Monopoly
- Halı üzerine konan karton oyunlar familyasının babalarından biriydi. Borsa vardı bir de. Borsa yerli imalat idi. Burada bir şekil emlakçılık ve yer parselleme oyunu oynanırdı. Karton üzerinde çeşitli değerlerde bölgeler vardı. Amaç bunları parsellemek, gelenden geçenden para almaktı. Üzerine oteller yada evler inşa edilebiliyordu. Oteller kırmızı, evler yeşil plastikten bi şeylerdi. Arada bir kodese girerdi insan manasızca. Bu oyunlarda başarılı olmak insafsızlık isterdi. Başarılı olanlar oyunu gerçek hayata da yansıtarak otoparkçı oldular. İstanbulu metre metre parselleyip sattılar.
- Anlamadığım bir şey vardı; neden durup dururken kodese giriyoruz ki? Yani bi kural olsa falan. Nerdee!
- Biz Borsa adında olanı oynardık. O zamanlar Aydın'da yaşıyordum. "Haşim İşcan"'ı oyunu yapan adam sanırdım. Sonra İstanbul'a gelip Haşim İşcan geçidini gördüğümde "Vay be, demek orası burasıymış" dediydim. Evet.
- Ne hırs yapılır o oyunda; sevgililer küser, dostlar düşman olur. Bi de zengin oldum hissine öyle bi kapılırsın ki kazanırken, duruşun bakışın değişir.
- monopolyde bir banka müessesi vardır. oyunculardan biri oyunun para işlerini görür, para alır para verir, kasadır o. işte bu kişiye güvenmek oyunda yapabileceğiniz en büyük hata olur. çünkü monopoly, kasa olan kişi için en kolay hile yapılabilecek oyundur. sürekli bir gözünüzle adamı takip etmeniz menfaatiniz icabıdır. yukarda, "bu oyunda başarılı olanlar istanbulu parselleyip sattılar" denmiş. bugünlerdeki bankaların içini boşaltanlar da monopolydeki kasalarla aynı kişilerdir.
- Eskilerinde Barbaros Bulvarı, yenisinde Yeniköy renkleri var ya böle koyu lacivert ve en pahalı yerler. Aman tanrım nası yarışır insan oralara gelip donunu bile satarak almak için.
- Kodese girmenin de belli bi kuralı vardı. Ya çekilen şans kartında "Lütfen(!) kodese gidiniz" yazardı, ya da kasa olup da hile yaparken yakalanan kişi kodese yollanarak cezalandırılırdı. Oyun sırasında zar atıp teasadüfen kodesin ordan geçenler, kodesteki elemanla "Sana ziyarete geldim." diye dalga geçerlerdi.
- genelde monopoly oynarken bankanın yakınında bi yerlere oturur arada para çalıp bacağımın altına koyardım kimse görmeden. bi gün kuzen gördü para çaldığımı bende napayım rüşvet verdim tabi.
- Bu oyunun bi de "milyoner" diye bi versiyonu vardı. Enflasyonun kurbanı olarak bi süre sonra "milyarder" olarak ismini değiştirmişti.
- monopoly, paranın insanı nasıl değiştirdiğini göstermesi açısından çok yararlı bir oyundu. ilerde beraber ticaret yapıcaanız kişi, ya da evlenmeyi düşündüğünüz kişiyle bu oyunu oynamadan birlikteliğe karar vermek deliliktir.