Küçük Ev

  • Televizyonda tek kanal varken her pazar karşısına yapışırdık bu dizinin Mary ve Laura'nın serüvenlerini seyredicez diye. Laura zıpır görünürdü ama aslında saftoriğin tekiydi. Mary ise sinsi bi tipti. Uslu gözükür ama saman altından su yürütürdü. Onun usluluğu yüzünden arasıra evde benim de huzurum bozulurdu. Örnek gösterilirdi, kızardım.
    Pachamama
  • Bu dizi kaç sene sürdü merak ederim, çünkü önceleri esas adam Charles Ingles'dı, yani ailenin babası, tabi bi de sarışın, fedakar anne vardı. Laura, Mary falan evin neşesi, ufak çocuk rollerindeydiler. Sonra büyüdü bunlar, Mary kör olup, yine kör başka bi adamla evlendi, sonra Laura da evlenip öğretmen oldu. Bu arada Charles Ingles, başka bi kasabaya taşınıyoz biz artık hanımla diyip diziden ayrılmıştı. Uzun lafın kısası dizideki ufaklıkların büyüyüp başrolleri devraldıklarını ilk o dizide gördüydük, sonra Yalan Rüzgarı, Cesur ve Güzel şeklinde günümüze kadar devam etti işte.
    witchie
  • Gece olunca evi uzaktan gösterirlerdi, tüm ışıklar bir bir sönerken herkes teker teker birbirine “iyi geceler” derdi.
    Bono
  • O diziden bize kalan tek yadigar bu iyi geceler muhabbetidir. Ailecek yatarız, ben ve kardeşim başlar: İyi geceler Küçük Jon, iyi geceler Elizabet, iyi geceler Mary, iyi geceler Mike, iyi geceler küçük Bo, iyi geceler ceyar... böle devam eder. Taaa ki annem hadi yeter uyuyun diye bağırana kadar.
    noHut®
  • Babaları her yıkanmadan sonra çocuklara "kulaklarının arkasını yıkadın mı?" diye sorardı. Niye olduğunu çok merak ederdim, bunların kulak arkaları leş gibi oluyordu herhalde kırda bayırda koşmaktan.
    moss4
  • Dizinin sonunda parababalarının eline geçmesin diye, kasabayı havaya uçurup yabancı diyarlara göçmüşlerdi topluca. Çok takdir etmiştim, çoook...
    mayapan