zuxxi.com//sinema|geyiks

Demerzel

Hikaye Bunlar

Sevişme Sahnesi

Aha bunu da anam anlattı. 70'li yılların başında valide Beyoğlu Emek sinemasına, Steve Mc Quinn'in bir filmine gitmiş. Filmin ateşli bir sevişme sahnesinde herkes çıt çıkarmadan izlerken, arka sıralarda oturan bir emmi, derin bir nefes çekip "ALLLLLAAAH ÇOK ŞÜKÜR!" diye top gibi patlamış. Makinist dahil sinema yarılmış, filme ara vermişler.

Hikaye Bunlar

Aman Diyim

Orta yaşlı bir çift karavanlarıyla tatile çıkıyorlar. Deniz kıyısında bir Karavan Park bulup yerleşiyorlar. Bir saat içinde etraf doluyor, her yanda karavanlar beliriyor. Bir ara kadıncağız sigara almak için yakınlardaki bakkaliyeye kadar uzanıyor. Yirmi dakika sonra dönüp karavanın kapısını açınca, kendine artık epeyce dar gelen slip mayosunu giymeye uğraşan kocasının, arkadan görüntüsüyle karşılaşıyor. Bu manzara, seneler sonra kadının, kocasını son derece şirin ve hatta seksi, ve hatta errkkeekk bulmasına sebebiyet veriyor. Kadın adama sessizce yaklaşıp, slip mayonun altında kalan kısımları elleriyle yokluyor. Ardından en Sharon Stone sesiyle adamın kulağına, "Tatile hoş geldin kocacıım" diyor. Bu noktada adam yüzünde mutlu bir gülümsemeyle kadına dönüyor, ve işte kadın o anda yanlış karavanda olduğunun bilincine varıyor.

Hikaye Bunlar

Yerel Yönetim

Bodrumda otobüsten indik, otel aramaya başladık. Netekim Güleç Motel adında nohut lobi, bakla resepsiyon bir yer bulduk kendimize. Barlar sokağına epey uzak, hatta çevresinde Bodrum'un yerlilerinin oturduğu evler var. Otelin arkasındaki dar sokakta yürüyüş yaparken duvarda elle yazılmış şöyle bir ibare gördük: Dikkat! Köpeklerinizi orta yere sıçtırtmayın. Sokağımızda köpek boku istemiyoz. Muhtar.

Sonu Gelmeyen Espriler

Gözüm Daldı

Bunu annemden ögrendim. Demek sonu gelmeyen espriler cenerasyonlardır beynimize tecavüz ediyorlarmış. Elemanın birinin gözü dalar. Yanındaki arkadaşı (öyle arkadaş olmaz olsun) bir göz dalımı yakalamış olmanın verdigi şevkle: -Ne o? Midye mi çıkarıyon? Ehereherehere!!!

Susam Sokağı

Başlangıç jenerigi hep aynıydı ama bir ikinci opsiyonel bitiş jeneriği vardı. Parklarda çayırlarda oynayan çocukları gösterirdi. Özellikle 50 tane falan veledin bir mayıs direğinin etrafina kurdele sararak daire şeklinde koşmaları sahnesini çok severdim. Ve fakat bu jeneriği düzensiz ve çok seyrek yayına koyarlardı, ama niye, hangi sebebe bağlı olarak bilmiyorum.

Ninja Kaplumbağalar

Shreder'ın patronunun ismi Brain değil Krenk idi. Hatta memleketi olan iks boyutunda General Krenk adıyla nâm saldığını bile hatırlarım. Dev paletlerle yer altında hareket eden Teknodrom diye bir alette otururdu. Bizim burada Teknodrom deyi bir disko var.

Bizden Size Kim Düşer

Yav, biz sadece "mor menekşe, menekşe" derdik. Neslimizin kreatif üyeleri destanlar yazmış da, haberimiz yok.

Tekerlemeli El Şaklatmaca

Annem anlattı. Yalova'da otururken, Tüpraş'a yardım amaçlı gelen Amerikalıların çocuklarından bu tekerlemeyi ögrenmiş. Ooo Hirohito Hiroshima Nagazaki Ooo Hirohito Hiroshima bum bum bum. Anamlar bunu Japonca sanıp bağıra çağıra söylermiş. Ne fecii di mi!

Ellerimizi Yıkayalım

Bunun bir de futbol maçından dönen iki kardeşli versionu vardı. Bu biraderler tozda, çamurda top teptikten sonra eve gelip yemeğe otururlardı. Anneleri de bilinçsiz bir insan olarak ellerinizi yıkayın demezdi. Bu arada büyük kardeşin 3 gol ("Hettrik" olayı) attığını ve de kücük kardeşin bu olayı gururla anneye aktardığını hatırlarım. Küçük kardeşi sanırım Oya Küçümen seslendirirdi. Bir ayrıntı daha. Dâvudî sesli amca "Kirli yaşıyoruz, temizmiş gibi yapiyuruz." derdi programın sonunda. Ama hakkaten de "yapiyuruz" derdi.

