Cahil Periler

Le Fate İgnoranti

2001

Ortalama Puanı: 6.6

Öykü

Antonia ve Massimo'nun 15 yıllık muazzam evliliği Massimo'nun bir trafik kazası sonucu terk-i diyar eylemesi ile son bulur. Antonia, deli gibi sevdiği kocasının ölümünü bir türlü atlatamaz, kendine yaslardan yas beğenir. Bunalımının doruğunda iken şans eseri Massimo'nun uzun hemde epey uzun zamandır başka bir ilişkisi olduğunu keşfeder. Elinde bir adres ve isimle yola çıkar. Adrese vardığında Michele isimli bir bayan ile karşılaşmayı uman Antonia'yı karşılayan ise Michele isimli hoş bir adam olur. Önce ikisi de birbirine tavır yapar doğal olarak ama kısa süre sonra ne kadar fazla ortak noktaları olduğunu farkedip kaynaşırlar. Michele ve arkadaşları ile haşır neşir oldukça Antonia bu insanların Massimo'nun ikinci ailesi olduğunu farkeder ve hiç bilmediği yaşamlarla tanışır.

Notlar:

  • 42. Globo d’oro Film Festivali'nde en iyi yönetmen, en iyi kadın oyuncu ve en iyi erkek oyuncu ödüllerini aldı.
  • Ayrıca Roma Belediyesi uzun zamandır verilmeyen, Roma'nın Kurdu Ödülü'nü Özpetek'e verdi. Bu ödül İtalya'da pek prestijli bir ödül imiş.
  • 2001 Berlin Film Festivali'nde ise Altın Ayı için aday gösterildi.

İzleyenler ne demiş?

  • Hayal kırıklığı

    İzlemeyen okumasin

    Hayatımıza "magic box" ismiyle girmiş, ve geçen zaman içerisinde ismini hep refresh etmiş star televizyonunun "inter star" olarak evlerimize teşrif ettiği zamanlarda, bir ana haber bülteninde zamanının olay yaratan "anahtarlık laseri" zamazingosu çok yaratıcı bir şekilde kullanılmış idi... "Acep ne tür bir hinlik ile bu alete haber değeri bahşedebiliriz?" derdindeki işgüzar haberciler, karanlık bir perdeye laseri yansıtmış, önce yavaş yavaş, sonra gitgide hızlanarak laseri hareket ettirmiş ve: "İstanbul semalarında UFO dehşeti" şeklinde haberi sunmuşlardı... Filmde, Massimo'ya arabanın çarptığı sahnede aklıma bu olay geldi nedense; bir oraya, bir buraya savrulup durdu adamcağız... Aslında neredeyse bütün öğeleriyle dört başı mamur bir film söz konusu olan. Yani,İtalya'dan gelmiş olan herhangi bir film olsa 7 verebilirdim belki de. Ama filmin yönetmeni yeni Türk sinemasında Reha Erdem ile beraber en umut verici görsel standartları yakalamış olan Ferhan Özpetek olunca, epeyce hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim. Evet, biliyoruz, ipnelerde insan. Evet, biliyoruz, onlarında aşkları, sevgileri, umutları, falan feşmekanları var. Ama bunlar ve "iç burkan" sahneler, Almodovar'ın enfes melodramı "Annem hakkında herşey" de çok daha keyif verici bir şekilde işlenmişti. Ferzan Özpetek'in diğer filmlerine göre görsel açıdan çok daha sade, ama bir o kadar da fikrimce vasat bir film. Hikaye beni sarmadı, saramadı; yine de sıkılmadan izledim o ayrı. Fazla iddialı konuşmak, filmi kötülemek istemiyorum yine de. Gidiniz...
    Puan: 6
  • filmi beyenenlere ve beyenecek olanlara öneriler

    şimdi ataerkil ve zorunlu heteroseksüelliğin hüküm sürdüğü bir memlekette entellüktelite seviyesi az olan bir insana bu filmi beyendiğinizi söylemeniz kimi zaman hata olup başınıza çeşitli işler açabilir. bu insancıkları ikna etmek de mümkün olmadığı üzre aşşağıda sizin için hazırladığım kalıp cümleleri kullanabilirsiniz. bu cümleler hem filmi beyendiğini göstermek isteyen hem de "delikanlılığımdan bi şey yitirmek istemiyorum" diye düşünen -filmlerden anlayan- bir azınlığa hitaben yazıldı. eminim ki ben çok başvuracam bunlara. filmi neden beyendiğimi anlatacak taakatim de yok şu an eminimki çok üzgünsünüz ama n'apalım.?. -*- "aabi cahil periler'i beyendin mi?" - beyendim ama konusu benim tarzım deyil. - sadece çekim teknikleri güzeldi. - oyunculuk olsun, kurgu olsun, yönetim olsun gayet başarılı bir... (: ...
    Puan: 7
  • İtalya'dan tatlı bi esinti adeta...

