ben sadece former kısmını anlayabiliyordum o sıralar. sözlüğe bakmıştım ve farmer olarak baktığımdan çiftçi olduğunu zannetmiştim. vay be, elin gavuru emekçiyi, çiftçiyi düşünerekten şarkı yapıyor diye düşünmüş olmamdan dolayı gülmüyorsunuz değil mi bana? biliyorum, gülüyorsunuz.
Oyunun önemli adamlarından birisi de kaleciydi. Kaleciyi tutan demirden parça oyun esnasında çıktı mı, karşı taraftaki hiç acımaz golünü atardı. "Dur olm, kaleci sakatlandı!" desek bile golü çoktan yemiştik. Sonradan bu oyunların mıknatıslıları filan çıktı malum büyük oyuncak şirketinden. Zamanında çok arzulamıştım ama babam pahalı olduğu için almamıştı. Eğer ilerde çocuğum olursa, ona istediği oyuncağı alıcam. (Ayrıntı yazalım derken duygulandık, iyi mi?)
Cep telefonunuz çalıyor ve alelacele açayım derken elinizden kayıyor ve çot! diye yere düşüyor. Sonra telefonu açıyor ve karşıdakine sinirleniyoruz, hatta küfrediyoruz. Hata sende kardeşim, telefon açanın ne suçu var?
Sahil boyunca gezintiye çıkan aile reislerini unutmamak lazım. Gezintinin amacı ise bellidir; üstsüz turist görmek. Eşlerine "Ben bi dolaşıp geliyom hanım" diyerek üstsüz avına başlarlar. Gizemli adam edasıyla bi o yana, bi bu yana dolanıp dururlar. Bu gezintide eşeğin kulağına su kaçmaya başlarsa kahramanımız güneş çarpmasıyla birlikte kendini hastanede bulur.
80'li yılların kadınlarının vazgeçilmez eğlencesiydi. Sanırım ortaya çıkışı sürekli evlerde gün yapmaktan sıkılan kadınların değişik mekanlar aramalarına dayanıyor. Çocuklarını da yanlarına alarak matinelerin düzenlendiği disco veya müzikhollere giderlerdi. Piyanist-şantör lakabıyla tanınan şahıs ardarda şarkıları sıralardı. Kadınlara ise delice oynamak kalırdı.
Ve şükürler olsun ki, bunun da modası geçti.
"Cinlerin fotoğrafları" konulu programının yayınlanmasından bir hafta sonraki programında "yüzüm kızardı,kendimi iyi hissetmedim,bayılacak gibi oldum,bu cin tayfasıyla uğraşılmaz" diyerek bir daha cinlerle ilgili konu hazırlamayacağına dair yemin etmişti.
film çoook sıradan.acayip klişe sahnelerle dolu.filmdeki tek hayran olduğum şey raundları gösteren kızlardı.bu kadar da güzel olunmaz ki canım! :) ayrıca sondaki rod stewart'lı,kevin costner'lı vb. sahnelerin önceden (sonradan da olabilir) çekildiği çok belliydi.vakti ve nakti bol olanlar için yapılmış bir film olduğu için
film hoşuma gitti bayaa.ne çok güzel,ne de çok kötü bir film.orta karar işte...ama matthew'in kapıya çarpma sahnesi benden 2 puan aldı,ne diyeyim? :) bir puan da natasha adlı hayatımda gördüğüm en seksi kadınlardan ilk ona rahatlıkla girebilecek olan kadına gidiyor...etti mi size 8 puan?
evet.bu film sadece son iki bölüm için izlenir. diğerleri orta karar işte. banderas'ın rolünü çok beğenmiştim. ayrıca başroldeki ted de baya güzel oynamış...tavsiye ederim,tv.de çıkarsa kaçırmayın derim ben...
allaam yaa, ne kadar şanslıyım - bu filmi sinemada izlemedim. aslında televizyonda da tamamını izlemedim ama şöyle bir göz gezdirdim. ne kadar iğrenç ve de rezalet oldugunu gerçek sinema severler anladı, peki ya digerleri? onlar da müthiş zevk almışlardır eminim... Ayrıca bu filmde en başta Cem Yılmaz oynatılacaktı. Sanırım o geleceği gördü ve karizmasını resetlemek istemedi. Helal olsun ona!
Gani Müjde'nin bir daha böyle rezilliklere imza atmaması dileğiyle,
Kahpe Bizans sucKKSss!!!
zuxxi abi gibi ben de tvde izledim bu özürlü filmi. ne oldu sonuçta?? 2 saatim boşu boşuna gitti!!!türk sinemasının son dönemdeki rezaletlerinden biri bence!! umarım 2001 uğurlu gelir de, bir daha bu film (veya Kahpe Bizans gibi) gibi filmler türk sineması arşivinde yer almaz!!!
İyi ki Kemal Sunal oynamamış! Propaganda gibi kötü senaryolu bir filmi az da olsa kurtardı ama bu filmde oynasa (oscarlık da oynasa) filmi kesinlikle kurtaramayacağından eminim!!!
Oynasaydı Kemal Sunal'ın gözümdeki karizması yerlebir olurdu!.
Tamam, Şaban Askerde, Bay Kamber gibi dizileri para için çekmiş olabilir ama bu filmi de mi para için yapıcaktı allahaşkına???
Gerçekten kötü bir yapıtmış.Tebrik ederim : 4
(Bunu da haketmiyor ama gördükçe üzüldüğüm Rus kadınlarını da bize hatırlattığı için...)
korku filmi müptelasıyım diyip de bu filmi görmeyen utansın!utanmakla da kalmasın,yerin dibine girsin!
bu arada zuxxinin filmin sayfasını 666 yapması gözümden kaçmadı değil :)
film gerçekten süper; karakterler, olaylar, karakterlerin olaylar karşısındaki tutumları, vs..
cohen kardeşler film yapmayı çok iyi biliyorlar.
ezik bir kişilik olan Donny'nin de soru sorup durması ve Walter'ın sürekli "shut the fuck up donny" diyip durması kopardı resmen.
Ayrıca Donny'nin durduk yere ölmesi beni dumur etti.
Filmi bi yerlerde görürseniz sakın izlememezlik etmeyin, eğer filmden birşey anlamazsanız size herşeyi kafanıza taktığınız iğrenç dünyanızda başarılar dilerim...
filmin girişi,gelişimi,sonuç bölümü hepsi birden süpper!
olaylar gelişirken siz de filmin hızına kendinizi kaptırıyorsunuz ve filmden yüzünüzde büyük bir gülümseme ile çıkıyorsunuz...
"Yüzüklerin Efendisi kitabı sinemaya en iyi şekilde nasıl uyarlanır?" sorusunun en güzel cevabı bu filmdir kanımca.Ne Spielberg,ne de başka bir yönetmen bu filmi bu güzellikte çekemezdi.Eğer birebir uyarlama olsaydı ortaya bayık ve sıkıcı bir film çıkardı.Zaten kitabı okumadan filmi izleyenlere acıyorum.Onlar bundan sonra kendilerini ne kadar kasarlarsa kassınlar,o lezzeti alamayacaklardır.
Saçları sarı olmasına rağmen Legolas,Frodo,Gandalf ve Elrond rollerine o kadar yakışıyorlardı ki,yerlerine kimse geçemezdi..
Baştaki savaş sahnesi gibi bir savaş sahnesi görmedim,ki ikinci ve üçüncü filmlerdeki savaş sahnelerinin bundan kat be kat daha iyi olacağından adım gibi eminim.
Helal olsun P. Jackson,helal olsun bu film için ter akıtanlar!...