Atlantis'ten Gelen Adam
- İsminde bile meymenet olmamasıyla dikkat çekmişti. "Dallas'ın Babisi" olmaktan bir adım ileriye gidememiş zavallı insan Patrick Duffy oynardı. Bu adam bir gün hiç sebepsiz, zırt diye çıkıvermişti insanların karşısına. "Nereden geldin?" diye soranlara Okyanus'u işaret ederdi. Millet de bununla eğlenir, maymuna çevirirdi. Neden ortaya çıkmıştı, olayı neydi hatırlayamadım. Sadece çok iyi yürekli, doğasever bir adam olduğunu hatırlıyorum. Ellerinde perdeler oluşurdu kurbağa gibi. Sudan uzak kalamazdı, zaman zaman küvette uyurdu. Su bulamadığı vakitler direk morarır, eğlendirirdi bizleri.
- Herifin kayıtlarına baktıklarında bilgisayar 'Atlantis'in son vatandaşı' yazıyordu. Acaba Atlantis'in nüfus kayıtlarını kim Amerika'nın bilgisayarına girmiş? Orada herifi nasıl buluyorlar? Bunlar hala kafamda aydınlanmış değil. İnternet'teki tüm search engineler bile Atlantis'in son vatandaşını cevaplayamıyor, acaba 80'lerin teknolojisi nasıl cevaplıyor? Bilen varsa beni aydınlatsın.
- Ben o zamanlar doğa üstü erkeklerin, sözgelimi uçan ya da kaçanların daha önemli olduğunu sandığım bir yaş dilimindeydim. Yaşıtlarım ve bıyıkları yeni terlemiş garip ergenler bana sıradan ve basit gelirdi söylemesi ayıptır. Ne yalan söyleyeyim, parmakları arasında perde olan bir erkek çok cazipti doğrusu, deniz kızlarıyla neyin iletişime geçiyordu. Bobby iken ne kadar tırsak ise Mark Harris olarak o kadar karizmaydı. (Halt etmiş aksini idda edenler) Yalan Rüzgarı'ndaki Victor gibi ağzından laf almak için pense gerekirdi. Şu an bile halen düşünüyorum, karşıma Mark Harris gibi saf, temiz, arada bir "Hanım ben şöyle bi pasifik yapıp gelecem gecikirsem merak etme." diyecek bir adam çıksa hiç durmam, hemen kabul ederim diye.
- Atlantis'ten gelir gelmez birçoğumuzun kafasında soru işaretleri oluşmuştu. Atlantis neresiydi ve nasıl biyerdi? Evdeki bütün Büyük Coğrafya Atlas'larını karıştırmama rağmen bulamamış ve üzülmüştüm bi sürü. Biz bulamadıysak bu herif de bulamaz, memlekette karısı kızı vardır üzülürler, herif gurbet ellerde yanlız kalır diye.
- Ulan Atlantis'ten adam mı çıkar beeee!?
- değişik bir yüzme stili vardı adamın. şöyle birnevi sinüs eğrisi gibi, ne biliyim yılan kıvrılışı gibi ama sağa sola değilde yukarı aşağı genlikte olanı. küçükkene bende hep küveti doldurur içinde aynen o şekilde yüzmeye çalışırdım fakat her seferinde kafamı o küvetin baş tarafında bulunan fazla suyu taşırma metalciğine vurur uyuz olurdum. ayrıca, öyle elin atlantisten gelen adamları gibi yüzmeye çalışarak banyonun yerlerine taşırdığım sular için annemdem yediğim azarlarda işin cabası olurdu.
- parmaklarındaki perdelere özenip naylon poşetten perdeler yapmıştım. olmamıştı.
- Küçükken, acaba adamın biri gerçekten genetik bir olay yüzünden elleri perdeli doğsa, büyüyüp sporcu olup olimpiyatlarda yüzme yarışlarına katılsa, kırdığı rekorlar olimpiyat komitesi tarafından kabul edilir mi diye birtakım meraklara itmişti beni bu zalim dizi. Aslında hala merak ediyom.
- İlkokulda "ne var, ben de atlantis'ten gelen kızım" diye kandırmıştım bir sürü salağı, bayaa bi çevrem olmuştu, donuk bakışlarla yürüyor, konuşmuyor, gülmüyor, hiç tepki vermiyordum. perdelerim yoktu ama "daha küçüğüm, büyüyünce çıkacaklar" diyordum. sonra bana özenenler oldu, birkaç sahte atlantis'ten gelen kız türedi, işi bıraktım. benden sonrakiler de tutunamadı zati.
- Atlantisten gelen elleri perdeli ırkın adı Merfolktu.