“Şurdan hesap makinesini uzatsana.” “Olur mu yarışmada hesap makinesi mi kullanıyolar?” replikleri ile yarışma heyecanını evimize taşıyan ilk program idi.
Sesli, sessiz, sesli, sesli (yada ünlü ünsüz müydü?) salak salak harflere bakar 5 harf filan bulursak sevinirdik. Kelime bölümünde anlayamadığım K-A-L-E-M-C-D-Ð harfleri çıkardı; yarışmacı bir huşu içinde “Kalem!” derdi. Doğal olarak biz de kalem bulurduk ama o ne? Bizim sunucu beyefendi (sonra eşi ihtilal yapıp yerine geçen) şööle bi dönüp öyle bir bakardı ki bilirkişilere hepimizin içine bir şüphe düşerdi “yaa dur bi daha bakıyım” diye kontrol ederdik harf harf. Ne gereksiz strese sokuyordu adam bizi öyle yaa.
Hele o işlem kısmı yok mu. Sayılarda 50 ya da 100 çıkarsa tamam da bi de 75 çıkmaz mı? Gel de çık işin içinden. “3 yaklaşık” “benim ki 7 yaklaşık”. Yarışmacıların bazıları kafayı yediren cinsten olurdu. Şimdi şunu şunla topla, şununla olan çarpımına böl, şunu da çıkar, elde kalanı da şunla çarpınca tam sonuç. Yuh be.
Ayrıca Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkından sonra tanınan ilk hak “joker hakkı”dır, hatırlatmak istedim.