klytaimestra

marianna yemek yerken çatalı sol, bıçağı sağ eliyle tutar, eti kestikten sonra bıçağı tabağın kenarına koyar ve çatalı sağ eline alır, öyle yerdi. luis alberto'nun evlenmek istediği kız ümran baradan'ın (seramik sanatçısı) kızı yasemin baradandı. merakınızı yenmişimdir umarım.

yıllarca izledim izledim. üniversite zamanında sen tut hepsiyle tanış, "aa demek minik kuş sendin!" diye şaşır, rezil ol, minik kuş'a bi süre "hocam" de. çok da şirin bi kız.

musti'nin ağzı çarpı, (bkz: x) şeklindeydi.

sadece dansı diil kıyafetleri de moda olmuştu. sokaklar minicik bol etekler giyen ufaklı büyüklü kızlarla doluydu. bu kızların ufak olanları etekle aynı renk ve desende iç çamaşırı giyip döne döne eteklerini açıp mutlu olurlardı.

adriannnn adriannnnn

kendi doldurduğun araba yetmez gibi gelip geçenin arabalarına bakış fırlatır yorum yaparsın. oha kadına bak kilosuna bakmadan cipsleri doldurmuş, oo akşama alem var yüklenmiş biraları... gibi gibi. sonra aynı bakışları kendi arabanda yakalarsın. utanıp orkit paketini altlara sıkıştırırsın.

dizinin jeneriğide kadınlar kafalarında testi taşırlardı.

insanlar sıkışır bazen pazarda. geçen hafta bi kadın baarıyodu, ben patateslerin oraya gitmek istiyom burda ne işim var! diye. ne diyim inşallah gitmiştir.

şeffaf ambalajlı, dört ya da beş tanesi bir arada bulunan, renkli, dikdörtgen cikletler vardı. pembe sarı falan olurdu çoğu. hatırlayan var mı? adı neydi? hatta adı var mıydı?

Tontonlar'a mavi, Ponponlar'a kırmızı renkte tulumlar giydiriliyordu.

asansör kapılarında yazar; "9 yaşından küçüklerin yalnız binmesi tehlikeli ve yasaktır." diye. nasıl bi yasaktır, bunu takip eden kişiler mi vardır, yaptırımı nedir? bu yüzden çocuklar cezalandırılır mı?

Karga vardı galiba bi tane. İşler yolunda gitmeyince "Üzüntü ve muz kabuğu." derdi.

Adamla kadın yolda yürüyolar, kadın resmi nikah istiyo, adama soruyo: kadın: Ali. Kurban sen kimsen? adam: Ali Yusuf Dereli kadın: İspatla. adam: (Nüfus kağıdını çıkartır, kadına gösterir.) Aha. kadın: Peki ben senin neyinem? adam: Karımsan. kadın: İspatla. adam: (Ööle kalır, bakar.) kadın: İresmi nikah istirem. İresmi nikah olmadan şurdan şuraya gitmirem.

"oğlun kebap getirdi, sensiz yedik kaynana" ve "şişe bacaklı gelin" sözleri de bu şarkımızındır.

ıvy idi o kızın adı ve iki elinin işaret parmaklarını birbirine değdirerek durduruyordu zamanı. çok denedim olmadı.

ceket içine t-shirt giyme alışkanlığını erkeklerimize kazandıran bi dizidir bu.

gırdın galbimi derken cam kırılması efekti veriliyordu yaa.

oyuncular eksile eksile sadece iki kişi kalıyordu, onlar da ellerini alt üst şeklinde çevirerek oyunu devam ettirirlerdi. ama hatırladığım kadarıyla çek dostum çek amanın dostum elini çek dendiği anda ele vurulma olayı gerçekleşiyordu.

başıma geldi bikere. adama yol sorduk, anlattıktan sonra dönüp dönüp baktı, elektrik direğine çarptı. çok güldük biz. biz gülünce yine baktı ve kaldırıma takılıp düştü bu sefer. oha dedik yolumuzu değiştirdik, e o da bi canlı.

CİF ... ve ben içinden gerçekten yeşil ışık çıkacak sanmıştım.

tuğçe san diye bi hatun gelmişti almanya'dan. yılanlarla falan dans ediyodu. şarkısını hatırlamıyom ama göbeği çok güzeldi allah için.

pantolonunu sevdim çıkar onu bebeğim hadi gel bize gidelim gömleğini çok sevdim çöz onu bebeğim hadi gel bize gidelim aynen bööle bir şarkı vardı. ööle çok uzun zaman önce falan da diil. ama kim söylüyodu hiç hatırlamıyorum.

hababam sınıfının vazgeçilmez şarkılarından da biridir aynı zamanda. bir bölümünde adile teyzemiz sahneye çıkıp söylemiştir elinde süpürgeyle.

doğal olarak suladıkça saçları uzardı. ilerleyen zamanlarda gözlüklü hatta zenci olanarına da rastlandı.

dön de aynaya bak dedikten sonra heyy diye bağırılırdı