babam sayesinde ben de hastası olmuştum dizinin. sonradan hep samuray filmleri aradıydım da akira kurosawa'nın 7 samuray filmini izleyince mest olduydum. niye hiç samuray filmi çevirmezler ki, westernlardan çok daha ilgi çekici bence. di mi skinoski
kendimi bildim bileli türk filmine önyargıyla yaklaşırım. yani ne biliim, yapamıyor yurdum insanı sinema olayını felamn filan, gittik gördük, adamlar çekmiş yapmış, bir türk filmine göre gayetinden iyi olmuş. son zamanlardaki bayık zeki alasya filmlerinden gına gelmişti. tavsiye edilir, zaten izlencek film de yok şu sıralar. sanem ablamız da oyunculuğunun hakkını vermiş, kıza herşey yakışıyor, zaten her önüne gelenin artis oluğu türk sinemasında böyle güzelliklerin değerini bilelim. yönetmeni de tebrik edenzi. niç fena diilmiş zat-ı alileri, takdir ettim. film mi: eşkıyadan sonra türk filmi bitmiştir diyenleri utandıracak bi film. ama ne biliim alışmışım işte holiwud filmlerine insan kolay kolay film beğenmiyor. bi türk yapımı olması göz önüne alınaraktan bayağımsı hoş. tiz gidip girülee. not: 7.5 tan 8..
gerilim filmi nasıl olmalıdır, bence gerilim filmi bi dk önceden neler olcaa tahmin edilemeyen, vcd si ile sineması arasında azami fark olmayan, ve en önemlisi de boktan bi finali olmayan filmdir-ki günümüz gerilimcileri hep finali enterasan yapmaya çalışıolar, ama aazlarına gözlerine bulaştırıyolar. tamam azcık tırstık, eee nolmuş abartmanın en alemi var, bu filme 10 verenlerin daha önce hangi filmleri izlediklerini sormak lazım olagelir. be güzel kardeşim, sen hayatında daha önce hiç mi gerilim izlemedin, bu kadar da mı zırvalıyosun. neysem herkesin zevki tırsması kendine tabe. yok kardeşim ben filmde tırstım, ama 8 ortalamanın yanına bilem varamaycak bi film. görün ama çok şey beklemeyin. haa bi de banyodan bilmem neyinden de uzak durun. kalın saalıcaklan. objektif tarafından 6 yı haketmiş bi film. filmin gerçek notunu öörenmek isteene.
ben arkadaşımla tartışmıştım filmi.
tartışmamızın odak noktası da filmin ağlatmaya yönelik olan tutumu idi.
ben bunun gerekli olduğunu savunmuştum. şöyle ki: Lars von Trier tamamıyle
gerçekçi bir tutum takınıyor. O kadar ki, bizim izlemeye alışık olduğumuz
müzikallerde olduğu gibi değil, gerçekliğin ta kendisi olarak bize filmin müzikal kısımlarını sunuyor. Demek istediğim yolda yürüyen Frank Sinatra birden bire şarkı söylemeye başlamıyor bu filmde. Müzik sadece Bjork'un zihninde, onun rüyası olarak ortaya çıkıyor. Lars von Trier bu kadar
gerçekçi bir tutum almışken varlığı gerçekten bizleri perişan edebilecek
olaylar karşısında duygulara ağırlık vermesi kaçınılmaz olabilir.
Bir diğer savunduğum görüş ise aslında Bjork'un bir sözünde saklı: "Bütün
müzikaller mutludur." (ve ya bunun gibi birşey). Lars von Trier'in başarmak
istediği ise tam tersidir. Sonu kötü olan bir film çekmek. Film boyunca çok
yakın bir ilişki kurduğumuz Kahramanımızın ölmesi elbette bizi ağlatacaktır hele de müzikalse.
Arkadaşımın savunduğu görüş ise filmin gişe amaçlı olarak aşırı duygusal
çekildiği veya montajlandığı yönünde ki filmin amerikada çekildiğini
unutmayalım. Lars von Trier'in niyeti olmasa da film yapımcılarının,
patronların isteği ile filmin montajı insanları filme yöneltebilmek amacı
ile montajlanmış olabilir.