    İzlemeyen okumasin

    Börgır kingde ööle her babayiidin altından kalkamıycaa bi yemekten soora cs ile gittim bu filme. Dedim "ben bu filmde uyuycam kardeşim". Uyumadım. Özpetek bizi alıp italyanın o melankoli ve özlem kokan sokaklarına götürüyo... Ve ordaki gey arkadaşlariyla tanıştırıyo... Ne hoş, ne güzel... Yaw kardeşim bu adamın her filminde bi 'seksüel tercih-sosyal yaşam ilişkisi gözlemlemesi' olmak zorunda mı? Nedir yaw? Bi yandan bakıyosun ödüllü mödüllü film, oyunculuk felan iyi... Ama ne biliim... . Aslinda eşcinselliğe karşı diilim de bu adam "eşcinsel filmlerinin (ne demekse)unutulmaz yönetmeni" olarak mı anılmak istiyo? Film her ne kadar gavuristanda gavurca çekilmiş olsa da yurdumun güzel insanlarina "bizi hor görmeyin, adam yemiyoruz sizin gibi insanız" gibi bi mesaj var sanki. Koray kardeşimin oyunculuğu fena diil de Nazim Hikmet'le birlikte filme "örümceğin maskesindeki türk yapımı tüfek" tadı katıyo sanki. Duvardaki Ajda posteri de aynı islevi görmekte. Sonuç; şarkılar hariç film hoş, iyi ki gitmişim.İzlemeyen okumasın yazdığına göre siz de gittiniz. Yoksa gitmeden mi okudunuz bu yazıyı? Ayıp ya... O kadar da yazıyo görmediniz mi?
    Puan: 7
  • Film Hakkında...

    Filmi her şeyiyle düşünürsek bence izlenecek bir filmdi. 1)Konusu ilgiçti, alışıla gelmişten farklıydı. İnsanları olduğu gibi kabul etmek lazım. İnsanların cinsel tercihleri bizi ilgilendirmez; bizleri, insan olmaları ilgilendirir! 2)Görüntüler güzeldi... Renkler... 3)Müzikleri de iyiydi... İnsanı alıp götürüyor başka diyarlara...
    Puan: 6
  • massimo'nun sadece bir sevgilisi değil, ayrı bir dünyası varmış

    İzlemeyen okumasin

    işte ferzan özpetek de bizleri o dünyaya götürdü. sadece insana dair bir film cinsel tercihi ne olursa olsun ve bence gayet güsel kotarılmış. müzikleri beni pek açmadı ama...
    Puan: 8
  • büyüklere tavsiye ederim

    gerçekten ilginç bir film olmuş yani enteresan bir bakış açısı vardı. Bu filmdeki diyalogları alt yazılarına bakmayarak bayaa anladım, ee nede olsa italyan lisesi öğrencisiyiz boru değil :)) Başlıkta dediğim gibi bu film büyükler için yani çocuğunuzu götürmeye kalkmayın sakın.. Ve filmi diğer izleyenler... Filmde eşcinselliğe fazla özenilmiş diye 1 puan verdiğinizi görmiym burda. Sonuçta filmde olabilmesi mümkün bir şey gösteriyor..
    Puan: 7
  • Bir Yönetmenin Gelişimi

    Cahil Periler hem Hamam'dan hem de Harem'den güzel bir film. İzlerken sıkılmıyorsunuz görüntüler müzik ve kurgu kesinlikle son derece başarılı. Hatta ben ara olmasın, keşke bitmesin bile demiştim. Hikaye sürprizlerle dolu ve sanırım Türkler için izlemesi daha da eğlenceli hale geliyor ufak ayrıntılar sayesinde. Ve bu film kesinlikle izledigim "iyi". Bir kez daha görmeye değecek kadar da lezzetli. Tavsiye ederim.
    Puan: 8
  • Şöyle böyle...

    Massimo'nun sevgilisi eşscinsel, bana Mustafa Sandalı hatırlattı!
    Puan: 5
  • Beğendim ama kaza sahnesi beni rahatsız etti.

