Şampiyonların Kahvaltısı
Breakfast of Champions
1999
Ortalama Puanı: 3.2
Öykü
Kilgoure Trout kendi çabasıyla bastırdığı bilim kurgu kitaplarının başarısız yazarı olarak hayatını porno resimlerin altına yazdığı yazılar sayesinde sürdürebilmektedir. Başarısız yazarımızın bir tek hayranı vardır; bütün kitaplarını yalayıp yutmuş olan zengin araba satıcısı Dwayne.
Dwayne'e göre dünyadaki her canlı uzaktan kumandayla yönetilen bir robottur ve evrenin yaratıcısı robotları ile Dwayne'e sürprizler hazırlayarak gönlünü eğlemektedir. Çatlak Dwayne, kasabasında bir sanat festivali düzenler ve şeref konuğu olarak hayranı olduğu Kilgoure Trout'u davet eder.
Dwayne, festivalin sonundaki baloda ailesi dahil herkesi öldürecek, onların birer robottan ibaret olduğunu kanıtlayacak ve tanrıya kendisiyle kafa bulmasının hesabını bir güzel soracaktır.
Notlar:
- Kurt Vonnegut'un aynı adlı romanından sinemaya uyarlandı.
- Alan Rudolph filmi ile Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı'ya aday gösterildi. Kazanamadı.
İzleyenler ne demiş?
ne yazsak ki.. heh!
gidin sharon stone ı izleyin buralara da ugramayın. Bruce willise de guvenmeyınbilmem
ya belki iiydi ama ilk yarıda sıkıldık yanımda sewgilim wardı ikinci yarıyı seyredemedim bilemeyecem kötüüdr herhal-Aaa! Erkut Abi, Bruce'un filmine mi gittin yoksa?
-Sorma be güzelim, bizim haytalar "Altıncı His gelmiş, noolur Abi gidelim" diye çok ısrar ettiler, afişe de bakmadık girerken. Ben de doğru izocam almaya gidiyordum, bizim sıpaların sırtına, pantolonuna sokacam. - E, Abi yakışmadı bu senin kariyerine. - Biliyorum, asıl ben senin için üzülüyorum. Benim bu filme gittiğimi gördün. Öldürmeden önce "ortalama puan" hesaplama mekanizmasını iyice öğrenecek kadar yaşama şansı veriyorum sana. - ?!annamadım sandım önce..meeer kimse annamamışmış...
bi kere film ööle tanıtımlarında annatıldıı gibi diil... Büyük bi sabırla sonuna kadar bekledik filmin ama çok azdı komik sahneler. Hani istanbul film festivalinde bazan filmin içeriini okur da gidersin filme ve sonra hiç anlamazsın ya... Ama esasında çok ağır bir felsefesi vardır filmin.. Öyle bi film galba.. Annamadım sandım önce ama.. O kadar çok annamayan olunca dedim.. normal heralde.. vasat yani.. Hem Bruce'da yakışıklı, karizmatik şaaaane BRUCE diil hem.. Büssürü iyi oyuncu enteresant bi senaryo ama. Anlaşılamama ve komik olmama özellikleri ile seyretmeyin daha iyi diyebileceğim türden... annamadııımdan diil.. annadım filmi... İnsan üzülüyo tabii büssürü para verio, beenmio falan fimi.. İyi bişiy diil...gerçek kötü
Ben hayatımda hiç bu kadar hayal kırıklığına uğramamıştım. Ekibi görünce insan film konusunda gerçekten ümitleniyor. Ama gel gelelim seyredilemeyecek kadar sıkıcı ve anlamsız bir film. Eğer bu filmden bir mesaj çıkarabilmiş olan var ise onunla sonuna kadar bunu tartışmaya hazırım. Hayatımda bir filmin yarısında çıktım. O da Texas Massacre bilmemkaç diye çok kötü bir korku filmi bozmasıydı. İkincisi de bu film olacaktı ki kendime yediremedim sonuna kadar seyrettim. Ama ya ben filmden hiç anlamıyorum ya da bu film anlaşılamaz bir film.Of ooof..
