zuxxi.com//sinema|geyiks

CALIBRA

Belediye Otobüsleri

Otobüse binersin, malum telefonlar kapanacak. İndikten sonra kaldırıma ayak bastıın anda çıkartırsın teknoloji harikasını, açarsın yazarsın pin kodunu ve elinde döndürerekten cebine sokarsın. O ne güzel duygudur ööle.

Mahalle Maçları

Kolasına yapılan maçlarda herkes, kola ısmarlayacağı adamı oyunun en başında seçerdi. Maç bittikten soora ise, - Hadi lam ne zaman ısmarlıyacaan - Lan olm kaçmıoz ya ısmarlarız alla allaaaaa diye baarışmaları çok duymuşumdur.

Mahalle Maçları

Eğer çok katlı bi apartmanın önünde veya bi sitenin bahçesinde oynuosan; o evler ya da apartman tribün etkisi yapar; daha artistik, daha bi çalışkan, daha bi deli oynarsın... Sanki apartmanda bi futbol takımının antrenörü vardır seni görüp beğenecek, takımına çaaracaktır yada bi kız vardır seni izliodur vs.

Anahtarlar

Genelde kapı açılırken hep telefon çalar. Bre vefasız dost, kapıyı açmamı mı bekledin bunca sene soora aramak için...

Bu Dünyanın Dışından

Fanus değildi yaa... Dün gece düşündüm, o, 45 derecelik açıyla konumlandırılmış, kristal görünümlü cam bir dikdörtgenler prizmasıydı. Tam ortasından açılıyodu; babası ööle konuşuyodu.

Havuz

Eğer havuza kanka arkadaş grubuyla gidilirse, havuz göründüğü anda tişört çıkarılır, havlu omuzdan ele alınır, depara kalkılır, havuza yaklaşıldığı anda şezlonga tişört ve havlu atılır, terlikler ayaktan şut çekermiş gibi fırlatılır; ve havuza kamyona atılan patates çuvalları gibin atlanılır. Havuzdan sıçrayan suyun nereye gittiği ölçülür, herkes atladıktan sonra voleybol topu (havuzda çok makbuldür, su geçirmez, hafiftir) suya atılır ve öküzce, amaçsızca top oynanır... Ama kızlı erkekli bir grupla gidildiyse, havuza gelinceye kadar kızlarla sohbet edilir, yüzme şampiyonluklarından bahsedilir. Havuza girme vakti gelindiğindeyse, tişört, kaslarımızı gösterecek şekilde (varsa tabi, bende şahsen biraz yağ var.) çıkartılır, şezlongun üstüne güzelce yerleştirilir, terlikler şezlongun altına konur ve nazik, sakin hareketlerle suya ya kenardan balıklama atlanılır ya da merdivenden inilir. Top suda sadece birbirimize atmak, voleybol benzeri bi oyun oynamak için kullanılır.

Berber

Berbere her gidişimde "aabi sen kendini saç traşı edebilionmu" die sorasım gelir ama asla cesaret edemem.

Uyku

Saati kurarsınız 6ya... Güya ders çalışacaksınız okuldan önce... Saat 6 olur... Çalar da çalar saat... Alırsınız, yarım saat ileri kurup tekrar yatarsınız... Yarım saat 1 dakika gibi geçer, saat yine çalmaya başlar... Bu sefer 7 ye kurarsınız saati... Birden geçiveren zaman sonucunda yine çalmaya başlayan saati alır, 7 buçuğa kuramazsınız; çünkü okula gitmek zorundasınızdır... Hangimiz yapmamışızdır bööle bişeyi...

Altın Rehber

Hangimiz hoşlandığımız kızın telefon numarasını bulmak için onlara danışmadık? Direk soyadından arardık. Eğer adresini biliosak bazen şak diye bulur, bazen de 2 - 3 tane arasından eleme yapmak zorunda kalırdık. Tabi kızın babasının adını biliyosak iş değişir. Ev telefonları genelde peder beyin üstüne kayıtlı olduğundan anında bulurduk kızın numarasını. Bu numaraları bulduk da bişi yaptık mı, yooo.

Bulaşık Makinası

Makinayı çalıştırmadan önce pervaneleri birer kez çevirmeyi de unutmayız di mi?

Sensible Soccer

tam 12 dakika sürüyo hatırlatmak isterim...

Sensible Soccer

Yanlarında yıldız olan versiyon 94'e kadar olanlardı. Sensible bir ilk daha gerçekleştirerek 94 ten sooraki versiyonlarda 3 harf uygulamasına geçti. Bu harflerin her biri bir özellik belirliodu Örneğin: VSC (Shooting, Speed, Ball Control) '96 versiyonunda Galatasaraydan Yusuf Altuntaş (aslında tepekule ama yanlış yazmışlar) Türkler arasında en çok parası artan adamdı. (2 sezon içinde 650K'dan 1,3 M'ye). Ben Juve'nin başındayken Del Piero'yla 20 Milyon gördüm yemin billah... Ayrıca belli sayıda sezon geçtiğinde memleketinize göre milli takıma çaarılırdınız. Tüm kadroyu siz seçerdiniz. Ama çok sıkardı paso şampiyona elemeleri, friendly maçlar filan... Sensible'da sevmediğim adamlardan gerçek hayatta da nefret ederdim. Sevdiğim adamları ise her zaman kollar "olm iyi kumaş değerini bilmiolar" diyerek destek çıkardım...

