05 Kalemler
- Son jenerasyonun elinden düşürmediği bir icat. Okullarda genelde hacı diye tabir edilen bir nevi çalma yöntemi ile elde edilir. Rotring ve Tombow başımızın tacı iki markadır. Ah bi de uçları tepesi yerine ucundan sokarız üşenip.
- İçi rahatça çıkarılır, borusu ağızda çiğnenen küçük kağıt parçalarının millete "tüf tüf" şeklinde atılmasında kullanılabilir. Özlüyorum onları. Şimdikiler normal öğrenciler için fazlaca estetik.
- Tırnakların içindeki bilimum pisliği çıkarmak adına geliştirilmiş en güsel buluş bu kalemlerdir. Uç yerine dolan pislikler üstten tık tık basılarak dışarı atılır. Kusursuz kullanış olanağı sağlar.
- Yazma halindeki tutuşu bozmamak için göğsünüze vurarak çıkarmaz mısınız ucu hiç?
- Tepesindeki kapağı çıkarınca silgisi çıkar karşımıza. Silgi taşıyan insan değilseniz dibine kadar kullanırsınız onu, ama çabuk biter. Demiri ile aynı hizaya kadar erir silgi, biraz daha kullanayım dersiniz karartır, zedeler kağıdı.
- İğnesi vardır kiminin silgisi ile bütünleşik. Ucun kırıldığında canın sıkılmaz, fellik fellik toplu iğne aramak zorunda kalmazsın. Büyük rahatlık.
- Bi şekilde ucun çıkış noktası olan metali yamultmak bitirir kalemi...
- Aslında ucundaki metal parçası yamuldumu onu direk kökünden kırıp atarak kalemi tekrar kullanılır hale getirebilmek mümkün arkadaşım.
- Silginin üzerine kapatılan kapak çiğnenmiş olur her zaman ne hikmetse. O kalemleri kullanmam ben.
- En önemlisi, dişlerimizin arasını kürdan yerine tombow kalemle temizlerdik.
- bu kalemin tırnak içi temizlemekte kullanılmasının yanı sıra bişeyi de unutmamak gerekir ki, o da kafamızdaki kepekleri kalemin ucuyla temizleyip, kimseye göstermeden ucundan çıkarıp atmaktır. inkar edemeyiz.
- bu 0.5 olayının en pis yanı tam sırayı kazırken metal ucunun içeri kaçmasıydı. kaç kalemi böyle harcadık ya.
- Bu kalemlerin tam tutma yerlerine yakın çıt çıtlı bölümü yapıldı ki yazı yazarken göğsümüze vurmak zorunda kalmayalım. Bu yeni versiyon pek tutulmamış olmalı ki sonradan ortalıkta pek kalmadı. Birkaç ay kullanıldıktan sonra hala hacılanmamış ve kırılmamış olanları öğrencinin şans kalemi olurlar. Artık yıllarca gömleğin sol cebinde değişmez yerleri vardır.
- İki kalemin uc kısmıyla tepesi yer değiştirilip fıstık yeşili-pembe gibi iğrenç kombinasyonlar elde edilirdi.
- Sınıfta baaranlar vardır "05 ucu olupta vermeyenin!" diye, onlar yüzünden kimse sınıfa kutuyla uç getiremez.
- ilkin bi 05 kalem alınır, içi özenle çıkarılır, çıkan o beyaz plastiğin üstüne özenle hazırlanmış küçük beyaz kopya kağıtları yapıştırılır, kalem tekrar birleştirilir, sınavda kalemi döndürmek suretiyle kopya çekilir. bu durumda kim korkardı sınavdan?
- Hele bir de saçınız yağlanmaya yüz tuttuysa çıkan nesne beyaz bir kalem ucu gibidir. Ve en büyük keyfi, şöyle bir santime yakın, dağılmadan çıkarttığınızda alırsınız.
- Ben 2. sınıftayken çıktıydi bu 0.5 meretleri. (sene 83 felan) Ama ondan bi sene önce çıkan, düz tahta kurşun kalemden 0.5 geçişi temsil eden kalemler vardı. Hani içinde arka arkaya takılmış 15 tane ucu olan. Biri bittikçe çıkarılıp arkadan en üsttekinin tepesine takarsın. Öle bişiydi. Hatırlayın yaaaa.
- Ulan sınıfta herkes paso birbirinden 0.5 uç ister, şimdi çıkarıp birine versen fişlenecen, herkes öğrenecek sende bi kutu güzel, pahalı, 2B tombow uç olduğunu, abanacak sonra "ver, ver" diye, yalan söylemek de olmaz. En iyisi 0.7 kalem kullanmak ki hem pek bi kimsede olmuyo hem de yalan atmak zorunda kalmıyon "yok abi uç, bi tane var, takılı" diye. Ama dezavantajı da şudur ki eğer bigün dalgınlığına gelir de ucun biterse, işte o zaman tutarsın, kimsede yok tabi 0.7 naapacan, bağır şimdi "fazla kalemi olan var mıı??"
- Söyleyin kaç Türk gencinin sağ elinin orta parmağında, en uçtaki eklemin iç yan kısmında 0.5 kalem anısı bir çıkıntı yoktur?
- Bu kalemlerin diğer bir kullanım alanı da kulaklardır. Rotring'in arkasını kulağınıza sokarsınız, yumuşacık, hiç acı vermeden şöyle bir gezdirirsiniz. Bi de bakarsınız ne varsa almış getirmiştir.
