Öykü
Bol karakterli bir film. Tanıyalım o vakit;
<b>Joe:</b> Yarıştır, Formula'dır bırakmış eski yıldız sürücü. Evet beklenen cümle geliyor; Zamanında neredeyse kendisinin ve diğer bir sürücünün ölümüne sebep olabilecek büyük bir kaza geçirince bir daha "asla" dönmemek üzere bu işleri bırakmıştır.
<b>Carl:</b> Kendisi takım sahibidir bu yarışlarda. Otomobil ona aittir.
<b>Jimmy:</b> Yetenekli fakat konsantrasyon sorunu çeken gençten bir sürücü.
<b>Beau:</b> Jimmy'nin bir numaralı rakibi.
<b>Cathy:</b> Joe'nun eski karısı, şimdilerde Memo ile evli. Hee bizim Memo.
<b>Sophia:</b> Beau'nun sepetlediği şimdilerde Jimmy ile haşır neşir olan filmin güzeli.
<b>Memo:</b> Yarışlarda sansasyon yaratan önemli kişilik. Üstelik rakip.
<b>DeMille:</b> Jimmy'nin sponsoru aynı zamanda abisi.
<b>Lucretia:</b> Elinin hamuru ile araba yarışlarına bulaşan bir muhabir.
Jimmy hırs küpü abisinin baskılarına dayanamayarak bunalımdan bunalıma koşmaya başlamıştır. Sophia ile olan yakınlaşması dahi çıkaramaz Jimmy'i içine düştüğü buhrandan. Carl ise takım sahibi olarak duruma el koymak, Jimmy'i tekrar heveslendirmek ister. Son çare ise Joe'yu bulup getirmek ve ondan yardım istemektir.
Bulur da Joe'yu. Fakat şimdi de Joe'nun kendi bunalımlarını halletmesi gerekir ki çocuğa ve takıma yardım etsin. Onun imdadına da muhabir kızımız yetişir ve geçmişi ile hesaplaşmasına yardımcı olur.
Joe tekrar pistlere dönmüştür. Bu sefer de Memo, Joe'nun dönüşüne bozulur. Cathy ve muhabir çekişmeye başlar, öff...
Ne depresif bi hikaye imiş.
Notlar:
- Senaryo Stallone'un ama hikaye Jan Skrentny'e ait bilesiniz.