Asansör
- Sadece daire numarasını bildiğimiz bir yere giderken, asansörde kaçıncı kat olduğunu tahmin etmeye çalışır, genelde bir kat üste çıkarız. Merdivenden yukarı çıkma ihtimalini yoketmek isteriz.
- Ağzımdaki sakızı şu boşluktan atsam ne olur? Acaba aşağıda ne kadar pislik vardır?
- Asansör duvarını çizenleri çık çık çık şeklinde kınayıp, aslında çizik atmanın çok zevkli olduğunu düşünürüm.
- Hane asansörü beklersin beklersin sona tam önünde durcak sanırsında aşaa iner..
- Asansörden acele ile inmeyi alışkanlık haline getirmiş kişilerin durmadan önce yavaşlayan asansördeki kapıyı açma girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanması komik olur.
- Eski tip asansörleri daha çok severim. Hani şu her katın demir kapısından sonra beton duvarın önünüzden geçtiği. İşte o duvar kısmına ayakkabımın ucunu dayarım, ama çok bastırmam. Tıp tıp tıp eder ayağım duvarda kalın kalın titredikçe. Demir kapıya da yapmak isterim aynısını; ama domp domp domp'a dönüşür o ses. İnsanlar "Bak ayıya." derler, kapı kirlenir, saygısızlık etmiş olurum ve yapamam. Bir kaç küçük kaçamak dışında...
- Şimdi asansörlerde "dur" düymesi olur. Bi kere basiim dedim, farzedeyimki elim kısıldı bi yere. Bi bastım durdu. Ulan zaten durucaktı ama bi korktum hemen tekrar zemin düğmesine bastım hani tekrar hareket etsin diye. Bir kaç dakka hareket etmedi ne korkmuştum ya!
- Her kattaki kapılara ya da arasındaki duvarlara çıkartmalar yapıştırılır. Sen ne olduğuna bakmaya çalışana kadar o gözden kaybolur. Üzülme, bi dahaki sefere.
- Eski asansörlerde olmaz. Yenilerde oluyor: Çıkıp inerken böööle insanın midesi allak bullak oluyo, sanki için kalkıyo. Tuhaf şey.
- Ya bazısı vardır, bööle duymuştur bi yerden klostrofobi lafını; her asansöre binişte seçtiği kurbanlara tedirgin James Bond edasıyla "Abi bende klostrofobi var, işallah asansör bozulmaz, içerde kafayı yerim ben." diyerek dikkatleri üstüne çekmeye çalışır. Başarılı da olur çoğu zaman.
- Arkamdan gelen birini sezdiğim anda asansöre tek başıma binebilmek için hızlı davranırım. Hatta bazen apartmanın zemin kattaki kapısını, arkamdaki insanı farketmemiş gibi yapıp kapatırım arkamdan. O geç kalsın, arkadan "evladım bekle ben de geliyorum" diyemesin diye. Evet belki kötü bir insanım ama asansöre yalnız biniyorum.
- O hani demir kapıdan sonra duvarın geldiği asansörler vardır ya; işte onlarda yukarı çıkarken hareket anında duvardaki bir çizgiyle aynı hizada kalarak yere çömelirim, aşağı inerken de tam tersi ayağa kalkarım. Tavsiye ederim.
- Zeminden çok yukarıda değilse oturduğunuz kat, samimi bir misafir, anne, baba, abinizi uğurlarken asansöre bindirirsiniz kurbanı, sonra yallah merdivenlerden aşağı. Asansörden önce yetişip kapıyı içeridekinden önce hızla açıverir "Cehhh!" dersiniz. Korkar içerideki, hain hain gülersiniz.
- Hani asansörlerde genelde "4 kişiliktir" şeklinde bi yazı vardır ya. O 4'ün önüne veya arkasına "1" koymak suretiyle asansörün kapasitesini yükselten kişileri hep tanımak, yüzlerine annamsızca bakmak isterim.
- Asansörde herkesin kıçını duvara yapıştırma olayı vardır. Sanki herkes birbirinin dötünü mıncıklayacakmış gibi.
- Hep maksimum ağırlık olayına takılırım. 4 kişiyse 320 kg., 6 kişiyse 480 kg. olur nedense. Merak ederim kim veya kimler karar vermiş bi kişinin 80 kg. olması gerektiğine...
- her kat arasında elini hızlı bir şekilde duvara dokundurup çekersin... zevkli olur aslında...
- Asansör kapılarında buzlu cam varsa, her katta buzlu camın tırtıkli arka yüzeyine sürtersin elini, tırrrrt diye ses çıkar. Bu kadar.
- Çoğu asansörde bulunan gereksiz bir düğme, bazı asansörlerde yerinden çıkmıştır. Ondan arta kalan ve içinde ne olduğu belli olmayan kara delik sizin parmağınızı istemektedir. Hep oraya parmağınızı sokmak istersiniz ama tam sokacakken "-Ulan şimdi parmağım kırılırsa hastanelerle uğraşamam" şeklinde bir mazeret uydurup hem kendi korkaklığınızı örtbas etmiş ve oraya parmağınızı sokmaktan da vazgeçmiş olursunuz.
- Çoğu filmde asansör hep iki kişinin yanlız kalınca durdurup sevişmeye başladığı yer olarak kullanılır. Amme hizmeti yapan bu kutsal kurumun bu imajından arındırılması dileğiyle...
- Düğmeye önce basma manyakları vardır. Uyuz olurum ben bunlara işte! Ya bi bekle kardeşim, kapı kapansın, tamam gene sen basarsın düğmeye Allaallaa!