    Filmi bir Türk yönetmen tarafından çekilmesi ve hafta sonu tüm gazete eklerinde F.Ö. ile röportaj yapılmış olmasından kaynaklanan bir merakla izledim. Kadının kocasına araba çarpma sahnesini, sanki 1-2 yıl evvel, internetten gelen bir dosyada gördüm gibi geldi. Hatta Bred Pitt'in oynadığı ve bizim yakışıklının sonradan azrail olarak göründüğü filmdeki gibi bir dehşetli ve fazla inandırıcı olmayan bir çarpma sahnesiydi. Çok merak ediyorum, bu görüntüler film için mi çekildi yoksa eski bir film'den mi kopyalandı. Filmi çok beğendim, sık sık gülmem gerektiğinden salondaki diğer izleyicileri rahasız ettim eminim. Cinsellik konusu beni rahatsız etmekten öte, ne kadar doğal ve varolan bir durum olduğunu bir kere daha bana hatırlattı. Mutlaka izlenmeli ve üzerinde düşünülmeli diyorum.
    Puan: 8
  • yapma be koray

    İzlemeyen okumasin

    doğalı oynamaya çalışan çok oyuncu gördük bu güne kadar ama massimonun ev tayfası ve filmin güzel hatun kişisi kadar abartısız, rahat ve doğru oyunculuğa çok nadir rast geldik. müzikler güzel, ferzanın görüntüler şahane, bu herif kesin ipne artık 3. filminde belli oldu falan diye keyifle seyrederken bir anda görüntüye kargo koray girdi. tabii oyuncu olmadığından o kadar kasıldı ki bizi de gülme tuttu. başka filmde olsa fazla batmazdı belki ama burada feci yapıştırma kaldı. kaza sahnesi en az meet joe black kadar kötüydü (internette dolaşan da onun görüntüleriydi). hikaye gayet iyi ve şaşırtıcıydı. tek sorunu filmden sonra size içten bir şekilde selam veren erkeklere bir süre şüpheyle bakmanız. kesin gidin, akıl defterinden sonra bu senenin en kaliteli filmi.
    Puan: 8
  • guzel guzel...

    film size de oole geldimi bilmem ama sanki almodovar filmi seyreder gibi oldum.. kotu anlamda soolemiyorum ama oole iste.. neyse.. sevdim bu filmi.. muziklerini de sevdim.. kargo korayi bilmiyodum bu filmde.. surpriz oldu.. neyse.. gorulur der bu kardesiniz..
    Puan: 8
  • mustafa sandal vs meg ryan

    amma benziyolardı ya... film gerçekten çok hoş. sade ve ilgi çekici.. her filmde daha da başarılı memleketimin gay sevdiricisi... onlar bu dünyanın inkar edilemez gerçeee :))
    Puan: 8
  • Süp.süp.süperrrrrrrrr

    Kesinlikle bu sezonun en başarılı filmlerinden birisi cahil periler. Filme daha bugün gittim ve de sıcağı sıcağına bir yorum yazmak istedim. Ferzan Özpetek'in izlediğim ilk filmi Hamam olmuştu fakat Hamam bana o kadar sıkıcı gelmişti ki anlatamam. Sonra Harem Suare'yi izledim ve de o filmde başarılı buldum veeeee Cahil Periler de de harika buldum. Her ne kadar bana Pedro Almodovar'ı hatırlattıysa da gerçekten kaliteli bir filmdi. Yanlız filmde Koray'ın fonksiyonalitesini yersiz buldum. Serra teyzeye de bittim. Yanaklarını sıkasım geldi :) Filmin müzikleri ve de sonu alacağı puanı 2 puan fazlalaştırdı. Neyse izleyin derim ben..
    Puan: 8
  • Şöölece özetliim:

    Bayıldım..!
    Puan: 10
  • güsel walla..

    o araba kazası sahnesi hariç hakkaten güseldi. keyifle seyettim... hoş bi ortam içinde, hoş karakterlerle, hoş oyuncularla zenginleşmiş kolay izlenen bi film.
    Puan: 8
  • Beğendim

    Ben filmi beğendim diyebilirim. Kaza sahnesi çok kötüydü ama film de aksiyon filmi değil zaten, olacak o kadar. Ferzan Özpetek'in araya Türkleri ve Türkçe'yi serpiştirmesi benim çok hoşuma gitti. İtalya'ya gittiğimden beri kompleksteyim zaten, hep biz mi onların temalarının olduğu filmleri izleyeceğiz, biraz da onlar duvarlarda Ajda posterleri, ellerde Nazım Hikmet kitapları görsünler, filmlerde 1 dakika Türkçe konuşma izlesinler. Bu yönden de ayrıca takdir ettim. NTV'deki bir röportajda yönetmen, Türk oyuncuları ve Türk temalarını tabii ki kendisi de Türk olduğu için kullandığını söyledi.
    Puan: 7
  • başlık bulmaktan nefret ediyorummm!

