zuxxi.com//sinema|geyiks

volkia

İsraftan Kaçınalım

Bir karışıklığı düzelterek yıllardır süregelen bir isim kargaşasına son vermek istiyorum. Öncelikle "İsraftan kaçının" diyen zat-ı muhterem Talat Bulut değil, Bulut Aras'dı. Bu kargaşayı her daim yaşadık. "Boy George Michael Jackson" örneklerimzde olduğu gibi isim ile soyadları bazen aynı olabiliyor. "Beynimizi yanlış bilgilerle israf etmeyelim." sözünün gereği olarak yazıyorum.
  • Perili Ev - The Haunting

    Sıkıcı bir lunapark gezintisi...

    Korku sinemasý, bu en son sanatýn oluþumundan beri Ýnsan oðlunun ilgisini çeken önemli unsurlardan biri oldu. Sessiz sinemada süzülen hayaletler ve vampirler insanlarý korkutmakla birlikte daha da sevmelerine yol açmýþlardýr. Hatta bu türün ünlü starlarý bile oluþmuþtur zaman zaman. Ýþte geþmiþten günümüze yeni bir oluþumla gelen bu zor türün, 60 yýllarda kalmýþ bir baþka halkasý "The Haunting" yani perili ev. Dönemi içersinde insaný gerçekten korkutan bir yenilik olatrak beyaz perdeye yansýmýþ ama deðiþen korku sinemasý ile birlikte gerçekcilik anlayýþý da baþlamýþtýr. Bunu 70 li yýllarýn sonunda izleyen seri cinayetler iþleyen sapýk filmleridir. Örneðin Jhon Carpanter ile bir dönüm noktasý baþlamýþ, Ki gerçek temelini bunun gerilim ustasý Alfred Hitchcock "sapýk" filmi ile baþlatmýþtýr ama "Hallowen" ile çok çeþitli ve deðiþik cinayet filmleri de çevrilmiþtir. Bu arada þeytan,vampir ve canavar olarak karþýmýza çýkan doða üstü filmlerde karþýmýza çýkmýþtýr ama korku türü sentezini yakalamýþ, insanlarda korkunun yolunun mantýktan geçtiðini bilinmeyen hakkýnda da yeterli derece çok þey izlediðinin farkýna varmýþtýr. Yine de bu filmin tekrar çevrilmesi hakkýnda çok büyük bir " Amam" çekilmemiþ.Çünkü yönetmen koltuðunda "Speed" ve "Twister" ile haklý bir baþarý saðlayan Jan De Bond var. Hoþ son filmi "Speed 2" giþede baþarýsýz olsada baþarýlý bir yönetmen De Bont. Bunun yanýnda filmin çekim aþamalarý basýnýnda ilgisini çekmiþ olmalý ki, çekilirken bile bizi iyi bir filmin beklediði kanýsýna varmýþtýk ama ..... Kasket düþünce kelliðin ne kadar dert veren bir þey olduðunu anladým. filmin görüntüleri gerçekten güzel. Özellikle mekan olarak seçilmiþ o muhteþem ev adeta bu film için yapýlmýþ ama nerde o dolu sözler filmde? Hepsi boþ. "Bir dolusu boþ sözle ve hareketle karþýmýza 2000 kalamadan bir abuk sabuk uyarlama yapalým" demiþler sanki. Oyuncularýn yada yönetmenin aldanmasýna geldik diyelim. Ama filmi savunacak deðilim kurtarsa kurtarsa bazý özel efektlerle o korku tünelini andýraqn o ev evin görüntüleri kurtatrýr filmi. hoþ iyi de bir hasýlat yaptý film. Reklamý iyidi ya. Sonuç olarak ünlü bir romanýn 2 çevrimi ile bambaþka bir film beklerken yine ayný tadda ayný filmi daha görkemli bir þekilde izlemiþ olduk. özünde getirilen trk bir yenilik yok. Baþarý olsada parada, býraktýðý bir þey yok kafada. ne korku ne heyecan,biraz da gerilmenin dýþýnda hepsi tantana.
    Puan: 3
  • Amerikan Pastası - American Pie

    iyi iyi..

