Himalaya - Bir Şefin Çocukluğu

Himalaya - l'enfance d'un chef

1999

Ortalama Puanı: 6.3

Öykü

Tinle, Himalayalar'ın kuzeybatısındaki daha yeni yeni haritalarda yerini bulan Dolpo bölgesinde, denizden 5000 metre yükseklikte ikamet eden küçük bir köyün şefidir. Köye dönen kervan Tinle'nin yerini alması için yetiştirdiği oğlu Lhapka'nın cesediyle gelir. Tinle şef olmak için herşeyi göze alabilecek, laf dinlemez delikanlı Karma'nın oğlunu öldürdüğüne inanmaktadır ve yola çıkacak kervanın başına Karma'nın geçmesine gönlü razı gelmez. Kervanın yola çıkma günü ise kehanetlere ve tanrıların dediğine göre belirlenmektedir. Lakin Karma'nın laf dinlemez bir adam olduğunu söylemiştik; tanrıları sallamayarak günü gelmeden kervanı yola sürer. Bunun üzerine yaşını başını almış Tinle, rahip olan diğer oğlunu, gelinini, torununu ve köyün yaşlılarını alarak bir başka kervanın başına geçer ve belirlenen günde yola çıkar.

Notlar:

  • 2000 yılı Akademi Ödülleri'ne en iyi yabancı film dalında aday gösterildiydi.
  • Aynı yıl Cesar Ödülleri'nden en iyi görüntü yönetmeni ve en iyi müzik ödülleriyle çıktı.

İzleyenler ne demiş?

  • benim tavsiyemmm

    eğlendirici vvalla adam çok iyi oynuyor 999999999
    Puan: 9
  • atmosfer

    Film öncelikle yarattığı atmosferle sizi alıp götürüyor. Görüntüler ve müzikler gerçekten çok iyi. Özellikle görüntü yönetimi daha iyisinin yapılamayacağını düşündürüyor insana. Film konu olarak da gayet sağlam. İnsanlar arasındaki çekişmeleri ve bunların sonuçlarını sulandırmadan gerçek bir duygusallıkla gösteriyor. Fransızca seslendirme filmin tek eksiği...
    Puan: 9
  • "deneysel çalışma" uğruna herşeyi yaparım. bakınız şu anda zuxxi.com sitesinin başlıklarının ne kadar uzun olabileceğini ölçüyorum. belki de şu anda klavyeyi tepelemek suretiyle ortaya çıkarttığım karakterler insanlık için önemsiz ama zuxxiciler için çok

    önemli olabilir. -- yazıyordum ki başlık bitti. demek bu kadarmış maceraa. neyse bir ilki gerçekleştirmenin şevkiyle yazımıza geçelim. olay şudurki bu film çok kaliteli. hele birde can sıkıcı amerikan filmlerinden sonra insanın gözünü gönlünü açıyor. filmde ne kadar güzel fotoğraflar olduğunu söylemek yersiz. filmin anlattığı hikaye bir çok açıdan vizyondaki diğer filmlere göre farklı şeyler anlatıyor. salonda tek başıma oturduğum 104 dk. + 10 dklik ara boyunca sıradan bir şehirlinin düşünebileceği şeyleri düşündüm durdum. mesela onların ne kadar küçük bir dünyada yaşadığı, bizim hayatlarımızın onlarınkinden ne kadar farklı olduğu. biz manasız şeylerin peşinden koşarken onların sırf hayatta kalmak için yani kışı çıkartacak yemek elde edebilmek için nelere katlandığını görmek benim için farklı bir deneyim oldu. bu 104 dakika boyunca ben filmin hangi yılda geçtiğine dair hiç bir ipucu elde edemedim film belki 2085 yılında belki de m.ö. 234 ylında geçiyordu. filmdeki insanlar çok ilkeldi, batıl inançlılardı ama onlarda insandı örneğin taht kavgası, yaşlılık sorunları gibi insanlığın tüm ortak özelliklerini onlarda da görebiliyor idik. filmin hangi yıllarda geçtiğini anlayamamız filmin masalsı havasını iyice kuvvetlendirdi. yapıtın bir çok güzel özelliğini atladım ama benim şuraya bu yazıyı yazmamın asıl sebebi yine memlektime sinir olmaya başlamamdır. türk sinema izleyicisi(!) neden bu kadar 'bön'? zuxxi sakinleri bile bu tabire uyuyor belki de. gladyötör, pörl harbur gibi 'manasız' filmlere herkes yorumunu yazıyor, o filmleri herkes izliyor, lakin neden kimse gidip bir kere de olsa bir sinema filmi izlemiyor? izlese de neden izlediği filmin üzerine acıcık kafa yormuyor? şayet bir 'mucize' olmazsa yorum yazan 3. zuxxici olacağım birincisini yorumdan saymıyoruz ikinci yorumu yazan da aaa kimse yazmamış bari ben yazayım diye yazmış. ciddi şeyler konuşurken insanın canı sıkılıyor anlatacağını da anlatamaz hale geliyor, zaten anlaması gerekenler şu kadar açıklamayla anlamışlardır.
    Puan: 9
  • iyi filmdi

    güzel abi yaa izleyin işte su an daha güzel film mi var vizyonda
    Puan: 5