Hatırladınız mı kalemtraş makinalarını? Kocaman bir kutuydu. Ön tarafındaki metal zımbırtıların ağzını gevşetip kalemi sokuverirdik. Bi kolu vardı onun. Çevir babam çevir. Hop kalemin ucu açıldı işte saniyede. Amma da mantıksız icattı. Aslında iyidi tabi ama, devamlı masabaşında takılan, ve hep kurşun kalemle çalışanlar için yapılmıştı heralde. Bit kadar boyuyla çantasında kalemtraş makinası taşıyanlardan ve dersin ortasında bızır bızır kalem açan tiplerden tiksinmişimdir. Alırsın kırtasiyeden mütevazi bir kalemtraş, "hocam kalemimi açabilir miyim?" dersin, genelde karatahta civarlarında bulunan çöp tenekesinin yanına gider açarsın kalemini. Hem o sıkıcı ders ortamından biraz olsun uzaklaşmak, sınıfa farklı bir açıdan bakmak ve kalemi açarken sınıfa doğru anlamsızca sırıtmak ne eğlencelidir. Dakikalarca takılmak istersin orada. Sonra hoca anlar niyetini, "Otursana sıpa çocuğum" der, iyice sırıtarak oturursun yerine.