Dar Alanda Kısa Paslaşmalar
Dar Alanda Kısa Paslaşmalar
2000
Ortalama Puanı: 6.9
Öykü
Amatör bir futbol takımı olan Esnaf Spor'un çevresinde yaşananlar. Takım elemanlarının ve mahalle sakinlerinin 80'lerle gelen değişim döneminde yaşadıkları. Kısaca özet geçelim karakterleri:
Aynur, geçkin bir hayat kadınıdır. Geceleri takım yöneticilerini ve oyuncularını eve alarak yaşayıp gider.
Hacı, takımın antrenörüdür ve Aynur'a deli gibi aşıktır fakat hayalindeki birliktelik imkansızdır.
Serkan, takıma taze transfer olan yakışıklı ve yetenekli bir oyuncudur. Mahalle kızlarının göz bebeğidir.
Suat, takımın kalecisidir. Baba baskısından usanmıştır ve Nurten'e gizliden gizliye aşıktır.
Nurten, mahallenin çiçeği burnunda güzelidir. Suat'ın ilgisinden bir haber Serkan'ın büyüsüne kapılmıştır.
Cem ise rakip takım Ülkü Spor'un genç, yakışıklı ve feci hırslı yöneticisidir.
İzleyenler ne demiş?
Bastır Gayseri!!!!
Ya iğrenç bi film zaten adından da belli dii mi! Bu film kadar hiç bi film beni sıkmamıştı sonunda yarıda kaçtım. İzlemeyinnnnnn!!!!!!!Esnaf degil Rezil spor
yok bu kadar kötü bi film ve senaryo. Bu ne ya? senaryo rezil oyunculuk sıfır, sadece ve sadece eski milliler filme renk katmış. ama kesinlikle tavsiye etmem 3.500.000 Türk Lirasına YAZIK!!! Abuzer ve Oyunbozan buna 5 çeker,beşşşşşşş!!!fiyasko................................
Son yıllarda vizyona giren en berbat türk filmi... MEMOLİ ismini kullanan arkadasa da soruyorum, bu sayfaya ilk yorumu yazmak bi marifetmi acabaaaa? çok sevinmişte kendisi:)filmi seyretmedigi de bariz belli. MEMOLİ denen şahıs unutma ki çogu insan buradaki yazıları okuyarak hangi filme gideceklerine karar veriyorlar,insanları yanıltmaya hiç hakkın yok, seyretmedigin bi filmi sırf kendin ilk yazan kişi olmak için yorumlamaya ve yanlış bilgi vermeye hakkın yok,bunu bil, ŞOPARLIK YAPMA,EFENDİ OL.tabi ki savas dincel
filmdeki oyuncular (savas dincel ve erkan can disinda) cok kotu performans sergilemisler bence. Filmi gidip bir sinema salonunda seyredince Mujde Ar bile kendisi begenmeyecektir eminim ki. Zaten son zamanlarda cekilen kaliteli turk filmlerinin icine neden Rafet El Roman gibi bi sarkici katiliyo anlayabilmis degilim. Yukaridada belirttigim gibi isin icine Savas Dincel gibi bi aktor girince film kurtulmus. Ben seyrederken cok agladim cunku o futbolcularin bulundugu ortamlarda bende bulundum futbol oynadigim yillarda fakat bu durum filme 6 nin ustunde bi not verecegim anlamina gelmez, objektif olmak zorundayiz...Mükemmel
Dar kafalıların kısa paslaşmalarını okuyup bu yazıya ulaştıysanız, son zamanların insanları en iyi anlayan ve anlatan mükemmel bir hikayeyle karşı karşıyasınız. Bence hemen internetten çıkın, bilgisayarı kapatın, filme gidin.Elin Ağzı...
Lütfen burdaki yorumlara fazla güvenmeyin. Unutmayın ki -sinemadan anlayan anlamayan-, her türden insanın fikirleri buraya yansıyor. Benim fikrimi soracak olursanız gerçekten çok güzel bir film bu, mutlaka seyredin...Gitmelisiniz
Kesinlikle gormeye deger bir film izlediginiz bir cok abuk subuk filmden cok cok iyi. Buradaki yorumlara gore hareket etmeyin ve simdi sevgilinizi esinizi yada dostunuzu alip iyi bir pazar gecirin...İnsafınız kurusun!
