Voltron
- Şu zamanlardaki antin kuntin bilim kurgu çizgi filmlerin babasıydı. Bizleri saf dünyamızdan alıp savaşçı diyarlara götüren ilk çizgi filmdi. Her pazar saat onda başlardı biz de hemen kalkar seyrederdik. Beş tane aslan vardı, "Voltran, Voltran, Voltran" deyince koskocaman robot olurdu. Ama bunlar kocaman robotu oluşturmadan önce illede tek başlarına savaşmaya çalışırlardı rakipleriyle. Sonra baktılar olmuyo, direk Voltron oluşturulurdu. Madem teknoloji mevcut, baştan oluştursanıza şunu karaktersiz herifler.
- Hepsi birleşiyo ama en son, o en acar olanı "Ben de Başını Oluşturacağım" demiyor muydu? Diyordu valla. Hey gidi günler heeey. Voltrancılık oynarkene uuraşmazmıydık hep "başını oluşturan" olmak için!
- Aslanlar birleşirken söyledikleri abuk sabuk lafları hatırlatmak isterim: İç kılıç sistemi hazır, dainoten bağlantıları açık, infra hücreler tamam, mega iticiler açık. Voltron Voltron Voltron.
- Yıllar ilerleyip de lise sıralarında eski Voltron'lı günler yad edildiğinde mutlaka aynı esprinin "Ben de s.kini oluşturacağım" şeklinde tekrarlandığını hatırlatmadan geçemeyeceğim. Hatta bu düzeysiz abaza esprisine uzun ve abartılı bir şekilde gülünmesinin ardından, "eğer olsaydı Voltron'ınkinin ne büyüklükte olacağının" tartışması olur, olay bir kızın yaklaşmasıyla son bulurdu.
- Voltron'ın kötü robotla yaptıgı kavganın sonunda kılıç darbesiyle düşmanını ikiye bölmesi ve bir kenara çekilip asil bi şekilde durmasını hep takdir etmişimdir.
- Voltron ışın kılıcını rakibine (her zaman yeşilin garip bir tonunda olur bu mendeburlar) vurur. Canavarın üzerinde beyaz bir bir ışık huzmesi belirir ve öylece bir süre kalır. Daa soora da benzin istasyonu gibi patlar meret çok afedersiniz.
- Bu Voltron'a rakip robot yapan tipleri hiç anlayamazdım. Kardeşim herifler her hafta yeni bi robot yapıyolar, Voltron da onu imha ediyo. Bekle beş hafta, yap Voltron'ın beş katı büyüklüğünde bir robot bak ondan sonra kalıyo mu Voltron, Aslan filan! İlla Voltron boyutlarında bi şey yapmaya mecbur musun?
- İlginç olan bir olay da Voltran'ı oluşturan kardeşlerimizin, rakiplerden aldığı darbelerde rahatça koltuklarında oturmalarına ragmen çarpılmış gibi ağızlarını, yüzlerini yamultup 'ahhh, uhhh' gibi sesler çıkarıp acı çekmeleri idi. Ama gelin görün ki Voltron demirden be kardeşim! Onlara ne oluyo ki?
- Oolum senin ışın kılıcını çıkarıp sallamadan kazandığın tek bi müsabaka var mı ki gereksiz efeliklerle benim zamanımı harcıyosun? Yok lazer topuymuş, yok kırmalı tüfekmiş. Çeksene kılıcını en baştan dalasın dan dun ortama, adama nefes bile aldırmayasın, tamamen şevkini kırasın. Zalim imparator bey abicim; sen de saplanmışsın dinsizin hakkından imansız gelir triplerine, ille robot yapcan. Kursana 200 gemilik bi filo ortalığı ateşe veresin. Bi Voltron kaç gemiyle cebelleşebilir ki aynı anda? Daha savaş nasıl kazanılır onu bilmiyonuz keraneciler. Teknik çok taktik yok. Ah ulan başınızda ben olcam ki uzak galaksileri vergiye bağlayalım.
- Mesaj tv'de veriyorlar Voltron'ı şimdi. Replikler muhteşem, aynen iletiyorum: Arkadaşlar Allah'ın izniyle Voltron Voltron Voltron.
- Şirinlerin tek dişle nası yaşadıklarından sona en çok merak ettiğim husus şeydi; hani kaplanlar birleşiyo, ışınlar şaçarak, havai fişek misali. Hep derdim düşman robota, "Ulan saldırsana o sırada daa birleşmeden." diye. Sona bi bölümde uyanık bi robot Voltron'a birleşme anında saldırdı, elektrik çarptı o anda hassittir nooluyo demeye kalmadan Voltron birleşti ve iman tahtasına çöktü. Dana Voltron! Madem var böle bi teknolojin neden sadece birleşirken kullanıyosun ki? Her zaman ver elektriğini olmuşsun jeneratör zaten.
- Tek kahramanı olan çizgi filmlerin sonunu getirdi. Bir süre beş kahramandan hangisinin asıl kahraman olduğuna karar veremedim. Şişman ve çocuk olanı elemiştim. Diziyi takip ettikçe uzun boylu avarel tip de elendi. Geriye prensesle gencoğlan kaldı. Gencoğlan kahramandı galiba. Prenses de gayet seksi şeyler giyiyordu, beli de inceydi hani.
