldin, ben de bu lafı hangi dingil söyleyecek diye bekliyodum, diye geçirirsiniz. Ya bi git kardeşim yaaa, hasta mısın? Şurda güzel güzel oyun oynuyoz. Hayır birazdan dört hamlede şu şahın yanındaki uzun şeyin senin bi tarafına gireceğini görüyorum, sen de gördün mü? Bak bak, daha konuşuyo, yanlış oynadın be güselim, iki hamlede girecek, kaçma gel...
Sonuç olarak eksik taşın yerine silgi, bozuk para veya satranç karesinin içine sığabilecek bir nesne konarak oyuna devam edilir.