zuxxi.com//sinema|geyiks

Bebekkafa

  • Filler ve Çimen - Filler ve Çimen

    Analoji: Fil - Çimen = Kifayetsiz Yönetmen - Güzel Mevzu

    Sinemamız sıkıntılı, sinemamız kısır, sinemamız "böyle biraz idare ediverin" diye bize ölü köpek gözleriyle bakıyor. Seyircimiz vizyonsuz, seyircimiz şakşakçı, seyircimiz dayatılan çıtanın biraz üzerinde her işe ipek mendil ibrişim atlas gözüyle bakıyor, içinde hissettiği acının ucunu gösterebilene abayı yakıyor, başa taç, boyuna madalyon yapıp asıyor. Ülkedeki en saygıdeğer sinema festivalinin En iyi kurgu ödülünü alan bir filmin kurgusu pazar günü ilkokula talebe yolluyor, terörist sıfatıyla yakalanmış kızı üç vakte kadar salabiliyor, ve bunun gibi onlarca hatayı içinde barındırabiliyor, daha kötüsü bu ülkenin güzele kaliteliye susamış olması gereken seyircisi bunları görmezlikten gelmekle kalmayıp "olacak o kadar, sen filme bak filmeee, anlatılmak istenene bak" diyerek kadrolu avukat gibi önlerine konulmuş bu eksik gedik eseri savunuyor. Bu toplum yerlerde sürünen filmler görmeye o kadar alışmış ki, dizinin üstünde durabilen her esere etyopyalı maratoncu abebe bikila muamelesi yapabiliyor. "Kısıtlı imkanla elden gelen bu" narkozuyla kafası nal gibi olmuş insanlar! Politik saptama yapabilen, içinde bulunduğumuz zaaf ve aczin karagöz silüetini gösteren, gösterirken de sizden merhamet dileyen bu ve benzeri filmlere bu kadar bol keseden prim vermezden önce düşünün.Müstehak olduğunuz bu mu? Ucuza pitoresk görüntü alalım gazıyla kocaelinde deprem sebebiyle sular altında kalan lunaparkı, karaya vurmuş tankeri zorlaya zorlaya kadrajına alan yönetmen sırtına yüklediği sorumluluğa yakışmayacak sinan çetin kaypaklıkları yapmıştır. Güzel türkiyemizi ve sanatlarımızı tanıyalım ve tanıtalım gazıyla kültür bakanlığından biraz daha fon tırtıklamak amacıyla sokuşturulmuş ebru sanatı numarasının benzerlerini hamam benzeri filmlerde görmedik mi? Bu kadar basit ayak oyunlarını oynayan ayaklar kokmadı mı hala? Peki ya yönetmenin kurnazlığına ne demeli? Gazete ve neşriyatın azıcık kıyı köşesine dokunmuş herkesin üç aşağı beş yukarı haberdar olduğu bir ahvali ve gidişatı saman tadında hikayeleştirerek, emrah dizilerinden alıştığımızdan biraz daha kaliteli görüntü ve ışıkla sunmuş, herkesin susmaya, unutmaya başladığı ve çalıştırıldığı bir gerçeğin boşta kaldığını farkederek küçük esnaf kurnazlığıyla bizlere ucuza satmaya çalışmamış mı? Hakkında yazılması, üretilmesi beklenen ve unutturulmaması gereken gerçekleri boşta bulup "ben yaptım oldu"culukla sunmak ile, filmi eleştirenlare atfedilen özalcılığın dinamiğinde hiç bir fark yoktur. Tabutta röveşata gibi bir başyapıtla çıkan bir yönetmenin, bu eserini kağıttan maske yaparak yüzüne takması, ve ağırlığının altından kalkamadığı konuları bu kadar müsamerece sunması, oyunculuğa ve bağımsız dialoglardaki yeteneğine sığınması aczdir, kabul edilemezdir. Sırf fikri güzergahları uyuşuyor, bir yerlerde rastlaşıyor diye yamalı bohçayı sahiplenip, sancak yapmak en ucuzundan partizanlıktır, yobazlıktır, fikir tembelliğidir. İrdelenmesi önemli konulara daha fazla emek, vakit ve ciddiyetini ayırabilecek muasır medeniyetler seviyesinde yapım ekipleri, beğeni çıtasını kendilerine dikte edilenden daha yukarıda tutabilecek kendi fikrine sahip gaza gelmeyen seyirci ile bu ülkede aynı oksijeni yakabilmek dileğiyle.
    Puan: 5
  • Kaplan ve Ejderha - Wo hu zang long

    Cornholio ne demek istemis? Hece hece izahi

    Cornholio'nun ne demek istedigini anlamak icin satirsayisini toplamak yerine bir adet ilkokullar icin turkce konusan sozluk alinmasi gerektigi kanaatindeyim. Gayet acik ve net bir sekilde, filmin Hollywood standardinda(amerikan zihin cizgisi, emperyalist zihin parabolu) cekilmis bir cin filmi oldugunu soylemis. Bu sebepten dolayi arkasindaki medya gaziyla ayakta duran ovguleri haketmedigini soylemis. Karate filminden hazzetmedigini, sirf gorsellik ve koroegrafisi iyi diye gazlanmis karate filminden de hazzetmeyecegini belirtmis. Bu filmi goklere cikarilirsa, tarihi turk filmleriyle, vank yu filmleriyle dalga gececek yuzumuz kalmayacagini belirtmis. Belirtmedigi bir sey varsa o da, yazilarinin excel ile degil word gozluguyle okunmasi gerektigi imis. Ilkokul okuma yarismalarindan kalma satir sayma adetinizi birakip, ortabir mufredatindan (yoksa henuz oralara gelinemedi mi?) "metin uzerinde calismalar" ve "okudugumuzu anladik mi?" sorularina gecersek ne dedigini anlamakta zorluk cekmeyiz sanirim. Lakin fasulye ile saymayi, fis defteri olmadan yazamayanlara hitap ettigini sanmiyorum Cornholio nikneymli kadim zuxxi ci yazarin. 3 satir film yorumunda "cok kotu begenmedim, on yuz bin baloncuk yuttum, bir matrix tadi bulamadim" dan ote cumle kuramayanlara selam olur. Ayrica bu film tum zamanlarin en uzun flashback sahnesini barindirmasiyla(yaklasik bir saat) izleyenlere derin bir "eeeeeeh" cektirmis."Ucsalar, havada ok tutsalar, 12 yasinda insan zihninin matrix kriterlerine uysalar daha iyi" dedirtmistir.
    Puan: 3