Yeniden Doğmak

  • Bulgaristan'da yaşayan Türklere yapılan haksızlıkları, ayrımcılıkları hatta işkenceleri hafif duygu sömüren bir dille anlatırdı. Ağlayarak izlerdi herkes. Türk aileler Türkiye'ye kaçmaya çalışır, kimi başarır kimi başaramazdı. Aysel diye bi kızcağız vardı. Ailesi Türkiye'ye dönmüş ama izin verilmediği için o Bulgaristan'da kalmıştı. Onu da getirmek için açlık grevi yapmışlardı; falan filan...
    fisher
  • Netekim Aysel'i Türkiye'ye getirmişlerdi bile hatta rahmetli Turgut Özal bu politik malzemeyi iyi de kullanmıştı o zamanlar. Neyse bizim cep herkülü Naim'e yakıştırmışlardı kızı, daha magazin şimdiki boyutlarda diildi o sıralar. Kızın da bu teklifi getiren muhabire yanıtı daha gencim okumak istiyorum falan olmuştu. Bir de o zamanın mizah dergilerinde uzun boyu nedeniyle Aysel'in tavandaki örümcekleri öldürdüğü, Naim'in ise yerdeki böcekleri yumruk darbeleriyle ezdiği görüntü edilmişti. Ne günlerdi daha küçüktük o zamanlar fakat ne hafıza benimki de be arkadaş...
    PiratefreE
  • Naim'e "Aysel'le evlenir misin?" diye abuk bir soru sormuşlardı o zamanlar. O da "Aysel benim dunya ahiret bacım olur." demişti.
    Arroway
  • Dizinin jeneriğinde ezan okuyan bir imam vurularak ezanına antrak vermek zorunda bırakılıyor, bizlere "var ya bi istesek bir saatte sofyadayız, on dakikada gümülcünedeyiz" gibisinden yemek masasında stratejik açılımlar yapmamız sağlanıyordu. Babamın tuzluğu yunanistan, biberliği bulgaristan yapıp kaşıkla yarma operasyonu yaptığı günleri unutmam. Unutamadığım bir başka sahne de Türk çocuğuna işkence eden Bulgar öğretmen idi. Bulgar andında "Bulgarım, doğruyum, pırlantayım, alemlerin prensi benim" demeyi reddeden şerefli türk çocuğunu öğretmen nush, tekdir hiyerarşisine dinlemeden "bulgarım diyeceksin" diyerek kötek e tabi ediyordu. Çocuk ise dayaktan yüzü gözü şişmiş, tokadı, şamarı yedikçe: "Ben Türküm!" (tükürürcesine) diye hönkürüyordu. Bu dokunaklı sekans o kadar uzun sürmüştü ki çocuk dayaktan şımarmış, kıçının başının ayarı kaçmış idi. En sonunda şamar atmaktan ayaları köseleye, meşin e dönen hoca "oeeeeh" i koyuveriyor, seri adımlarla uzun koridor u terkediyordu. Ertesi gün bizim sınıfta bir takım baskı etnik gruplara mensup çocuklar andımızda yamuk yapacak mı diye baktım, yapmadılar. Demek ki asil, doğru, dürüst, çalışkan bizdik, bundan şüphe dahi etmemeli, şüphe edebilirler diye allahın günü bunu haykırmalı idik.
    Cornholio
  • O Aysel türkiye'ye geldikten sonra "bulgar casusuymuş abi" diye söylenti çıkmıştı da, milletçe ne kadar angut olduğumuza bir kez daha kani olmuştum.
    Fyer