Misafirlik
- Yorgun argın eve gelmişsindir, kapıyı açarsın binbir güçlükle, herbişeyden habersiz, zank diye bissürü insan, tanıdık tanımadık bi sürü misafir, herkes bi anda eve giren bu kişiye bakar, sessizlik, çok fena yakalanmışsındır. İki ihtimal vardır; ya uzaktan "Meleebaa hoşgeldiniz." diyip maymun gibi sırıttıktan sonra sahneden inersiniz; ya da (kötüdür) misafir ordusunun içine girip, tanıdık tanımadık bi sürü el öper, herkese ayrı ayrı ifade verir, nihayet bitti derken teyzelerden birinin sizi bir kızla gördüğünü anlatan cümlesiyle sarsılır, odayı terketme ayleminiz sırasında başlayan hakkınızdaki konuşmalardan tiksinirsiniz. Daha kötü, ufak bir ihtimal daha vardır aslında: Misafir ordusunun içinde oturmanızın ısrar edilmesi.
- Misafirlikte tuvalete gitmek ayrı bir derttir. Ortalığı fazla batırmamak ve evsahibine gürültüyü duyurmamak için kasıp durur, kıçımıza 40 türlü akrobasi yaptırırız. Neden? Kendisi de sıçmıyo mu oraya her gün?
- Hani bu teyzeciklerin "nasılsın?" muhabbetinden sonra "aaa nekadar da büyümüşsün, son gördüğümde şu kadarcıktın" geyiği vardır ki bu konuya girmek bile istemiyorum.
- En iğrenc yanı ise bu misafirlerin senin okulun hakkında sorular sormalarıdır. Okul nasıl gidiyo? Dersler nasıl? Ee bu senede teşekkür var mı? Sen akıllısındır yaparsın hadi hadi!. Bir de, "Hadi bir İngilizce konuş." demezler mi! Offf...
- Bi de güzel misafirler vardır. Uzaktan gelen uzak akrabanın güzel kızları yada kız kardeşinizin güzel sınıf arkadaşı. Eve üstünü değiştirmeye girmişsindir, acilen çıkacaksındır ama nafile; demir atarsın ortama, akraba yatıya kalsın diye yalvar yakar olursun, kızla beraber gelen yaşlı teyzenin bütün sorularına iştahla cevap verirsin: "Ehee evet teyzecim bu sene de takdiri garantiledim. İngilizce mi? Tabi teyze ne demek biz İngilizce'nin allahını okuyoruz okulda." Kız annene çay servisi yardımına başladığında hemen boğaz kurur, mutfağa dalınır, su istenir güzel misafirin bizzat kendisinden. Bi de bardağı alırken temas olursa oleey! Tamamdır bu iş.
- Misafirlikte evlilik çağında (ne demekse) oğlu olan teyzeler vardır ki sormayın. Onlar hedefleri malum olduğundan pek sevimli davranırlar ve sürekli 'canım kızım' şeklinde hitap ederken bir yandan da çayı tabağa dökmüş mü, hamarat mı, boyu posu yerinde mi diye hep sizi incelerler. O sırada anneniz, "Keki de kızım yaptı." demez mi! Hemen kekin tadına bakıp yorum yaparlar! Bunlardan hemen kaçın. Hiç bişi bilmiyo imajı verin kendinize. Ders çalışın daha zevkli!
- Hani misafirlikte tuvalete gidersin, işin bitip milletin arasına geri dönünce tuvalette uzun kalmandan dolayı odadaki herkesin senin büyüğünü yaptığını bildiği ve o anda akıllarından aşağı yukarı aynı şeylerin geçtiği gibi bir hisse kapılırsın. Bi de tersi vardır. Sen evsahibisindir. Misafirlerin yetişkin kızı tuvalete gidip uzun bi süre sonra geldiğinde bi an göz göze gelince kızın yüzündeki ifade...
- misafirliğe götürülmek ii deildir ama eğer güzel bi kızı varsa komşunun nasıl istenir hadi komşuya gidelim die. bizzat bendeniz karşı pencereye bağlı yaşıyorum. kızım var ya, sen sadistsin, bana acı cektiriyosun...
- en sevdiim misafirlik tuvaletidir. çişim gelmiş gibi yapıp tuvalete sıvışıp yalnız kalmak ve misafirliin o en mahrem yanını keşfe çıkmak, çiş kadar içgüdüsel, kaçınılmaz, giderilmesi gereken bi ihtiyaç. çoğu zaman gözlerimle, zorunlu drumlarda da ellerimle banyolarına istifledikleri herşeyi kurcalarım, koklarım, hatta bazen tadına bile bakarım. biraz utangaç çıkarım dışarı onun için.
- misafirliğe gitme işi sen evden çıktıktan sonra bildirilmiştir. eve gidip üstünü değiştiremezsin, bu da seni çeşitli nedenlerden kasabilir: 1) çorapların topuk ya da burun kısmı aşınmıştır ama sen "nasıl olsa kim görecek ki lan?" deyip giymişsindir. "çıkarıyor muyuz teyze? ne evet mi? yok canım ne zahmeti ama terlik var mıydı peki? ayaklarım üşür de benim" cinsinden beyhude sözler ama sen çıkartırken ayakkabılarını, görünür o çoraplar. 2) ayak kokusu. terlemişlerdir bütün gün koşturmacada, çıkartınca misafirlikte patlar durum feci şekilde. 3) vücut kokusu olarak da geri dönebilir bu durum size. terlemişsindir ama dediğim gibi eve uğrayamamışsındır. yakışıksız kalan kirli hissetme duygusu. kokunu herkes alır diye titrersin korkudan.
- Misafirliktesin, ev sıcak. Sen kazağını çıkarmak istiyosun tabi ama ya çıkarırken oluşacak görüntü? T-shirtümüzle birlikte kalkan kazak vücudumuzu meydana çıkarcak. Sonra herkes bakmaz mı? Ne sıkıntı ulan.
- Bir eve misafirliğe gittiğimde ilk nereye oturmuşsam diğer gidişlerimde de aynı yere oturuyom. Manyakça bişey ama ben bunu hep yapıyom.
- ezik misafirlik modu: o ayaklar üstüste ve boynu bükük. sefil bi olay. gelme lan bi daha bize misafirliğe.
- Misafirlikte, benden büyük 15 kişinin önünde, tanımadığım bir teyzenin bana suratında müstehzi bir ifadeyle "Kız arkadaşın var mı bakalım?" diye sormasından, benim boynu bükük bir şekilde "hayır!" diye cevaplamamdan, ve karşılığında teyzenin "Vardır, vardııır" demesinden nefret ediyorum. Yapmayın şunu teyzeler, olsaydı gelir miydim buraya?
- Bide misafirlikte verilen o çörek börek dolu tabağın boşaldıktan sora ezici bi görüntüsü vardır, ya şimdi ben alıp bunu götereyimmi yoksa evsahibi gelsin alsınmı? "mükerrem hanımın oğlunu gördünmü eşşek kadar olmuş bi tabağı mutfağa götüremiyo" yada annenizin "evde hiç böyle yapmaz bak seni seviyo zerrin" lafları arasında bir bocalama evresi geçirirsiniz. Boşverin takmayın kafaya kalırsa kalsın götürünce şahbaz olmuyoz nasılsa..