Kuzey'de Bir Yer
- Pazar geceleri TRT1'de yayınlanan bu diziyi ben ve kardeşimden başka izleyen kaç kişi vardı bilmiyorum ama vatanını seven her Türk evladının seyretmesi gereken bir diziydi bence. Kuş uçmaz kervan geçmez bi yer olan Alaska'nın Ciciley adında unutulmuş küçük bi kasabasında geçerdi. Joel Fleischman (böyle yazıldığından emin diilim) diye sevimli bir yahudi doktor vardı. Buraya bi çeşit zorunlu hizmet için gelmişti. Bi de bu adamın ev sahibi olan güzel kadın vardı. Tek motorlu bi uçakla dolmuşçuluk yapardı bu kadın. Klasik birbirine aşık olan ama açılamayan ve sürekli kavga eden çiftti bunlar. Alaska'nın yerlisi hepsi birbirinden mistik kızılderililer, sonradan gelip yerleşmiş herbirinin değişik bir hikayesi olan beyaz adamlar falan vardı. Bi de kasabanın radyosunun zamanında itlik serserilik peşinde koşmuş ama sonra kendisini ilme edebiyata vermiş ve hatta aşmış bitirmiş bi DJ'i vardı ki ben asıl onun hastasıydım. "Evet dostlar" diye başlayıp öyle laflar eder, öyle şeylerden sözederdi ki gece dizi bitip yatağa yattığımda bile adamın söylediklerini düşünürdüm. Vay be. Çok iyiydi hakkaten yaa. Keşke yine olsa da izlesek.
- Hatta dizi yayından kaldırılınca rivayete göre ODTÜ'de minik bi protesto eylemi falan olmuş. İmza kampanyası falan düzenlemiş çocuklar. Jeneriğinin de hastasıydım ben ayrıca, geyikli meyikli, hoştu.
- Gerçekten, hep orda yaşamayı hayal ederdim, oysa hiç bi numarası olmayan bi yerdi işte. Bi gün yurtta Tv salonuna indim bu diziyi izlemek için, 3-5 kişi vardı, içimden "Uff, kimse de istemez ki şimdi bunu izlemeyi" diye geçiriyodum ki... meğersem onlar da aynı şeyi düşünüp, söylememişler, hepimiz "Kuzeyde Bir Yer"i izlemeye inmişmişiz... DJ müthiş bi herifti, motosikleti vardı; bi de kızılderili film çekmeye meraklı, acaip otantik bi çocuk vardı! O da çok şekerdi! Hatırlatan arkadaş, çok teşekkürler!
- Bi de bi astronot eskisi vardı ve çok zengindi. Biz de ailecek dj'in hastasıydık ama ben biraz da adı galiba Eddie olan kızılderiliye bi takım duygular beslerdim. Ayrıca hala şuna inanırım ki bi diziyi hatırlayan ve zamanında sevmiş olan insanlar bi şekilde birbirleriyle iyi anlaşıyolar.
- Dizi bol ödüllüydü ve onca özel kanalın içinde TRT-1 de gösterilmesi inanılmazdı. Sözde gelişmiş toplumların tüm değer yargılarını benliğinde toplamış bir pratisyen hekimin, önceleri "medeniyetten uzak" bulduğu ve biran önce kurtulmak istediği bir Alaska kasabasının gerçekte insanın temiz, bozulmamış, özgür ve muhteşem doğasını tüm incelik ve ayrıntılarıyla barındıran belki de son yeryüzü parçası olduğunu keşfetmesini ön plana çıkarıyordu. Karakterler öylesine müthişti ki herbiri tek tek diziyi götürebilirdi. Ancak doktoru oynayan Rob Morrow şansını sinemada denemek isteyince dizi sihrini kaybetti. Doktorun bu mistik kasabadan "doğaüstü" bir bölümle ayrılıp tekrar şehre döndüğünde, gemideki yüzünde beliren o huzur dolu tebessüm adeta "tüm pisliğine rağmen yine de teknoloji" diyordu.
- dizinin başında jenerik akarken herkes iş yerini açardı hatırlarsanız. müzik de apayrı güzeldi. ama bitişte tek kare bi fotoğraf olurdu. dizinin son bölümünde ise bitiş jeneriğinde kahramanlarımızın hepsi işyerlerini kapayıp gitmişlerdi. esaslı bi bitişti.
- babamın bir arkadaşı vardı, bayaa yaşlı bir adamdı rahmetli; 'şimalde bir yer' diye durmadan bu diziyi anlatırdı. 'şimal'i pek çok yakıştırırdım, daha karizma gelirdi bana.