Mavi Ay

  • Of pek süperdi. Bruce Wills ve Cybill Shepherd oynuyordu: David ile Madie. Devamlı kavga ederlerdi. Bunlar dedektifti. Ortak çalışırlar, birbirlerine her anlamda dellenirler ama aralarındaki aşkı asla kabullenmek ve yaşamak istemezlerdi. Her Cuma akşamı deli gibi bekler seyrederdik. Belki bu akşam sevişirler, hiç olmadı öpüşürler diye ekranı tırmalardık ama onlar devamlı kavga ederlerdi. Tam duygusal bi an olur, "Heh buzlar çözülüyo, yapışacak şindi David" derken, hobarey bir kavga çıkardı. Madie deniz mavisi gözleriyle erkeklerin yüreğinde taht kurarken, David kızlarımızın beyaz atlı prensi olmuştu. Bruce Wills yumurta gibiydi o dönemler. Bi de bayan Topesto vardı ki neden öyle komik ve güzel bir ismi olduğunu hiç bilememiştim.
    zuxxi
  • Topesto'nun sevgilisi Herbert Viola vardı, David'le Madie'nin işi çıkınca diziyi bu götürürdü. Tipsizdi ama iyi rol keserdi. Sırf millet David'i özlesin diye boktan espriler yapardı. Emektardı netekim.
    Dr.Strangelove
  • Diziyle ilgili olarak aklımda en çok iz bırakan Madie'nin önden yırtmaçlı etekleriydi. Nasıl da yakışırdı ama. Bi aralar sokakta pek çok hatun önden yırtmaçlı etek giyerdi ama hiçbirine bakmadım Madie'ye olan saygımdan ötürü...
    castigliano
  • David le Madie hep aynı anda birbirlerine onca şey söyleyip kavga ederler, birbirlerinin dediklerini asla dinlemezlerdi. Sonra sinirlenip odalarına giderler kapıları aynı anda hızla çarparlardı. Fakat David dayanamaz tekrar kapıyı açıp bakardı.
    cloé
  • Mavi Ay trt radyosundan aynı anda İngilizce verilirdi, ama o zamanlar daha tıfıl olduğumdan takip edemiyordum. Ama zaten Alev Sezer Bruce Willis'i o kadar güzel seslendiriyordu ki...
    modjo
  • Ben Medi'nin beyaz mersosuna hastaydım. Her kovalamaca sahnesinde içim içimi yerdi, amanin çizilcek araba! diye. Her pati çektiğinde veya virajda kaydırdığında içim cız ederdi. Ülen yavaş be yazık arabaya!
    TSuBaSa
  • O araba Mercedes değil BMW idi. Bölümlerin birinde David Maddie’ye çok sinirlenip (Kendisinden hamile kaldığı halde "düşünmem lazım" diye aniden çekip Chicago’ya gittiği için.) o arabayı bir otoparkta kasıtlı olarak sağa sola çarpmak suretiyle paramparça etmişti. Afferim David.
    Bono
  • Mavi Ay hakkında içimde ukte kalan bir husus var yıllardır. TRT'den İngilizcesini takip etmeye karar vermiştim bir gün. Çok birşey anlamadım ama yine de iyi kötü seyrettik. Sonunda bir paragraf yazı çıktı. Türkçe seslendirilmişti ama İngilizcesinde öyle baktım ekrana birşey anlamadan. Ve o paragraf yazıdan sonra TRT formatında SON yazıldı. İnanabiliyor musunuz; bu yayınlanan ve benim yarım yanlış anladığım bölüm dizinin sonuymuş. Bu paragrafta ne yazdığını bilip söyleyenler beni çok mutlu etmekle birlikte çocukluktan beri içimde kalan bir şeyi dışarı çıkaracaklar.
