Buena Vista Social Club
Buena Vista Social Club
1999
Ortalama Puanı: 7.1
Öykü
1996'da Ry Cooder Küba'nın müzik tarihinden bir grup sanatçıyı bir araya toplayıp Grammy Ödüllü albüm Buena Vista Social Club'ı oluşturmuş.
Wim Wenders yıllar yılı filmlerinin müzikleri için alın teri döken Ry Cooder'a bir güzellik yapmak istemiş bu defa ve albümün oluşumunda, Amsterdam ve New York konserlerinde elinde kamerası dolanmış, durmuş müzisyenlerin berisinde.
Neticede Ry Cooder ve Küba'da süperdedeler olarak isimlendirilmiş, yaşları 90'a vuran müzisyen arkadaşlarının müzik üzerine, müzikli belgeseli çıkmış ortaya.
Notlar:
- 1999 Avrupa Film Ödülleri'nde en iyi belgesel film dalında ödül almış.
- Aynı yıl Edinburgh Uluslararsı Film Festivali'nde seyirci ödülü kazanmış.
- 2000 yılı Akademi Ödülleri'nde en iyi belgesel film dalında aday gösterilmiş fakat kazanamamış.
- Bunların yanında uluslararası bir çok festival ve yarışmada adaylığı ve ödülleri var.
İzleyenler ne demiş?
Değişik bir çalışma
Bu film sinemasal anlamda değil de programsal anlamda yapılmış.Wim Wenders'a bir ilginiz , sevginiz yoksa ve latin (ama lopez veya martin tadında değil) müziğini sevmiyorsanız uzak durun. Geçen sene festivale Woody Allen'ın 'Wild Man Blues' diye bir filmi gelmişti , bu filmde o yapımın benzeri belgesel gibi.Müzikleri güzel zaten grubu anlatıyor.Küba güzel, görüntü güzel aslında herşey güzelE güzel..
Eğer filmin-belgesel de diyebiliriz-konusu müzik olmasaydı sanırım bu filme gitmezdim. Müzikler harikaydı, Küba şimdiye kadar hiç ilgimi çekmemişti ama artık merak ediyorum, o ülkeyi, o ülkenin insanlarını, yaşayışlarını ve yaptıkları müzikleri. İzlemeye değer bir film, müzik zevki olanların kaçırmak istemeyeceğinden eminim..yaşlı insanlar...
filme kelle bir halde gittim ve bilhassa görüntülerden ve müzikten acaip keyif aldım fakat ayık kafayla nasıl bir etki yaratacağını kestiremiyorum. Wenders'den ziyade Ry Cooder adı daha cekici geldiydi bana netekim 3-4 sene once gelen "last man standing" adli filmin müziklerini de bu amca yaptiydi. kendimi tutamayıp şunu da ekleyecem: adam Captain Beefheart and the Magic Band'in ilk gitaristi. buena vista hadisesinde de guzel bi iş çıkarmış. tebrik ederiz. müzikten hoşlanıyorsanız kaçırmazsınız herhalde.gidin,görün ve de DİNLEYİN
Bu bir belgesel ancak sinema sanatının bütün incelikleri ile donanmış bir belgesel.Bu açıdan sinemaseverlerin kolay kolay rastlama şansı bulamıyacakları bir film türü.Bitmesini hiç istemedim seyredip dinlerken.Kuba müziğinin güzelliğiyle kendinizden geçerken aynı anda Kuba yaşantısını da görüp,Kuba insanını da tanıma ve anlama şansı buluyorsunuz ki kabul edelim,az yönetmen bunu başarır.Söyleyecek söz bulamıyorum,gidin,görün,dinleyin,anlayın ve siz de birşeyler söyleyin.herkes tek başına gitmeli.....
bir belgesel...müzik üzerine bir belgesel....müzik üzerine bir belgesel sinema....söyleyecek fazla bir şey yok.baslı basına bir müzik ziyafeti...Küba'yı merak edenler için de görülesi bir film. esasında Küba daha da güzel....Bi Küba'yı göremedik bea!!
Çelişkiler dünyası: Adamların bu derece saf kalmasının, her şeye rağmen “Fakiriz; ama mutluyuz.” diyebilmesinin yegane sebebi kapitalist dünyadan izole yaşayabilmiş olmak… Gel gör ki, New York’a gittiklerinde “Çok güzel burası!” diyorlar: “Hayat bu!…” Karısını ve çocuklarını da getirecek ilk fırsatta… Geçenlerde gastede okudum; kazandıkları tüm parayı Küba’da muhteşem stüdyolar kurmaya harcayacaklarmış. Herkesin bedava faydalanıp istediği gibi çalışabileceği ücretsiz stüdyolar… Nası bi iş bu ya?! Herkesin kapitalist olduğu bi dünyada nası olur da komünist kalırsın ve böyle mutlu olursun?.. Nası olur da kapitalizmin şenliğini gördükten sonra bile komünizme yatırım yapmaya devam edersin??.. Aklım almadı, hayran oldum! Bi gidin görün Küba’yı… Dönüşte anlatın, biz de anlayalım kerametini…Ah Dedecim
Filmi izlerken adamların yanına kendi dedemi koydum, herşey gün gibi açığa çıktı. Eşşek kafalılığımızın kökeni dedelerimizdendir.