Evet, insafınız kurusun! Film yerden yere vurulacak kadar kötü değil! Tamam, filmin aksayan bazı yönleri var, bunu kabul etmek lazım! Bazı konular ve roller havada kalmış. Ama ciddiye alınarak yapılmış olduğunu gösteren bir kaç küçük ayrıntı var! Mesela Kulüp Rakısı ile ilgili ayrıntıya bayıldım! Filmin konusu 1982 yılında geçiyor! Kimin aklına gelmişse gelmiş (Helal olsun!) o dönemde Yeni Rakı'nın etiketlerinin değişik olduğunu hatırlamış. Hürriyet Gazetesinin o yıllardaki bir nüshasını bulmaktan daha zor tabii o güzel etiketli şişeleri bulmak (Hürriyet Gazetesinin o yıllardaki bir nüshasını bulmuşlar bir şekilde!). Bunun üzerine film boyunca, etiketi ilk çıktığından beri değişmeyen Kulüp rakısı koşmuş yardımlarına! O dönemki puanlama sistemi (Galibiyet 2, beraberlik 1 puan) de unutulmamış! Bunlar hoş ayrıntılar! Ama hemen şunu da belirteyim bu ayrıntıların yanı sıra bazı ayrıntılar da unutulmuş ya da teknik nedenlerle yapılamamış diye düşündürten ayrıntılar da yok değildi. Mesela, banyodaki aynanın önünde yer alan Avon marka tüp (Sanırım makyaj temizleme ürünü, bayan arkadaşlar daha iyi anlar). Yanlış hatırlamıyorsam o dönem ithal malları çılgınlığı başlamamıştı henüz. Oyunculuklara gelirsek, Rafet El Roman oyuncu değil, bir şekilde göze batıyor, kötü oynadığını da söyleyemem, ama oyunculuğuna ısınamadım. Filmi sırtlayan iki kişi Savaş Dinçel ve Erkan Can. Olağanüstü bir oyunculuk! İkisine teşekkür ediyorum! Bir ara (Maç sonu tribündekilerle yapılan konuşmada özellikle) Fatih Terim'i gördüm karşımda. Savaş Dinçel'in Fatih Terim'i taklit ettiğini söylediğim anlaşılmasın sakın. Müjde Ar ise rolünü pek sevmemiş anlaşılan. Yeni yeteneklerden bir bayanı dikkatle izlenmenizi öneririm. İsmi Devin Özgür Çınar. Gerçekten başarılı bir oyun sergiliyor. Sözün özü yerden yere vurun arkadaşlar herhalde mutantlaşan bir top ve kale direği görmedikleri için bu filmi beğenmediler (Bilim Kurgu filmlerine özel bir düşkünlüğüm vardır, yanlış anlaşımasın) sanırım. Filmin aksayan yönleri yok değil ama Savaş Dinçel ve Erkan Can'ın oyunları filmi fazlasıyla sürükleyip götürüyor. İnsan ilişkilerine dayalı bir filmde de usta oyunculuk gerektiğini kabul etmemiz gerekiyor. Uzun lafın kısası ben bu filme 8 verdim. Bir kere daha izlenilebilecek bir film.Her zamanki sidik yarışına bende katıliiimm..
Yaw arkadaşlar burda yapmamız gereken şey çok basit , hatta neolur noolmaz diye zuxxi bide puanların anlamlarını vermiş. Hala ne diye beğenenler 10 beğenmeyenler 1 verirler bi filme nlamam. Neyse gelelim filme bencede gidilesi bi film yönetmen GEMİDE deki mahalle ağzı konuşmalarla dikkatimi çekmişti bu filmdede az çok o hava var.Yıllarca elin gavurunun filmlerinde "shit" ler "fuck" lar uçuşurken hayatın ta göbeğinde var olan bizim küfürlerimizde sinemaya girmeye başladı sonunda. 80li yıllar olayı benimde hoşuma gitti ben mavi blendax kutusuna hasta oldum çok güzel ayrıntılar gerçekten. Neyse arkadaşlar gidiyimmi derseniz gidin gidin derim.güzel bir film
erkan can ve savaş dinçel çok iyi oynuyor. zaten erkan can'ın oyunculuğu her zaman iyidir. film hayat ve futbolun birbirie ne kadr benzediği konusunda bira yetersin gibi kalıyor bence ...tabi bence... ama o olmadan da güzel bir film... görülmesi gerekir.İİİRENÇ...
