Soruyorum

Garsonlar siparişleri almaya geldiğinde hep ama hep anneye şu soruyu sormazlar mıydı: "Küçük bey ne içerlerdi acaba?" Lan ne küçüğü. Hem küçüksem sana ne? Neden benim insan haklarıma ve özgür irademe tecavüz edip bana değil de anneme soruyosun? Benim dilim yok mu? Çek o parlayan gözlerini, içinde "ayy ne şirin çocuk" şeklinde hoşnutluklar saklı güleryüzlü suratını! Görmek istemiyorum seni. Ayrıca annenin de hemen havaya girdiini belirtmek lazım: "O Cola içer." Oha!

- Ha.. Haa.. Haaapppşu! Yanınızdaki arkadaş atiktir ve toplumca söylenen alışılagelmiş bir sözü tersine çevirmenin muhteşem bir espri olduunu düşünerek hemen: - Geber! der. Ne bu? Bu ne? Radikal olmak için mi bunların hepsi? Yazık sana!

"kıyafetim kötü" ya da "yanımdaki arkadaş ezik ayy şimdi karizmam bozulur" gibi kaygılarla yolda "piyasa" tabir edilen tiplerden gördükleri an kaçan insanları vicdanlarıyla hesaplaşmaya davet ediyorum.

Apartman sakinleri hakkında en güncel haberleri, en bomba dedikoduları bu teyzelerden alabilirsiniz. Televole, Pazar Keyfi gibi magazin programları bu teyzelerden hiç kaçmaz! Dizilerdeki son durumu da en iyi yine onlar bilir. Herkesle iyi ilişki kurarlar ya da öyle gözükürler. Şimdi ben size soruyorum: üst komşu gece geç saatte evine geldiyse, hele hele yalnız ve kadınsa, bunu ayıplamak sana mı düşer? Sana ne? Çok heyecanlısındır ama bilirim, böyle olaylar olmazsa canın sıkılır. Ooof ooff.

Ya arkadaşı onu gerçekten öldürmek istiyorsa? Ya o dolmuştan indiğinde ıssız bir adaya götürüp onu katletmeyi düşünüyorsa? "Tsk. hayır, walla ölümü öp" diyen söz konusu tipleme bu sözleriyle arkadaşının öldürme isteğini alevlendirdiğinde ne olcak? Arkadaşı da gayet mutlu ve vicdanı rahat bir şekilde, "tamam" diyip parayı verirse? O zaman kaçış da yok. Dolmuştan indin, ölüm seni bekliyo. Bunları bi düşün. Yemin etmeyeceksin, burası Türkiye! haha.