Plaj
- Plajlar tam olarak bir tiplemeler cennetidir. Plajlarda rastlanan tiplerden en sinirimi oynatan ve de en olmazsa olmaz tipler ağzını suya yarım daldırıp dudakları kapatarak dışarı nefes verip PIIUUİİİVVVRRRR diye o abuk sesi çıkartanlardır. Bu tipler istinasız her plajda vardır ve işin ilginç yanı plajlara öyle stratejik yayılırlar ki; bunlardan her kulağın kapsama alanı içerisinde sadece bir adet vardır. Plajları aşıp havuzlara kadar bile yayılmışlardır. Böyle acayip bir iş yaparak ellerine ne geçer hiç anlamam.
- Bir de denizdeyken dibe daldığını sanıp da dalamayanlar vardır. Hatta bazen o kadar ileri giderler ki yanındakilere 'bak bakalım lan kaç saniye durabilcem suyun altında?' ya da 'acaba kaç metre gittim lan dipten?' diye sorarlar. Farkında değillerdir ki suya atladıktan hemen sonra puf böreği gibi su yüzüne çıkıyorlar.
- Plajda güneşlenen hatunları izleyen adamları izlemeyi severim aha yakalandı, aha utandı falan diye... "şş olum sağdaki manzarayı kaçırma " diye taktik vermeyi de ihmal etmem.
- güneşin altında uyuştuktan sonra büfeye gitmeye üşenip yollıycak birini beklemek yada aç aç oturup sinir olmak.
- Plajların vazgeçilmez isimlerinden olan "Baba bak napıyom, anne bak yüzüyom" çocuklarından bahsetmeden olmaz.
- Her plajin standart tipi de, bir yerlerden duymuş oldukları "sıcak kum romatizmaya, prostata, kansere ve bilumum hastalığa iyi gelir" sözünü düstur edinerek, sadece kafaları dışarda kalmak suretiyle kendilerini, kendi kazdıkları mezarın içine saatlerce hapseden ortayaş üstü veya yaşlı amcalar, teyzelerdir. Onlara saygı duyalım, gölge etmeyelim.
- güzel güzel güneşlenirken birden aklınıza olur olmaz düşünceler gelir, ya da etrafa bakınırken ilah bi hatun görürsünüz, ve işte kaçınılmaz son; plaj ereksiyonu.
- Ya suya girenler? Adım adım ilerlerler. Acı çekerek. Bir sonraki adımda kendilerini 10 cm. yukarısı için hazırlamışlardır ama beklenmedik bir dalganın gelişiyle daha fazlası ıslanır ve adamın ömründen yıllar götürür. Ama başarılıysa dalgayla beraber o da hafifçe yükselir ve sadece 10 cm. ıslanma amacına ulaşır. Ben oldum olası sevmem bu metodu. "Baywatch"teki cankurtaranlar gibi koşa koşa suya girer, ilerleyemediğim noktada dalarım suyun içine. Aslında bu koşa koşa girme hareketiyle ben de bir tiplemeyim ama bırakalım başkası anlatsın.
- denizden çıkarken son dakikaya kadar yüzme modunda kalıp, kaplumbağa edasıyla sudan kuma çıkanlara ben pek bişey diyemiyorum.
- yok arkadaş ben beceremiyom plaj işini. elalem gülüyo oynuyo taklalar atıyo, biz alt tarafı şezlongda oturuyoz, duş alırken mayomuzdan çakıl taşı çıkıyo, kum çıkıyo. ama karar aldım madem çıkıyo her halükarda çakılı, kumu; ben de takla atacam bundan böyle.
- Suya sizden önce girmiş olan arkadaşınız siz gireceğiniz zaman uhaha uhaha diye su sıçratarak suya alışmanızı sağlar. Gıcık bi durumdur.
- Bu plaj şemsiyelerinin alt tarafındaki suyla dolduğu zaman ağırlık yapıp, şemsiyeyi her türlü rüzgarda kahramanca savunan plastik aletin önemi büyüktü ben küçükken. Babam plaja indiğimizde ilk iş deniz kıyısına gider ve onu suyla doldururdu. Ben de yanına gidip "blöp, blöp" suyla doluşunu çok şen izlerdim. Vakit gelip de eve yol göründüğü zaman babam onu kuma dökerdi. Kum da o suyu ööle bi çekerdi ki çok eğlenirdim. Niye eğlenirmişim acaba? İnsanlar çok hızlı evrim geçiriyo.
