zuxxi.com//sinema|geyiks

forane

Görevimiz Tehlike

Uff, hakkaten de görevleri tehlikeydi ha! Bi kere o kasetteki mesajlar çok ciddi, içten pazarlıklı şeylerdi. Ayrıca elemana eşeğin kulağına su kaçıran cinsten görevler verirdi. Halbuki şöyle bi mesaj bulsa Jim, en azından rahat bi hafta geçirirdi: Senin görevin Jim, tabii kabul edersen, bizim üst katta oturan üniversiteli gençler hafta sonları çok gürültü yapıyorlar, ayrıca eve giren çıkan belli değil, kızlı erkekli... Yani bi çeksen kulaklarını, hatırlatsan bak burası aile mekanı, neyse, sen daha iyi bilirsin ne diyeceğini. Yengeye de çok selam Jim, bi akşam oturmaya bekleriz, iki kadeh ıslatırız, iyi olur. Neyse Jim'im, fazla tuttum, kusura bakma, daha kaset kendini imha edecek falan. Hadi hayırlı işler.

Galaktika

Baltar çok tahammülsüz bi herifti. Çok kötü davranırdı saylonlulara, köpek muamelesi yapardı. Ama haksız da sayılmazdı, çünkü bu teneke kafa saylonlular süzme salaktı, iki dakka muhabbet edilecek tipler değillerdi. Anca kavgadan anlarlardı. King bildiklerinden de şüphe ederim. Gelsin otursun biri King masasında karşıma, hem Rıfkıyı hem de son ikiyi aynı şahsa satmazsam namerdim!

Al Bano ve Romina Power

Kadın Amerikan asıllı idi. Sanırım bu adama "Bak seninle bu alemde yeni bir Eurythmics olucaz, dünya müzik listelerini fethedicez." şeklindeki vaaatleri yüzünden varmıştı. Fakat dört köşe gözlüklerinden başka bir olayı yoktu adamın. Feliçita'dan başka da bir şarkılarını hatırlamıyorum. Kanımca Izel-Çelik'ten öte birşey olamadılar. Sahi, Çelik "benimle evlenir misin" gibi hitlere imza attı solo olarak, Al Bano neler yapıyor acep?

Havuz

Hep merak ederdim, bu havuzun suyu nerden geliyor diye. Sonradan anladım ki o su hep aynı su, devr-i daim kurallarıyla dönüp duruyor. Daha sonra o lafın "bu değirmenin suyu nerden geliyor?" olduğunu farkettim, bi daha da merak etmedim.

Berber

Yurdumun berberleri sadece saç-sakal değil, kafadaki tüm kıllardan mesul hisseder kendini. Özellikle kulak kıllarına karşı süper bir teknikleri vardır. Önce bir parça pamuk ispirtoyla ıslatılır; ardından ateşe verilir. Yanmakta olan pamuk seri hamlelerle kulağa yaklaştırılıp çekilir. Bu esnada kulak kılları yanıp tarumar olurken nasılsa kulağa birşey olmaz. Burun kıllarına karşı daha ince bir teknikleri vardır; bunu anlatması da anlaması da zordur, görmek lazımdır: ortasına düğme takılmış bir iplik iki elin işaret parmakları vasıtasıyla uçlarından çekilmek suretiyle döndürülür. Bu dönen mekanizma gene seri hareketlerle burun deliklerine yaklaştırılıp çekilir. Kıllar ipliğe takılıp kalır, burna bişey olmaz. İşte bu iki teknik, bence berberleri kadın kuaförlerinden ayırıp onları bilim adamı mertebesine çıkarır. Siz hiç kulağın yanma katsayısı veya insan burnunun eylemsizlik momenti hakkında kafa yoran kadın kuaförü gördünüz mü?

Berber

80'li yıllarda berberlerin işleri zorlaştı. O güne kadar başlıca iki şekil saç tıraşı vardı: normal ve alabrus. 1984 ve sonrasında ise amerikan, tavuk götü, vs. bi sürü kil-tüy saç modeli peydahlandı. Eski nesil berberler bunlara karşı direnç gösterdiler, onlardan birine gidip "ben amerikan istiyorum" dediniz mi "arkadaşım, burda normal-nizami saç tıraşı yapılır, o dediğin şeyleri anlamam ben" cevabını alırdınız. Bunların sayısı epey azaldı, bu gibi berberlerle karşılaşırsak onları sevelim ve koruyalım, üstlerine fazla gitmeyelim.

Zamanda Yolculuk

Delikanli adamdı vesselam! Onca zamanda yolculuk yaptı, harama uçkur çözmedi. Zaman sana uymazsa sen zamana uy, demedi. Saygıyla anarım hatırladıkça!