    kaza sahnesinin yapaylığı dışında gerçekten çok hoş bir film olduğunu düşünüyorum.(filme birlikte gittiğimiz erkek arkadaşlarım da beğendiklerine göre "kadınca bir düşünce" diil bu:)karakterler son derece renkliydi, özellikle serra yılmaz la gurur duydum. gerçekten verdiğim paraya değdi, ayrıca filmdeki gayler de gözümüzü şenlendirdiler, o ne yakışıklılık!:)
    Puan: 8
  • gözlerimin peri söndü

    Ferzan kendine sevgili ararken yanında getirdigi kamerasıyla film cekmis.E sıkıldım tabii.
    Puan: 4
  • hmmm.. iyi bence

    Film iyi bence, ama abartıldığı kadar da bişey yok yani Konu zaten, film öncesi bir iki gazetede, dergide okumuşsanız, ilginç gelmiyor, aynen oralarda özetlenen bir iki satır kadar! Müziği biraz alakasız buldum, hadi Hamam'da ortama uyuyordu biraz otantik vs ama burada uymamış bence, silikti. Ammmaaa oyuncular iyi hakkaten, çok doğallar (hoşlar aynı zamanda :o)), zaten böyle bir konu yapaylığı hiç kaldırmazdı herhalde Kargo Koray'ın pek bir rolü yoktu o yüzden değerlendirmek zor, ama pek olmamış sanki.. Türkiye detayları hoşuma gitti.. sonunu da güsel bağlamışlar.. böyle işte..
    Puan: 7
  • Hoş bir film

    kaza sahnesinin sırıttığına katılıyorum, bir de beni kargonun vokalisti Koray'ın hiç uymaması o role rahatsız etti. Ama bunlar dışında gayette beğenerek izledim.
    Puan: 6
  • sevdim

    filmi sevdim... gidin görün... bol yakışıklı vardı :)) kıskandım biraccık...
    Puan: 9
  • Türk insanlarina fazla gelecek bir film

    evet türk insanlarin "ahlak" yapisinin kolay kolay kaldiramayacagi unsurlar tasiyor bu film. neden derseniz... karartilan televizyon kanallarinda beliren yaziyi okuyun: "...türk aile yapisina aykiri....". Türk aile yapisi bilirsiniz escinsellik gibi "aykiri" seyleri kabul edemez. *roll eyes* yine de bu film cok basarili oldugundan dolayi sanirim bir cok insan izler, film de ulasmak istedigi mertebeye erisir. gidin görün walla ;)
    Puan: 8
  • iğrençti

    bence ferzan bilmemne bir eşcinsel. devamlı eşcinselliğin normal olduğu aşılamaya çalışıyor. film ise rezaletti. türküyenin reklamını yapıyordu ama kötü yöndeç. mesela serra ile koray candemir muhabbet ederlerken işgence eden bir polisten bahsediyorlardı. bu rezalet filme para verdiğim için çok üzüldüm. ferzan bilmemnenin yeni filmini hic merak etmiyorum. bari yeni filminde kendi de oynasın da gercek yuzunu gostersin!!!
    Puan: 1
  • utandım

    bir türkün böyle salak ve iğrenç bir filmle ödül alması beni utandırdı. film tek kelimeyle berbattı.
    Puan: 1
  • sevimli...

    İzlemeyen okumasin

    bence film çok sevimliydi.. çıktıktan sonra iyi hissediyordum kendimi.. belki kadının sonunda kendini o kadar güçlü hissetmesinden bilemiyorum.. eşcinselliğe takılan arkadaşlar, anlatılanın aslında 'aşk' olduğunu anlamamışlar galiba, her ne şekilde olursa olsun 'aşk'.. bardağın kırılmaması zaten en son vurdu... iyiydi iyi..
    Puan: 8
  • nazım hikmet ve eşcinsellik

    doğum günümdü ve yanımda kimse yoktu,', hatta hatırlayıp bir mesaj bile atan olmadı.. can sıkıntısından sinemaya gittim ve ilk defa konusunu hiç okumadan bir filme girdim. sinemada toplam 5 kişiydik. ilk yarı bittiğinde salondakilerin beni eşcinsel sanmalarından çekindim ve kendi kendime ne işim var bu filmde dedim ama yapacak bir şey yoktu ve filmde birşeyler vardır dedim izlemeye devam ettim.. ernestonun aşkı ve kırılan bardakla sevgilinin gitmesi veya gitmemesi arasındaki bağ aklımda kaldı.. ancak merak ettiğim birşey var.. bu türk yönetmenleri illaki sosyal içerik diye nazımı kullanmak ve filmin tek türkçe kelimelerinde türk polisinin işkencesinden bahsederek kendi demokratlıklarını göstermek zorunda mı hissediyolar kendilerini.. nazım hikmet gibi büyük bir insanın bu tür basitliklerle yıpratıldığının farkındalar mı acep.. hem eşcinsellik ve nazım hikmet yan yana ne ifade ederki.. hee amaç nazım hikmeti, istanbulu, veya türk polisinin işkenceciliğini tüm dünyaya duyarmaksa bu konu bu filme hiç gitmemiş..
    Puan: 6
  • cAhİl PeRiLeRe YoRuM...