    Başlangıç itibarı ile "Ah MAry Vah Mary" tarzı bir wspri anlayışı ile ilerleyip, sonraları ise düzeyli bir hal alan iyi bir film. Özellikle ilk defa bir filmde futbol takımında olan bir erkek bakir. Belki de Bu Amerikanın gerçek özelliğidir.
    Puan: 7
  • Romeo + Juliet - Romeo + Juliet

    Üstüne tanımıyorum..

    Günümüze uyarlanmış harika bir eser ancak bu kadar başarı ile taşınabilirdi. Bu avustralyalı yönetmeni Holywwod öpüpte başına koymalı...
    Puan: 10
  • Titanic - Titanic

    teknoloji dedikleri ama..

    bu filmi Ayhan ışık ve türkan şoray senelerdir çevirdi ama nasiblenenler belli. görsel açıdan tamam ama bir baş yapıt olur mu bunu zaman gösterecek. çünkü oldukça basit bir senaryosu var.
    Puan: 5
  • Seks Oyunları - Cruel Intentions

    film üzerine...

    Ünlü bir edebiyat uyarlaması, günümüzde kabuk değiştirerek adeta bir moda senfonisi gibi karşımıza çıkıyor. Defalarca sinemaya uyarlanmış bu filmin en son uyarlamasında ünlü oyuncu ve oyuncu adayların toplu gösterilerini izledik .Bu uyarlama da ise yeni yetmelerin rol kestiklerini ve bazılarının da bu işi bayağa iyi kıvırdıklarını gördüm. Sonuç olarak bir film uyarlama filme alındığında ve bunun özünü değiştirmeden metamarfoza uğraması gerektiğini düşünmek üstelik de bu kadar orijinal versiyondan sonra (orijinal diyorum çünkü bütün çekilen filmlerin hepsi kitaba ve dönemine sadık kalmıştır.). Film günümüz Manhattanın da geçerken bu işin kolaylaştığını sanmayın. Sonuçta oynanan oyunlar günümüzde geçerliliğini yitirmemiş entrikalar. Hoş bu entrikaların alasını öğle saatlerinde televizyonda izleyebilirsiniz ama bu anlatım bir ilk olduğu için de bir klasik sayılabilir. Anlatımı oldukça kolay hazmedilen ve günümüz espirilerine ve yaşayışlarına ayak uyduran bir çalışma gerçekleştirmiş yönetmen. Örneğin haberci hizmetçi kız bu günümüz uyarlamasında gay bir amerikan futbolcu olarak karşımıza çıkmış. Geçmişin zavallı alt sınıftan hizmetçi kızı günümüze uyarlamak, ancak tehtidkar bir yaklaşımla gerçekleşebilirdi. Bununda inandırıcılığını ortaya çıkarmak için de gay kolej öğrencisi doğru bir yaklaşım. Son uyarlama Keanu Rewes in oynadığı melonkolik ve yine alt sınıftan müzisyeni bu sefer bir zenci oynayınca, günümüz burjuva sınıfının can damarına parmak basıyor olmuş oldu. Oyunculara gelince. Ryan Philiphe umut vaat eden başarılı bir oyuncu olmaya aday. Ama başakalrından öğrendiği açıkca belli oluyor. Jhon Malkovich'in tarzını adeta üstünde taşıyor ama bunda başarısız olmuyor. Hatta bazı yerlede kendi tarzını bile oluşturuyor diyebiliriz. Sarah M. Gellar de öğle.Brlki Bir Glen Close değil ama farklı bir yorum ile geleceğin başarılı oyuncularından biri olduğunu sanki haykırıyor. Ama asıl başarı bence Rese Whitherspon'un. Michelle Phiffer'in başarısını tekrarlayan tek oyuncu diyebilirim. Sonuçta bir kıyaslama yapmak gerekmez ama sonuç daha önceden yapılmış bir uyarlama ise, insanın bu işi yapaması olanaksız gibi bir şey. Rese W. Gelecekte çok daha iyi yerlede olacağını bu rolü ile de kanıtlıyor bence. Filme çok iyi demek haksızlık olur. Bir uyarlama olarak da, özellikle modern bir uyarlama olarak kötü demek adaletsiz. İyi bir film. Ama o sonuç çok sırıtıyor. İnsanın gözleri hemen o ihtişamlı Glen Close kompozisyonunu arıyor ama bunuda genliğin vermiş olduğu ateşe verelim. Yani gençlerin böyle ağdalı bir finali kaldıramıyacğına yoralım. Amerikalıların bu işi fransızlardan daha mı iyi yoksa kötümü yaptıklarını bilemem ama kibirli günahların ve vazgeçilmez yalanlardan kurulu bir sinema perdemizde oynmaya devam edecek. Biz bundan nefret etsek de, izlemeyi sevdiğimiz bir gerçek. Günahları içten içe işleyip yalanlara sığınsakta bu işi açık seçik yaptığını söyleyen tek sanat sinema. Bu yüzden kendimizi az da olsa bir doktorun eline bırakıyoruz diyebiliriz. Ben bu doktoru seviyorum.
    Puan: 8
  • Propaganda - Propaganda

