Bizden Size Kim Düşer
- Oyun 2 takım kurulmasıyla başlardı. Takımlar elele verip karşılıklı dizilir, başlayan takım ağızbirliği edip "Bizden size kim düşeeeeeee" diye bağırırdı. Diğer takım en iri yarı elemanı seçerdi diğer takıma düşmesi için. Eleman geriler, gözüne kestirdii en güçsüz iki kişinin arasına dalardı. Bazen eller açılmaz, bazen de açılır yerlere yuvarlanılırdı. Yaş ilerledikçe bi kişiye bakıp sanki ona geliomuş gibi yapar sonra nefis hareketlerle falso verip başkasına dalardık. Çocukluk hali işte.
- bikere karşı tarafa adam yollıycak olan takım bağırırdı öyle "bizden size kim düşeeer" diye. diğer takım da o takımın en cılız, çelimsiz elemanının ismini bağırırdı. çelimsiz eleman gerilip koşar, genelde iki kolun arasında parende ve ters takla atarak karizmayı zedeler ve artık o karşı takımın bi üyesi haline gelirdi. ama olur da kolları birbirinden ayırabilirse, o zaman o takımın en güçlü oyuncusunu seçip onu da beraberinde kendi takımına götürürdü.
- ay ben bu oyunu sadece kötü emellerim için kullanırdım. onur die mahalleden bi çocua aşıktım, ve her soru yöneltildiinde onuuurrr die haykırıırdım ve bena gelmesi için dua ederdim :) ama grubun en iri yarı elemanı olduumdan asla bana gelmesdi, zaten bana da fitil olurdu :)
- bi dakka arkadaşlar. oyundaki kilit lafın tamamı, "mendilimiz köşe köşe, bizden size kim düşe." olacak. bi yannışlık olmasın aman diyim.
- O önemli laf bir kere "mendilim köşe köşe" değil, "menekşe mendilin düşe"ydi. Uyarayım dedim, maksat genç nesillere doğru bilgi aşılamak.
- neyse lafınızı düzeltmek gibi olmasın ama, o aslında kelebek kelebek bu ne neşe, sanki notun çıkmış beşe, yolun sonunda bir köşe, bizden size kim düşe... idi.
- Yav, biz sadece "mor menekşe, menekşe" derdik. Neslimizin kreatif üyeleri destanlar yazmış da, haberimiz yok.