    Türkler Avrupa'yı fethetmeye başladı bence filmin teması ne olursa olsun reklamımız dozunda yapılmış filmi de beğendim eşcinsellik bambaşka bir bakış açısından değerlendirilmiş.. Sanırım bu film diğer Türk yönetmenlere de ''ilham perliği'' yapmıştır artık dünya ya açılma zamanımız geldi... Ayrıca onlar cahil değil ne yaptıklarını iyi biliyorlar.. :PpPP Serra Yılmaz muhteşemmmsinn!!!
    Puan: 5
  • eloğlu değil hem de..

    yapmış adam işte, pek de leziz mmmmm:*
    Puan: 7
  • toleransınız daga kactı dag nerde yandı bıttı kul oldu

    ben cahil perilere gittikten sonra kendimi gayet iyi hissediyordum. Beni bu olayın sosyopolitik ya da etnolojik exiklikleri ya da inceliklerinden cok bana haz verip vermemesi ilgilendiriyordu. Buna kisaca hedonizm de diyebilirsiniz. Aynı suna benziyor sokaktaki dilenciye para veriyorum. Neden? Refaha kavussun die mi? Hayir!bilakis vermemin onunla hic ilgisi yok ben kendimi iyi hissetmek icin veriyorum. Bu film guzeldi. homosexuellik ile sorunlari olanlarin uarim ilerde o "guzel, ahlakli, cici, normal" cocuklari kendi cinsleriyle sevismek istesinler... Hatta bence herkes denesin, hayat nasil kisa biliyor musunuz? Hasta yataginizda ölürken yapmadiginiz bungee jumping, girmediginiz "kaka" iliski icin hayıflanirken daha erken oluverirsiniz uzuntuden! Bu film harika bir filmdi. Cok azlari var farkinda miyiz? Turk sinemasini beraberce ayaga kaldirmak gerek, ondan sonra yapin klise elestirilerinizi. Sırf bu yaziyi yazmak icin uye bile oldum beah... Viva anarchia
    Puan: 9
  • Ucuz Bir Yazı Yazmaya Niyetliyim

    İzlemeyen okumasin

    Hamam'ı beğenmiş, Harem Suare'yi televiyonda ve yarım yamalak izlediği için pek anlayamamış ama kaliteli bulmuş bir izleyici idim ben bu filme girerken, ve gördüğüm şeyi görmeyi hiç beklemiyordum. Kadın filmi diye adlandırılan filmleri ne kadar gereksiz buluyorsam eşcinsel filmi diye adlandırılacak olan filmleri de o derece gereksiz bulacağım; ve bu film bir eşcinsel filmidir. Ne eşcinsellerin ne de diğerlerinin böyle ucuz zihniyetlere ihtiyacı yoktur; arzu edilen özgürlük bunlar ile sağlanamayacak, aksine araya çekilmiş olan çizgiyi kalınlaştıracaktır. Nereden çıkartıyorsun bunun bir eşcinsel filmi olduğunu diyecek olanlar şimdiye kadar yazılmış olan yorumları okusunlar ve herkesin kafasında filmden sonra hangi imge kalmış dikkat etsinler. Yönetmenin Türk asıllı olması filmin konusu hiç ihtiyaç duymazken içine alaturka nesneler konulmasını affettirmez. Ben bunu filmin şansının sadece İtalya, Avrupa (Jenerik sırasındaki eşcinsel yürüyüşü görüntüleri ve haddim olmayarak eşcinsel filmi olarak damgaladığım özelliği ile) sinema sektörlerinde değil aynı zamanda Türkiye sinema sektöründe de risksiz şekilde zorlanması olarak değerlendiririm. Çok ileri gittiysem affedin; o halde bunu ancak yönetmenin duygusallığı ile açıklayabilirim ve bu bence amatörlüktür. Ferzan Özpetek bunlara ihtiyaç duyması gereken bir yönetmen değildir. Bir Türk olarak duvardaki Ajda Pekkan posteri ya da Serra, hele hele Koray beni hiç heyecanlandırmadı. Ayrıca Koray Bey'in çizdiği minibüsle İtalya'ya gitmiş, oradan da serbestçe Amsterdam'a yolculuk edecek olan Türk Genci tipi son derece olağandışıdır. Eğer Türkiye ile ilgili bir şey anlatacaksak onlardan biri gibi serbestçe dolaşabilen gençler olduğumuz yalanını değil, aksine ülkesine tutsak edilmiş bir genç topluluk olduğumuzu anlatmalıyız. Zira tamamen aynı güzergah planını (Milano - Amsterdam) uygulamaya kalkmış bir Türk Genci olarak İtalyan Konsolosluğu'ndan "Otur oturduğun yerde sen kimsin de Avrupa'yı dolaşacaksın" cevabını alıp kıçının üzerine oturmuş bir kişiyim ben. Müzikleri, başarılı oyunculuğu (Koray ülkene dön), doyurucu görüntüleriyle ne güzel olabilecek film talihsiz ucuz zihniyetlerin gazabına uğramış.
    Puan: 5
  • La fata che non sa italiano..