Tam İki Dakika

Bir kısa film vardı çocukları diş fırçalamaya teşvik eden. İlk önce bir saksafon nâmesiyle başlar, ardından bir kampta uyanan enerjik çocuklar görülürdü. Bu aslan vatan evlatları yataktan fırlar fırlamaz bismillah diş fırçalardı. Sonra gün boyu koşar, oynar, araziyi keşfe çıkar, düşüp kafayı gözü patlatmadan ip köprülerle nehirlerdenden geçerlerdi. Bu aktiviteler sırasında "Biz arkadaşız, biz başarılıyız, dişe dokunur işi beraberce yaparız!" gibi sözleri olan muhteşem bir şarkı söylerlerdi. Sonra öğlen fırçalaması tabii. Sonra biraz daha aktivite ve akşam fırçalaması. Şimdi gelelim en can alıcı noktaya. Her fırçalama esnasında, yuvarlak gözlüklü, düz sarı saçlı, az dişlek, yani kısaca zekâ timsali görünümlü bir kardeşimiz elinde bir fırçayla kameranın önüne firlar ve "Tam iki dakika!" diye feryat ederdi. Bu çocuğun akşam fırçalamasında bir elinde idare lambasıyla aynı firlama hareketini yapmasına ise hala gülerim. En son biri çadırının içindeki idare lambasını söndürür ve klip biterdi. Çok salaktı ama bu heriflerin gazıyla günde iki kez diş fırçaladım. Şimdi eşek kadar herifim ve topu topu bir dolgum var.

Artema

Sonradan bu Artema reklamı 48 bölüm tekmili birden bi tefrika'ya dönüşmüş, ustadan çırağa geçen bir müessese haline gelmişti. Gözlüklü bir eleman açıp kapardı musluğu başlarda, sonra evlendi ve işini çırağına (avanak görünüşlü bir oğlandı) devretti. O çocuk hakkaten avanakmış ki kayboldu reklam, bir daha hiç görünmedi.

Final Fight

- Olm ne vuruyon! - Pardon kazara oldu. - Dur bi de ben sana vuruyum eşit olsun. - Oldu. - KÜTÜRRRRT!!! - Lan lan lan saltanat mı yaptım ben sana ayı! - Ehehehe kazara oldu...

İlk Derste Kuralları Belirleyenler

Bir milli güvenlik hocamız vardı: Emekli Albay Sermet Şahin. Bu adamcağız sene başında kuralları bizimle beraber koydu, birer birer kağıda yazdı ve sınıf panosuna astı. İstenmeyen bir olay olduğunda numara ve tam metni ile beraber ihlal ettiğimiz kuralı ezberden okur ve gerekli cezayı uygulardı. Bizimle hep sizli konuşur, cezaya itiraz edersek "Çocuum, kuralları sizinle birlikte, konsültasyon çerçevesinde koymadık mı?" gibilerinden birşey der ve lafı ağzımıza tıkardı. Kaçacak hiç bir delik bırakmazdı. Hepimiz, kızlar dahil, bu adam sayesinde çakı gibi olmuştuk. Süper bir yönetici idi. Kulaklari çınlasın.
  • Mısır Prensi - The Prince of Egypt

    Vay Vay Vay Vay!!!

    Disney Herkül'le Tarzan'ka vakit kaybede dursun, el oglu olayi Musa'yla bitirmish. Helal derim ve hatta Shalom bile derim.
    Puan: 10
  • 8MM - 8MM

    Beni oturdugum yerden kaldirip, hem East Coast'un hem West Coast'un en enigmatik, en kIllI, en bizarre porno ortamlarina daldirip daldirip cikaran, biryandan da kimi Arabik melodilerle kulak masaji uyguluyan bu filmi ben sevmem de n'ederim? Ya shimdi düshünüyorumda Temel Icgüdü ilk geldiginde nasil abartmishtik. Shimdi böyle snuff olaylarla karshi karshiya kaldigimizda bile soguk kanliligimizi koruyabiliyoruz. Bravo. Terakki var.
    Puan: 9
  • Yaşamın Renkleri - Pleasantville

    woay woay woay!