entel isimler koymakla olmaz bu işler.com.tr adresinin en baba filmi bence.. izlemediyseniz mutlaka izlememeye devam edin..ç.güzel güzel,haksızlık etmeyin,
bir arkadaşın dediği gibi, belki senaryo ve rollerde havada kalan bazı şeyler var ama, abuk subuk yabancı filmler yerine, gerçekten bizden bişeyler taşıyan, kesinlikle duygusal ve bazı türk filmlerinde olduğu gibi anlaşılmaz değil. gidenlerin pişman olacağını zannetmem.Bence güzel baba yaa..
Türk insanı arasındaki yalnızca Türk insanının anlayacağı küçük anektodlardan oluşan ama tam olarak bir film havası taşımayan bir film. Yine de herkese tavsiye ederim. Bence izlenmeli bu film. Uğraşmış yapmış adamlar.Turk sineması adına güzel
bazı arkadaslar iyi bi film izleyicisi değil galiba yada eleştiri nasıl yapılır bilmiyorlar ayrıntılara dikkat eden arkadas çok iyi yazmış (bende bi ayrıntı yakaladım bi oyuncunun saati swatch o yıllarda varmıydı bilmem) müjde ar kötü diyenler yanılmış rolü gereği soğuk ruhsuz bi kadını oynaması icap etmiş.. gerçekten güzel bir film 80 li yıllarda bir mahalle den ne beklenir... tabi ki aksiyon ve heyecan olamaz bütün kötü eleştirilere rağmen siz gidin derimLütfen görün
Ya gerçekten şunu anladım ki; insanların filme verdiği puandan, filmi yorumlarkan kullandıkları kelimelerden bile kültür düzeylerini, dünyaya bakış açılarını anlamak gayet kolay.. Birincisi, film başlarda yorumlarını yazan (ne talihsizlikdir ki) arkadaşların eleştirilerini (tabi üslüblarına eleştiri denebilirse) haketmeyen bi Türk filmi. Filmdeki olay, zaman , yer kurgusu gayet iyi çizilmiş ve buna ilaveten oyuncuların performansları da olaya renk katmış. Ve dahası müziklerde de Fahir Atakoğlu'nun emeği hemen kulağınıza çalınıyo. Sonuç olarak beni ne kadar dinlersiniz bilmem ama ben bu filme mutlaka gitmenizi tavsiye ediyorum. Filmi beğenmeyen arkadaşlara da televizyonların haber sonrası kuşağındaki (praym-taym) "İşte şimdi öldün..." veya "Silahını kapta gel" isimli mükemmel yapıtları tavsiye ediyorum...Orta şeker
Filmin iyi yönleri de var kötü yönleri de. Savaş Dinçer'in oyunculuğu çok iyi. Görüntü yönetmeni Mehmet Aksın'dan da ellerinden öpmek lazım, bir türk filminde gördüğüm en iyi karelerdi. Kafat filmin kurgusundan mı senaryosundan mı nedir bilmem birşeyler eksik. özellikle ilk yarıda film sizi sarmıyor. Ancak ikici yarıdaki maç havaları güzel olmuş. Sonuçta gidlip görülebilcek bir film. Ama Serdar Akar'ın "Gemide" filmi çok daha başarılıydı bence....