Sensible Soccer

Takımdan kovulacağımı anladığımda (örn: borç 10 milyon ve üzeri) en pahalı adamlarımı teklif gelen orta düzeyde bi takıma satar, yeni sezonda oradan devam ederdim careerime...

Resim Dersleri

Hakim olunamayan eller sıraları boyamasın diye muşamba yayılırdı masalara dersten önce; sonra toplanırdı o koca çantalarla eve giderdi... Biz kolaylık yapmıştık; çantaları koyuyoduk sınıfımızın kenarına (genelde paltoların altı olur) dersten önce alırdık.

Resim Dersleri

O resim çantaları varya işte onun koskoca bomboş arkasına, Euro 96'dan arta kalan 1000 tane çıkartmamın bi kısmını yapıştırıp o zamanki aklıma göre karizma yapmıştım. Böööle binlerce adam kafası... Soora bi derste hoca bi kişinin portresini çizin demişti, ben de çek cumhuriyetinin kalecisini çizmiştim.

Çocuk Parkları

Ya salıncaklar? Mahallede mutlaka olurdu serseri tipliler; bunlar salıncağa oturmaz, ayakta sallanır, etrafa tehlike saçarlardı, önlerinden geçmek zorunda kalan çocukların kafa hizalarına dooru yaptıkları salınımlar, pekçok çocuğumuzun o yaşlarda bir çok yeteneğinin kaybolmasına yol açmıştır.

Ayak Uyuşması

Bana tuvalette oluyo... Fazla oturuyoz tabe bitmiyo dergi gaste...

Ümit Aktan

Bi sürü bombası vardır yaa hangi birini anlatayım ki?? Aklıma gelenlerden nadidesini sizlerle paylaşayım.... Yıllardan 93, Manchester United - Galatasaray maçı, maçı da maalesef Ümit Aktan sunuyuor... Arif 40 sefer denese bir daha atamayacağı bir şekilde topu 90'a gönderiyo ve ümit aktan "ağğulamak istiyorum" nidalarıyla patlatıyo: "Düüünyanın en iyi kalecisi bu... şımaykıl, ammma bizim arif de öyle vuruyor ki köşedeki örümceği alıyor. Muhhteşem bir gol. Şimdii maç yeniden başlıyor. Bu kez 20 dakikada üç gol, dört gol yok. Galatasaray direniceeek. Yürek yüreğe demiştim, işte bir şut bir gol. Şımaykıl deyil, bütün maykıllar gelse o golü ordan alamazdı. Durum iki biiiiiiiirrr."

Full House

Bende severdim bunnarı... Babanın adı Danny'ydi... Bööle herşey derli toplu olsun amman düzen bozulmasın bi tipti... Amca Jessy'ydi ama bazen film içinde buna Cesi Dayı da derlerdi. Malum ingilizce de amca - dayı hepsine uncle deniyo... Saçları çok artistik di bu Cesi dayının (amcanın -herneyse-). Hep ööle uzatmak istemişimdir ama sonunda jöleden bezdiğim için en fazla 2 ay soora direk berber yolunu tutmuşumdur.. İşte burda takdirimi kazanmıştır Cesi Katsapolis saçlarıyla... Bu Cesi dayı gitar delisiydi, gitarına uzaktan kumandalı kilit yapmıştı oha demiştim... Bi de Joey vardı ona çok gülerdim. Durduk yerde şebeklik yapar, onun o evde ne işi var acaba dedirtirdi... Cesi'nin karısı vardı Rebecca... O çok güzel hatundu ama... Neyse... Evin küçük kızının gerçek hayatta ikizi var... Bilmem dikkat ettiniz mi ama dizinin en başında oyuncu isimleri geçerken aha bu kızın 3 tane ismi var gibi gözüküyo ama öööle deil işte... O isimlerin 2si bi kızın, öbürü diğer kızın... Yani bölümlerde sırayla mı ne oynuolar galiba. Bi bölümde bitanesi, bi başka bölümde öbürü... Bunlar benim en çok dikkatimi çeken ayrıntılardı.. Severim bu diziyi, arada bi sabah rastlar izlerim yine.. Türkçe ismi Bizim Ev'di bu arada...
  • Amerikan Pastası 2 - American Pie 2

    Git, İzle; Kop...

    Kardeşler süper güldüm yaa.. Ama şey çok dikkatimi çekti, bizim çevirmenler iirenç çeviriyo... Stiffler'ın 2 lafından biri fuck, bizimkiler hiç ona benzeyen bişi yamıolar aşaada... Ayrıca bi yerde Michelle Nadia için "tüm kızlardan 50bin kat daha seksi ama..." gibi bişey diyo, bizimkiler %50 diye çeviriolar. Çıkçıkçık hiç yakıştıramadım... Süpper ama Stiffler süper, super glue olayı süper, en sondaki CL 55 AMG süper (400bin mark)...
    Puan: 9