Ayrıca arkadaşımın diğer savunduğu görüş ise filmin gerçekçi olduğu fakat
sosyal sorunları çok yüzeysel geçtiği yönünde. Balkanlar göç eden bir kız,
onun hamile kalması, parasının çalınması, kör olması vs vs. Bütün bu
olayların toplumsal gerçeklikten uzak anlatıldığını vurguladı arkadaşım. Ben
de buna belli oranda katıldım ama karşı çıktığım nokta konu şu idi: Bu tür
bi olay yaşanabilir, doğrudur bayağı bir konu ve bu yüzden ağlatıyor ama bu
banal konu çok farklı yöntemlerle anlatılıyor. Çözüm önermese de çeşitli
sorunlar üstüne düşündürmeyi başarabiliyor.
not olaraktan da 9 iyi gider bence, sonuçta avrupa filmi.
ya açtıracaklar benim karnelik aazımı şimdi( ne karnesi yaf üniversitedeyiz bizz:)), olmuycak ondan sonra tek eelence kaynagımız zuxxi ye sansur gelcek. film arkadaşlar, gayet bayık, çıktığınızda belki küfür etmeyeceğiniz, ama 5 dk sonra mcdonnalds dayken aazınıza bile almıycağınız, hatta ertesi gün arkadaşınız hangi filme gittiinizi sorunca 'bi dk. düşüneyim' diyceeniz bi film. yani gitmeyin diom o kadar, git tiyatroya git, otur bi balıkçı lokantasına balık ye, daa da kesmezse git yat! daa iyidir! haa bi de dizisi felam dionuz, ona da sakın başlamayın, nba maçlarını beklerken takıldığım olomuştu, gayet bayık hatta boktan bi dizi. işte böyle arkadaşlar, neymiş 9 neymiş 1-2 bunna radikal insanlar siz benim 4 puanıma güvenin. ne eksik ne fazla.. kalın saalıcaklan.
Arkadaşlar, insanlar bu sayfayı izleyeceği bi film acaba nasıl diye okuyor, acaba eleştirilerde ilginç bi şey var mı die değil. herşeyden önce bunun altını çizelim. Eleştiriyosanız adam gibi FİLMi eleştirin, yok bu arkadaş bööle bööle demiş die münazaraya girmenin bi manası yok. Ne yani adam öyle düşünüyor sanane be adam.Hayret bi şe ya. En fazla katılmıyorum deyin, sayfalar dolusu eleştiri sizin için de bizim için de zaman kaybı.
Gelelim filme, film oyunculuk açısından doyurucuydu bence. Senaryo da iyiydi. Komedi açısından düşünürsek ne biliim, herkesin her sahnesinde güldüğü ve böylece iğrendiğim kahpe bizanstan daha komikti. ve izleyiciyi duygu seline kaptıracağını sanan Güle güle den de her konuda daha üstündü. Bu filmi izleyeceksiniz ve Türk filmindeki glişmeyi farkedeceksiniz. Tabii ki bu film bi Hayat güzeldir, bir braveheart, bir matrix deil. Ama sıradan bi türk filmi de deil. Ben açıkçası belden aşağı esprileri espri kabul etmem, o yüzden sırf millet komik desin diyeerek yapılan bazı sahnelere prim verecek değilim. o yüzden film gerçek bi komedi filmi değildi, ama kesinlike eğlenceli bi filmdi. bi ay sonra tvde izlerim die yanılmayın, en az bir sene beklersiniz, o yüzden şimdi gidin derim. para ve zaman kaybı değil. film ise 7.5 tan sekiz hakkettiği not. gidin düşünün gelin.
Tom Hanks:Bu adam benim kahramanım, yani senaryoda ölüm varsa bu adam ölür, o kadar yani. filmin başında şişko adam gidio, cılız bişeye dönüyo, bunun adı sinema sanatıdır beyler başka bişey değil. ayrıca hareketler büyüleyici, Russell abimle yarışır oscar için, ama oyum Tom'a. zaten geçen iki yıldan kalma iki oscarı çalınmıştı. Saving Private Ryan'da en iyi film ve en iyi erkek oscarını çalmışlardı, bu filmle telafi etsinler artık.
Helen Hunt:Filmin tek eksik noktasıydı. yani bu karı kurusunda ne buluyosunuz da oynatıyosunuz bu karıyı anlamadım. bi hafta içinde 3 kere izledim de artık gına geldi valla. oyunculuğu rezalet diil, ama kesinlikle çok antipatik ve çikin bi karı.
Wilson: Modern Robinson'un Cuma'sıydı. Bence o da oscarlık oyun çıkarmış ehue.