Bence pek bir hoş, rahat, keyifle izlenen iyi bi film olmuş. Rafet el Roman'dan ve onun evlendiği kızdan -adını bilmiyom- oyuncu olarak pek memnun kalmadığımı belirtmeliyim; ama ve lakin şirin bi yapım. "Bizden" bi şey yani...abartıyorlar...
arkadaşlar sakın yukarda yazanlara kulak asmayın, yani filmi kayıtsız bir şekilde kötüleyenlere. binkusur kişi emek harcayıp olabildiğine güzel bi iş çıkarmışlar evet mükemmel deil belki ama izlemeye değer ve izleyene zevk verebilecek bi film. emin olun yukarda bok atanlar filmi izlemeyip, "türk filmleri kötüdür. türk filmlerine ölüm" zihniyetiyle yazanlar... siz gidin görün ve yorumunu kendinizi yapın...Ehhh
Valla ne desem bilmiyorum..... Çok iyi bir oyuncu kadrosu var ama nedense beklediğiniz performansı göremiyorsunuz... Savaş Dincer çok iyi bir oyunculuk cıkarmış. Erkan Canda fena değil ama sizi bir türlü baglayamıyor alıp götürmüyor.. Yinede görülebilecek bir film...Ne bekliyosunuz?.. Brezilya mı...
Açıkçası filmi beğenmemiş olanların (hem de bir puan verecek kadar) çıkmış olmasına şaşırdım. Her ne kadar sinemanın sadece bir eğlence değil aynı zamanda (ya da aslında) bir sanat dalı olduğunun ayırdına varmamış, Hollywood kıstasları dışında film değerlendirme yetisine sahip olmayan bir izleyici kitlesine sahip olduğumuzu unutmuş değildim ama bu seferlik karşımızda olan film en azından biraz daha ortalama seyirciyi de sarıp sarmalayacak bir film olduğundan bu derece acımasız eleştiriler beklemiyordum. Benim filmde bulduğum samimi, sıcak bir öykü ve bu öykünün oldukça eliyüzü düzgün bir şekilde perdeye aktarılmış hali oldu. Elbette ki bir sinemasal başyapıt değil ama bence ilerde çok daha iyi işler çıkaracak bir yönetmenin, kendilerini "yeni sinemacılar" olarak adlandıran bu yeni oluşumun ilk güzel meyvelerinden biri...Körler...
Açıkça söylemeliyim. Film Bursa'da geçtiği ve ben de Bursa'lı olduğum için kayıtsız kalamıyorum. Türk filmlerinin İstanbul, sayfiye bölgeleri ve taşra arasında kalıp karanlık karamsar hayatları gerçekçilik diye vermeye çalışması sıkıyordu beni. Dolayısıyla da en üstte yazan arkadaşlar gibi bir grup insanı da körleştirmeye başlamış, önyargı yaratmış. Öncelikle bu filmin sanat yönetmeninin elini sıkmak isterim (tebrik etmek benim haddim değil, acımasızca eleştirmek olmadığı gibi). Çok güzel detaylar vardı. Otomobillerde taksinin sarı siyah karolu bandı iyiydi ama o zamanlarda opel ascona ve rekord 74/75 model otomobiller yalnızca alamancılarda olurdu(babamın 75 model mavi Ascona'sı vardı). Bunlar yerine hala ortalıkta dolaşan murat 131 ve renault 12 ler olsaydı güzel olurdu. Ve aklıma gelmişken bir de alamancı figürü olsaydı. Öykünün Bursa'da geçiyor ve zamanın da 1982 olması da iyi bir taban idi. Bir sahne de Erkan Can eve giriyor ve dışarıdan ezan sesi geliyor. Bu sırada baba abdest almış namaz kılacak. Evin erkek çocuğunun dükkanda durması. Annenin baba oğul arasındaki sürtüşmeyi yumuşatmaya çalışması. Kızkardeşin abisine su getirmesi çok hoş detaylar. Zaten uzun oldu gevezeliğim daha fazla uzatmayım. Rafet El Roman neden hala oyunculuk yapar? Şahnaz Çakıralp da rafetle beraber 10 puandan eksilttiğim 1 puanın nedenidir. Ama Erkan Can'ın ağladığı bir sahnede o ağlama sonrası içinin titremesi ve Savaş Dinçel'in formalar hakkındaki nutuğundan önce kapının önündeki duruşu bu oyuncuların değerini gösteriyor. Belki başyapıt değil ama çok sevimli.Alan dar, paslaşmalar kısa...