    Şabanı özledim

    Ne söylemelli bilmem. Þaban artýk yok. Zannedersem o gerilerde kaldý. Aslýmda uzun zaman önce gitmiþ bu diyardan ama sureti, ve býraktýklarý ile yetindiðimiz için, baþý eðik bir þekilde gittiðinin farkýnda deðilidik. Hey gidi Þaban hey. Ne güzel adamdýn sen.Benim yaþýmdakilerin komik adamý. sakar kahramanýydýn.Sen gülünce bizi güldürdün, aðlayýnca yine güldürdün ve gün geldi seni tüketiverdi insanlar ve zamana karþý yürüdün.Sen belki ÞAban Oðlu Þabandýn ama anlaþýlan senin oðlunun adý Þaban olmayacaktý. Bu baba mesleði seninle ölecekti ama unutma bu baba mesleði seninle ölsede en þerefli taþýyan sendin bayraðý helal sana. Bir tarih okuyacak Kemal Sunal filmlerini.Þu anda zevkle izlediðimiz bu Þaban filmlerini baþkalarý belki küçümseyerek izleyecek. Bizim bundan önceki þabanlara yaptýðýmýz gibi. Sonuç olarak bir Kemal Sunal belgeseli oluþturmak istemedim ama "Propaganda" filmini izlerken garip bir duyguya kapýldým. Bir "Kemal Sunal" filmi beklerken bam baþka bir adamla tanýþtým. Hayýr bu adamdan hoþlandým ama "Þaban'ý" göremedim. Dediðim gibi o baþýný alýp gitmiþ kimbilir nerelere.Mücadele etti ama olmadý iþte. Baþarýlý bir oyuncu olduðuna inandýðým Kemal Sunal Propaganda filminde çok farklý bir karekter tipi ile çýkýyor. Bunu gerçek anlamda yine Sinan Çetin filmi olan " Abuk Sabuk Bir Film" yapmýþtý. Bu filmde insanlar yadýrgadý ve Þabaný aradý. Sonuç olarak þu anda insanlarýn yine ÞAbaný aradýklarýný söyleyebilirim. Ama BAþarýlý bir Kemal Sunalýnda var olduðunu bilmeliler. "Propaganda",izledikten sonra hoþ þeyler düþündüðüm bir çalýþma. Özellikle þu bir kaç yýl içinde geliþen türk sinemasý için bir nimet ama sanatsal yanýný bir kenara koyarsak eyer. Oldukça ilginç ve evrensel bir konuyu daha düzeyli i r þekilde irdeleyebilen Sinan Çetin, zaman zaman harika sahneler çekerken, kimi zamanda ortalmayý tuturyor. Metin Akpýnar'ýn Karýsýný oynayan öðretmen tiplemesinin bir sahnesi bana anlamsýz geldi mesela. Oyalamak maksatlý bir hareketti bu. bir yabancý adamýn karþýsýnda kocasýný yabancý müzik kile dansa kaldýran kadýn,karþýlýk göremiyor ama tepki de toplamýyor. ne iyi ne de kötü. Sonuç olarak Yönetmen burda bir þey anlatmak istemiþsende yanlýþ adres seçmiþ, yada mektup yanlýþ adrese gitmiþ. Oyunculuklar saðlam. Halktan insanlarýn da filme Ayrý bir tat vererek kendilerini oynamalarý yerinde omuþ. Mustafa Dayý'yý oynayan o yaþlý amcayý uzun süre kimse unutmaz herhalde. belki Züðürt Aða'daki "Ben Karý isterem" diyen eski aða dede kadar olmasa bile ,yalýn ouynu ile hafýmzamýzda yer eder. Sinan Çetin Ülkemiz sinemasýnýn bam baþka bir tadý filminde oynadýðý karekter kadar delþi dolu bir yönetmen. Bam baþka bir tadý var. ama yapmazý gereken bir çok da iþ var. Mesela en büyük baþ yapýtý gibi.Zamaný gelmedi mi sizce?
    Puan: 6
  • Baba - The Godfather

