Delirirdim bu Erol çıkınca. Mutlaka hatırlayacaksınız:
Erol adında bir yaratık bakkala girer ve şöyle derdi: "Bir kalem, bir pergel bir de çukulata alacağım." Nasıl bir alışveriş listesidir bu? Hadi kalem pergele takılacak ve daire çizilecek, o sırada şımarıkça çukulata mı yenilecek? Sanırım klasik bir "kabız metin yazarı" vakası idi bu alışveriş listesi. Bir çocuğun neye ihtiyacı olur ki, diye düşünen atalarımız, okulla igili olarak kalem; değişiklik olsun, tekdüze olmasın diyerek, pergel; eh her çocuk çukulata sever, bir de çukulata, diye düşünmüşler ve neredeyse yaşamımın sonlarına geldiğim şu günlerde bile aklımdan çıkmayan bir repliğe imza atmışlardı. Sevimli bakkal amcanın, istediklerini vermesiyle parodimiz devam ederdi. Arkadan bir ses duyulurdu: "EEEROOL" Erol dışarıya çıkar gibi yapınca bakkal amca: "Erol, fişini almayacakmısın oğlum?" derdi. "Tabiki alacağım, almaz olurmuyum hiç?" diye karşılık verirdi Erol. Bu diyaloğa o kadar çok sinirlerdim ki, Erol adındaki bütün arkadaşlarımı döverdim.