Kısa Kısa
- Taksiye binerken kapının kenarına bakarak arabanın sarıya boyanmadan önceki rengini ööreniriz. Ööreniriz de noolur? Hiç.
- Yeni tanışılan bi kıza iltifat eden birisinin düştüğü komik durumu sonra kendisine felan anlatırken "yok len ööle demedim" diye inkar etmesine ve bu durumu sürdürmekten vazgeçmemesine bayılıyorum.
- Tam eldivenlerini giymişsindir. Ama o ne; daha bağcıklı ayakkabılarını yada botlarını bağlamamışsındır! Aslında On saniye bile almaz ama... Offfff işte!!!
- Belediye otobüsünde giderken, sevdiğiniz parçayı dinlemek için walkmaninizin rewind tuşuna bir müddet basılı tuttuktan sonra, play'e bastığınızda şarkının tam başını tutturmuş olmanız dünyanın en büyük zevkidir herhalde.
- Hani evde yanlız kalınca "Oley beaaaa annemler gitti. Artık evde istediğimi yaparım." dersin ya. Ev boşaldıktan sonra oturup TV seyredersin. Neden ulan? Hani annenden babandan gizli şeyler yapıcaktın?
- İnsanın canı sıkıldığı zaman hani elini tişörtünün altına sokası gelir ya! Ve soktuktan sonra göğsünüzü büyük bi zevk içinde kaşıdıktan sonra da büyük bi iş yapmış gibi gerinirsiniz! :)
- Yatarken yorganı ve yastığı ters çevirip soğuk tarafını hissetmek hoş bişey be.
- Şimdi alırsın kağıt mendili "fööörk" diye bi hımkırırsın, soonada açar bakarsın. O bakış ne amaçla yapılır allah kerim.
- Hani olur ya: Marketlerde elektronik tartılar vardır. Bu aletin üstüne koyduğun meyva, kuruyemiş vs. gibi şeyleri ölçerken rakamlar birden değişir, bu da sizin hoşunuza gider ve aletin üzerine elinizi bastırırsınız. Tezgahtar görmeden ve rakamlar hızlıca değişir, sizin de hoşunuza gider.
- Fotokopi çektirdikten sonra, aslının üzerindeki zımbanın, kopyaya geçen karaltısının uzerıne hiç kaydırmadan başka bir zımba basmayı ve başardıktan sonraki anı severim ben.
- Annem yollardı eskiden beni fırına ekmek hamuru almaya. Gitmek çok sıkıcıydı da dönmek çok hoş bişeydi benim için. Çünkü elimdeki hamurla oynama şansım vardı, yumuşacıktı o. Hatta aynı duyguyu arap sabununda da yaşardım. Poşette oluyo ya onlar, mıncıklamaya doyamıyo insan. Mıncık mıncık...
- Oturma odasından mutfağa doğru gitmek istiyom mesela, televizyonun önünden geçerken şeytan dürtüyo, parmağımı sürtüveriyorum ekrana. Çıtır çıtır çıtır. Aa ne güzel yaa... Mikroskobik karıncalar var galiba orada, ölüyolar parmamı sürtünce.
- Canınız çekirdek çekti demi? Köşedeki bakkala gidersiniz; "Abi 100 gr. çekirdek verirmisin." O kadar çekirdeğin arasında bir tane tuzlu fıstık çıkar, ona da Kaşıkçı Elması muamelesi yaparım, neden bilmem. Ben deli miyim sorarım size.
- Gecenin bir yarısı zuxxi'nin kısa kısa sayfalarına girersin. Okuduğun her ayrıntıya, "Bunları düşünen, yaşayan tek insan evladı ben değilmişim" der ve bir oh çekersin.
- Aileden biri benden su istediğinde, mutfağın kapısından çıkmadan önce sudan bir yudum içmek ve ağzımı silip hiç bir şey olmamış gibi içeri giderek suyu sahibine vermek, keyiflerimden biridir.
