zuxxi.com//sinema|geyiks

kook

Çeşitli Ayrıntılar

Mini Etek

Madem bir yüreklilik ettin giydin o mini eteği. Neden sebep çekiştire çekiştire yürürsün de o eteğin boyunu diz altına çekmeye çalışırsın, bre gafil!

Mastürbasyon

Neden otuzbir, neden otuzbir, neden otuzbir, neden?

Perihan Abla

- öyle deme periyan ! - nasıl diyim şakir ?

Şalvar Kotlar

kalkan büyüklüğündeki küpeleri ve ateş kırmızısına boyanmış cadı tırnağı formundaki ojeli tırnakları da unutmıyalım.

Açık Öğretim

Hello I'm Francis, Francis Mathews... diye bastıra bastıra konuşurdu abimiz. O gün bu gündür met-hi-yıvs demeye çalışır hala beceremem!

Kül Tablası

"benzinci" ye "benzinlik" diyen zihniyet, "kül tabağı/tablası"na da "küllük" der ! Şiddetle kınıyorum !

Apartman

Nedendir bilinmez taşralı çocuklar şehirli çocuklara "Apartıman Çocuğu" derler. Kendi aralarında geliştirdikleri bir nevi küfür herhalde.

Yürüyen Merdiven

Bir elimi yandaki siyah banta koyarım çarçabuk. Sonra parmaklarımı ayak gibi yapıp o bantın üzerinde pıt pıt pıt pıt adımlar atarım parmacıklarımla.

Bekleme Salonları

Özellikle dişçilerde rastlıyorum bu duruma. Randevulaşılır saat 15.45. Siz bir de beş dakika erken gidersiniz neme lazım diyerek. Ama asla doktor sizi verdiği randevuda muayenehanesine almaz. Sekreter sorar ne içiersiniz, çay ya da kahve? Çay kahve içmek istesem kaaaveye giderdim. Doktoru istiyorum ben doktoru! Neden saatli randevu veriyorsun kardeşim o zaman?

Havuz

Elindeki broşüre bakıp sanırsın ki olimpik büyüklükte, adeta bir derya. Sonra otele gittiğinde bir görürsün ki, avuç içinden daha küçük bir havuzda millet göt göte yüzmeye çalışmaktadır! Edventıc kartla ödemeyi yapmışındır cayamazsın! Zaten gelmişsin otele kadar, tatil başlamış. Nereye cayıyorsun?

Berber

Marka bir şampuan aldım verdim berbere dedim benim kafayı sadece bunna yıkıycan. Her seferinde de çıkarıp onla yıkıyo ben de şampuan şişesine işaret koyuyom ki benden sonra başkasının kafasını yıkamasın diye. Bir nevi ruh hastalığı helbette!

Erkek Gibi Kızlar

Erkek gibi kızlar toplumda hoş karşılanıp hatta övünç meselesi olabiliyorken; kız gibi erkekler ekseriyetle utanç vesilesidir. İğrenenler, tiksinenler ve aşağılayanlar da cabası.

Flipper

Bildiğimiz yunus balığı işte. Fakat kardeşim balığa bir misyon yüklemişlerdi dizide. Hayat mı kurtarsın dersin, adam mı yakalasın dersin, ufak çocukları eğlendirsin mi dersin yoksa piyano kılıklı bir aletin tuşlarına vurarak konuşsun mu dersin artık aklına ne gelirse meziyet vardı hayvanda.

Kinder Sürpriz

Hergelenin biri annesine seslenir: - Hem oyuncak olsun, hem çikolata olsun, hem de eğlencelik bir şey olsun. Çakacaksın elinin tersiyle bu çocuğa, öyle sümük gibi yapışacak duvara. Bak bak haspamın taleplerine. Başka ??? Babam başbakan olsun, yurt dışında üniversite okuyayım, banka sahibi olayım, hortumlayayım. Büyüyünce böyle olur bu hergele. Bereket, annesi bir tek süpriz yımırta alıyor da olayı toparlıyor.