    Koray italyanca konuşmayı bilmiyo.. resmen ezberlemiş.. hadi filmdeki rolüne uygun italyancayı becerememesi.. ama bu kadar da yuvarlama olmaz.. ben oynasaydım keşke o rolü.. (ben biliyom italyanca..)
    Puan: 7
  • güzel güzel...

    herşeyden önce müthiş bir sinematografi. her kare fotoğraf gibi. bunun dışında samimi, sevimli ve insanı davet ediyo gerçekten. ee, italya da güzel bi yer tabi. yönetmenin oryantalism saplantısından kurtulmuş olması artık kendini ispat edebildiğinin bir göstergesi olsa gerek. gidip görmek lazım. ama orijinal siteyi sadece italyanca yapmalarına biraz bozuldum açıkçası. ne çabuk unuttun bizi ferzan bey...
    Puan: 8
  • ignorante, ignorant, umursamaz, cahil...

    filmin adında geçen ignorant sözcüğü "cahil" ve "umursamaz" kelimeleri ile eş anlamlı. bunu düşünürken ve filmi izlerken, cahillik ve umursamazlık üzerine düşündüm. umursamazsak öğrenmiyoruz, dinlemiyoruz, üretmiyoruz, yaşamıyoruz, cahil kalıyoruz. umursamamazlığa sebep olan şeyler çok. derin üzüntüden, yalnızlıktan veya başka sebeplerden doğan duygusal tatminsizlik bunların başında. ama "herşeyi umursar", "herşeyi bilen" olamayız, değil mi? neleri umursadığımız, neye cahil olduğumuz tanımlar bizi. grupların içine kabul görürüz, topluluklardan kovuluruz bu yüzden. özpetek iyi düşünmeye ve 15 yıl altın portakal filmlerini izleye izleye türk sinemasından tiksinen beni şaşırtmaya devam ediyor. kendisini tebrik, filmi tavsiye ederim.
    Puan: 9
  • çok etkileyici

    ferzan özpetek önceki iki filminde olduğu gibi (hamam ve harem suare) "cahil periler" de de çok başarılı. senaryoyu çok beğendim. oyunculuklarda çok iyiydi. etrafımdaki herkese tavsiye ettim. yetinmiyom sizede yazıyom. ancak; insanları sıkmamak için herşeyi yüzeysel bir şekilde anlatan, hızlı amerikan filmlerinden hoşlanıyorsanız hiç tavsiye etmem.
    Puan: 9
  • Stefano'm leziz böreğim, yerim seni, batma emi?

    Filmin senaryosuna ve oyuncularına bayıldım. İnsanlar çok tatlı ve gerçekçiydi. Sırıtan hiçbirşey yoktu (Ajda posteri hariç. olabilir tabi zevk meselesi). Neyse efendim uzatmayalım çok güzel olmuş herkesin eline ayağına sağlık tebrikler. Ancak belirtmeden edemiycem Stefano'ya bittim, eridim, öldüm ve dirildim. O ne bakışlar, o ne ifade, o ne endam! Ne güzel bir adamdı yav, izleyen bütün hatunlar sapır sapır eridik bittik. Ulan ceviz gibi adam valla, kırmadan ye kardeş. Allah sahibine bağışlasın diyorum ve kendisini de hayat boyu başarılar diliyorum.
    Puan: 9
  • aah stefanooo

    kim ne derse desin valla ben bu filmi çok sevdim.... gidin görün önyargıyla yaklaşmayın derim.... oyuncular insanın gözünü gönlünü açıyo hele stefano!!! çok doğal bi film olmuş filmin içinde gibi hissettim kendimi hele yağmur yağan sahnede harbi üşüdüm gerçi o sırada havalandırmayı çalıştırdılar ama... filmin konusu güzeldi oyuncularıda güzeldi... nazım hele daha bi güzeldi orda.... ama ajdaya çok güldüm!!
    Puan: 9
  • geç kaldım

