bitmiş paketi buruşturup atarken içinde bir tane daha kaldığını farkettiğiniz o an. işte heyecanın büyüğü. garip bir tedirginlikle paket düzeltilir. içinden tek sigara itinayla çıkartılır. kırılmamışsa muzaffer komutan edasıyla sırıtılır. ve mutlaka o an o sigara yakılır. ama bi de kırıldıysa. öfff. gitti cillop gibi sigara. matem anı.
Televizyonda tek kanal varken her pazar karşısına yapışırdık bu dizinin Mary ve Laura'nın serüvenlerini seyredicez diye. Laura zıpır görünürdü ama aslında saftoriğin tekiydi. Mary ise sinsi bi tipti. Uslu gözükür ama saman altından su yürütürdü. Onun usluluğu yüzünden arasıra evde benim de huzurum bozulurdu. Örnek gösterilirdi, kızardım.
Hanım Ağa vardı bi zamanlar hayatımızda. Pek hayrandık o diziye. Vay be aynı yabancı filimler gibi çekmişler helal olsun vallaaa diyerek heyecanla seyrederdik. Hatırlayan var mı? Hakkaten öyle miydi?
İlkinden daha çok sevdim. İlkinde de efektler çok güzeldi ancak bu defa adamlar aşmışlar. Gerçi Akrep Kral akrepten çok bi yengeci andırıyodu ama olsun.. O kadar kusur herkeste olur..
Yanlız filmin konusu beni dağıttı. İlk filmden sonra sıkı bi Imhotep düşmanı olarak başlamıştım filme. Sonuna doğru nerdeyse adama acımaya bile başlamıştım. Meğerse Imhotep çok sempatik ve de aşkının kurbanı bi adammış da bütün hırtlık Anaksanemun denen şıllığın başının altından çıkmış gibi bi durum oldu.. Eee.. Nooldu ilk filmde heryere kakalak böcüğü fışkırtan adama? İmana mı geldi aniden? Üçüncüsü çevrilince halk kahramanı mı olucak? Anlamadım ki...
Can sıkıntısından kurtulmak ve vakit geçirmek, bu arada da biraz gülmek için ideal bi film. Tamam belki çok başarılı bi sanat filmi diil ama en azından yaratıklar ilginç ve espriler güzel.. Hoş bi uzaylı fantazisi olmuş...