- Uç kutusu taşımaktan hoşlanmayanlar yeni bir kutu aldığı zaman tamamını kalemin içine boşaltır, bir uç bitince cık cık cık bir kaç basıştan sonra hiç birşey olmamış gibi devam ederdi yazısına. Ama ben hiç bir zaman öyle yapmadım. Çünkü kalem çevirme gibi ayrı bir bölüm konusu olabilecek bir takıntım vardı ve kalemi çevirirken kalem içindeki fazla uçların çıkardığı sese sinir olurdum. Bu yüzden hep uç kutusu taşıdım.
- Soru: Neden uçlar kalemin ucundan kaktırma yöntemi ile takılır? Cevap: Kalemin tepesi emme yöntemi ile ıslatıldığından kalemin içine kaçan tükürük ucun aşağı kaymasını engeller. Soru: Bu kalemlere kırmızı uç yapmak ilk kimin aklına geldi? Cevap: Bilinmiyor ama görüldü ki, tutmadı.
- o kalem kapağıyla sınıfta kulağını karıştıran arkadaşımın ders ortasındaki "hocaam kulağıma kapak kaçtııı" diye bağırmasını hala unutamam. kötü bir olay olmasına rağmen katıla katıla gülmüştük. müdür muavinine gidip bi kız arkadaşın cımbızıyla çıkartmışladı :))
- kurbağa olayını unutmuşsunuz. sizin 05 dediğiniz alet tam bir müzik aleti. yazı esnasında tuttugunuz kısmı sıranın kenarına sürterek çıkardığınız kurbağa sesi ile derslere mistik bir hava katabilirsiniz.
- Arkadaşlar bu 05 kalemlerin yeni modelleri var böyle kalemi iki sallıyon uç çıkıyo. Böylece kalemi göğsünüze bastırıp uç çıkarmak zorunda kalmıyosunuz. Ama çok pahalı be kardeşim. Ne olcak bu öğrenci milletinin hali bilemiyom walla.
- çok incedir meret. maksatta ince yazmak değilmidir zaten. ama bi süre yazarsın kalemi hiç döndürmeden, uç kalınlaşır, ani bi manevrayla ters çevirdiğin an iğne haline dönen uç defteri çizer. bide o var.
- küçücük kapağını alıp dudağımın iç tarafına hafif bir hüüp olayı ile yapıştırmaya bayılıyodum, dudağım kocaman oluyodu böyle. hala da öyle ya.
- Onlardır, bizim silgilerimizi mahvedenlerdir. Sıkıntıdan saplarsın silgiye. Baktınki hiç zorlanmadan giriyo. Hoşuna gider. Başlarsın piskopatça saplamaya. Delik deşik olur silgi ama mutlusundur, huzurlusundur!
- Bu kalemler silgileri sadece uçlarını saplayarak mahvetmemişlerdir, aynı zamanda kapaklarıyla silgilerde muntazam yuvarlak delikler oluşturmuşlardır. Ben tombo diil de daha çok rotringlerin tepesini kullanırdım bu iş için, sanki daha iyi olurmuş gibi gelirdi, belki de hiç fark yoktu da bana ööle gelirdi. Bu deliklerden ders sırasında sınıfa bakmak eelenceliydi.
- kalemin ucunu çıkarttıktan sonra silgiye batırıp içinde kırmak ve daha sonra ameliyatla o ucu silgiden çıkarmak sıkıcı derslerin bi numaralı meşgalesiydi.
- Sadece 05 olayı değil de, kalemleri parmaklarının arasında değişik yönlerde döndüren arkadaşlar vardır. Ben beceremediğim için böyle insanlara karşı saçma bi saygı duyarım. Sanki daha bi çalışkan görünürler bana.
- 0,5 kalemlerin hani şu gömleğe tutturmak için bir demir parçaları olur ya üstlerinde, onu çekip bıraktığınızda çıt çıt diye yüksek oktavlı bir ses çıkar, bunu kullanarak antipati toplayabilirsiniz :)
- ucu önce 2-3 cm dışarı çıkarırdım sonra tepesine basılı tutarak elime bastırırdım sanki elime giriyomuş gibi olurdu, hele bi de zokayı yutan inek buldummu...
- Herkes, rotring, tombow döktürmüş ama kimse o en çok kullanılan, her kırtasiyeden alınan şeffaf renkli 0.5 kalemin markasını bulamamış. Atlas değil miydi onun markası, yerli yapım Türk sıfırbeşi, bitek ucu ve klipsi metaldi... Rotringler falan bayağı bayağı metaldi, onlar pahalı olurdu... Var mıydı atlas gibisi, gövdesi değişen de, içinden tüf tüf yapılan da, kopya yazılan da, sıra kenarında kurbağa sesi çıkarttıran da hep o atlastı aslında...
- Sırtımızı kaşırken elimizin uzanamadığı yerleri bu kalemlerle kaşırız. Bu işlevini de unutmamak gerek.
- Bu atlas marka kalemlerle çok güzel kaset sarılıyo.
- özenle koruduğum kalem arkası silgisini biri kullandımı gıcık olurdum. hala da oluyorum.
- arkasındaki kapağı da diline vakumlayabiliyodun ayrıca.
- Arkadaşın silgisi çaktırmadan alınır, 0.5 uç silginin kağıtla temas eden köşelerine saplanır ve kırılarak silginin içinde bırakılır, kurban bişey silmek istediğinde defterini silmek yerine çizdiğini farkeder, gülünür, eğlenilir.