Hey gidi hey. Bu dizi de farklı zamanlarda, farklı kanallarda tekrar tekrar damardan verilmişti. Dominic Santini vardı; şişko, babacan co-pilot. Hep arkada otururdu, iyi iş çıkarırdı yine de. Hedeflere filan hep o kilitlerdi. Adından da anlaşılacağı gibi Dominic Air'ın sahibiydi kendisi, kurt filan hikaye, aslında parayı ordan vuruyodu. Bir de göl kenarına iskelesi olan ahşap evde takılan, tek gözü (korsan imajlı) kör, bi bacağı topal (baston da var), daima beyaz takım elbise giyen, gizemli bi abi vardı. Bi sorun oldu mu hemen ona giderler, ya iskelede ya da şömine başında kanyak içerek mevzuyu tartışırlardı. Havakurdu'nu çok uzaklarda özel hazırlanmış bi dağın içinde saklarlardı. Kahramanımız ve Dom, Amerikan bayrağı desenli bir renegade ciple bu mekana giderlerdi. Dizideki en önemli öğe tabiki helikopter. Öyle böyle bi helikopter değildi ki. Helikopterin taşımadığı silah, yapamayacağı iş, tamamlayamayacağı görev, gidemeyeceği yer yoktu. Hasta olduğum bir diziydi, yine olsa yine seyrederim.