    Filme geç gidince,demek istediklerimi herkes demiş oluyor, bana da yinelemek düşüyor: 1-Film tümüyle güzel 2-Oyuncular iyi seçilmiş (Koray hariç, o müzik yapsın) 3-Michele yakışıklı bir Mustafa Sandal 4-Nazım Hikmet ve İşkenceci Polis ikilemesi pek havada kalmış, anlamı da olmamış zaten 5-Annem Hakkında Her şey'den alıntılar var ama olsun 6-Her yönü ile eşcinselliği inceleyip, varlığını kabul etmemizi sağlamaya çalışan seyredilebilir bir film olmuş, 7-Aferin Ferzan Özpetek
    Puan: 6
  • dam ustunde uleler

    İzlemeyen okumasin

    fılmın en guzel 2sahnesı vardı adama araba carpıp olmesı bı de sonundakı bardak atma olayı ıste onun dısında gereksız
    Puan: 6
  • Pek olmamış ferzan,zaten sen yeteniksizsin be ferzan

    Ya açıkçası film güzel müzel ama bende hiçbir duygu yaratmadı.Mesela kötü 1 filmden hoşlanmazsınız iyi 1 filmden hoşlanırsınız fakat bu filmi izledikten sonra hiçbir şey olmuyor.Boş boş çıkıyorsunuz salondan,bu kadarda duygusuzluk olmazki.Aslında dygu filmin temelinde yatıyo!?!Belki ben fazla taşkalpliyim ama Ferzan biraz daha sürpriz finali olan 1 film çekseydi keşke demek gelmiyor değil içimden.Son olarak eğer hayata sıkı sıkı bağlanmak falan istiyorsanız Meg Ryan'lı 1 romantik komedi izleyin ya da Louis Armstrong'tan 'What A Wonderful World'ü falan dinleyin ne biliyim işte
    Puan: 4
  • SAÇMA!!!!!!!!

    filmin hiçbir özelliği yok!Çok gereksiz bir yapım.Verdiğim paraya acıdım valla!(miğde bulandırıcı olaylar var!)
    Puan: 1
  • Yüzüyorum yüzüyorum dizboyu...

    Ferzan Bey evin tozunu kabaca süpürüp halının altına saklayanlardan mı acaba diye merak ettim filmden sonra. Bi sürü bi şeye dokunup da bu kadar mı yüzeysel bırakılır.. O kadar ki, ancak Emel Sayın'la, Mustafa Sandal arasında bir romans yaşansa bu derece sığ olur.
    Puan: 5
  • sewdim bu filmi

    vizyona genelde gelenlerden farklı. bir hollywood yapımı beklemeyin. süpper bir evde yaşayan bir çift... bir ölüm... ve gelişmeler... en çok sevgili hakkında söylenen laflar etkiledi beni... hep gölgede kalmak.. asla bir numara olamamak... böyle bakmamıştım olaya... içimizdeki duyguları coşturan veya parlak sahnelerle akılda kalan veya heyecanla adrenalini arttıran bi film diil... ama düşündüren bi film... insanları... yaşamlarını... düşünmeden yargılamamızı... seçimlerimizi... bir tesadüfün neleri değiştirebileceğini... şarkı gibi bir film işte... gelip geçen ve namesi kulağında kalan....
    Puan: 5
  • Almadovar koksa da...