    Hem sashirdim hem sevindim. Ben böyle bir filmi asla Amerikan sinemasindan beklemezdim. O gururla bahsedilen "The good old American values" tanmamiyle ayaklar altinda. Liberallik'in nekkadar güzel oldugu vurgu üzerine vurgulaniyor. Yav merak ediyorum acaba niye hic muhafazakar gruplardan ses gelmedi. Halbuki midwest insanlarinin (rednex) yönetmen ve oyuncular icün ölüm emri cikarmalarini beklerdim. Acaba Amerika McCarthy döneminden bu yana hakkatende bir miktar yol geldi mi? Gelmish olsa gerek.
    Puan: 9
  • Kurda Tuzak - Entrapment

    Sinemada Yashli adamlar devri

    Hoca filim bosh be. Yani ne bilem, Saint gibi ama deil. Hirsiz polis oluyur polis hirsiz oluyur. Manzaralar pek guzel. Malezyayi gormush kadar oldum yani. Hirsizlarin alet, ekipmani gorunce teknoloci cok ilerledi yau diyorsun. Ama gene de ruh yok yaa. Ben Cathrine bacimdan azicik daha fazla erotik bisheyler umid ediyordum o da bosh cikti. Birtek o kirmizi iplerle calishirken popoyu karpuz gibin havaya dikme sahnesi var. Neyse benim asil deginmek istedigim konu shu. Bakiniz Horse Whisperer: Robert Redford (50 kusur)Esas hatun (30 kusur) Bakiniz As Good As It Gets: Jack Nicholson (60 kusur) Helen Hunt (30 kusur) E shimdi birde bakiniz Entrapment: Sean Connery (Neredeyse 70) Cathrine Zeta Jones (20 kusur). Eeeee? Bu ne shimdi yaa Moruklar olayi karizmayla marizmayla bir shekilde goturuyor. Yoksa genc olmak pek o kadar da iyi bir nane degil mi? Peki bunun tersi olsaydi. Macaulay Caulkin (Evde tek bashina)(en fazla 20) kalkip Raquel Felsch (Eshek kadar hatun)(Kesin yanlish yazdim) ile evcilik veya kukali saklambac oynasaydi. Bu varyete de piyasaya "Ye beni Necla" adi altinda, Vida film tarafindan surulseydi tepkimiz ne olurdu. Ilgiyle izlermiydik. Yoksa "Subyanci hatuuun!" diye sinemalari mi tashlardik? Tesbitlerinizi bekliyorum. (6 puanida vereyim bu arada usulcana)
    Puan: 6
  • Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike - Star Wars Episode I - The Phantom Menace

    ouverture

    Yau shimdi bu filme 10 vermeye gönlüm elvermiyor. Ama senaryo hakkinda yorum yaparken cok sert de gitmemek lazim. Lucas'in yüz suyu hürmetine degil. Özel efektler ve soundtackin (mükemmel olmalarina ragmen) hatirina da degil. Bana kalirsa hikayenin nazari donuklugu filmin bir acilish, prelüd veyahut daha da gavurcasi uvertür kimligi tashiyor olmasindan ileri geliyor. Phantom menace, 2. ve 3. episode icin bir introdüksiyon. (La bunun Türkcesi ney?) Ish bu sebepten dolayi kimi kusurlarin gözardi edilmesi, senaryodaki bayginlik ve hatalarin affedilmesi ve de shu an prodüksüyon ashamasindaki episodelarin hevesle beklenmesi yerine olur gibi geliyor bana.
    Puan: 7
  • Bir Yaz Gecesi Rüyası - A Midsummer Night's Dream

    Aha bir aktör de burada!

    Gecen senenin sonunda bunu oynamishtik biz de. Ben Oberon'dum. Acik havada oynamishtik, ben perisel saten kiyafetlerimle donmushtum. Ilk temsilde selamlari verirken benim kralice Titania soguktan altina etme raddesine gelmishti. Neyse o bashka hikaye. Dogrusu Di Caprio'lu "Romeo Juliette" ten sonra korka korka gittim bu Shakespear reprodüksionuna. Fekat iyi olmush hosh olmush. Müzikleri de cilop olmush. Bizim gayri kabiliyet orkestrayi düshündükce gözlerim yashardi. Ama genede fena calmamishlardi ya. Son olarak senaryoyu eleshtirme cürretini gösteren kimi kendini bilmezler'e sesleniyorum. Hadi ordan len!
    Puan: 9
  • Perili Ev - The Haunting

    Kabak tadi ve ötesi

    Ya babalar bu "Böööö-Ohaley!" metodu ile bizi korkutmaktan ne zaman vazgecekler yaa. Yani ne hikaye sardi ne efektler sardi. Abartmiyorum 20 dakika falan kadar uyumushum. Birtek ev bir de Zeta güzeldi o kadar. Ya daha sirada Scream 3 var. Ay ay ay ay. Blair bilem daha güzel. Hic degilse fikir orjinal.
    Puan: 2
  • Mavi Korku - Deep Blue Sea