Kopya Küpleri

Hemen hemen her okulun önünde, en az iki seyyar satıcıya rastlanılan günlerdendi. Bu tezgahtarlardan bir tanesi mutlaka Kopya Küpü satardı. Hani balina yağından yapılmış, silgi şekline benzeyen, mat beyaz yağlı şeyler işte. Boş kağıdın üzerine kopyalayacağınız resim kadar sürerdiniz, sonra gazeteden mi yoksa Gırgır'dan filan mı nereden koplayacaksanız o resmin üzerine kağıdın yağlı tarafını yapıştırır, elinizle üzerinden hızlıca geçirirdiniz. Sonra da marur bir edayla TaTaTaTam deyip kağıdı kaldırdığınızda, dergi ya da gazetedeki resim aynen sizin kağıdınıza geçmiş olurdu. Sonra o kağıtları ne yapardık; saklar mıydık, yoksa yağları akıp etrafı batırır mıydı bilmiyorum ama bu kopyalama işlemini yapardık sonuçta, hem de büyük bir mutlulukla!

Bulaşık Makinası

Lenslilerin lensleri buharlanır mı?

Sabah Şekerleri

Sabah şekerleri mentalisesini ilk kez KanalD'de ALDO tarafından ve bayramın her günü Bayram Şekeri adı altında sunulan bir programla başladığını biliyor muydunuz? Düşünsenize Aldo ve şeker. Aldo bayramdan sonra "Aldo Sabah Şekeri" diye program sundu birkaç gün, ama sonra kızlı erkekli gruplar sunmaya başladı. İddia ederim ki "şeker" mevzusunun kökleri Aldo tarafından atılmıştır. İnanmayan arayıp sorsun ...

Persil Supra İyi Akşamlar Diler

İlk bir iki reklamda önündeki kabartı görmeğe değerdi. Sonra reklamcılar da farketmiş olacaklar ki; önünü dümdüz yaptılar, öyle cinsiyetsiz cinsiyetsiz uçup durdu sağa sola!

Medeni Haller

Zuhal OLCAY ve Haluk BİLGİNER ikilisinin muhteşem dizisi her bölümde istisnasız koparak izlerdik ablamla. Simten ve Haydar evli bir çift. Simten kokoş bir ailenin kültürlü kızı, Haydar ise ruhu ince ama düşünceleri ve davranışları kalın bir adamdı. Yaşam ve kültür farkından doğan muhteşem çakışmalar. Çok komikti çok!

Organizasyon Adamları

- Usta buraya iki sandalye daha çekelim. - Şefim şu masaları birleştirelim. - Hasan'cığım sen Şerafettin'in yanına otur, Nurten'le Zeliha'da o köşede otursun. Hah, Hakkı'cığım seni de masanın baş köşesine alalım. - Herkes yemeklerini söyledi mi? Güzeeeel, garson kardeşim sen şöyle ortaya güzel bir salata da yap. Aman herkesin bardakları hep dolu olsun haydi güzelim.

Dobişko

orjinal adı neydi bilmiyorum ama piyasada dobişko diye geçerdi. oyun salonlarında en baş köşedeki konsolda bulunurdu, kıymetliydi. Bıt bıt bıt ilerleyen bir yaratık önüne geleni yer, kötü yaratıklardan kaçardı, güzeldi.

Sex Oyunları

El altından satılırdı şimdiki porno cd'ler gibi bir şeydi. Şimdi ne kadar komik geliyor, sanki FBI ajanlarıymışızda çok gizli bir görev yapıyormuşuz gibi büyük ehemniyetle oyun satan dükkandan alınırdı. Hehehe! Tek boyutlu bir kadın ve tek boyutlu bir adam muhtelif odalarda birkaç pozisyonda takılıyordu. Amaç joystick yardımıyla adamı ileri geri hareket ettirip enerjisi tükenmeden (pardon!) boşalmasını sağlamaktı. Sonra hooop başka bir odada başka bir levele geçilirdi. Gece 12'den sonra oynanır, anne baba yatırılır "oouuvvv çok uykum var bak nasıl da esniyorum" imajıyla odaya gidilir ve oynanmaya başlanırdı. Artık fantazinin de bini bir para!