Fedex: reklam falan değildi, ne yani fedex değil de xxxxx mi yazsalardı, hadi canım siz de. herşeyde bi kusur bulanların buna tepki göstermesi çok doğal.Filmin sonundaki karı: çok hoş bi hatundu. tom kaçırdı die accayip üzüldüm, ama arkadaş tomun onu yakaladığını belirtti, vicdanım huzura erdi.
açılmayan fedex kutusu: umudun bi simgesiydi, yoksa adamın 'ben onurlu ve fedexin yılmaz bi eriyim' mesajı değildi. ayrıca filmin sonundaki karı ile de bağlantıyı kuruyo. bence filmin sonu gayet iyiydi, nie acımasızca eleştiriyorsunuz anlamadım, yani bi şekil bitince klasik oluyor, bi şekil bitince anlamsız oluyor falan filan, size de final beğendiremiyorus doğrusu. film, bitebileceği en iyi şekil bitmese de, finali filmin bi eksisi değildi. Saving Private Ryan ve Braveheart'ın 10 aldığı ortamda 9 kesinlikle hakkıdır bu filmin.
Ayrıca What Women Want'tan da 10 kat iyi bi filmdi bariz.
Bi daa bu filmi yorumlarken matrix kelimesini aazına alanın aazına başka şeyleri de ben vericem. yaw kardeşim, böyle uçma sahneleri olan film hiç mi görmediniz, hiç mi daha önce ninja filmi izlemediniz. yoq matrix özentisiymiş de felan falan. bi defa fantastik bi film izlemeye gidiyosun, o zaman aptal aptal eleştirmiycen, beğenmiyosan, çıkıp diğer sinemadaki çikolata filmine gircen. yani bu film aşırı da şimdi, rambo felan ne? matrix çok mu gerçekçi. lütfen her filmi kendi alanında deerlendirelim. haa, sahnelerde gülceksin tabe, gülmessen zaten etrafa olgun ve herşeyi olduğu gibi gören salakça rollere girersin, artı kız arkadaşın seni çok antipatik olarak nitelendirir. neyse uzatmayalım, muhteşem bi görsel şölendi. benim de birilerini dövesim, sinemadan uçarak çıkasım geldi. ama gerçekten çok memnun oldum ayrılırken. ben bu film 3 oscar alır diyorum. valla gidin gitmeyin bilemiycem ama gitmeyen kesinlikle loserdir. yaw bi de Jen vardı ya, her nekadar kara kuru bi şey olsada çok tatlı bi hatundu bea. abimizin karizmasına da dencek bi şey yoktu. ama benim anlamadığım şey jen abimize aşık mıydı, bunu okuyan olursa ve biliyosa yazıversin.
filmin kesinlikle iddialı bir tarafı yoqtu. eğlenceli iki saat geçirmek için üretilmiş bir yapım. ama cidden güzel bi iki saat geçiriyorsunuz. bi de nicolas cage ın oyunculuğuna laf atanlar yoq mu hasta oluyorum. abi adamın bakışlarını niye eleştirirsiniz, adamın bi parçası o. senin gibi baksaydı zaten o da loş bi sinema salonunda film izler, sonra da çok bilmiş adam edasıyla zuxxinin sinema sayfasına eleştiri karalar, bi de kendi bi ... muşçasına ona buna laf atardı. ben bi bu salak bakışlı adamın, bi de tom hanks'ın kötü bi filmine rastlamadım. bi de tea leoni nin tatlılığı vardı, zaten deep impactte hoşuma giden bu hatuncuk, bu filmle yeni nesil romantiklerin arasınaa girmeye başladı. bi de şu var bu tea bacım bizim helen hunt kart karısından her baqımdan çok çok daha iyidir, bu da böyle biline. yaw arkidiş, ben helen hunt antipatikleri die bi dernek kurcam yaw peh peh. hadi bakalım bu filme gidin.
hmmm, tabi ki bir bram stocker, veya interview with the vampire deil, hatta blade den de düşük calibre, ama türünü seviyosanız gidin, ama bence kaliteli bi vcd sini bulup evde high volume, dark ortam, ve odada yalnız şekilde izlerseniz tadı çıkabilir.
