Para Maçı

  • Lisede okuyup şuursuz olanlarımız hatırlayacaktır, para maçı adı altında bir oyun oynardık. Peki nasıl oynanırdı bu oyun? Öncelikle 3 adet madeni para bulunurdu. Hücum yapan oyuncu paraları diğer 2sinin arasından geçirerek gol atmaya çalışır (atar da). Diğer oyuncu ise serçe parmaklarıyla kale direklerini, işaret parmağıylada kaleciyi oluştururdu. "Abanmak" deyimi her türk sporunda olduğu gibi bunda da mevcuttur. Oyun genelde paraların kaybolması ya da hocanın sınıfa girmesiyle biter. Bi de bu oyunun bi türevinin basketbol adı altında oynanması beni asıl dumura ugratmıştır. İcadı yapan manyak daha sonraları voleybol, deve güreşi ve peynirli börek modelleri üzerinde çalışmış fakat yakalanıp idam edilmiştir.
    Zebrektör
  • Bi de bu para maçının değişik şekilleri vardı. Kürsünün oraya geçerdik 4 kişi. İkişer takım olurduk. Karşılıklı yerleşirdik. Ben kaleci moduna geçerdim, karşı takımın oyuncusu paranın kenarına parmağıyla vururdu,para dönerdi o arada onun takım arkadaşı parayı üfleyip benim kaleye sokmaya çalışırdı. Çok oldu nefessiz kaldıımız, tükürmekten kürsüyü mahfettiimis falan :) Bi de işin ilginci bunu en çok bis kısların oynamasıydı takdir ederlerdi bisi tüm erkekler :) Arada turnuvalar falan olurdu yenerdik kerataları :P
    PaSSioN_GiRL
  • Ulan parayla oynardık bi zamanlar, şimdi o bizle oynuyo. Hey beee, derlerdi de inanmazdım.
    HaSta
  • Bi de bu para maçının deişik bi modeli vardı biz oynardık. ilk önce 20-25 derece eğimli bir sıra bulunur, soora (2 kişi oynanır bu) kaleci olan sıraya normal şekilde oturup eliyle sıraya dik şekilde işaret parmaanı ve serçe parmaanı üstte, dierleri altta kalacak şekilde koyardı. Şutu çeken kişi kalecinin yanına otururdu, parayı sıraya dik şekilde koyar, yanına vurur, pırr diye dönmesini sağlardı ama öyle bir açıyla ve hızla vurmalıydı ki sıranın eğimiyle uyum gösterip dier elemanın parmakları arasına girmeliydi. Çok oynardık, dierinden (3paralı olan) daha zevkliydi bence.
    SiMoN
  • Türk gençliğinin bütün haytalıklarda olduğu gibi bu olayda da modifikasyona gitmesi ve oyunu geliştirmesi sonucu kalecili moda geçildi. Bir önceki model bir nevi minyatür kaleydi. Fakat biz iki elimizi birleştirip daha önce kale direği görevi yüklediğimiz işaret parmağına kalecilik görevi verirdik. Bu halde iki elin serçe parmakları kale direkleri işaret parmağı ise kaleci konumunda olurdu. Ama namussuzlar ööle bi fırlatırlardı ki parayı; tam ucuna denk geldi mi parmağın ufuldar dururdun. Kızlardan çekinip karizma dağılmasın diye yok bişey oolum derdik ama etlen tırnak arası o biçim olurdu.