- Süpermarketlerde alışveriş arabalarını vıınn diye sesler çıkararak sürmekten ve artistik patinajlar yaptırmaktan eşşekçe bir zevk duyarım.
- Nedense birisi saati söylediği zaman herkes kendi kolundaki saate bakar. Acaba saati söyleyen kişiye güvenmiyolar mı?
- Her insan er olsa mağaza girişindeki biip aletleri olmaz dı? Yok bu iş böyle gitmez.
- Hani yolda yürürken yanınızdan geçen biri yere şloop diye tükürür ve siz tiksindiğiniz halde onun balgamına bakmak zorunda hissedersiniz kendinizi, iğrenç şeye tiksinerek bakarsınız. İnsan oğlu manyak.
- Yemek tariflerindeki malzemeyi sahiplenme duygusunun altında yatan gerçekleri öğrenmek istiyorum. Örnek: Bu suyumuz, fasulyemiz, pastırmamız... Nedir bunun olayı? Niye bizim?
- İnternet'e bağlanırken şu garip sesi duyduğumda içim bi hoş oluyo yaa!!!
- Şu anahtarlar neden en son baktığımız yerden çıkar ha? Neden???
- "Merhaba arkadaşım" yerine; iki tekme, üç yumruk atıp, "ne haber lan ib.." diye hırpalama olayının altında yatan gerçekleri merak ediyorum.
- Siz de çubuk kraker paketini bitirdiğiniz zaman krakerleri yediğiniz yetmiyormuş gibi, bir de gözleri yaşartan bir azimle paketi ağzınıza dikip tuz ve kraker kırıntısı karışımından oluşan tortuyu yemeye çalışır mısınız? Yoksa bunu sadece ben mi yapıyorum? Tanrım.
- Evde kimse yokken kapı açık işemenin ve pantolonunun fermuarını heladan çıktıktan sonra rahat rahat çekmenin zevki başka nede olabilir ki arkadaşlar?
- Hani her deodorantın üstünde yazar: 15 cm. uzaklıktan püskürtün. Ama öyle yapınca yarısı havaya gidio be güzelim, olmaz ki! Sallaa, derim kendi kendime ve 15 cm.'e boşverip, en yakın mesafeden püskürtüveririm. Ehehe...
- Halısahada maç yaparken açık farkla golü kaçıran, hakikaten yeteneksiz olan kişinin golü kaçırdıktan sonra, "Ahh nasıl kaçırdım!!" diyerek, "Aslında ben yetenekliyim." demek istemesi kadar büyük geyik yoktur.
- Neden marketlerde alışveriş yapan herkes, tanımadığı insanların ne aldığını görebilmek için yan gözle en yakınındaki sepeti inceler?
- Neden gazetelerin verdigi bulmaca dergilerinin kapağında mayolu bir hatun vardır, hep? Niye ulan, niye?
- aile evde yokken çırılçıplak bir şekilde koşmak bizi hayvanlardan ayıran sayılı niteliklerdendir.
- Walkman dinlerken pil biter, hemen yılmak olmaz. Piller çıkarılıp yerleri değiştirilerek 30 saniyede olsa tekrar kullanılır.
- Hani anlayamadığım, benden her ateş isteyen, sigarasını yaktıktan sonra teşekkür mahiyetinde elime vurmak zorudamıdır öyle?
- Haksızlığa uğrandığında "Ya herkes koyun gibi, kimse sesini çıkarmıyo" diyip, ses çıkarmayanların arasına katılanlar...
- Zuxxi geyiks e girip bilgisayar başında gülmekten kıvranırken evdekilerin neye güldüğümü merak edince yanıma gelip yaZıları beraber okuduğumuZda onların sadece donuk yüzlerle ekrana bakması bana Zevk verir. Bana özel gibi gelir o yaZılar :)
- Biriyle konuşurken kişinin söylediğini önce duymamış gibi olur, kişiye bu şekilde tepki verirsiniz. Duyulmadığını sanan kişi sözünü tekrarlayacakken yanıtı yapıştırırsınız. Enteresandır. Beynin bug'ı mıdır? Nedir?