Askerlik oncesi benim icin mukemmel bir: -zaman kaybi -igrenclik abidesi -kaynak israfi idi. Liste uzatilabilir. Ama degmez. O kadar kotuyduki, bunu anlatabilmek icin Zuxxi'nin sitesini hack edip ekrana kocaman yesil kusmuk kilikli bir leke koymak istedim. Rengi tutturamayinca vazgectim. KAcin, uzak durun, sakin gaza gelmeyin veya tuzaga dusmeyin. Gitmeyen tum arkadaslara sanslisiniz diyor, gidenlere gecmis olsun dileklerimi sunuyorum. Skalaya 1'den dusuk bir puan koymasi (tercihen negatif) konusunda da Zuxxi'ye oneride bulunuyorum.Kurt Vonnergurt Jr.
Abi Kurt baba en berbat aşk romanı yazsa okurum, seneryosu uyarlanmış her filmi izlerim ve beğenirim.Haa bu arada "The Player Piano"'nun filminin çekilmesini istiyooozNe bu???
Filme 3 arkadaşımla beraber gittim.Baktık ki Bruce Willis oynuyo,girelim dedik.Ama yanlış yapmışız.İnanılmaz iğrenç bi film.Bi kere filmin konusu yok.Filmi seyreden kimse bi şey anlamıyo.Ve en önemlisi komedi filminin gerçek özelliği yok,ne güldürüyo ne düşündürüyo.Bi dahada Bruce Willis in oynadığı komedi(öyle diyolar)filmine gitmeyeceğim.bruce willis işini bilir......
film hakkında genel görüşe katılıyorum...ama yinede ben filmlerin olumsuz yönlerinden çok olumlu yönlerine bakarım...bir kere yönetmen alan rudolp görüntüdeki ustalığı ile beni etkiledi..ama galiba yönetmen senaryo yu iyice kavrıyamamış çünkü aslına bakıldığında diyaloglardaki küçük bir değişiklile çok başarılı olabilecek bir senaryo...fakat görüntüdeki ve kurgudaki usta yönetmenimiz senaryo üzerinde kafa yormamış olacak ki bizden kafa yormamızı bekliyor sonuçta..yönetmen kendi anlatamadığı bir hikayeyi seyircinin anlamasını bekleyemez...senaryo fena sayılmaz ama anlatımdan kaynaklanan kopukluklar filmden sürekli koparıyor bizi...yani..yönetmenimiz bir iki tane ilğinç sahneyi göstermese gerçekten sıkılınacak bir film..yönetmenin bir diğer hatası oyuncu seçiminde diyebilirim...bi kere nick nolte bu role o kadar uyumsuz ki onun kadar maço bir adama kadın kıyafetleri giydirmek komiklik değil gerzeklik oluyor...yinede alan rudolph farklı görüntü esteiğinden dolayı farklı bir yönetmen umarım bundan sonra yeteneğini daha iyi filmlerde kullanır...bruce willis e gelince rolüyle bütünleşebilen bir oyuncu olduğu için iyi bir filmde oynayınca onu seviyorsunuz kötü filmde oynarsa sevmiyorsunuz...demekki siz bruce abimi değil o canlandırdığı karateri sevmiyorsunuz..öyleyse bruce willis e dil uzatmayın çünkü burda kötüleyen arkadaşlar sixth sense gösterime girdiğinde yere göğe sığdıramayacaklar...herneyse son olarak bir yanlışlığı düzeltmek istiyorum...zuxxi birader filmin sayfasına konusunu yazıyorsanız lütfen izleyin anlayın sonra yazın sağdan soldan aldığınız yazılar ile filmi anlatmaya kalkmayın çünkü konuyu nerden aldıysanız yanlış almışsınız bir kere kilgore trout un romanlatına hayran olan dwayne hoower değil...otel sahibi zengin bir herif vardı middle city nin sahibi işte o herif hayranlık duyuyordu ve herkese sevdirmeye çalışıyordu..sürekli kilgore trout adı geçtikçe dwayne hoower bu insanın kendi için bir kurtarıcı olduğunu düşünüyor...adamın romanından sadece iki-üç satır okuyarak insanların robot olduğunu yaşamın bu şekilde kurulduğunu düşünüyor...hayatın anlamını arıyor sonuçta kilgore trout ona yol göstermiş oluyor...filmi anlamıyan gazete ve dergilerde konusunu bu şekilde yazmışlar..size de kızmamak gerekiyo...yinede izleyip düzeltmenizi tavsiye ediyorum...aslında çok önemli de değil film sonuç olarak seyirlik bile diyemiycem vakit ve para kaybı.....ben izlerken sıkıldım sizi bilmem.....yazışmak isterseniz ben Jack_@muhabbet.net deyim....iyi filmler izleyin kahvaltı sözcüğü geçen filmlere gitmeyin derim ben........şampiyonlar kahvaltısı