    LL Cool J

    LL Cool J efendi, bir rapperdir. Veri tabanindaki sayfasindaki bashliga, "oyuncu" nun yanina eklenmesine... Film de son derece bayikti bu arada
    Puan: 2
  • Amerikan Pastası - American Pie

    Hormonal Komedi

    Analyze This'den beri bu kadar gülmemishtim. Konuyu fazla irdelemeden kikiri-kokoro takilirsan, gayet de güzel bir film olabiliyor. Tutucu terbiye, ar, edep, iffet, namus degerleri olanlarin zevk alacaklarini hic sanmiyorum. Ama zaten öyleleri neden zevk alabiliyor ki?
    Puan: 8
  • Şeytanın Günü - End of Days

    Avusturya Aksanli Zirva Aksiyon" veya "Gereksiz Memeler"

    Arnold emminin bashari cizgisi Terminatör 2'den beri Marlboro icmish civciv trendini izliyor. Eraser'daki hayal kirikligini bunda da yashadim. Arnold'la calishan yönetmenler genel bir hataya düshüyorlar galiba. Biz Terminator'dan beri hic Arnold seyretmiyoruz ki (Komediler haric), hep robot seyrediyoruz. Adamin orasindan jilet geciyor, burasina mermi giriyor, ucak carpiyor, transatlantik cigniyor, gene de bir halt olmuyor. shu aksiyon sahnelerini 0-6 yash grubunun mantigina göre yapmayalim. Arnold Arnold da olsa insan yav. Arnold'un aksani gitgide koyulashiyor sanki. Özellikle en bashta arkadashinin evine geldigi sahnede bir laf söyledi ki, salondaki Almanlar bile kikirdadi. (Breakfast is the most important meal of the day.) Filmin bir baska killi yani ise ani, random ve gereksiz yere zirt pirt meme görmemiz. (Meme ayri gögüs ayri.Gögüs tavukta, meme insanda olur.) Kiz kondüsyon aletinden inip odasina gittiginde nenden zart diye t-shirtünü cikariyor ve bizi mamografi cekmeye zorluyor. Yani ciplaklik hosh, güzel ama eger filmin konusuna veya sanatsal yanina bir katkisi yoksa son derece gereksiz. Pornoyla erotizm arasindaki fark da birinin size sadece kendini pazarliyor, öbürünün ise filmin (Kitabin vb) genel sunushuna destek oluyor olmasidir. (Bu hipotezi shimdi kicimdan attim begenmediyseniz size yazik.) Ayrica kizin en kisa yoldan, sheytan ona ulashmadan evvel neden idam edilmedigine hic aklim ermedi. Neymish efendim? Kötülüge kötülükle karshilik veremezmishsin! Peh peh peh! Adam papaz degil Mohandas Ghandi sanki. Yani o vaktinde "cennettin anahtarini" önüne gelene satan, tanrinin yerine gecip milletin günahlarini affeden, endüljans karshiligi bagish toplayan katolik kilisesinin etikleri bu kadar mi güclenmish son 100 senedir? (Sevgili Müslim ve Gayrimüslim kardshlerim. Benim ne Katolik kilisesiyle ne de bashka bir dini organizasyonla hicbir alip veremedigim yok. Filme verishtirirken sizin sinirinizi bozduysam shimdiden özür dilerim.) Filmi yilbashindan 2 gün önce (Frankfurt'da)görmüsh olmam beni "Lan ya yarindan sonra böyle olursa da biz de cehenneme gidersek!" tribine soktu. Filmin tek hoshuma giden yani da buydu. Velhasil kötü, cok kötü.
    Puan: 2
  • Yaşam Treni - Train de vie

    Ne kadar güzel Ne kadar hosh

    Bu film varken gidip Titanige falan aglamak göz yashi israfi be. Ama yönetmen abi aci gelcegi son anda "ceee" diye veriyor, shöyle icine sindire sindire aglayamiyorsun. Ben anca sinemadan cikip taksiye bindigimde gerekli duygu yogunluguna ulashabildim. Taksici "manita durumuysa bozma moralini" diye teselli edip bana sigara ikram etti.
    Puan: 9
  • Son Muhteşem Kahraman - Last Action Hero

    Ahududu ödülleri Cannes Festivali bünyesinde verilirse ismi Frambuaz mi olur?

    Ya benim hatirladigim bu filmde birkac iyi espri vardi. Ama film sirasinda cishe gitmeye yönelik (Sanki reklamlarda gidilmiyormush gibi) bayik kismlar da vardi. Arnold cok konushmazsa, fazla oyunculuk denemesi yapmazsa zaten fena olmuyor filmleri. Terminator ne güzel mesela. Iki kere ''Ill be back'', bir kere de ''Hasta la vista'' oh sen sag ben selamet. 12 yashinda sevdim ben bu filmi, shimdi onun hatrina bakarim biraz.
    Puan: 5