Başka hiçbir şeyle kıyaslanamayacak bir ritüeldir. Daha sabahtan bu iş için çeşitli hazırlıklar başlar; arkadaşlar çağırılır, bira, cips ve türlü çeşit kuruyemiş alınır, televizyonu görmeyen koltuklar stratejik konumlara getirilir.
Bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra arkadaş veya aile efradıyla geçilir ekran karşısına. Pek eğlencelidir gerisi:
Gol pozisyonlarında oyuncu kaleye yaklaştıkça koltuktan fırlar, oyuncunun her hamlesi için bir adım daha atarız öne doğru. Gol kaçtıktan sonra ellerimizi kafamızda birleştirir, yakası açılmadık bir küfür savurur ve yavaşça yerimize döneriz.
Akabinde kendini yaşı itibarıyla bu konuda otorite gören aile büyüğü oyuncu hakkında "bu çocua dikkat" veya Erman Toroğlu'ndan arak "arap iyi arap" gibi bir yorum yapar.
Çay getiren annenin tv'nin önünden geçerek görüş alanını daraltması apayrı bir mevzuudur, üzerinde durulması gerekir.