Peter Strauss'un saçlarına hastaydım. Öyle bir tarıyordu ki adam, arkadan bakıldığında hani tüm saçların kaynağı gibi gözüken girdap tadındaki bölge hiç belli olmuyordu. Aylarca aynanın karşısında, elimde küçük bir aynayla saçımın arkasını görerek onun gibi yapmaya çalışmıştım. Bazen tutardı, o gün kendimi çok mutlu hissederdim. Yıllar sonra anladım ki, belli bir uzunluğa gelmeden olmuyormuş.