Prince of Persia

dos ortamında çalışan bir oyundu (dinazorlar zamanından kalma yani) prince yazıp boşluktan sonra bazı şifre kelimeleri yazınca sonsuz can hakkı, sürekli uçabilme yeteneği, tek vuruşla rakibini öldürebilme kabiliyeti kazanırdın. Bu sayede pirensesi fazla bekletmez hemencecik gidip yanağına öpücüğünü kondururdun.

Lego

Günümüzde de var, kareleri, yuvarlakları üçgenleri birbirine iliştirip; helikopterdi, savaş gemisiydi, çiftlik eviydi filan yapılıyor, bebe eğlencesi. Benim asıl unutamadığım bir zamanlar hikayesi ise Barş Manço'nun reklamlarda çıkıp size bir tır dolusu Lego getiriyorum, torba torba, onlarca diye reklam yapmasıydı. (Hakikaten de üzerinde lego yazan koca bir tırın önünde poz bile verimişti [utanmadan]) Barış Abi tanıtıyor bir kelek yoktur dedik aldık tabii bizde gazeteyle verilen o legoları, fakat hap kadar çıktı hepsi o ayrı. Ancak kibrit kutusu, kalem açacağı kıl tüy yapabiliyorduk kısıtlı imkanlarla.

E-mail Forwardcıları

Bu tipler gönderdikleri e-maillerde bir önce gönderenin bilgisini silmezler, taaa ilk gönderene kadar bütün bilgiler mevcuttur bu sayede junk mail listelerine istemeseniz de kolayca girersiniz. Aynı silememezlik özellikleri nedeniyle bu tiplerden gelen maillerde konu başlığı şölyedir ; Frw: İlt: Rep: to: Frw: Kim: Rep: Frw : Hayata Dair Anlamlı sözler ( biraz uzun ama çok seveceksin )

Sıra Kapmaca

İlk ve orta okulda tenefüs zili çalar çalmaz sınıftan aralacele çıkar, kantine doğru koştururduk deliler gibi. Kantinde sıra başı olmak için. Bazen de kantin kapısında avazımız çıkana kadar bağırırdık "Biriiiinç" diye. Ne gereği varsa kantin sırasının en önünde olmanın, salaklık işte!

Gitar

Her Türk ailesinin evinde bir tane gitar mutlaka var di mi ? Unkapanı'nda alınma öyle dandirikten bir tane... Demekki beyinde ergenlik hormonlarıyla beraber gitarik bir takım hormonlar da devreye giriyor. Herkes müzisyen olamaz ki be hey kardeşim ...

Saatli Maarif Takvimi

Kocaman puntolarla Gün, ay, yıl Hicri sene, rumi sene Ezan saatleri (bir de saat resmi tabi) Kırlangıç Fırtınası, erbain, 1 Cemazielevvel 1386 hamsin başlangıcı Hoop çevir arkayı; Günün Tarihi : 27 01 1876 Onbaşı Süleyman Efendinin bilmemnereyi Fethi Ne yemek Yapsak : Musakka, Pilav, Karnıyarık, Şekerpare Püf Noktası : Yağlı lekeye un sürüp beklettikten sonra ütülerseniz lekenin çıktığına şahit olacaksınız. Hikaye : Anne Babalarımıza saygılı olalım. Yıllar önce bir kasabada...

Bakkal

Enteresandı. Hiper, süper, mega marketlerden çok daha önce ve çok daha cana yakındılar. Bütün aileyi tanırlardı mesela; anne nasıl evladım? Baban ne yapıyor? Nasıl gidiyor okul diye sorarlardı. Öyle barkod okumada çıkan soğuk ciyv seslerine rastlamazdınız onlarda asla. Toz şeker, pirinç ve bakliyat çuvallarda dururdu. Kese kağıdına küçük el kürekleriyle doldurur, çift kefeli terazilerine ağırlıkları teker teker atar, vakur tartım işlemini yapıp kesekağıdının ağızını da büyük bir edayla kapatırlardı. Tenekeyle beyaz peynir, tekerlek kaşar, açık deterjan satarlardı. Ülkerin büsküvi koyma rafları vardı mesela. Büyük tenekelerde çeşit çeşit büsküviler olurdu. Açık büskivi bulma şansının olduğu yegane yer bu BAKKALİYE'lerdi. Sepet sallandırırdınız evden. Seyfettin Efendi, oradan iki ekmek, iki de gazoz versene! derdiniz. O da dükkanının önündeki sandalyeden kalkar, sepete bıraktığınız parayı alır, siparişlerinizi büyük bir özenle koyar ve de para üstünüzü de bırakırdı sepetinizin içine. Cuma günleri elle yazılmış kargacık burgacık notlarını görürdünüz cama yapıştırılmış "Cumaya gittim" diye. Ağlayacağım galiba !