bu filmi izlerken şunu düşündüm. tamam film berbat rezalet ötesi,kusulucak bi eser anlamadığım şey bir insan neden böle bi film çeker ve bruce willis,nick nolte gibi süperstarlar neden böel absürt bişeyde oynarlar. ben kainatta bu filmi izlerken,''öldürün beni ama nolur artık bu filmi izletmeyin bana'demeden izliycek tek bir canlı bile düşünemiyorum.hatta filmin kadrosundakilerin bile dayanabileceğini sanmıyorum.ve bütün bunlara rağmen'bu filmde çok öenmli mesajlar var ,yok kamera iyi kullanılmış,oyunculuk harika falan diyen absürdler çıkarsa onlara ancak tek bişi diyebilirim hasturrrrrracı çektim...acı
insan tabii bruce willis falan ismini görünce heyecanlanıyo ve bu adam çok salakça bir şey yapmaz düşüncesiyle gidip görmek istiyo. tabi asıl salaklık bundan sonra başlıyo. galiba bir takım usta oyuncular yaşlandıkça böyle oluyorlar. ama asıl rezalet filme annemle gitmekle başladı zaten! tabii annem de filmin aktörlerine tav olmuştu.. neyse gittik ve filmin başlamasından 15 dakika sonra annem kıpırdanmaya başladı. tabi bu arada benim tepkilerimi yokluyordu. ben ise acaba filmde seyredilcek birşeyler varmıyı yokluyordum.. neyse sıkıntılı dakikalardan sonra, annem oldukça yüksek bir sesle ben hiçbir zevk almadım diye düşüncelerini belirtti. sanırım salonda fikrine katılan bir çok arkadaş vardı ama pek oralı olmadılar. ben de! ancak annem yüksek ses ile düşüncelerini bir kaç kere daha ifade etmeye devam edince salonu terk etmek zorunda kaldık. ama tabii evde başka bir felaket bizi bekliyordu: kardeşim... şu unutulmaz sözlerle karşıladı bizi: ben size söylemiştim.. bence biz de izlemeyen arkadaşlara söylemiş olalım....bruce'cum naapmışın sen yaaaa
hayatımda seyretmeye yeltendiğim en berbat filmdi..arkadaşımla işkence çektiğimize karar verip,ikinci yarıya girmedik...evet acı çekmek deyimi çok yerinde..gerçekten bööle baba herifler böle filmlerde neden oynarlar,vakte yazık,o maskelerin yapılışına yazık,yazık bi film yani,sakın gitme,naap et gitme,evde sıkıntıdan delir ama gitme yaa!!!keşke burayı okuyup filme gitmeseydim
evet maalesef filme gittim. yazarın kitaplarının hastası bri arkadaşın ısrarıyla hem de. o da iğrendi ben de. çok başarısız bir film. filmin özensizliği her halinden belli oluyor. bir ara tepeden mikrofon bile sarkıyor. belki deneme amaçlı olarak sinema okullarında bir şeylere örnek teşkil edebilir ama canınızı sıkmak istmiyorsanız bu filme gitmeyin derim.felaket...
daha ne diyebilirim ki felsefeyi sevenler gitsin.ama aristo bu filmi izlese herhalde felsefeyi bırakır kafasına elma düşmesini beklerdi.o kadar vahim bir film yani...Değişik tatlar arayanlara
Bu filme komedi filmi diye gidenler çok üzüleceklerine eminim.Daha çok kara mizah öreneği olsada sanatsal yönü ağır basan fantastik bir bulmaca olarak tanımlayabilirim bu filmi.Yer yer iyi oyunculuk örneği gösteren Nick Nolte ve Bruce Wilis filmin o karmaşık görüntüsünden dolayı bir çok izleyici taarfından çok yersiz bir şekilde negatif eleştirilere maruz kalacaklarına eminim.Bunun dışında bu bulmacalar yumağıyla örülmüş bu film ancak son sekansta bir anlam kazandığından ancak ikinci bir seyir sonunda ancak gerçek değerinin anlşılacağı kanısındayım.Ama yinede Felsefik yanı ağır basan bu filme ancak farklı tür filmlerden hoşlanan ,Klasik sonu belli Amerikan filmlerinden bıkmış izleyecilere tavsiye ediyorum.Konusu hakkında pek bir şey söylemek istemiyorum ozaman filmi izlemenizin bir analamı kalmayacaktır.Berbat!!!
