Evimiz Hollywood'da
- Orjinal ismi Beverly Hills 80... şeklinde devam eden bi dizi rakamdı. Yeniyetmelik dönemlerimiz için acaip zengin bi idol potansiyeli barındırıyodu, benim idolüm şahsen Brandon'dı, sevimli, temiz, efendiden bi çocuktu. Steve vardı dizinin maymunuydu, bi de Dillon vardı galiba, ukala bi tip olarak. Kızları ben anlatmıyım, karşı cinsten ayrıntılı tasvirler gelicektir eminim bu konuda. Dizide esas kadroya giren, hatta bikaç bölümcük esas kadroya teğet geçen elemanlar bile acaip güzel ya da yakışıklılardı, bi giydiklerini bi daha giymezlerdi, hergün okula diil de partiye giderlerdi sanki koştura koştura, hayatlarında hergün yeni bi macera, aksiyon olurdu, biz de ekrana yapışıp izlerdik. Sonra ertesi gün lacivert üniformaları kuşanıp tek aksiyonu bahçede yapılan su savaşları olan liselerimize gittiğimizde bi müddet gerçek hayata uyum zorluğu yaşardık tabii.
- Benim dizide hasta olduğum tip Dillon'dı (Luke Perry). Serseri takılırdı kıl giderdi diğerlerine. Bu yüzden severdim elemanı. Ulan bu yüzden de adam sevilir mi diyom şimdi ama nafile. Burjuvaydı, okula felan gitmezdi, diğerlerinden farklı maceralar yaşardı, Brendon'la arası pek ii değildi; aralarında Kelly mevzuu geçmişti. Ulan ne balamıştı bizi dizi.
- Bahsettiğin rakam 90210 idi.
- Bize en çok koyan, 16 yaşını geçmiş her gencin altında pırıl pırıl amerikan arabaları olmasıydı.
- yok güzelim yok, bize 16-18 yaş diye lanse edilen tiplerin herbiri en az 24-25 yaşında eşşek kadar adamlardı. Amacı moral bozmak, "Ulen biz de 17'sindeyiz ama bizde niye bu karizma, bu yapı, bu anatomi yok?" psikozları yaratmak olan yalancı bir diziydi.
- Ohoo 24-25 ne ki. Bir yerde okuduğum kadarıyla gözlüklü, çalışkan tipleme, ismi Andrea mı neydi, 30 yaşındaymış abiler.
- Dillon denen eleman gibi cool takılmaya çalıştık saçlar olmadı. Brandon gibin şugar çocuk rolleri keselim dedik beceremedik. Bize Steve şoparının maymunlukları miras kaldı bu diziden :((
- Bu dizinin ismini kim böle tercüme etmiş, evimiz hollywood'da oley laylaylom gibilerinden. bizim de evimiz kadıköy'de napalım ala ala.
- Brenda ile Brendon'ın ailesi, özellikle babasına değinmeden geçemiyeceğim, pinti ve cimri herifin tekiydi. Gençler de etraflarındaki züppe ve zengin çocuklara özenip, "Baba biz bunu yapalım, şunu yapalım." dediğinde, her seferinde "Paramız yok kızım, nerde bizde o kadar para oğlum?" muhabbetleri yapar, ortadirek memur ayaklarına yatardı. Hatırlıyom bi keresinde gençler koleje gidecekti de, "Kolej paranızı kendiniz bulun, burs alın." demişti, şok olmuştum. Bre dingil, paran yok, afedersin villa gibi evde, hem de Hollywood'un göbeğinde nasıl oturursun? Sat evi, taşın güzel, nezih bir apartmana, bankaya yatırdığın paranın faiziyle de gençleri okut. Yazık değil mi eğitimlerinden mahrum ediyon gençleri.
- kardeşim steve, sözüm sana, diyosun ki yaşım 17-18 (ki zifir yalan), yakışır mı o yaşta adama çat kapı Brendın'ların mutfağa dalıp "naber teyze soğuk bişeyler var mı, bira felan" deyip buzdolabına saldırdıktan sonra "ha bu arada Brendın nerde" demek... yakışmaz bak ben söyliim sana... Gerek Hollywood olsun gerek Küçükçekmece olsun, dünyanın her yerinde bu ayıptır, bir gün elinde bir paket baklava ya da o bölgeye özgü bir tatlı alıp gittin mi, ben görmedim, diziyi sırf bakalım şu Steve adam olacak mı diye izledim, dizi bitti sende terbiyesizlik bitmedi... neyse... ayrıca eve mutfaktan girme olayı apayrı bir hikayedir... değinmek istemiyom şu an... saygılar...
- Bütün güzel hatunlar yakışıklı erkekler Amerika'da derdim taa ki filmi izlerken arka fona dikkat edene kadar. Okulun bahçesinde, çimlerde oturmuş bu malum havalı grup muhabbet ederken, arkadan gelip geçen diğer okul öğrencilerinin ne kadar vasat olduğuna dikkat edince teselli buldum. Meğer Brenda'sı, Brendon'ı Kelly'si hepsi seçmeymiş. Dünyanın her yerinde bizim gibi insanlar varmış.
