Misket

  • Hiç bitmeyecek, sonsuza kadar sürecek bir eğlence olduğunu zannederdim ama yıllardır ne misket gördüm ne de oynayanı. Zaten misket toprak alanlarda oynanmalıdır ve günümüzde hiç toprak alan yoktur. Bir tek stadyumlarda, futbol sahalarının çevresinde kırmızı kumdan oluşan bir alan vardır ama burada da bizlere misket oynatmazlar eminim. Halı üzerinde de misket oynanabilir fakat bir çok sakıncası vardır. Bir zamanlardan bahsediyoruz, bir zamanlar duvardan duvara halılar yoktu. Tam ortaya yerleştirilmiş, dikdörtgen halı üzerinde misket oynamayı çok denedik ama tabiatında bir top olan misket mutlaka halının dışına kaçar, parkenin üzerinde sinir bozucu bir "fırr fır fır" sesi çıkartır ve yüzde yüz, odadaki koltuğun, kanepenin altına girerdi. Misketi oradan almanın şekilleri ise apayrı bir hikayedir. Bu heyecanları devam ettirmek için misketi tutundurmalı, başı, baş altıyı, kuyuyu, kafa karışı gençlerimize öğretmeliyiz. Misket denen bu minik topa çeşitli yerlerde bilye, hatta combalik denildiğini bilirim. Hafızam yanıltmıyorsa bin türlü daha değişik ismi olmalı.
    zuxxi
  • Bu misket oyununda kuyu çok güzeldi arkadaş yaa. Bu yaşıma geldim vallahi utanmasam şimdi oynıycam. Öncelikle kuyu açmanın adabı vardır. Oyun oynanıcak düz alan seçilir, ortalarda bi yerde kuyu açmaya müsait toprağı mümkünse toz haline gelmiş bir alan bulunur. Oynayanlardan biri topuğunun üstünde döner; belirli bir derinliğe ulaşıldığında kuyu hazırdır. Bi çizgi çizilir oyuna başlamadan önce, kuyunun yanından atılır misketler sırayla, çizgiye en yakın olan önce başlar. Sonra kuyunun içine sokulmaya çalışılır misketler. 10luk tabir edilen büyük misketlerle oynamak yasaktır. Kemikler makbuldür. Değişik değişik kuralları vardır. Alt mahallede bir kural geçerliyken üst mahallede tam ters kural işler. Değişik atış stilleri de bulunur bu oyunda. Mumdirek aklıma geldi hemen mesela; küçük parmak yere konularak el karış olarak yukarı açılır, o yükseklikten atış yapılır. Karış muhabbeti de sürer gider seninki büyük benimki küçük diye. Daha aklıma gelmeyen neler neler... Çok güzeldi o günler. Yurdun çeşitli yörelerinde miskete; bilye, bilya, cilali, camgöz diyen gönül dostlarının bulunduğu da kulağımıza gelen haberler arasındadır.
    metalwarrior
  • Misket sporuna gönül vermişler bilirler ki, oyun sırasında türlü atraksiyonlarla rakibin morali çökertilmeye çalışılır, elin titremesi gözün seğirmesine gayret gösterilirdi. Misal "Baş"ı belirleyen çocuk, ki ortaya konan misketlerin onemli bi kısmı ona ait olurdu, ilk atışı yapacak kişiye "benden başşşş, vuranın götü yaşşşşş eheoeheoeh" falan diyerek rahatsız ederdi. Bunun bi cevabı var idi ama unutmuşum. Bi de sosyal adaletten sorumlu hasta ruhlu abiler ya da minik çeteler bulunurdu. Ne zaman ki bi afacan herkesi ütmeye başlardı, bu abi veya çeteler devreye girerlerdi. Önce oyunu izliyormuşçasına bi köşede dururlar, sonra birden "huraraaaaaa!" diyerek bütün misketlerin üzerine atılıp, "Kapııııııışşşşşşşş!" diyerek bütün misketleri havaya fırlatırlardı. Bu sırada herkes payına düşen üç beş misketi kapar, komün düzene şükrederdi. Sırf bu yüzden ilerde sosyalizme komünizme gönül verenler olduğunu adım gibi biliyorum.
    Cornholio
  • Biz ona "kındak" ya da "gındak" deriz. Amasyaca diye bi dil vardır, size gındak'ı cümle içerisinde kullanayım: Çağlar bedellerin altında gındak oynuyolar. Türkçesi: Çocuklar merdivenlerin altında misket oynuyorlar.
    TSuBaSa
  • hepimizin biçok misketi olmuştur. ama iddialı oyunlarda ayrıca kullandığımız bi misket vardı. ki; o hepsinden daha değerliydi... biz aramızda o miskete "gafçik" derdik. ayrıca gafçiklerimizin isimleri vardı. benimkinin adı "kafadar"dı. bi keresinde "kafadar"ımla yusuf diye bi arkadaşın "domdom"unu ikiye yarmıştım, o da çok ağlamıştı :) birinin tüm misketlerini üttükten sonra gafçiğini de üterseniz, o çocuk mahallede uzun süre yüzü tutup da misket oynayamazdı. bu yüzden elimizde sadece gafçiğimiz kalır ve diğer misketlerimizi kaptırırsak oyundan çekilirdik. gafçik namustu bizim için. benim "baş" ve "kuyu"nun yanında sevdiğim başka bi oyun vardı ki; adı da "mors"tu. yine toprak sahada düz bir satıh bulup orta boy ikizkenar bir üçgen çizilirdi. oyuna katılan herkes en az iki, en çok 5 olmak kaydıyla misket koyardı üçgenin içine. sonra da taraflar sırayla üçgenin içine gafçiğini pandikleyerek misket çıkarırdı. üçgenden dışarı çıkarılan misket çıkartan kişinin olurdu. gafçiği üçgenin içinde kalan kişi, o el için oyundan çıkardı. hey gidi hey hey! şimdi elimde o yıllardan kalan 197 tane misketim var. ilerde (eğer olursa) torunlarıma öğretmek için saklıyorum.
    Suyu_Arayan_Adam