    Hakikaten Almadovar etkisi sezdim ben bu filmde. Olsun, esinlenmek iyidir bence aynı olmaz ama bi şeyler ekler yapılanın üstüne. Ben kızmadım hiç bu filme ve konunun eşcinselliği tercih edenler üzerinden işlenmesine. Gay olduğunu hali hazırda açıklayan Özpetek çok yakından tanıdığı yani bildiği bi dünyaya anlatmış ve de iyi etmiş bence. Hakikaten cinsel tercihi farklı olanlar -doğal olarak- daha farklı yaşıyorlar. Hayatları daha renkli ve daha hareketli. Sanırım her iki bakış açısına da sahip olmalarından kaynaklanan da bir yaratıcılık söz konusu. Bir çok tasarımcı, stilist vs eşcinsellerden çıkıyor. Severek izledim hep birarada olmalarını, yemeği bile paylaşmalarını. Fakat bu insanları bir araya toplayan sebep önemli. O yüzden millet kızdı sanırım Özpetek'e. Eşcinsellik böyle kabul ettirilmez diyerek. Tam tersi böyle olur. Bi yığın gay var çevrede, bir çoğuyla görüşürüyoruz ediyoruz. Cinsel kimliğini usturubuyla taşıyan eşcinsel çok az var malesef. Kıvır kıvır kıvıran erkekler dolanıyo ortada. Böyle bir insan modeli yok arkadaşlar. Bu tıpkı Amerika daki siyahların tavırlarına benzetilebilir belki. Hiç bir kimse kabul görmek durumunda değildir aslında, ama bazı ırkçı (bu sadece ten rengini kapsamaz) kişiler bu insanları dışladığı için, kendilerine özgü "Evet biz başkayız, farklıyız" tavırları geliştirmişler. Mecburen bu yola gitmişler de diyebilirim tabii. Eşcinsellik de aynı bence. Aynı sebepten dolayı bir çok erkek kıvırıyo, konuşurken bilekleri 360 derece dönebiliyo. Normalinin bu olduğuna asla inanmıyorum. Bu filmde izlediğim hiç bir Gay de böyle kıvırmıyordu. Bizden biriydi. Yani olması gereken gibiydi. Ben olayı böyle gördüğüm için beğendim. Amma uzun oldu yahu... Lakin filmde cinsel tercihimiz her ne olursa olsun hepimize dair olan ve anlatılmak istenen esas konu "Yalan" dı. Oyun ve kabul görmek için takındığımız tavırlardı. Ben bunu aldım izlediğimden. İşkence konusunu sokuşturması fekalade gereksizdi. Koray'ın canlandırdığı karakter ondan da gereksizdi. Ayrıca adam şarkıcı bırakın şarkı söylesin. Ajda majda, lüzumsuz işler bunlar. Ama Stefano neydi öyle bi kardeşim. Gülünce bu kadar güzelleşen adam az bulunur. Ferzan da biliyo yani bu işi, her filmde nefis herifler. Neyse kaçim ben artık.
    Puan: 7
  • Fazla söze gerek yok...

    Kaza sahnesinin absürdlüğünü bir kenara bırakacak olursak, genel anlamda başarılı bir çalışma... Tabii Ajda Pekkan, Nazım Hikmet ve Koray'ı bir kenara bırakırsak, zira sırıtıyorlar. Bu arada filmdeki eşcinsellik konusunun bu kadar abartılmasını da, toplum olarak 21. yy.da da bazı şeyleri aşamadığımızın bir göstergesi olarak yorumluyorum. (zira filmi izlediğim 50 kişinin ben hariç %95'i çiftti ve sevgilisine sıkı sıkı sarılarak izliyordu; adeta "Ben homo değilim" dercesine) Konunun anlatımı ve başrol oyuncularının performansı, filmin aldığı ödülleri açıklamaya yeter diye düşünüyorum. Söylemeye bile gerek yok ama: Milli ve manevi değerleri yüksek vatandaşlarımız bu filmden uzak dursunlar lütfen! (hem kendi iyilikleri hem de filmin iyiliği açısından)
    Puan: 8
  • Değişiklik Olsun Diye Filmle İlgili Yorumlarımı Maddeler Halinde Yazacağım

    i) Eşin dostun dolduruşuyla gittik, dolduruşla filme gitmemek lazım, kasıyor insanı. ii) Eşcinselliğin doğal olduğunu ıspatlama ihtiyacı hissettim filmde bilmiyorum nedendir. iii) Elbette Ferzan ÖZPETEK geçmişinde çok iyi bir reklam filmi yönetmeniydi. O yüzden de, filmdeki kareler, görüntüler ve dekorlar çok hoş. iv) Kadının tipi bir garipti. Bazen çok güzel resim veriyordu bazen de korkutuyordu beni şahsen. iiv) Sokağa çıksa 8 bilemedin 10 kızı patır patır sıraya dizecek yakışıklılıktaki çocukların birbirleriyle olmaları enteresan gelmiştir bana her zaman. Netekim bu filmde de öyle oldu. iiiv) Kendiyle çelişen meseleler vardı. Mesela kadın Koray'dan rica etti herkes beraber gittiğimizi zannetsin kimseye söyleme diye. E, ama Koray'ın altında italyan plaka araba var; demek ki bu araba ev ahalisinden birine ait. Nasıl verecek o arabayı ev ahalisine? Ahali sormayacak mı, eee noldu sen gitmedin mi gezmeye diye ? Diyecek elbett ! v) Diyeceğim budur , biraz uzun oldu !
    Puan: 6
  • ya ne pohum?

    böyle film olmaz olsun... italyancayı katletmişler... italyancayı bilmesek kekleyecekler yani varya... italyanlar bizi yakında afaroz etmezse iyidir... herkese kolay gelsin...
    Puan: 1