- Eski asansörlerde oluyo genelde. Girişi bi tarafta, çıkışı bi tarafta. Girdiin taraftan kapının açılmasını beklerken sırtından açılması ve bunu farketmemek komik duruma düşürüyo bazen.
- ben asansörlerdeki aynaları severim, hele bir de yalnızsan bakarsın onlara saçını tararsın, burnunun içine falan bakarsın temiz mi diye...
- hani amerikan filimlerindeki asansörlerin üst tarafında kaçış için bi kapak vardır... bizim memelekette hiç görmedim o kapaklardan. hep imrenmişimdir.
- asansöre binmeden az önce yapılan hararetli sohbet asansörde son bulur. isterseniz 20. kata çıkın, yine de o sürede sessiz kalınır, kimseden çıt çıkmaz. sanki orada "konuşmak yasaktır" diye bir yazı vardır.
- Parmaklarınızdan yürüyen adam motivi çıkarır kat ilerledikçe onu kapılara tutturarak koşturmaya başlarız, kat bittiinde çıkan aralıın üstünden atlatırız falan atraxion olur...
- Şu kapı kapama tuşu yok mu, hep sürüncemede bırakır namussuz seni. Bassam mı, yok yok nasıl olsa kapanacak şimdi, basmaya gerek yok, var mı yoksa, hala kapanmadı kapı.
- Asansör kata gelir gelmez kapıyı açmaya çalışırım. Çok teknik gerektiren bir iştir bu. Bazen erken davranırım ve kapı tak eder açılmaz, tüh be...
- Şimdi şimdi var bu kırmızı aşırı yük ışığı falan, eskiden yoktu. Biniyosun biniyosun cart yanıyo, bide kaynana cırıltısı gibi bi ses çıkarıyo. Tamam birisi kendini feda edip iniyo ama tanıdık bi güruhsa olası esprileri siz tahayyül edin.
- asansör kapılarında yazar; "9 yaşından küçüklerin yalnız binmesi tehlikeli ve yasaktır." diye. nasıl bi yasaktır, bunu takip eden kişiler mi vardır, yaptırımı nedir? bu yüzden çocuklar cezalandırılır mı?
- Asansöre bindiğim gibi daha kapı kapanmadan gideceğim katın düğmesine basıp öyle beklemek ve kapının kapanmasıyla gecikme olmaksızın hareket. Müthiş bişiy. Meşgul yanarken elimi düğmeye bastırıp beklemek ve asansörü işi bittiğinde herkesten önce yakalamak. İşte zafer!
- Yüksek binalarda asansörden indikten sonra illa ki 15 no'lu katın düğmesine basar da öyle çıkarım. (Ama bana yapsalar kızarım tabe)
- yaa, hani sen zeminden 9. kata çıkacam diye son 10 dakkadır bekliyorsundur ama 4.katta arkadaşı ayakkabısını bağlayıp, suyunu içip, aynaya bakıp, telefonu kapatıncaya kadar asansör kapısını açık tutan hödükler vardır yaa... biri onlara kapıyı kapattıktan soora asansör o katı terk etse bile düğmeye basınç uygulanmak suretiyle çağrıldığı takdirde tekrar geleceğini söylemeli.
- asansörden inerken sanki asansörde çok şey paylaşmış gibi sıcak bir gülümseme ve ses tonuyla "ii akşamlar" ve türevi cümleler kurulur ya...
- Kimisi çağır düğmesine yüzlerce kez basıp asansörün daha erken kata gelmesini sağladığını düşünür.
- çok meşgul olunca bekleyen biri anahtarla dan dan dan vurur kapıya, yankıyla gümbürder bu ses apartmanda.
- filmlerde görüp hep imrenirim kapıları yana açılan asansörlerde kapı tam kapanmak üzere iken yetişip elimi kolumu yada kafamı sokup kapının kapanmasını engelleyerek binmeyi ama ne yazıkki hep tırsmışımdır ya şimdi kaybedersek kolu bacağı falan diye
- asansörlerde öpüşmek müthiştir. ha şimdi duracak, yok yok daha var gibisinden. çok heyecanlı çok.
- Asansörü yeni kaçırmışındır, sen zemindeyken o 1. kattadır. Sonra çıkabileceği en yüksek kata kadar çıkar ya sen beklerken, deli eder deli.
- bir tip ellerini koyar önünde ilerleyen kapıya ve aslında sizi yukarı ben çıkarıyorum bakın nasılda çekiyorum aşşaaa amanda aman ne kuvvetliyim gibi geyikler yapar aldırmayın her arkadaş ortamında çıkıyor böylesi
- en çok acaba bunun ipleri kopsa aşşaya düşerken tam yere vurduğunda zıplasam kurtulur muyum diye düşünmüşümdür
- O hafta paltomun ceplerinde biriken bütün pislikleri yollarım aradaki boşluktan aşaaa, bazen sıkışırlar, ayağımla itiştirmek zorunda kalırım.
- asansörde niçin kimse konuşmaz bilir misiniz? aslında uzun bi açıklaması var ama kısaca; her insanın özel bir bölgesi vardır. tanımadığınız, istemediğiniz kişilerin bu bölgeye girmesi (yani yanınıza yanaşması) sizi rahatsız eder. açık havada iç güdüsel olarak çekilirsiniz ama asansörde dip dibesinizdir ve kaçacak yeriniz yoktur. bu iki tarafı da rahatsız eder.
- hangimiz tek başımıza asansöre bindiğimiz zaman asansördeki aynaya bakıp en artistik bakışlarımızı atmadık:)