    Tosyali
  • Şincik ben bu dizinin son bölümünü 2 hafta önce tekrar izledim (Amarikanya’da yayınlandı). Anlatayım neler olduğunu: Hani Hörbırt Viyola’nın (ki kendisinden nefret etmişimdir pis şişko) başdüşmanı Makgilikadi vardı ya, bölümün başında Viyola’ya "Artık barışalım, kalp hastasıymışım, yeni öğrendim, her an ölebilirim." falan ayağı çekiyor. Viyola da acıyıp utanıp barışıyor. Sonra bölüm sonunda David’le Maddie ofise bi geliyorlar, Makgilikadi ölmüş yerde yatıyo, film seti kılıklı adamlar da bütün eşyaları dışarı çıkarıyorlar. "Anaaa, noluyo" falan diyolar, adamlardan biri "Sizin dizi yayından kaldırılıyo, Makgilikadi de karakterlerden biriydi, dizi bitince karakter ortadan kalktı." falan diyor. Bunnar da sinirlenip yönetmenin yanına gidiyo. Yönetmen bunlara dizinin niye artık popüler olmadığını anlatıyo. Baş neden de seyircilerin Maddie ve David karakterlerini tekrar beraber görmek istemesi. Bunu duyunca bir kiliseye koşuyorlar, pedere "Hemen bizi evlendir." diyorlar. Peder evliliğin ne kadar ciddi bi kurum olduğundan ve onları böyle zırtapoz bir nedenden dolayı evlendiremeyeceğinden bahsediyor. Bunlar da umutsuzca dışarı çıkıp "Eee, buraya kadarmış." diyolar, dizi bitiyor. Yazıda da "Bu dizi şu şu kanalın şu şu yayın dönemlerinde yayınlanmıştır, artık bitmiştir, kalkınız gidiniz vb." şeyler yazdı sanırım.
    Bono
  • Bir ara Madi'nin gerçek adını Sibel Şapırt diye telafuz eden geyikler canımızdan bezdirmişti.
    enşaşkın
  • Bir sabah iflas ettiğini öğrenen zengin bir fotomodelin, elinde kalan tek mal varlığının bir dedektiflik bürosu olduğunu öğrenmesiyle başlayan bu dizi Bruce Willis'i ilah yapmıştı. Hepimiz David gibi umarsız, rahat ve esprili olmaya çalıştık bir dönem ama ne yazık ki bizi Alev Sezer seslendirmediğinden ve bize güneş gözlüğü o kadar yakışmadığından sonuç hüsran olmuştu.
    sultani123
  • ben de david gibi ağzımı hafif eğerek konuşmaya çalıştıydım bi aralar. ta ki bi arkadaşım "olum ne yapıyon öle şebek gibi..." deyinceye kadar.
    a_man
  • kahrolası bir hüzün tufanıydı mavi ay. hala hatırladıkça içim cız ediyor. bi bölümünde deyvid elinde çiçeklerle sağnak yağmurun altında medi'in evine kadar koşmuş ve kapıyı çalmıştı da, kapıyı mark harmon açmıştı ya, ben o bölümde hüngür hüngür ağladıydım manitayla beraber. ulan medi yapılır mı bu? allahın yok mu dümbük. sonra manitayla kavga ettiydik medi'ye dümbük dediğim için. naapiyim o da deyvid'e öküz demişti. gerçi biz o gece barıştık ama deyvid ve medi asla bizim gibi barışamadılar.
    Lord Drake
  • Bayan Topesto telefonu her açtığında o inanımaz tatlı sesi ve olanca şirinliğiyle oldukça tumturaklı ve uzun bir karşılama cümlesini hiç hatasız sıralardı ya ona bayılırdım ben...
    ordell
  • Bi keresinde Medi'yle Deyvid kavga ediyolardı hatunun evinde. Sonra Medi şırraak diye tokat attı. Ööle durdular. Medi yine tokat attı. Yine durdular. Sonra bi kere daha atayım dedi ama Deyvid hatunun bileğini tuttu. Öpüştüler sonra da. Geyik ve de klişe bi sahne evet. Ama o zaman bu sahneyi izledikten sonra gece heyecandan uyuyamamıştım. Defalarca da rüyamda görmüşümdür.
    brunozz