Çok tırsıtıcı, geriyor insanı.
Kardeşim, bir film bu kadar gerici, bu kadar korkutucu olur. Ben, ilkokula başladığımdan beri hiçbir korku filminden bu kadar korkmamıştım. Daha doğrusu hiç korkmamıştım ama yani bu filmde öyle sahneler var ki, klasik korku filmi müziklerini öyle yerinde kullanmışlar ki... Müzik ve dolayısıyla gerilim artıyor, birkaç saniye sonra kalbinizi yerinden fırlatacak bir şey olacağını biliyorsunuz ama bunu bilmeniz bir avantaj sağlamıyor, olay gerçekleşince yine de bir saniyelik bir kasılma yaşıyorsunuz. Kızlar çığlık falan atıyorlar refleks olarak ama duyulmuyor bile. Sadece yanlarında oturanlar duyuyor.
İlk bölüm bittiğinde bile “bir bu kadar gerilime daha kalbim dayanır mı acaba” diye düşündüm. Nitekim filmin sonlarına doğru söz konusu sahnelerde sinirden gülmeye başlıyorsunuz. Böyle yüzümün sırıtma pozisyonuna girdiğinin farkındayım ama kalbim o kadar yüksek devirde çalışıyor ki yani gaza dokunsanız fırlayacak yerinden. Nitekim film gaza dokunmak ne kelime, köklüyor resmen. Artık en sonlarda “nolur burada bitsin, yeter artık, adam kalkmasın yerinden, ölmüş olsun nolur, yazılar çıksın da gidelim” diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Öyle iğrenç sahneler, makyajlı yüzler falan var sanmayın. Korkuyu, daha doğrusu gerilimi yaratan etkenler çok yüksek sesteki gerici müzik ve Mişel Fayfır’ın ağır hareketleri. Filmden çıktığımda kalbim hala normal ritmine dönmemişti. “İyi ki sinema kıyıda köşede bir yerde değil de direkt filmden çıkıp insanların içine giriyoruz” dedim kendi kendime. Kan dolaşımım da yaklaşık 10-15 dk sonra normale döndü.
Çok güzel bir senaryo veya inanılmaz efektler beklemeyin. Mişel Fayfır’ın oyunculuğu güzel, Herisın Ford’unki ise eh işte. Filmi etkileyici yapan o gerilim işte. Kasılmaca.
Puan: 8