- Dizide herkes birbirini kesip dururdu. Sürekli bir rotasyon mevcuttu! Birisiyle birlikteyken bile gözü hala başkasındaydı insanların! Ama çok da kasmazlardı, dizinin gidişatını kapmış olacaklar ki, "Nasıl olsa bi bölüm gelir onla da mercimeği fırına süreriz" diye düşünürlerdi! Misal, Kelly.. Brandon'la çıkarken bile arada Dilan'a göz atmayı ihmal etmezdi! Dilan zaten Kelly diye yanıp tutuşurdu ama karizmadan ödün vermemek için başka başka kızlarla (bizim tanımadığımız, hani şu tek bölümlük kızlardan) yatıp-kalkardı! Neyse, orası bizi ilgilendirmez tabi.. Bi de Andrea mıydı neydi, ööle bi salak hatun vardı! Dizideki tek çürük domates buydu! Hepsi seçmeydi, bu dangalak araya nerden karıştı diye düşünür dururdum! Hatta bi ara Brendon'la çıkmıştı da "ohaaaa yani,yuff" demiştim senariste "yaktı gül gibi çocuğu" diye. Ama tüy dikmedi en azından amcam ki kısa sürdü beraberlikleri! Sonradan kara bi herifle evlendi, çocuğu felan oldu, daha az görünmeye başladı! O dönem çok zevkliydi dizi.. Hem kızların, hem de erkeklerin göz zevkine hitap eden bi diziydi... (Andrea hariç tabi)
- Bu diziyi genelde çok dedikodu seven, sürekli başkalarını çekiştiren kızlar ve "bu kızlara nasıl yavşarım da abazan kalmam?" hesapları içerisinde olan tipler izlerdi. Gerçi şimdi " O tipler kızları götürdü, sen izlemedin de eline ne geçti?" diyceksiniz, haklısınız yeni anladım. Bi de tipler sınıfta herkesi bu dizideki bi karaktere benzetirlerdi. Yok sen Maykıl'sın, ben Keli'yim şeklinde. Bazen aradan biri çıkar ben de Brendın'ım o zaman der, "Hass.." diye başlayan tepkilere maruz kalırdı. Kimbilir kaç gencimiz bu yüzden komplekse girip hayatına ezik bi insan olarak devam etmiştir. Yazık yazık.
- Bir de Donna ile David vardi, bu kisiler dizinin sonunda evlendi zaten. Gercekte film sirketinin sahibi Donna`nin babasidir. Son bölümlere dogru diziye Kelly icin avukat bir cocuk gonderdiler, cünkü Brandon Dillon`in arkasindan diziden ayrilinca Kelly sevgilisiz kaldi, tabii sonradan Dillon diziye geri donerek Kelly`i avukat cocuktan aldi. Steve diziye katilan uzak dogulu bir kizla evlendi ve cocuk sahibi oldu. Donna modaci oldu, Kelly bir sey olmadi Donna ile beraber actiklari magazada takildi. Zaten Donna ile David`in evlilikleriyle dizi son buldu. Dizi 10 yil boyunca cekildi.
- Benim en çok hoşuma giden Donna'ydı daha doğrusu onun David'le olan ilişkisi hoşuma giderdi. Bi ara Donna'yı gitaristin biri kapmıştı da çok üzülmüştüm, adı neydi ya, Victor mu öle bişeydi. Fakirdi o fakir.
- Brenda Playboy'a çıplak pozlar verdi diye dizininin yapımcıları tarafından diziden gönderilmişti bi senaryo uydurularak. Dizide zaten herkes birbirini götürüyo, neden bööle bi ahlaki hassasiyet gösterdiler annamadıydım doorusu. İşin en tuhaf yanı, kız gittikten sonra kendisinden hiç bahsedilmez oldu, ana babası bile. İnsan hiç mi merak etmez arayıp sormaz evladını? Garip geldiydi bana.
- Kızlar tayfası Kelly'nin saçlarına hastaydı ama bilirdik ki asla saçlar onunki gibi olmaz. Arkadaşları tarafından "Hey Kell.." diye çaarılırdı, ulan zaten kızın adı kısaltmadır, kısaltmayı da kısaltıp üç harf bıraktın naaptın yaa?
- ulan bi de adamlar ha bire birbirlerinin kız arkadaşlarını götürür, iki gün küs gezdikten sonra yine "naber kanka" derlerdi. herkes birbirine yan gözle bakardı... bi de şey vardı ama, elemanlar öpüşmeye başladıktan sonra bi fon müziği girer başka bir sahneye atlarlardı. o zamanlar toyduk, hakkaten seviştiklerini bilmezdik...
- Sonradan diziye katılan, dekanın mı rektörün mü kızıydı bilmiyorum beyaz tenli, bebek yüzlü bi hatun vardı, acaip beğenirdim, bi de Brenda diziden ayrıldıktan sonra aile dostu ayaklarına bi hatun transfer etmişlerdi, çok edepsizdi, evde esrar içer donla gezinirdi. Ergenlik yıllarımızı renklendirmişti gerçi kendisi, vücut açısından başarılı bi çalışmaydı... Babamın işten geliş saatinde yayınlanırdı bi de dizi, eve geldiğinde diziyi gördüğü zaman çok kızardı, 1-2 kere bizimle beraber izlemiş ve görmüştü ki kimin eli kimin g..tnde belli değildi... E haksız da sayılmazdı...