    yüzyıla damgasını vuran bir film

    ...
    Puan: 10
  • Mumya - The Mummy

    Ortalamayı tutturmuşlar....

    Basit ama eğlenceli.
    Puan: 4
  • Ucuz Roman - Pulp Fiction

    İzlenmez de ne yapılır...

    Tarantino'yu Tarantino yapan film. Keskin ve sıradan replikleri ile sıra dışı olmayı bilmiş, şiddeti izleyiciye hazmettirebilmiş bir baş yapıt.
    Puan: 10
  • Sen Uyurken - While You Were Sleeping

    sen uyurken uykum geldi...

    Bir kere izle sonra çöpe at. Bunlardan bir sürü var.Ama iyi olanlarına hakaret ettiriyor diyebiliriz. ne diyelim. Vakit öldürmek ve derinlere dalmadıkca zarar gelmez.
    Puan: 3
  • Gözü Tamamen Kapalı - Eyes Wide Shut

    İyi bir Fianal...

    Stanley Kubrick gibi harika bir ustadan iyi bir elveda filmi. Kendine has sinema anlayışı ile bize medyatik oyuncuyu farklı açılardan tanımamıza sebep oldu. Ayrıca İlginç denilebilecek bir anlayış da katarak. ben bu filmi Kötü bir VCD de izledim ama yine de hayran kaldım.
    Puan: 9
  • Kızlar Sahada - A League of Their Own

    bence değil.

    Tarihi bir açıdan bakılacak olursa, bizi pek ilgilendirmesede , amerikan erkeklerinin savaşa gittiği bir dönemde kadınlar gerçekten bu şekilde sahalardaymış. sinema anlatımı ile birlikte belki kadınları cezbeden feminen bir yaklaşım ama yönetmen kadın olunca bu yaklaşıma garip bakmamalı. sonuç olarak en çok hasılat getiren spor ve kadın filmi açısından başarılı bir film. bunu yanında keltorsa arkadaşın bu filme 9 puan verdiğini anlamış değilim. herhalde eli kaydı.
    Puan: 7
  • Her Şey Çok Güzel Olacak - Her Şey Çok Güzel Olacak

    Cem Yılmaz'ın gelir vergisi...