Çok sıradan, çok durağan, çok bildik, çok tanıdık, çok beklendik, çok gerçek: Alan dar, paslaşmalar kısa. Hayatın aslında ne olduğunu anlamak istemeyenler, bilip de unutanlar görmeli. Alan hep dar, paslaşmalarsa hep kısa; müzikler hep iyi, oyuncularsa hep kötü... "Hayata dair" diye düşününce faydalı bir film.bizde mi güzel film yapmaya başlıyoruz ne!!!
bence bu film ilk on arasına girmeliydi ama... herneyse ben filmi çok beğendim. size de tavsiye ederim. bu arada şahnaz çakıralp gene çok güzeldi. bence hemen sinemada yerinizi ayırtın bu filmi kaçırmayın pişman olmazsınız.Gemiye
Gemide çok güzeldi, kuşku duymadan gittim sinemaya ama olmadı. Oyuncuların sapır sapır oynayamadığı bir film olmuş, yazık olmuş. Suat'ın aşkı iyidi. Hacı'nınki de öyle, ama yukarda değinildiği gibi ayakları yere basmayan Fatih Terim tipi rahatsız etti. Zengin adam tiplemesi pek karikatürize olmuş; jöleli saçlar, puro filan. Tüh.Hayatın dar alanında kısa ama dokunaklı dokunuşlar..
Türk filmlerine olan nefretim bu filmi seyrettikten sonra azaldı sanırım. Nedeni basit; uzun zamandır seyrettiğim türk yapımı filmlen arasında ki bunlara KaHpe Bizans, Ağır Roman, Asansör, Abuzer Kadayıf dahil olmak üzere hep bir zorlama , gerçekçiyetçilik kavramından uzakta kalmış senaryolar ve bunlardaki american vari olaylar, cep doldurmak hedeflenen ve bizlere bir hayli uzak kalan filmler neden oldu.. Ama bu film belki futbol kavramına olan aşkımdan olsa gerek izlemeye karar kıldığım bir film oldu. Filmde çok net gözüken bir çok unsur varki, bunlardan en önemlisi çok doğal olaylar ve karakterlerle bezenmiş olması.. Herşeyin olağan gelişmesi, gereksiz ve zorlama sonucu ortaya çıkan küfürlü diyalogların hemen hemen hiç olmaması (veya rahatsız edici düzeyde kulak tırmalamaması) , türk filmlerinin hepsini ortak yarası ayrıntı unutkanlığının bu filmde dikkate alınması, Savaş Dinçel ve Erkan Can'ın oyunculuk dersi vermeleri ki bir sahne varki Erkan Can'ın futboldan çok sevdiği Nurten için ağladığı sahnedeki iç çekmesinin doğallığı veya insan içine işleyen sıradanlığı bir başka diyara götürüyor kuşkusuz.. Ve içten bir mahalle dayanışma anlatımı, son günlerden dizilerde de çokça gördüğümüz.. Size belki çok şey belkide fazla bir şey anlatmıyacak bir çok duygusal tema içeren bu filmi izlemenizi öneririm. Benim gibi Türk filmleriyle arası pekte hoş olmayan biri için, gittiğim 4. sinemada akşam matinesinde bularak seyretmiş olsamda, bu çabama değdi doğrusu sevgili arkadaşlar.. sinema konusunda farklı fikirleriniz için her daim beklerim. mysterious_birisi@yahoo.comDaralmadan
Ya bazı filmler vardır ne zaman ara olacak diye sormazsın yanıdakine ya da ne bileyim bu film hiç bitmeseydi dersin filmden çıkarken. Bu film de ben de böyle bi etki yaptı.Ne Bekliyoruz
Anlayamadığım şey bazı filmlere neden hep önyargılı (olumlu - olumsuz) yaklaştığımız. Film bence başarılı. İçinde geçen dönem iyi anlatılmış. Suat belkide herkesin belli dönemlerinde içinde bulunduğu ruh halini yansıtmakta. Ben parama acımadım doğrusu...Oscarlık film beklemeyin...
Eğer hoş vakit geçirmek isterseniz veya yerde 5 milyon bulmuş bunla napiim diye düşünüyosanız gidin bu filme. Yalnız bir Hollywood filmi beklemeyin. İyi bir Türk Filmi bekleyinAbarttınız yine !