yaw ben bu zencilerin üstün ırk olduğunda felan inanmaya başladım :)) denzel abinin cry freedom ilem başlayan, glory ve malcolm x ile devam eden anti-ırkçı söylemlerinin tavana vurduğu bi eser. gayet gaz, ama akşama filmi anlat dediğinizde kasmayacağınız bi film. gidile görüle, ama bu aralar 5-6 tane iyi film var. ayrı ayrı izleyin ki tadı çıksın. afiyet olsun
matrixe benzemiyodu ama olsun, savaş ay abimize de böyle olağanüstü b ifilm yakışırdı. ahh, ne vuruyosun it, kızdırcam milleti işte. loan vurma lan, entıra basçam şimdi, bırak elimi itin doığurduğu 10 verecem işte. ulan, al şu bıçağı karnına, geber domuz herif, verecem puanımı işte, demokratik bi ripablikte yaşamıyo muyuz. neyse arkadaşlar siz yorumu okurken ben de cesedi yok ediim, böyle dallamalar çıkıyo işte arada sırada alla alla. el yazımın da kusuruna kalmayın malum kankanın yüzünden
ilahi arkadaşlar, bizim ezik upham'ı tanımadınız mı yani yuh şize, bi de sinema eleştirmenimsi olmaya çalışıyosunuz. ama onu bunu bilmem tim roth her zaman olduğu gibi filmi kotarmış, oyunculuğunun hakkını vermiş vs.vs bilimum salak geyikler. kısaca arkadaşlar iki saniyeliğine de olsa tim roth için gidilir. t. roth için 10, upham için 10, milla(çıplak bi fotosunu gördüm, iğrenç çikin bi karı) için 1, mel için 1, stormare(kötü rollerin ve hayallerimin deişmez kahramanı) 10, aritmetik ortalamyı alırsak 6.4 yani 6. ıkınsan sıkınsan 7 yani. işte bilimsel açıklama da yaptuk daa nea
rezalet bişeydi. yani ilkinin eline su bile dökemez. bi tane bile kahkaha atmadım. insanlar önyargıyla -işte bu da çok komik olcak vs- gitmiş ve doğal olarak anırmışlar. ama american pie 1 rules başka bişe deil
lotr'un kitabından sıkılmıştım okurken ama filmini izlerken sıkılmadım. hatta ne sıkılması basbaya hoşlandım len. hoşlanmadığım tek şey insanların daha kitabını okumadan ve sırf popular diye film ve kitap hakkında bilip bilmeden atıp tutması. neyse canım banane sanki sadece burda mı atıp tutuyolar. böyle populer bişe oldu muydu zaten herkesin söyleyeceği bişeyler olur. konuyu çok mu daattık, efet daattık. benim yazcam bu kadar, uzun yorumları bay çokbilmiş arkadaşlara bırakıyorum. naçizane yorumum: tiz gidile ve görüle
amerikada fln box-officelerde tavana vurmuş bi film olaraktan, gidelim dedik, daha doğrusu dedim, demez olaydım. bi defa fragmanı daha korkuçtu yani filmin, koca filmde bir kez bile, evet bir kez bile korkmadım, tırsmadım, yıkılmadım ayaktayım vs. bi gerilim filmi olaraktan notum sıfırdır yani en başta. ikinci olarak da şunu söylemeliyim ki, senaryo etkileyici değildi, etkilemek için yapılmış aptal, taklit bi finalin sonunda insanların tüm filme "aman Allahım demek hepsi .." demesi beklenmiş, ama yanımdaki arkadaşın da tahmin ettiği gibi bunu tahmin etmesi zor değildi. bi de bi hata vardı ki affedilir gibi değil. nicole abla hizmetçibaşı ile karşılıklı oturup örgü örerken eline iğne batıyo, elini ağzına götürüyo, bu acı çektiğini gösterir, ama final civarlarında gene nicole bu hizmetçi artıklarına tüfek doğrultup onları vuruyo, ama bi bok olmuyo elemanlara,(vurulmaması sözkonusu değil, senaryo yazarı bunu aklının ucundan bile geçirmedi) ve onlar acı çekmiyolar, hatta tiklemiyolar bile kurşunu (ki domdom kurşunuydu yani) neyse işte çelişki var. oyunculuk flndan anlamam, onun için eleştirmeyeceğim, ama hayran kalmadım, ufak kız iyiydi sadece. sonuçta geyik bi filmdi, zaten what lies beneath de geyikti, ona nasıl korku diyosunuz bilmiyorum. ve sonuçççççç: Exorcist rulesss!!