- Şimdi, bu garip ama gerçek. Calıştığım şirket Voltron'ı yapan prodüksiyon şirketi. Şirkete ilk girdiğim gün her bir duvarda Voltron resmi görünce şaşırmıştım, meğer şaşırmamalıymışım. Sonra Voltron'cı oldum. Bilen Türk arkadaşların ağzında lastik de oldum hatta. "Voltron'ı oluşturuyor musunuz?" falan diye. Müjde, yeni bölümlerini çektik. Türkiye'ye de sattık bunları. 26 bölüm hepsi CGI 3D, şahane yani. Burada yazılan geyikleri benim patrona tercüme etmeyi denedim ama pek anlamadı. Yani "I will be the penis of Voltron" pek bi şey ifade etmiyor İngilizce'de, etse de dinleyen konuyu kozmik pornografik buluyor.
- Cidden yeni bölümleri geliyosa baya güleriz: - Abi eski grubu yeniden topluyoz. - Ama bu sefer başını ben oluştururum.
- Normalde Voltranı oluşturmadan rakip robotu yenemeyen elemanlar bir bölümde Voltranı oluşturdukları halde düşmanı alt edememişlerdi. Bunun üzerine tarihte bir ilki gerçekleştirerek 5'e ayrılmışlar ve rakip robotu bu şekilde yenmişlerdi. Önemsiz bir bilgi gibi gözükebilir fakat o gün biz Voltranseverler için büyük bir gündü. "Bu aslanlar birleşmeden bi bok yapamazlar" diyen dış mihraklara tokat gibi bir yanıt verilmişti.
- emin diilim ama zannedersem başı oluşturan genç içten içe prensese hastaydı ama hepsinin kralı prensesin babası olduu için olaya girememişti. yine bi yaratıkla savaşırken bu elemanın prensesi düşünüp daldıını ve temiz biriki yumruk yediklerini hatırlıyorum çeneye. ben olsam gider kraldan direk isterdim kızı. ulan noolcak ki ne kaybetcen. karıyı düşünüp elalemin yaratıından sopa yemenin manası yok yani...
- Yeşil aslanı kullanan, yaşça küçük, gözlüklü çocuğun adının türkçe okunuşu "piç"ti. Kimse yeşil aslan olmak istemezdi. Zorunda kalanlar "Abi olurum ama adım Johnny." falan gibi osuruktan çözümler üretirlerdi.
- voltron'ın kılıcı çıkarışı da ilginçti hani. iki eli yumruk yapar, sona bu iki yumruğu birleştirir arasından da kılıcı çıkarırdı. isviçre çeliğinden, güzel silahtı.
- İsviçre çakısıyla isveç çeliğini karıştırdın güzel bi kokteyl yaptın be hocam :)
- ya güzel abilerim adam çizgi filmden ayrılır mı ya? mavi aslan rolündeki aslan gibi çocuk ayrılmıştı yemin ederim, hatta adı da lens ti. sonra yerine prenses geçti. biz okulda voltron yapmıştık ben mavi aslandım sonra eleman ayrılıpta yerine o sexi şempanze geçince siyah aslan olan arkadaşı indirip siyah oldum. uzun uğraşlara rağmen gruba bi kız katamayınca dağıldık tabii.
- o eleman (lens) ayrılmadı. başka gezegende takılırken fena faka bastırdılar bunları, o çatışmada öldü. uzun saçlı sayılırdı, lacivert saç rengi felan. ve o saç hep gözünün birini örterdi. sonra yerine prensesi aldılar, mavi aslan oldu pembe. voltron gizli bişiydi. nasıl, kime boyattılar anlayamadık tabii.
- "Madem mavi pembe oldu, voltranın rengi niye değişmedi?" dememek lazım!
- Üzeyir Garih gelmişti okula o anlattıydı. Onun aazından anlatıp güzel bi tad deniycem, umarım olur: "Sene yetmişler, uçağa bindim, yanımdakiyle sohbet ediyorum, sordu ne iş yaparsın diye, orta ölçekli bi şirketim var 120-130 milyon dolar ciromuz var senelik dedim (nası ölçekse o). Adama sordum sen nesin, naaparsın, adam da Çocuk Vakfı başkanıyım dedi. Eee dedim başka iş yapmaz mısın, VIP de uçuyoruz o açıdan dedim. Yok dedi, zaten gerekte yok bizim vakıf senelik 80 milyon dolar falan ciro yapıyo, o da yetiyo iş açısından. Ne yapıyosunuz o kadar parayı diye sordum, adam da mesela yeni bi projemiz var çocukları "Fantom ve köpeği" modundan kurtarmak istiyoruz, bu yüzden yeni bi çizgi film üzerinde çalışıyoruz 5 kişilik bi ekipten oluşan Voltron diye, 65 milyon dolar bütçe ayırdık bu işe ama bayaa ii olcak galiba dedi." Paylaşmak istedim. Demek ki neymiş, dünyayı etkileyen her global heyecanda bi büyük finansör varmış, yeni yeni anlıyoruz.
- üff o lacivert saçlı çocuk öldü diye üzülmüştüm ama ondan sonra bana da voltron yolları açıldı. ama illa mavi olcaksın diye tutturursanız tabi ki oynayacak kız bulamazsınız. (e mavinin modası çabuk geçiyor.)
- Lens ölmedi o da o başka gezegende yaralanmıştı orda kaldı aslında yaralı numarası yapıyodu o da diğer gezegenin prensesine hastaydı hatta bi bölümde esasolan almaya gittide gelmedi uçkur sevdasına, olm bırakılır mı mavi aslan be.