İngilizce Konuşma

Mekanda ingilizce bilen tek kişi olmak zor bir durum. Hele bir de çat pat ingilizce konuşuyorsan, aman aman aman. Biraz çevreye hava atmak baabında "How can i help you?" dediğin anda karşı taraf başlar döktürmeye : " Vır vır vır vır and vır vır vır vır dangerous vır vır vır vır is not vır vır vır vır isn't it?" Buyur buradan yak? Ne dedi şimdi bu?

Telefon Fihristi

a) Temize geçerken genellikle kurşun kalem kullanılır. Numarada bir değişiklik olursa, siler yenisini yazarım diye düşünürsünüz. Yenisi yazılmışı da iğrenç durur. Hiç değişmediği için silinmeyen; aile büyükleri tarafından okunurken üzerinden parmakla takip edildiği için de birbirine karışan ve yok olup giden numaraların da bulunması ömür törpüsüdür. b) Temize geçerken özene bözene yazarsın sıkılmadan. Valideyi de tembihlersin evdekiler kafasına göre yazmasın, not alsın ben temizlerim diye. Ama nerde, baban almıştır eline tükenmezi koca koca harflerle yazmıştır bir numara defterin orta yerine. Oldu mu şimdi, güzel durdu mu?

Pardon Pardon

Sonra başka bir banka bu reklamda oynayan kızı ve oğlanı kendi reklamlarına transfer etti ama eskisi gibi tutmadı. Bay Pardon diye anılan çocuğun giydiği, pitükareli bir ceket vardı. Pek moda olmuştu, pek çok dükkanda "Bay Pardon ceketi geldi " ilanları görürdük. Gaza gelip ben de almıştım bir tane kendime. Taş gibi de sağlam çıktı, hala giyerim severek.

Fruko

Baloncukların on yüzbin milyonu bana, yirmi yüzbin milyonu Aliş'e... Çünkü, onun bende daha çok saçı var, daha çok ısınıyor. Değil mi Aliş? Eki, eki, eki!

Nişabürek

Olacak O Kadar Televizyonunda "Nişabürek Nedir?" ya da "Nişabürek Nasıl Bir Şey" yakında açıklayacağız diyerek, haftalarca bizi televizyona mıhlamaya çalışmamışlar mıydı? O zamanlar Bay Levent KIRCA eski süksesini kaybetmiş, durağan ve birbirinin aynı esprilerin kısır döngüsüne girmişti ve çıkmak için kendince böyle bir yol bulmuştu. (Daha sonra da başka bir yol olarak, basın toplantısı eşliğinde ölüm orucuna başlayıp, aynı akşam da sonlandırmıştı...) Gerçektende ya, ne demekti Nişabürek?

El Öpme

Ben böyle bir durumda karar veremediğim teyzelerin ellerini bana nasıl uzattıklarına bakarım. Eğer ellerinin üst kısmı benim suratıma doğru dönükse bu "Öp oğlum elimi" demektir. Öper, başıma da korum. Ama eli yere paralel biçimde dik olarak duruyorsa; sıkarım iştahla o zaman!

Ses Mecmuası

Satıldığı zamanlarda yoktum (ya da hatırlayamayacak kadar küçüktüm) ancak sahaflarda peşinden koştuğum yıllar çok olmuştur. Kaliteli, düzeyli, gerçek magazin haberciliği. Çıplak kadın eti vermeden, sadece haber ve magazin içeriğiyle büyük başarılar kazanılabileceğinin en güzel örneği. "Ünlü Cerrahlardan Ulvi Bey'in kızı Mahpeyker'i, cemiyetin tanınmış simalarından, otomobil tüccarı Ahmet Mithat Çelebi'nin mahdumu Adnan'la Paris'te görüntülemeyi başardık" biçiminde okuduğum bir haberden aldığım eşsiz tadı anlatamam!

