oralish

2000'li yıllardaydık. Aralık ayıydı. Pazardı. Hisar'a kahvaltıya gitmiştik. Ama yapamadık. Olmadı... Çaylarımızı boğazımızda bırakan olay, önümüzden geçen boğaz seferi yapan teknede vuku buldu: Adamın biri koca teknenin yanındaki demirlerin üstüne çıkmış, ince demirlerin üstünde bacaklarını 180 derece Van Damme gibi açmıştı, poz veriyordu, arkadaşı da fotoğrafını çekiyordu. Bütün sahil kopmuştu. 2000'di. Aralık'tı. Pazardı. Soğuktu ve yağmur çiseliyordu.

Geçen Ramazan ananemi alıp iftarda Profilo'da bi dönerciye götürmüştüm. Ortalıkta da atraksiyon olaraktan Karagöz ve Hacıvat dolaşıyor ve herkese "İyi ramazanlar", "Allah kabul etsin" felan diyolardı. Bize gelince ise bana "Naber lan dallama" dediler. Tüm restaurant merakla söz konusu dallamaya bakarken, ikisi de dallamanın arkadaşı çıktı. Gene de kızgınım biraz...

Şu an bu yazıları okuyosam, Playboy TV'de bişey olmadığı için.

Tırın içinde yaşayan, Devın diye bi "amca" vardı ak saçlı, mühendisti bu. Kit'i üreten adamdı. Aynı kamyonda bi de Pam diye süpper bi kumral güzeli vardı. Sorun çıktı mı çözerdi, arabanın vidalarını felan sıkardı. Hep Maykıl'la olaya girsinler istedim, hiç yüz vermedi hatun.

"Hangi Cem?" esprisi ilk defa "Pump Up The Cem" için yapılmıştı. Zamanla Pearl Jam'e de uyarlandı sonraları...

Çıkartmalar iyi güzeldi de, asıl onları oraya buraya yapıştırıp bitirdikten sonra, kalan dikdörtgen kalıbın üzerindeki beyaz kenarları da bi yere yapıştırmak lazımdı! Çıkmış çıkartmaların boşluklarından oluşan bol kenarlı yamuk yumuk beyaz koca bi çıkartma işte. Pislik yani kısaca. Ama yapışıyo ya, yapıştıracaz ille...

Dizi herhalde o kadar popülerdi ki, Zeki-Metin'in o dönem ünlü bi oyununda "bay alkolü takdimimdir" lafı kullanılıyordu ve bu espride kopuyordu millet. "Yasaklar"da galiba. Evet evet Yasaklar'da.