Sakın gitmeyin, çok kötü, berbat bir film, çok canımız sıkıldı. Bruce Willis'e hiç ama hiç güvenmeyin.3 Oda
Yani ben daha ne diyim. daha önce bir filmde daha uyuyp çıkınca kusmak istemişkim o da 3 oda. daha iğrenci olamazdı. herhalde bruce bakkala yazdırdığı veresiyeleri ödemek için oynadı bu salak filmi. neyse 3 Oda hayranları kaçırmamalı. en az onun kadar bayıcı...Gelmiş geçmiş en tiksinç ve anlamsız ve İÐRENÇ FILIM
ya bu filme 3den fazla veren zihniyeti anlamak mümkün diil yani soğukta yapacak birşey olmadığı için mecburen kapalı kaldık bir sinema dolusu insan sinirden gülüyordu seneryo kopuk ışıklandırma yanlış mekanlar tutarsız Bruce abinin burada ne işi var o bişiler yapmıştır diyorsanız 3. sınıf bile değil hafta içi yerel televizyonlarda oynayan filimlerdende kotu kbir filim ya iğrenç bile çok daha iyi kaliır yani yada türk yada hint sinemasi bu kadar kotu bir filim cekemedi en azşindan onlarda bir süre dans falan ediliyor burada oda yok !!!bu ne ya??
bu filmde kesin bisey vardi biz anlayamadik, yoksa wills ve nolte boyle sacmasapan biside oynamaz.filmin sonlarinda bruce keske ilk sahnede intihar etseydide kurtulsaydik diyorsunuz.arkadasim film boyunca bana intihar etmek istiyorum dedi belki de hakliydi...zordu zor
film anlatımındaki duraanlık ve daha ötesinde... ne anlatılıo ki yaa nası ki yaa... bazı sahneler vardı bi tek bi de bruce willis yine de oynamış bi şeyler derim. bi de o yazar.Jack_ e katılıyorum!
Filmin oyuncu kadrosu güzel film iğrenç(ilk defa bir bruce willis filmi için bunu diyorum.) ama yinede aslında oyunculuklar güzeldi ben puanı oyunculuklara ve BRUCE WİLLİS e veriyorum...Nerden aklıma geldiyse bu filme yazmak?
Aslında filme gittiğimde yaşadıklarımı düşünürsek zuxxi tedavülündeki en düşük notu verip, bir de üstüne kan kusan bir yazı yazmam gerekirdi bu filme... 2 kız, 2 erkek, hani şu dingilce buluşmalar felan olur ya. Öyle bir tad verelim, beraber neşeli bir akşam geçirelim, gülelim, ayar verelim motivasyonlarıyla çıkmıştık yola;gelin görün ki film gecenin gerektirdiği ruha pek de uygun değildi... Direk yorumlara geçersek: Bir kere filmimiz kesinlikle "seyir zevki" denen meseleyle aşna fişneye girişmiyor. Efendime söyleyeyim, filmimiz genel olarak "sistem" muhalifi, hatta o döneme rasgelen fight club gibi filmlere oranla çok daha radikal olduğunu söyleyebiliriz bu konuda... Sonra filmimiz seyirci yavşaklığından mahrum olsa da, kimi anlarda, mesela şu anda ismini hatırlayamadığım berduşun yolculuğu sahnelerinde, enfes bir görsel zevk, hatta, evet söyleyeceğim ŞİİRSELLİK barındırabiliyor... Sonuç olarak bence iki günde bir takıp izlenecek bir film olmasa da filmimiz; "görsel düşünmek" denen kavramı, yani olayları inceden inceye anlamayanlara anlatan diyaloglar yerine, okunması gereken görüntülerle anlatmak denen, sinemayı resime yaklaştırdığı düşünülen kavramı, iyi uyguladığı için, sinemaya gerçekten meraklı herkesin birkez olsun izlemesi gereken bir yapıt... Ama uyarayım, hamburger değil filmimiz... Ham yapınca bitmiyo.