Pipi

Üç, beş yaşına kadar "pipi" olarak anılır. Sonra sünnet olma yaşına geldiğinde "çük" denmeye başlanır. Ergenlikle beraber "Kamış" ya da "Yar....." Töbe töbe !!! Arkadaşım seksen tane isim vermeye ne gerek var?

Kız Olsa İdi Verenler

Vücudu sağlam geliştirmiş, filmin kahramanı olmuş ve filmde ne kadar hatun varsa götürmüş aktöre bakıp bakıp (arada da kendi göbeğine çaktırmadan bakarak) "Onu bunu bilmem hoca, kız olsam ben de bu herife verirdim" diyen elemanlar gördüm. Kendi yetersizliklerinden midir, içlerindeki bastırılmış (!) duygulardan mıdır nedendir bilemem. Hele bir de; porno film seyrederken adamın önündeki kallavi şeye bakıp bakıp, bu lafı söyleyenler vardır ki onların derdini tam olarak çözebilmiş değilim.
  • 8MM - 8MM

    OLMADI !!!

    Ben de gittim amma ve lakin gerilim filmi diye gerdiler bizi. Ole de oldu netekim gerilim filmi deyince adamlarin misyonu gerilim yapmak tabi, yapiyolarda netce itibariyle. Fekat cok kizdik sonadan biz bole bissuru saat gerildik bekledik bir ok kimin gel gor, bir halt olmadi. E gerilimi de bosaltamadik. Ooole gergin gergin kaldik ortalikta. Benim adim hidir, diyecegim budur ...
    Puan: 2
  • Hamam - Hamam

    Aferim

    Biraz yönetmenin de çabalarıyla eşcinsel görüntüleri üzerine kıyametler kopartılmıştı ama öyle değil. enteresan, seyirlik biraz da (kabul etmek gerekli) farklı bir film. izleyelim derim ben!
    Puan: 10
  • Dövüş Kulübü - Fight Club

    Dövüşelim Güzelleşelim

    Kavga almış yürümüş, ne güzel. Kavgayı teşvik bir filmin eleştiri/görüş bölümünde herkes birbiriyle kavga etmeye başlamış bile... Bu ne demektir ? Film istediği başarıya ulaşmış demektir. Bu bağlamda başarılı bir film. İkincisi bu Bired denilen çocuk filmlerin yakışıklı unsuru olmaktan çıkmaya başladığını gösteriyor. Tamam eli yüzü hoş çocuk ama oyuncu sayılabilir artık diye düşünmekteyim. Ha bu kararı sen nasıl verebilirsin diye soruyorsanız, konuyla ilgili olarak hemen bir kavga edebiliriz ...
    Puan: 10
  • Güle Güle - Güle Güle

    Yapmayın Arkadaşlar ...

    Fena bir film değildi. Yıldız Kenter bir harikaydı. Şükran Gügör, Zeki Alasya ve Metin Akpınar muhteşemdi. Keza Eşref Kolçak'ta oynadığı rolün hakkını veriyordu. Çekim sorunları, dizi kıvamında olması, kamera tekniği filan bunlar ıvır zıvır şeyler ... Soncuta seyirlik ve izleyene yakın gelen mutheşem oyunculuk performansları gördüm, beğendim ve gurur duydum !
    Puan: 9
  • Vizontele - Vizontele

    Ne Bekliyordunuz ...