Beğenenler 10 beğenmeyener 1 verio ortalamayı etkilemek için !Yapmayın ya. Abuzer daha iyimiş yok daha neler ! Savaş Dinçelin hakkını yemeyin bari. Orta karar bi film. Hele hele gösterimde hiç adam gibi film olmadığını düşünürsek güsel bile sayılabilir... En azından sıkmıyo .beğenmedim..!!
bence film'e gitmeye değmez. bazı sahneler hoştu yani insanlığın şu an ki dramını anlatıyordu.. ben genede derim ki gitmeye değmez...Gidin işte..
Yıllardır kapalı dükkana kira ödedik, şeklindeki repliğin hastası oldum.. Parasını başkası verirse bi daha giderim.Anlayana güzel, anlamayana davul zurna az
Eleştirilerden kötü diyenlerine bir bakın. Bir de filmin iyi olduğunu savunanlarınkine. Genelleme yapacak olursak: Kötü diyenler 1 veren ve dünyayı siyah-beyaz dar bir açıdan bakanlar; İyi diyenler 7-8 verip filmin iyi ve kötü taraflarını algılayabilmiş kapasitede olanlar. Siz hangi taraftasınız?? Son zamanların en güzel ve düşündürücü filmlerinden olduğunu savunuyorum. Rafet El Roman dışında kişisel oyunculuk çok güzel. Eski üstatlar ve yeni yıldızlar bu filmde çok iyi harmanlanmış. Ben çok keyif aldım ve düşünmesini bilen herkes de keyif alacaktır. Hele filmin sonunda çocuklarla sokakta top oynayan koca koca adamlar beni çok duygulandırdı.Eh işte
Bende üniversiteye başlayana kadar Bursa'da oturduğumdan kayıtsız kalamadım. Gerçekten bazı detaylar güzel düşünülmüş. Blendax'ın o eski tırtıklı şişesi Uludağ gazozunun da eski şişesi hoştu ama ben en çok ki bunu özellikle Bursa'lı arkadaşlar anlar O çürük berbat formalarla maça çıkarlarsa söz size formalar Galeri Metin'den denmesini beğendim ama genel olarak türk filmi işte.ne bekliyodunki
türk sineması yeni yeni canlanırken ve herkes parasızlıktan can çekişirken bundan fazlasını beklemek haksızlık olur. yinede helal olsun izlerken kişi kedinden birşeyler buluyor ve ister istemez hüzünleniyor. herkese helal olsun . eminimki her geçen gün daha iyi olacak.Görulmeli....
Uzun zaman sonra Türkiye'ye geri dönünce kendimi Banu Alkan'ların, mafya dizilerinin, iyice kalitesizleşmiş, Amerikan kültürüne benzemiş, ya da benzemeye calışmış, bir sürü şeyin içinde buldum... Gördüğüm diğer filmlerde ticari kaygı taşıyan, oyuncularına (şarkıcı yada mankende denebilir) güvenen boş filmlerdi. Bence bu film ise bizden birilerini anlatıyor... Hayatında bir kez o mavi Blendax kutulu şampuanı kullanan, devlet dairelerine asılan Atatürk'ün 100. doğum yılı çıkartmalarını hatırlayanlar eminim filmi anlayacak, seveceklerdir... Oyuncular bence gayet iyiydiler... Erkan Can ve Savaş Dinçel'in yanında Rafet'in ne işi var, onu anlamadım ama açıkcası... Bazı rollere daha hakkını veren oyuncular bulunabilirdi... Yinede ben gidin görün derim... O filmde bizden bişeyler var...eh.idare eder.