- Bir filmi izlemeden göklere çıkartıp, hep beraber izledikten sonra "Olm fragmanlarında manyaktı film yaaa" diyen kişiler acaba ne kadar gerizekalı olduklarını bu şekilde kapatmaya mı çalışırlar?
- Arkadaş askerlikten gelmiş, ilk fırsatta anılara başlamıştır: Olm bigün nöbette uyumuşum, çavuş bi koydu öle uyandım... Be hey yeter gayri.
- Kulağınızı deldirdiniz. O deldirdiğiniz hafta boyunca başkalarının kulağına bakar durusunuz.
- atılan anahtarı/kalemi/silgiyi tutamayınca illa "tutamadım" diye bildirmek zorunda hissederiz kendimizi.
- Ya niye "Şaşal Şişesi" diyonuz ya? O sadece bi marka adı. Var bunun ismi be ne güzel; "Pet Şişe".
- Öğlen oturuyorum aile veya arkadaşlarla, aklıma bişi geliyo. Ulen akşam nete girince zuxxi'ye yazarım bunu valla diyorum, akşam oluyo unutuyorum. Hayret bişey yaaaa...
- Köprüye para verirken hiç frene basmadan vermenin havası gibi yok. İnsan kendi otomatik geçiş sistemini yaratıyo.
- Hani evde annemiz ya da eşimiz muhallebi, sütlaç ya da pudding yapar da onları soğumadan kaplara koyar ya. Hani yine de tencerenin dibinde inatla hem de bazan hafifçe yanmış bayağı bi miktar kalır ya. İşte onu parmaamla sıyırıp yemeye doyamam.
- Bi de malını sahiplenen esnaf tribi vardır: "Sosislim kalmadı." ya da "Şekerim var." gibi.
- bir odada işimi bitirip ışığını söndürünce koşmaya başlarım ben sanki arkamdan öcü gelcekmiş gibi. siz de yaparmısınız?
- niye su tankerlerinden hep bir damla su akar? bu herifler niye bunları düzgün ve deliksiz yapmaz? anlamıyom kardeşim.
- büyük bi iştahla fındık yerken ağzınıza attığınızın çürük çıkması ne iğrençtir di mi? o tadı bastırmak için bikaç fındık daha atılır ağza. ölsen tamamen geçmez.
- Bana arabaların plakalarındaki harflere bakıpta uygun kelimeler uydurmadık demeyin, beni yemeyin. 34 MYN 45 ... Maymun, Mayın, Mayon, Misyon
- Sizin de saatinize baktıktan 15 saniye sonra "Yaw saat kaçtı acaba?" diye tekrar baktığınız oldu mu?
- Neden kötü bi olay sonrası dostumuz/anne-babamız "ne oldu neyin var?" deyince anlatacağımızı bile bile önce bi "bi şeyim yok!" deriz?
- Biri için doldururken suyu bardağa canım çeker alırım bi fırt tekrar doldurur götürürüm çok memnun bi halde
- buzdolabında sonu gelmiş 2 ya da 2.5 litrelik kolanın o asiti kaçmış son yudumlarını kafaya dikmekten eşşekçe bi zevk alırım
- diyelimki günlük süt'ün son kullanma tarihi 10 haziran, ben 11 haziran'da saat 00.11 iken, o sütü içerken hep kıllanmışımdır ve o 11 dakikanın öldürücü olup olmadığını düşünmüşümdür.
- döner ekmek felan yerken sonuna geldiimde önce ekmeğin köşesini yiyip sonra kalan etli kısmı yerim ağzımda et tadı kalsın diye. bazıları da o köşeyi hiç yemez bırakır, o da bi çözüm tabi.
- istiklal caddesinde yürürken bi dükkana girip çıktıktan sonra yürüdüğü istikameti şaşıran ve geldiği yöne doğru yürüyen bir tek benim galiba.
- Niçin her dondurma yiyişimizde üzerimize dökülen hep vişneli, ağzımızın kenarlarına bulaşan hep çikolatalı olur? Niye? Niye?