    TARGA
  • İki çeşit vuruş stili vardı paraya. Fiske (ki daha delikanlı stildi), bir de işaret parmağı kanca formatına getirilir ve birinci boğumla ikinci boğum arası bölgeyle vurulurdu. Bu ikinci tarzı ben sevmezdim çünkü biraz itmiş oluyodun parayı ve bir andan daha fazla temas etmiş oluyodun.
    ozgun
  • Bizim oynadığımız stilde kalecinin topu tutması olayı vardı. Kaleci topu tuttumuydu, onunla istediği gibi oynardı. İster köşelerden birine yapıltırır, böylece hücum halindeki oyuncunun, topu hem iki paranın arasından geçirip hem de kaleye göndermesini önleyebilir, isterse onu geri fırlatıp diğer paralardan birine çarpmasına (böylece de atağın yarım kalmasına) neden olabilirdi. Bir de bazen parayı atanın (yani hücumcunun), diğer elinin avuç içiyle topa yön verip açı yaptırarak diğer iki topun arasından geçmesini sağlamasına izin verilirdi. O zaman maçlar çok daha çekişmeli ve artistik geçer, gol sayısı da artardı. Top olarak kullanılan paraların ağırlığı da başka bir konudur. Bir ara çıkan 25 TL'likler çok hafif bir metalden yapıldığı için vurdun mu uçardı. Bunlarla şut çekmesi güzel olurdu uzaktan. Piuvv diye giderdi. Ama dengesizdi de.
    qfwfq
  • Bazen de cetvel, gönye gibi eğitim öğretim amaçlı aletler iki paranın arasına konur, ve üçüncü paranın aradan geçmesini sağlayacak duvar görevi görürdü ki, bu olaya duvar pası denirdi. Bu tür cihazlar daha ince ayar gerektiren durumlarda kullanılırdı.
    siyetil
  • Tek vurusta gol atanlar, golleri iki gol sayılarak mükafatlandırılırdı. Bu ne uzun yüklem.
    Sir_ZEUS
  • para maçı olayı bizim sınıfta o kadar rağbet görmüştü ki eleme usulü turnuva yapılmasına karar verilmişti ve ilk turda hemen hemen bütün sıralarda para maçı yapılmıştı. Koridordan geçen diğer sınıftaki meslektaşlarımız ve öğretmenler ve müdür yardımcıları talebelerinin spor aşkını görmüş ve bu manzara karşısında duygulanmışlardı.
    layf
  • Oyunun ilerki versyonlarında paraya parmakla vurmak yerine küçük cetvel, ya da tercihen uç kutusu kullanımına geçilmiştir. Böylece oyundan soonaki üç gün boyunca işaret parmağının tırnağının acı çekmesi önlenmiştir. Biz abimle oynardık, hep yenerdi beni...
    chuky
  • Şu an içinde bulunduğum kurumda lise çıkışlı amerikan gencinin yanında yaşım ile başım ile "kürdana erik geçirmişler" formatında dolaşıyorsam, sebebi lisede okulumuzda bu para maçından öte spor yüzü görmemiş olmamdır. Bana raj kaapor muşum gibi bakan bu He-man muadili insanlara "Ufak tefek gördün de karamürsel sepeti mi sandın? Fiskemiz güçlü bizim aslanım." desem dayak yemekten çok, karamürsel sepetini çeviremeyeceğimden korkarım. Memleketimizin gencine reva gördüğü spor fasilitesi ve imkanlarına da usulca ağlarım.
    Cornholio
  • hırslı ve tuttuğunu koparan gençliğimiz 3 parayla yetinmeyip 8-9 paralı versiyon da yaratmıştır. fark, gollerin yağmur gibi gelmesi ve skorların daha hentbolvari olması idi. bu arada bize bi keresinde bi hoca "türk parasına yapılır mı lan bu" filan deyu gürlemişti. bi sonuç elde edemedi tabi, hoca gidici oyun kalıcıdır.
    mazya
  • Para maçının bir de basketbol versiyonu vardı. Madeni para dik tutularak bir fiskeyle dönmesi sağlanır, iki başparmak arasında tutularak durdurulur ve rakibinin ellerinin baş ve işaret parmaklarıyla kurduğu potadan içeri atılmaya çalışılırdı.
    D-Max
  • Bu basketbol versiyonunda turnike denilen bi olay moda olmuştu bi aralar ama parayı tuttuktan sora 2 adım atarak baskete gitmek aşırı kolay olduğundan popülaritesi kısa sürmüştü..
    PurP