Küçük yaşlarda, tecrübesizliğimizden dolayı çoğumuz otuzbir çekerken yakalanmış veya yakalanma korkusu yaşamıştır.
Misal, gece geç vakit televizyon izliyorsunuz. Adam gibi bi program da yok, diye söyleniyorsunuz. Birden Şov Tivi'de "Emanüel 4 Az Sonra" reklamını görürsünüz. Filmden kısa görüntüler kalp atışlarınızı yükseltmişken anneniz geliverir ve "Hadi oğlum biz yatıyoruz sen de uyu artık" diye mırıldanmaya başlar. Telaş içinde kanal değiştirmeye çalışırken, "Yok ana önemli bi tartışma programı var, onu izliycem" diye bi palavra atarsınız. Anneniz gittikten sonra bir oh çekip hemen hazırlıklara başlarsınız. Rahat iş görmek için büyük tişört ve pijama giyersiniz. Kot gibi şıngırdayıp milleti uyandırmaz, acil durumlarda ise hemen kabahati örtüverir. Olur da tam filmin ortasında birisi uyanıp gelir diye iş göreceğiniz yer ile diğerlerinin yattıkları odalar arasındaki kapıları en uygun biçimde stratejik olarak açar/kapar, ayarlarsınız. Eh artık film başlamak üzeredir ama siz son bir defa yatak odalarını kontrol edip herkesin mışıl mışıl uyuduğundan emin olursunuz. Sonra doğru televizyonun bulunduğu odaya.
TV'nin karşısında yerinizi alırsınız. Kumanda yanınızda hazır beklemektedir; acil bi durumda kanal değiştirmek için. Yarım saatlik bir ton reklamdan sonra erotik film nihayet başlar. Ve ekranın alt köşesindeki kırmızı nokta belirince dünyalar sizin olur. Oh be, dersiniz, Nihayet ben ve kırmızı noktalı film başbaşayız. Film başlar, yarım saat oyuncular maymun gibi bir türlü işe koyulamazlar. Hafiften sinirlenmeye başladığınız anda başroldeki dilber göğüslerini açıverir. Tam siz "Artık kimse beni tutamaz" diye hamle edecekken zart diye bi reklam giriverir araya. Ulan ben böyle filmin... diye kendi kendinize söylenirken reklam arasından faydalanıp evi tekrar bi gözden geçirirsiniz. Olağanüstü bi durum yoktur ve tekrar filme dönersiniz. Reklam biter bi bakarsınız Reha Muhtar çıkmış haberlerinin reytingini anlatıyo. Ardından bi on dakka Televole reklamı başlar. Hadi be kardeşim sabah oluyo yav, diye söylenirken film başlayıverir. O da ne; filmin dilberi herifin biriyle işi bitirmiş ve giyinmekterdir. Kadın donunu sütyenini giymeden hızlı bir hamle yaparsınız fırsatı değerlendirmek için ama nafile, kadın bi çırpıda giyiniverir, sahne değişir.
Bi yarım saat daha senaryo saçmalıkları izledikten sonra film biraz gelişmeye başlar. Başroldeki hatun bi adamla buluşur ve işe koyulur. Siz de bu arada boş durmazsınız tabi. Tam herif kadını şaaparken bi çıtırtı duyulur, yan odalarda ışık yanar ve ananız kalkıp tuvalete gider. Anında toparlanarak çok önemli bir tartışma programı izleme kılığına girersiniz. Ananız tuvaletten çıkar, yanınıza gelir, esner, "Bitmedi mi oğlum program?" diye saçma bi soru sorar. "Yok ana bitmedi, sen git uyu" diye söyleriz ama içimizden söveriz. Ananız gider. Tabi bu arada filmin en güzel sahnesi heba olmuştur. Şov Tivi'ye tekrar zap yaparsınız ama karşınızda yine bin tane reklam. Tabi ardından sevgili Reha Muhtar ve Televoleciler.
Acaba bi sahne daha yakalar mıyım, diye filmi izlemeye devam edersiniz. Boşunadır çünkü en uzun seks sahnesinden sonra bu tür film yönetmenleri başka sahne göstermez, saçma bir final ile "THE END" yazısını yapıştırıverirler ekrana. Siz bütün Şov Tivi'cilere ana avrat söversiniz. Ama iş işten geçmiştir ve bu saatten sonra seks meks yoktur TV'de. Eh napalım. Bu saate kadar oturduk bari yatağa icraatsız dönmeyelim, diyerekten hayalinizde Televole reklamında gördüğünüz Nadide Sultan'ın göğüslerini canlandırarak, ses efektleri arasında işinizi görürsünüz. Tam zirvedeyken takur tukur gene kapılar ışıklar açılır. Bu sefer kız kardeşiniz çıkar tuvalete. Ama meraklı turşucu kız önce tuvalete değil sizin yanınıza gelir, "Abi yatmadın mı sen?" diye bi saçma soru da o sorar ve böylece icraatınızın içine eder. Bir hışımla pijamaları çekerken donunuzun içine edersiniz. Bir yandan boşalırken bir yandan kız kardeşinize "Sana ne ulan" diye söylenirsiniz. Yüzünüzde zevk, sinir ve korku ıfadeleri gidip gelmektedir. Kızkardeşiniz, "Serseri işte nolucak" diye laf atıp çekip gider ve sizi donunuza bulaşan pislikle başbaşa bırakır. Kırmızı noktanında, filminde, çekmeninde içine edilmiştir ve siz bu yenilgi ve suçluluk duygusuyla gidip yatarsınız. Neyseki o günler artık geride kalmıştır, şimdi rahat rahat ne istersek yapabiliriz. OH BE!!