- Uzun Marlboro içenlere neden hep pezevenk derler? Halbuki en kral sigara. Sırf böyle demesinler diye içemiyorum yaw.
- yazın denize girip bir güzel yüzdükten ve güneşte yandıktan sonra akşam olunca giyinip arabaya bindiğimde, vücudumun heryerinde oluşan o ince sızı kaplar benliğimi... acayip olurum... coşarım... bi sigara yakarım...
- ayak baş parmağıyla televizyon kanalı değiştirmenin hayvani zevkini ancak uzaktan kumandasi olmayanlar anlar.
- İDO ( İstanbul Deniz Otobüsleri) 'da deniz tutmasından ötürü ortalığa kusmuk saçmaya önlem olarak dağıtılan "kusmuk torbaları" niye şeffaftır ? Midemizi insanlara teşhir edelim diye mi ?
el yazısı
yazı yazarken bazı harfleri diğerlerinden güzel yaparız ya. sonra gururla bakarız o harfe. hatta içimizden geçiririz "keşke her harfi böyle yazsam"Son bir cümleyle
Televizyonlarda şahit oluruz, sunucunun telefonla görüştüğü canlı yayın konuğu konuşmasını uzatmışsa müdahale etmek zorundadır çünkü süre kısıtlıdır: "Sayın ..., konuşmanızı son bir cümle ile toparlarsanız... Çünkü süremiz azalmakta". İşte bu andan sonra ben hep konuğun cümlelerini sayarım. İki cümle yada daha fazlasını söylerse sunucuya sözünü hatırlatmak isterim kendimce.Hapşurma
Nezlesinizdir, hapşuracağınızı hissedersiniz, burnunuz kaşınır ama bir türlü hapşuramazsınız. İnsanı deli eden bir durumdur.Tebeşir
Hoca karatahtaya yazı yazmaktadır. Birden tebeşirle ters bir hareket yapar ve "viiyyk". O iğrenç ses çıkar. Öğrenciler hep beraber tüyler dik bir şekilde "ıyyy" diye bağırır. Iyyy.İki katlı bisküvi
İki katlı ve arası enfes krema kaplı bisküviler (negro... gibi) sevgili halkımızın azımsanmayacak büyüklükteki bir kesimi tarafından üst ve alt bisküvi olmak üzere ikiye ayrılarak yenir. Böylece; "Bisküviyi ikiye bölüyorum, iki kat fazla bisküvi yiyorum. Ben de bir alemim doğrusu." düşüncesi kafalarda yer eder. Tabi bu ikiye ayırma işleminde dikkatli olmak gerekir. Aksi taktirde kremanın tamamı sadece bir bisküvide kalır ve kremasız kalan kısım üvey evlat muamelesi görür.Starrr Halkın Gazetesi
Star Gazetesi'nin özellikle spor sayfalarında kullandığı "Dingiltere", "Yendik Mİ LAN?", "Beşiktaş BARÇAladı".... gibi muhteşem başlıklarına hepimiz aşinayız. Ama sonradan öğrendiğim, diğerlerine göre çok daha iyi olan ve herkesin de bilmesi gerektiğine inandığım bir spor başlığı var ki: (Galatasaray-Monaco maçı sonrası) -------- MONAKODUK -------- (yorumsuz)Yazı okuma
Yabancı dil derslerinde hoca işlenecek parçayı size okutmaya karar verebilir. Ve siz okurken arasıra okumanızı durdurup parça hakkında yorumlar yapar. İşte bu bekleme anlarında her öğrenci az sonra sınıfa okuyacağı parçayı acayip bir kelimeyle karşılaşıp afallamamak için önce kendi içinden okur ve bu sayede en zor kelimeleri okumada bile sorun yaşamaz. Çünkü o bir sinsidir. Tıpkı diğer öğrenciler gibi...karşıdan karşıya geçme
ağırlığımı öne doğru veririm ama araba yanımdan geçene kadar kasarım kendimi sonra araba geçince bırakırım kendimi hoop iki üç adım birden atarım