    Filmi doğaçlama bir film senaryosu gibi düşündüm. Cem Yılmaz Gibi bir koz kullanılınca değişik bir hikaye çıkmış ortaya. Oldukça başarılı oyunların içinde Selin naşit Özcan'ı anmadan edemiyeceğim. Bunun yanında başarısına mazhar Alanson da katılıyor ama film bir bütün olarak benim için bir şey ifade etmedi. yine de vakit öldürülecek bir çalışma olarak da görülmemeli.
    Puan: 6
  • Altıncı His - The Sixth Sense

    E o kadar da değil be kardeşim.

    tamam. Kabul. Film güzel ama adamı muhlayacak bir duruma sokabilmek içinde filmin son 20 dakikasına ihtiyacı varsa, ve seyircilerde uyumamışlarsa "valla hakketten iyi filmiş" dedirtebilir. Ama şayet yönetmenin bile şaşıracağı bir tepki ile herkez filmi adam akıllı izlemeden "mükemmel" derse ozaman biraz düşünmek lazım.Bence filmin en güzel yani müthiş bir performans göstern ufaklık. Ki oda oscar'a aday olup bizi şaşırtmadı. Ama "şaşmak" ve "şaşırtmak" arasında farklar vardır. Dikkatler bu doğrultuya çevrilirse, irdeleniş açısından bu tarz filmlerin geçmişte bir solukta tüketilip atıldığını unutmayalım. dileyim "Kuzuların sesizliği" gibi bir geçmiş yakalasın. yada "Titanic" gibi batıp rotasına devam etmesin.
    Puan: 6
  • Kahpe Bizans - Kahpe Bizans

    Televole usulu oturtma...

    Sponsorluğunu saygın programlarımızdan televole'nin yaptığı ; gerekli görülmüş bir dönem filmi. Saygı değer halkımızı güldürmek için kotarılmış, ama başka bir ifade ile film bittikten sonra güldürmeyi başarmış bir Türk harikası. Hasılat yapmayı başarı kabul ediyorlarsa başarıları onların olsun ama şahsen ben filmin başarısından bi haber kaldım. Güldürmeyi cinsellik ve tü kaka laflarla sürdürmemizi istiyorsanız , bu filmin 2. ve 3. bölümlerinide çekin. hatta adına da kancık bizans, kokuşmuş tarih falan koyun. biz yine güleriz. ama nereye kadar be kardeşim. Siz bence Şarlo2yu en baştan keşfedin. Madem tarihe bu kadar meraklısın , o zaman bu kadar geriye gitmeye gerek yok. Sadece sinemanın doğumuna "Altına Hücüm" yıllarına gidip bir kapıdan baksanız buda bize yeter. Şayet bu tarz filmlerle insanları sinemaya çekmek bir görevse, insanlar bağımlı kutularına bakmaya devam etsinler. Yada inceden inceye bir yol bulun ki sinema anlayışımız değişsin. Kemal Sunal filmlerini sevdik , izledik izliyoruz da. Ama artık başkalarının çekilmesine ihtiyacı yok bu toplumun. Amerikan sinemasının kanatları altına girmeden de filmler çekilebilir. buna inanıyorum. Bir dünya başarısıda beklemiyorum ama kitlesel bir başarıya bu halkın ıhtıyacı.
    Puan: 1
  • İkisini de Sevdim - Splendor

    başarılı bir romantik komedi

    Romantik komediler günümüze kadar şekil itbari ile gerçek fantezilerin masum taraflarını sinemaya uyarlamışlardır. Julia Roberts'a "özel bir kadın" da (bir fahişeyi oynamasına rağmen )taptığımız gibi. bu filmde olmayanı daha doğrusu "olsa bile sadece bu filmde olur " dedirtesi bir yan bulabiliyoruz. Sonuç olarak eğleniyor insan film boyunca ve "ilginç bir film izledim" diyebiliyoruz.
    Puan: 8