Piyango

Bu dizide piyangodan para kazanan tiplerin hepsi de kazandıklarını o iki dallamanın kapılarını çalmasıyla öğrenirlerdi. Be adam, piyango bileti almışsın, çekiliş günü aç gazeteden bak biletinin numarasına! Veyahut git bi zahmet bayiden liste al, kontrol et! Nerdee!

Macera Peşinde

Köpeğinin takma gözünü kumarda kaybeden o aşağılık herifin adı ceyk, köpeğin adı da peyk idi. Köpek gözünü para olarak kabul eden Ceyk'in kumar arkadaşlarını ise hic göstermediler dizide. Ayrıca o köpek insan gibi bişeydi, söylenenleri mükemmelen anlar, evet (hav) ya da hayır (hav-hav) şeklinde cevap verirdi. Bitek uçağı uçuramazdı, o da tek gözlü olduğundan olacak.

Nena

Hmm, Nena Hagen... "99 luftbaloons" olarak düzelteyim şarkının adını. Bir şarkısı daha vardı ki bende şemsi paşa pasajı etkisi yaratıyor söylemeye çalışırken: "irgendwie, irgendwo, irgendwann". Bu hanım Almanya'nın İskender Paydaş'ı olarak da bilinen Dieter Bohlen'den pek bi yardım görmeden başarılarına kendi imzasını atmış biridir. Davulcu sevgilisinin yardımı olmuş olabilir. Sakat çocuk olayı külliyen yalandır.

Sandra

Sandra'nın bir de "in the heat of the night" şarkısı vardır. Tüm şarkılarında vokal yapan gitarist eleman da beyi olur. Posterini ben de asmışımdır o günlerde, hem de utanmadan Opus ve Alphaville'in arasına, tears for fears'ın hemen altına.

Erkek Gibi Kızlar

Kimi zaman "gibi" kaldırılır, direk "erkek kızmış/kadınmış" şeklinde bahsedilir bunlardan.

Dr Renaud Paris

Hmm. Doktor Reno salatalık kremi, salatalık sütü olayı ha? Herif hıyar doktoru sanki, bizde de hıyar bol zaten, yakışır.

Şirinler

Gargamel'in hayattaki tek emeli bu şirinleri sote yapıp yemekti. Aslında sırf sote değil, her bölümde şirin kebabı, fırında şirin, sahanda şirin benzeri yemek tarifleri düşünürdü. Kedisi azman da iştahla yalanırdı gargamel konuştukça. Hadi azman bir kedi, fare bile olsa tutup yiyecek, ama bu Gargamel denen herife ne demeli bilmem. Bre hayvan, bu kadar mı aç kaldın, git ekmek arası döner ye, acılı adana yaptır, daha olmadı otur adam gibi domatesli makarna haşla, ye işte! Yok şirinlerin suyuna pilav salacakmış da onu yiyecekmiş. Diyelim ki yakaladın hepsini, iki gün yetti sana yaptığın yemekler, ondan sonra ne yapacaksın? Gene kaldın kuru makarnaya değil mi?

Adım Almaca

Bi kere bunun adı "adam almaca"dır. Evet, burda adımlar konuşur ama sonunda alınan şey adamlardır. Bence bu metot mahalle maçlarıyla sınırlı kalmamalı, adam alınması icabeden birçok yerde tatbik edilmelidir. Mesela askerlik dairelerinde, üniversitelerde, çeşitli iş başvurularında, vs.

Pazar Günü Stresi

Hadi öğrenciyken yukarda tasvir edilen azapları çektik her pazar. Artık okul yok, ödev yok ama hala her pazar manyak gibi içim bayılır. Spor yapmayı denedim, film kiralayıp seyrettim, arkadaşlarla buluştum, hiç biri çare değil. Ben de madem bu olayın bir çaresi yok, Pazar 5'ten sonra çamaşır, ütü gibi ne kadar bayık iş varsa yapıyorum. Çalışan arkadaşlara tavsiye ederim, zaten o saatlerde hic bişeyin keyfi yok.
  • Tango - Tango

    pek keyifli...

    Vallahi, ben bu filmi tango sevgim yuzunden seyretmis oldum, fazlasiyla da mutlu etti beni. Simdi Saura'nin diger filmlerini merak etmeye basladim. Bence insanin tutkularini, zayifliklarini, kabuslarini ve hepsinin otesinde aski boyle keyifli islemis bir yonetmeni bugune kadar iskalamam ayip olmus. Ay Carmela ile devam ediyorum ben!
    Puan: 8
  • Çikolata - Chocolat

    bu muymus?

    Vallahi bi halt yokmus, gittik, baktik, en klisesinden bir hollywood filmi cikti. Hele o sakat kadinin annesi de son sahnelerde cikolata yaparken gosterilmedi mi, ifrit oldum. Paraniza yazik, televizyonda cikarsa bile degmez.
    Puan: 3