En Büyük Günah

The Lost Son

1999

Ortalama Puanı: 6.3

Öykü

İsmini telaffuz etmenin neredeyse imkansız olduğu Dedektif Xavier, bir zamanlar Paris Narkotik Şubesi'nin değerli elemanı şimdilerde Londra'da kıskanç kocaların sadakatten uzak karıları için dedektiflik yapan, yapayalnız bir adamdır. Günün birinde aldatma vakalarından farklı olarak adam gibi bir iş için göreve koşulur. Varlıklı bir ailenin tek oğlu kaybolmuştur ve iş Xavier'e düşmüştür. Araştırma Xavier'ı karanlık sokaklara ve sex için çocukların kullanıldığı acayip bir dünyaya götürür. Sonuçta ne olur, zaten sorunlu olduğunu ve geçmişinde acı olaylar yaşadığını rahatlıkla tahmin edebildiğimiz Xavier bir yandan yeni tanıştığı bu dünyada dolanırken bir yandan da geçmişinde dolanmaya başlar. Yaptığı araştırmayla tempo desteklenirken, psikolojik çözümleme de yapılarak bir taşla iki kuş vurulmuş olur.

İzleyenler ne demiş?

  • Nastasya görünümlü Daniel filmi

    Nastasya Kinski'yi reklam aracı kullanmış sevgili yönetmen. (Film boyunca pek görünmüyor, ama göründüğü vakitlerde de gayet profesyonel, şaşırttı beni). Kesinlikle oyunculuğu tartışılamayacak oyunculardan muhteşem Daniel, filmi götüren kişi. Daniel'in varlığı ve oyunculuğu ile izlenebilir hale gelen filmde, genel olarak oyunculuklar iyi değil. Özellikle beyaz çocuk oyuncu çok daha iyi seçilebilirdi, derin derin nefes alması da o korkuyu ve gerilimi yaşatamıyor bize. Daniel çok iyi olsa da senaryo klişe, gelişmeler klişe, son klişe, herşey klişe. Utanmasam 8 milimetrelik bi kamerayla çekilmiş bu film diyeceğim. Daniel'in filmine nasıl 6 vereceğim bilmiyorum
    Puan: 6
  • Klişe mi???

    Bence pek de klişe değildi...Konu iyiydi ama görüntü açısından bakmak gerekirse kötüydü..en azından vasattı diyebilirim...Daniel her zamanki gibi performansının zirvesindeydi..bence gidip te görmeye değer eğer siz de klişe Hollywood Polisiye gerilimlerinden sıkıldıysanız...
    Puan: 7
  • hade ordan

    bu fransiz filmlerinden daha fazlaa nefret ettigim bir sey varsa o da fransiz polisiye filmleridir/en avanakca salakca sey neyse bulup cikarirlar oynattirirlarfilm rezil kesinlikle tavsiye etmem paraniz bosa gider sakin ha filme gitmeyin o parayla doner yiyin benden tavsiye etmesi sizden yemesi/meshurdonerci serhatk tel2727336373138377317
    Puan: 1
  • fransız diil ki aslında

    valla acıklı, film aslında ingiliz, ama bizde nedense fransızca oynuyo. daniel abim british telecom'u arayıp fransızca sorsun bakalım gerçek hayatta, cevap alabiliyo mu. bu arada o arkadaşı fahişe de gerçek hayatta sevgilisiymiş, nasıl oluyo da bu adam hep dünyanın (peki abartmayalım, fransa'nın) en güzel kadınlarıyla beraber oluyo? bu arada fransızca olduğu için aksanla ilgili önemli bi ipucu da güme gidiyo. hem ağızlarının hareketleriyle söyledikleri uymuyo, benim gibi takıntılı insannar oturup onu seyretmeye başlıyolar. bi de başından belli sonunda noolucaa. acaip kolay yani tahmini. ilk yarı iyi bayaa, ondan sonra çıkın gidin valla, bişii kaçırmazsınız. ama bi de şu var ki, gittiğimiz salonda yaş ortalaması 60'ın üstündeydi, çok eğlendik o yüzden. bazı sahnelerde direkt bütün salon 'ayyy, cık cık yaptı', koptum ben. sonunda da yaptılar, biz bööle 'üff, amann, ne banal' derken amcalarımla teyzelerim (özellikle teyzelerim) 'aaaaa, neymiiiiiiş, uuuuu' nidalarında bulundular. çok güldük. pazar akşamı nişantaşı, tavsiye ederim. zuxxi, valla vay anam vay'dakinden fazla seyirci katılımı oldu bu filmde...
    Puan: 3
  • BU İNSANLARIN FRANSIZ FİLMLERİNLE ALIP VEREMEDİKLERİ NE?

    geçen sene vizyonda fransız filmi kıtlığı yaşanırken ne mutluki bu sene verimli geçiyo umarım böyle devam eder ve en azından 25 30 fransız filmi seyretme mutluluğuna ulaşırım hoolwood kuşağı gene eleştirilere başlamış onlar için her şeyin basit olduğu filmleri izlemek zevk verir ama bu kişiler aslında aptal yerine konduklarını farkına varmezlar bu filmleri yapan hollwood yönetmenleri siz bu konuyu anlamazsınız ben size açıklayayım der ve izleyicide hiç kafasını yormadan hazır dilimlenmiş almayı yer ve iyi bi film seyrettiğini düşünerek sinemadan aylılır ama sonuç 0+0 elde var sıfırdan başka bi şey değildir 1 ay sonra filmin konusu neydi diye sorduğunda iki cümleyi bir araya getiremez çünkü unutmuştur çünkü o film ona anlık zevk vermiştir o kadar kolayca tüketmiştir bu filmi neyse filme gelince fransız filmleri arasında zayıf kalan bi film seneryo gerçekten zayıf çekimerin ve oyuncuların iyi olması filmi kurtarmaya yetmemiş benim izlediğim salondada (pera) genelde yaşlılar vardı ve genelde fazla karışık olmamasından dolayı hoşlarına gitti bence yaşlıların hoşuna gidecek ama gidip görmektede bi sakınca olmayan bir film çıkmış ortaya
    Puan: 6
  • İçinde bir parça et olan kuru fasulye gibi

    İçinde bir parça et olan kuru fasulye gibi bir film. Afişin %90'ını Nastasia Kinski kaplıyor, filmin de %10'unda gözüküyor. eşittir yüzde yüz oluyor. Afişte etin reklamını yapıyorlar. Ama et aslında sadece %10'unda var. Paranız ve zamanınız fazla ise gidin.
    Puan: 5