    Tabii ki kel komedyeni kullanacaktı, çünkü aynı tastan (bizim sırtımızdan) yemek yiyorlar yıllarca. Tabii ki, harcanandan daha fazlasını kazanacak çünkü biz bu erdoğan kardeşlerin imzaladığı her şeyi yıllardır televizyonda kıyamet kadar alkışlamıyor muyuz ? Ancak arada, oyunculuğunun zirvesindeki her rolün oyuncusu Demet AKBAÐ kaynamış, ona yanıyorum. Demet'te şu erdoğan kardeşlerle ilişkisini kesse çok daha iyi olacak. Filmin geneline 5 Demet AKBAÐ'a ise yıldızlı ***10*** Bu yorumu okuduktan sonra da, erdoğan kardeşlerin yeni para basma makinası sultans of the dance gösterisine koşarak gidin, hadi durmayın !
    Puan: 5
  • Romeo Ölmeli - Romeo Must Die

    hadee

    Kafika'da izledim ben bu filmi. Ohhh ! koltuklara yayıla yayıla dedik ki iyi bir film olsun da bari dedik kustuk filmin sonunda. Keanu abiye benzeyen bir adam oynatmışlar iğrenç, filmin sonu başından belli iyi adam kazanır. Kavga sahneleri artık bıktırdı anlıyoruz ki insanlar birbirine yumruk atmıyor ve karınlarına vuruyorlar neden hala kasıyorsunuz yumruk atıyormuş gibi diye sorasım gelir.. O kadar !
    Puan: 2
  • Matrix - The Matrix

    Geç Kalmışım Yazmaya

    Yapmayalım, etmeyelim ... Film güzel yani. Seyirlik bir şey iste, detaya girmeye; matrix'in anlamını çözmeye çalışmaya, acaba yapabiliyor muyum diyerek duvarlaya tırmanmaya gerek yok. Seyrettik bitti, ikincisi gelecek, üçüncüyü bile çekecekmiş gavur, bilgilerinize ...
    Puan: 9
  • Abuzer Kadayıf - Abuzer Kadayıf

    BEN BEN BEN

    Filmi izlemedim ama maksat ortalamayı yükseltmek olsun. Türk filmine katkıda bulunmamız olsun.
    Puan: 10
  • Cahil Periler - Le Fate İgnoranti

    Değişiklik Olsun Diye Filmle İlgili Yorumlarımı Maddeler Halinde Yazacağım

    i) Eşin dostun dolduruşuyla gittik, dolduruşla filme gitmemek lazım, kasıyor insanı. ii) Eşcinselliğin doğal olduğunu ıspatlama ihtiyacı hissettim filmde bilmiyorum nedendir. iii) Elbette Ferzan ÖZPETEK geçmişinde çok iyi bir reklam filmi yönetmeniydi. O yüzden de, filmdeki kareler, görüntüler ve dekorlar çok hoş. iv) Kadının tipi bir garipti. Bazen çok güzel resim veriyordu bazen de korkutuyordu beni şahsen. iiv) Sokağa çıksa 8 bilemedin 10 kızı patır patır sıraya dizecek yakışıklılıktaki çocukların birbirleriyle olmaları enteresan gelmiştir bana her zaman. Netekim bu filmde de öyle oldu. iiiv) Kendiyle çelişen meseleler vardı. Mesela kadın Koray'dan rica etti herkes beraber gittiğimizi zannetsin kimseye söyleme diye. E, ama Koray'ın altında italyan plaka araba var; demek ki bu araba ev ahalisinden birine ait. Nasıl verecek o arabayı ev ahalisine? Ahali sormayacak mı, eee noldu sen gitmedin mi gezmeye diye ? Diyecek elbett ! v) Diyeceğim budur , biraz uzun oldu !
    Puan: 6
  • Maymunlar Cehennemi - Planet of the Apes

    Seni Maymın Seni ! ! !

    Şebeklerin, maymunların, orangutanların karakakteristik özelliklerini oyuculara oldukça iyi yansıtmışlar. Ben beğendim şahsen, kostümdü makyajdı oscar filan alır diye düşünüyorum. Sonracığıma maymunlar insanlara aynen bizim onlara davrandığımız gibi davranıyorlar. Bu noktadan bakınca oldukça garip geliyor tabee. Bir de sevişeme öncesi yaptıkları danslar ve güç gösterileri var, kotum yani izlerken puhahahah. Tarih hocamızdan öğrenmiştim, filmi öyle ahım şahım beğenmediysen ama sonuçta beğenmişsen on verme 9 ver. Tıpkı sınav kağıdını beğenmişsen ama kağıt için delirmemişsende olduğu gibi.
    Puan: 9