- Şemsiye şezlong tutan tipler: Sabahın köründe uyanıp kahvaltıdan önce plaja inen tipler vardır. Şemsiye tutarlar havlularını şezlonga serip. Kahvaltıdan sonra plaja bi inersin bi şemsiye 3 tane şezlong. Üçünde de havlular serilmiş, bi plaj çantası birinin üzerinde. Kumda da şezlongların çekildiği yerden itibaren bi iz dümdüz. Uyuz olurum. Bazen çok gecikirse şezlongları tutan, etraftan tipler gelir diğer havluları tek şezlonga atar diğerlerini alır. Sonra yer tutan gelince tip tip etrafa bakar kim aldı şezlongları filan diye.
- tipler vardır suya daldıktan sonra mutlka saçları arkaya yatırcak şekilde çıkarlar. saçlar ilk anda yapışık geriye doğru olduğu için "abi saç nası olmuş? böyle mi jölelesem artık" sorusu mutlaka her zaman sorulur.Ayrıca Kumsallarda suyun diz boyuna kadar olan yerinde röveşata,uçan kafa,uçan tekme ve kalecilik gibi figürleri deneyen ve o esnada sürekli bağırarak konuşan tiplere ne demeli?Ama bu tiplerin top kaçınca ne kadar kibar olduğunu da unutmamak lazım.Yiğidi öldür hakkını ver demişler.Plajda bile olsa..
- Sahil boyunca gezintiye çıkan aile reislerini unutmamak lazım. Gezintinin amacı ise bellidir; üstsüz turist görmek. Eşlerine "Ben bi dolaşıp geliyom hanım" diyerek üstsüz avına başlarlar. Gizemli adam edasıyla bi o yana, bi bu yana dolanıp dururlar. Bu gezintide eşeğin kulağına su kaçmaya başlarsa kahramanımız güneş çarpmasıyla birlikte kendini hastanede bulur.
- benim gözlemlerime göre 3 çeşit koşarak suya atlama çeşidi ve tiplemesi var. 1. bu tipler suda koşmak diilde, sanki vapur edasıyla denizi yararmış gibi hareket etmekte, arkalarında köpükler saçarak ilerlermektedirler. vücuduna güvenen, "beni kimse dövemez, ben bir ayıyım" tipleridir ama genelde iyi insanlardır. 2. bu vatandaşlarımızın ise sanki suyun üzerinde koşarak gitmek istermiş gibi bir halleri vardır. suda zıplaya zıplaya gider ve artistik bir atlayış ile veyahut taklayla denize girme olayını bağlarlar. bunlar "acaip atletik bir vucudum var, her türlü hareketi rahatlıkla yaparım ama kavgayla mavgayla işim olmaz, kızlara yazılmayı tercih ederim" tipleridir. 3. bu insanlarımız ise suda koşmaktan çok koşmaya çalışan tipler gibi görünürler. nası desem mesela bi adımlarını düzgün atarken diğer adım ise bööle taa arkalardan kroşe çakarmış gibi gelir ve denize atlayışları da klasik balıklamadır ya da öyle sanarlar. kumsalda uzun uğraşlarla kazandıkları karizmayı birkaç saniyede dağıtmaları ile ünlüdürler. bol bira içip kumsalda sapıtanlar da genelde bunlardır. iyi günler dilerim.
- aceba florida yada rio de janeiro plajlarında da deve güreşi yaparak karizmatik olduklarını sanan angutlar var mı?
- Makyajlarını bozmamak için kafasını suya sokmayan ve kurbağalama yüzen kadınlara uyuz olurum, siz de uyuz olun.
- plajda ilk günündür. bembeyaz deri hıyar gibi (gerçi hıyar yeşil olur). tişörtü çıkarırken hep bi şey olurum.
- şezlonga uzanır sıkıla sıkıla sıkıla etrafı kesersiniz. Sonra nasil olursa hafiften kumu eşelemeye başlarsınız. Baktınız derinleşiyo bi süre sonra oturur manyaklar gibi kumu kazarsınız...
- Kumun sıcak olmasının ayaklarına verdiği hassasiyetle zıplayanlar uzaktan samba yapar gibi görünebilir tabi....
- kumdan kabuk toplayan organizmalar hep vardır.