film diğer filmlere nadiren güzeldi amabir eşkiyanın yerini tutamaz. aslında filmeisteksiz gittim ama gördümkü gitmeye değermiş. zamankaybı değil hiç değilse. konusu ve kurgusuna fene olmamakla birlikte insanı sıkmıyor. tavsiye ederim.Görün bu filmi
Bakın bende önce filme büyük bir önyargı ile gitmiştim kesin yaalndır die ama gerçekten film çok ama çok ii Artık bzim türklerde baya baya güsel filmlere imza atıyolar bu bi gerçek. Bu filmde Savaş Dinçel in oyunculuğu gerçekten mükemmel. Gerçek hayatla futbol ancak bu akdar güsel birbirine uyduralabilir ve film gerçekten öğretici, ders verici ve bol bol düşündürücü. Mutlaka görün derim.. Heh bu arada elbette Müjde Ar klasik rolünde merraklısı varsa kaçırmasın!!PUAn:8ellerine sağlık yeni oğlan
nedir o zuhal olcayın ,nur sürerlerin yağmurlu sonbahar akşamında filmin 20 dk.sını denizi seyreder geçiren sanatsal türk filmleri sıkıntısı.al işte seyreden olmaz diye hep yaşlı amcalara çektirilip gençleri unutan türk sinemsına iyi örnek.detay,mekan çok iyi,işleyiş harika bir-iki oyunculuk zaafı göze çarpıyor ama dinçel ve can olayı bitirmiş.tebrikler not:9Pas versene olm! ( ulen başlık bulamadık, saçmaladık gene)
Daha jenerik başlarken "hah" demiş ve güzel bir film izleyeceğimi düşünmüştüm. Çamurlar içindeki mücadele hoşuma gitmişti. Genel olarak da fena sayılmazdı zaten. İyi bir yönetim, sıcacık (yav ben aslında pek kullanmam bu ifadeyi, ama neyse..) bir hikaye, ve Erkan Can'dan muhteşem bir oyun. Filmin iyi yanları dendiğinde aklıma ilk gelenler bunlar. Ama ne yazık ki kötü yanları da çok gözüme çarptı ve "aman be abicim, biraz daha özen gösterseymişsiniz keşke beyav" demekten kendimi alamadım. Mesela, karakter çalışması başarısız gibi geldi bana. Hırslı, saçları geriye taranmış, karizmatik, genç başkan; Fatih Terim özentisi antrenör; bıçkın ama hala anne babasıyla aynı evde oturan adam... Bir de şu nokta var ki, bunun Türk Sinemasının önemli bir sorunu olduğunu düşünüyorum. Nedense Türk filmlerinde kovalamacadan, takipten tutun da çatışmaya kadar, hareketli sahnelerin çekiminde inandırıcılık oranı çok düşük. Tabi güzel örnekler de vardır elbet ama ne yazık ki genelde durum böyle. Bana öyle geliyor ki bu, sinema işine yeterince profesyonelce yaklaşılmamasının bir sonucu . "Yav, alt tarafı bi film nasıl olsa, ne uğraşçaz, yoracaz kendimizi bu kadar.." diye mi düşünüyolardır nedir? Nithekim, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar'da da futbol maçlarını izlediğimiz sahneler gerçekten çok başarısız. Hayatında kaza ile bile olsa herhangi bir futbol maçı izlemiş olan bir kişinin dahi "hadi lan böyle futbol mu olur" diyeceği cinsten olmuş bence. Yani diyorum ki bu hususlara biraz daha dikkat edilmiş olsa, çok daha iyi olabilirmiş. Netice itibariyle bu filme kötü demeye elvermez yüreğim, ama ne yazık ki iyi demeye de elvermez.hayat futbola fena halde benzer
benim düşüncemin aynısı bende aynen benzetirim. Ama film berbat sırf bu söz için iyi bir puan vericem. En güzel yeri filmin finaliydi. Zaten bir filmin finali olmazsa kaldır at çöpe değilmi yani.Güzel güzel.... İzlenmeli bence
Bir kere oyuncuların hepsi kalite. Konu güzel, mekanlar güzel replikler ayrı bir güzel. Ayrıca başka hangi filmde 2 dakika içinde hem ağlayıp hem gülebilirsiniz ki? Bence hakkını yemeyin filmin. Hala izlemeyen varsa gidip görsün derim ben.kötünün iyisi
valla bence iyi bir türk filmiydi be. Yani karekterler açısından dseğerlendirirsek, hayta dair hepsi. Mesela aklımda kalan sahnesi(ki 1 sene oldu izleyeli) Erkan Can O caanım kızı kaçırınca içmiş ve ağlıyodu. Savaş dinçelde onu şöyle teselli etmişti; Artık onu bacın olarak göreceksin, O artık senin için yok, belki de hiç olmadı.. vay be.. Filmin sonunda aklımıza takılan "Kız o mektupları önce bulsa ne yapardı acaba?" sorusunun cevabınının izleyiciye bırakılması da ayrı bi tattı...