Uzun Anlatanlar

  • Bir olayı anlatırken, "...sonra elimi bardağa usulca yaklaştırdım, bardağı içindeki suyla birlikte kaldırıp yavaşça ağzıma götürdüm, derken telefonum çaldı..." diye hiç bir şeyi atlamayarak insanı daraltanlardan uzak durun. İyi gelir.
    ????
  • Bu adamcıklar olayı anlatırken, rolü çok çok önemsiz olan kişileri bile özgeçmişleriyle verirler.
    ASSOS
  • Hikayeyi dallandırmalarıyla ve başladıkları yeri unutmalarıyla bu sıfatı kazanmışlardır. Geçen gün makarna yaparken tencerenin nasıl yere düştüğünü anlatacakken, eltisinin oğlunun makarna yerken boğulma tehlikesi geçirmesine, oradan çocuğun okulda pek başarılı olamamasına, oradan kendi çocuğunun okul başarısına zıplayarak, her hikayenin cıcığını çıkaran, ancak hiçbirisini sonlandırmayan, üstelik başladıktan yarım saat sonra lan ben ne anlatıyorum, diye birden irkilen, ama bozuntuya vermeyerek "işte böyle." diyen mükemmel insanlardırlar. İşte nasıl ulan, işte nasıl?
    zuxxi
  • Lisedeykenki sınıf arkadaşım tam bu tipteydi, ama o biraz değişikti. Bi cümleyi söylerdi mesela, öbürkü cümleye son söylediği cümlenin yarısından başlardı. Durun durun annamadınız ya, örnek veriim: Meğerse adam ona diil, bize bakıyormuş. Bize bakıyormuş, ama biz hiç farkına varamadık ya 10 saat. Farkına varamadık 10 saat, allahtan bi arkadaş uyandı sonra. Uyandı işte bi arkadaş sonra bi baktık... İğrenç di mi? Biz bu cümlelerin 50 katını her tenefüs çekerdik ya!
    _bOnAnZa_
  • Bu tiplerin en çekilmez olanları hem unutkan hem uzun anlatanlardır. "Bi gün şeye gittik ee neydi adı hımmmm karaa karabaşmıydı hah! Karamahmutlara gittik orda bişi şey karşıladıı söyle adını..." Alaahım! Kasım kasım kasılırsın hadi bul şunun ismini diye.
    TSuBaSa
  • Bence en çekilmezleri tarih hatırlamayanlar. "Hiç unutmam, sene bindokuzyüz... (2 dakika mola) yettmiiişşşşşşaltıı (Burada yıl yavaş ve üstüne basa basa söylenir. Ancak hemen akabinde...) yok hayır yetmiş sekizz, yok yok yetmişikiydi galiba, (Dinleyenlerin dağaldığını kısmen hisseden konuşmacı hemen kafadan bir tarih sallamak suretiyle konuyu toparlar.) hatırladım evet, kesinlikle yetmişikiydi evet!" Konuşmacı kendine karşı kazandığı bu küçük zafer ile gerine gerine konuşmaya devam eder. Olaydan kopan dinleyiciler ise sabırla anlatılan olayın bitmesini beklerler. En kötüsü ise böyle biriyle sürekli aynı ortamda bulunmaktır. Hele bu babanız ise :))
    illusionist
  • Uzun anlatanlarla aynı kabileden olduğunu düşündüğüm açık açık anlatanlar da vardır. Sorulmadan gerekli gereksiz herşeyi "açık açık" anlatır. Misal, girer bi nalbura, bi kutu boya alır. Neyi boyayacağını, neden boyayacağını, neden o renk aldığını vs vs. herşeyi açık açık anlatır. "Ya işte tuvaletin tavanını boyayacam da. İki senedir rutubet almaya başladı. Aslında ben hanıma burdan taşınalım dedim de razı olmadı. Bu renkte bizim fayanslara pek uyacak..." gibi sürer de sürer.
    kilit
  • - Geçen gün hani şu Alilerle gittiğimiz güzel manzaralı ahşap döşemeli hafif de pahalı restoran var ya. Hani (.....) İşte tam onun karşısındaki mavi büfe var ya (....) Hah işte oraya gidip şey ısmarlıcaktım... Şey... Ya sen söyle... - Bok. - Yok bok diil şey... Aaaa tipe bak dalga geçiyo!
    solitude
  • bunların yani yıl 1972'lerin değişik versiyonları da var. aynen şöle: yııııııııl bindokuzyüüüüüzzzzzzzzyetmişaltı. ya senin kadarım ya bi yaş büyük. yaa niye bu adamlar bütün vukuatlarını ya benim kadarken ya da benden bi yaş büyükken yapıyolar yeter yaaaa!
    av_köpeee